Abdullah ÇATLI'nm Mehmet Özbay kimliğini kullandığını bilip bilmediği sorulduğunda,
Abdullah ÇATLI'nın Mehmet ÖZBAY kimliğini kullandığını bilmediğini, Abdullah ÇATLI olarak tanıdığını,
Tuncay GÜNEY'le yapılan mülakatta; Veli KÜÇÜK'le bağlantılı olan Drej Ali'nin kendisine, Abdullah ÇATLI'yı getirdiğini ve bu şahsa Mehmet ÖZBAY kimliğinin verildiğini beyan etmiştir.
-Bu bağlamda Abdullah ÇATLI'yı, Tuncay GÜNEY'e kendisinin götürerek Mehmet ÖZBAY kimliği verildiği anlaşıldığı söylenerek ifadesindeki çelişki sorulduğunda,
Böyle bir durumun olmadığını, iddiaları kabul etmediğini, Tuncay GÜNEY'i tanımadığını,
Kaza günü Abdullah ÇATLI'nın içersinde bulunduğu mercedes marka aracı takip edip etmediği, etti ise kimlerle birlikte takip ettiği sorulduğunda;
Böyle bir şeyin olmadığını, istanbul'dan Susurluk Adliyesine gittiğini, olay yerine gitmediğini,
Kaza olduktan sonra Mercedes marka araçtan bir çanta alıp almadığı, aldı ise bu çantayı ne yaptığı, çantanın içersinde ne olduğu sorulduğunda;
Bu konuda hiçbir bilgisinin olmadığını,
Tuncay Güney'le yapılan mülakatta; Veli Paşa'mn Giresun'da olduğu dönemde, birlikte oturup sohbet ettiklerini, yanlarında oranın kurmay başkanı, bir de albayın bulunduğunu, televizyonda Veli KÜÇÜK'le ilgili bir haber dinlediklerini, daha sonra Veli KÜÇÜK'ün "Mehmet AĞAR'da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür arkadaki arabadaydılar, Allah'tan o çantayı Drej Ali aldı, bunu ben kendi başıma mı yapmışım, bu kadar işi veli küçük olarak tek başına n^^jgymışım, yani eğer beni gönderirlerse, ben de konuşacağımı konuşurum" dediğûfl^
Kaza yerine ilk giden şahsın Drej Ali olduğunu, Veli paşa'nm orada bulunan görevlileri arayarak, cenazenin Drej'e teslim edilmesini söylediğini,
Veli paşa'nın olay sonrasında "Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" beyanları sorulduğunda;
Kesinlikle reddettiğin, böyle bir şeyin olmadığını,
Abdullah ÇATLI'nın cenazesini teslim alıp almadığı sorulduğunda;
Abdullah ÇATLI'nın cenazesini teslim almadığını, zaten hukuki olarak ta bunun mümkün olmadığını, sadece cenazenin Nevşehir'e götürülmesinde eşlik ettiğini,
Tuncay GÜNEY ile yapılan mülakatta; Drej Ali ile bu konuda sohbet ettiğini, Drej Ali'nin "Abdullah ÇATLI yemek yediğimiz faturalardan harcadığımız fişlere kadar notlarını tutardı" diyerek bütün belgelerinin çanta içersinde olduğunu, çantayı "yukarıya abiye gönderdim" diyerek Veli KÜÇÜK'e gönderdiğini ima ettiğini beyan ettiği söylenerek; bu bağlamda Tuncay GÜNEY hakkında olan beyanları sorulduğunda;
Kesinlikle bu beyanın yalan olduğunu, çünkü o tarihte Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını,
Korkut EKEN'i tanıyıp tanımadığı sorulduğunda;
1982 yılında Ankara ilinde Kent Otelde tanıştığını, daha önceden tanımış olduğu emekli hakim olan Tahir İLHAN vasıtası ile Korkut EKEN'le tanıştığını, Tahir İLHAN ile birlikte Kent Otele gittiğini, Lobide Korkut EKEN ile karşılaştıklarını, daha önceden kendisini tanıyan Tahir İLHAN'ın Korkut EKEN ile tanıştırdığını, ara sıra özel günlerde telefonlaştıklar mı, ayrıca 1991-1992 tarihlerinde İstanbul'a geldiğinde bir kere görüştüklerini, bu görüşmede yemek yediklerini, Korkut EKEN'e araba lazım olduğu için bir araba ve şoför verdiğini, işini gördükten sonra aynı günün akşamı geri geldiğini, belki bir iki sefer daha görüşmüş olabileceğini beyan etmiştir.
*31.10.2007 günü saat: 12.10'da Korkut EKEN ile yaptığı telefon görüşmesinde; A.YASAK'ın "abilerin abisi nasılsın?" "şimdi gene, bize bir vazife çıktı, senle bana" "abi gene vatan millet sakarya" dediği, K.EKEN'in "nedir" diye sorduğu, A.YASAK'ın "şeyleri kurdular ya, sana bahsetmiştim atm makinası, bankamatikler vardı" "benim Hakan diye bir kardeşim var orda. hem şirketin yüzde 36 hissedarı hem de orda şirketin ceosu" "Hakanla bir şey geliştiriyoruz, mehmetçik vakfına nasıl faydalı oluruz, şimdi bu ATMTeri Mehmetçik Vakfına para kazandırmak kaydıyla mehmetçik vakfı üzerinden ordu evlerine, askeriyelere kurmak, bir hesap çıkardılar şimdi bir fizibilite çıkardılar." "her sene her sene 10 milyon dolar civarı mehmetçik vakfına 1 lira koymadan para kazandıracağız, varsa türkiye'de böyle bir kuruluş mehmetçik vakfına para kazandıran, "ben istiyorum sen de bu işin içinde ol" "ben istedim ki bu iş senin benim vasıtamla olsun, en üst seviyede olsun, bu paralar daha böyle bir şey yok bir de bunu daha da arttıracağız birşeyler yapacağız, tamam mı abi? faydamız olsun abi. illa silahı alıp dağa çıkmakla olmuyor" dediği telefon görüşmesinde;
Görüşmede geçen Hakan..? ın kim olduğu sorulduğunda;
Hakan'ın; ingiltere'de okuyan oğlunun ingiltere'de kaldığı evin sahibinin teyzesinin oğlu olduğunu, oğlunun bu şahısların evinde kalması sebebi ile Hakan 'ı tanıdığını, Hakan 'ın ingiltere'de ATM makineleri kurduğunu,
Görüşmede bahsi geçen ATM konusu ve böyle bir konu için Korkut EKEN'den yardım istemesinin nedeni sorulduğunda;
Hakan'ın Türkiye'de bir şirket kurduğunu, bu şirketin bağımsız olarak ATM makineleri sattığını, kendisinin de bir bölge bayiliği almak istediğini, Atmlerin tanesinin 12.000 Dolara satıldığını, belli bir komisyonun makineyi satan kişiye verildiğini, ayrıca makinenin kurulu olduğu yerde yapılan bir işlemden küçük bir miktarda kii^ffa^a^^^rmaya aktarıldığını, görüşmede mehmetçik vakfına gidecek para olarak bahsemği o~layıtftü!&; Mehmetçik Vakfı bu
£2
ATM'leri almada aracı kuruluş olursa veya çeşitli yerlere kurulmada aracı olursa bu şekilde Mehmetçik Vakfına para gideceğini konuştuklarını, daha sonrasında projenin olmadığını, çünkü teklifi verdikleri şirketin kabul etmediğini,
İlimiz Bahçelievler ilçesi Çalışlar Caddesi Neyzen Sokak Ahmet Engin Apartmanı No:6 Daire: 10 sayılı ikametinde yapılan aramada bulunan;
-(1) adet Pietro Beretta marka 7.65 mm çaplı, Sema YASAK isimli şahıs adına düzenlenmiş ruhsat tarihi geçmiş tabanca, (2) adet bu tabancaya ait şarjör ve şarjörlere basılı vaziyette toplam (20) adet fişek,
-(20) adet 7.65 mm çaplı dolu fişek,
-(2) adet Aselsan marka 404059406 ve 4004059521 seri numaralı el telsizi, -(31) adet cd sorulduğunda;
Tabancanın eşine ait ruhsatlı tabanca olduğunu, ruhsat süresinin geçtiğini, ancak karakola ruhsat süresi geçmeden önce müracaat ettiklerini, evrakın tamamlanmasını beklediklerini, fişeklerin de bu tabancaya ait olduğunu,
Telsizlerin ise, çocuklarının kullandığı küçük mesafeli 1 km'den fazla çekmeyen oyuncak telsizler olduğunu,
İkametinde bulunarak el konulan 55 numarası verilen cd'de telsizli ve silahlı şahısların görüntülerinin olduğu görülmüş, Cd'deki görüntüler A-4 kağıdına bastırılıp şahıslar Ali YASAK'a gösterilerek sorulduğunda;
Resimdeki şahısların oğlu Halil YASAK'ın arkadaşları olduğunu, resimdeki yerin de eskiden sahibi olduğu Saroz'a bağlı Sazlıdere köyünde bulunan çiftliği olabileceğini,
b) Savcılık ifadesinde;
Suçlamayı reddettiğini, böyle bir örgüt ile her hangi bir irtibatının olmadığını, böyle bir terör örgütü ile irtibata geçmediğini, bu örgüt tarafından kendisine sunulmuş bir proje yada kendisinin örgüte sunduğu bir projenin olmadığını, kendisine gelen bir yazının da olmadığını, 1991 yılında Ukrayna ya iş yapmak için gittiğini, Pak mayanın disbiritörlüğünü aldığını, Pak mayanın sahibinin ENGİN PAK olduğunu,
Gözaltında bulunan kişilerden VELİ KÜÇÜK ve SAMİ HOŞTAN ı tanıdığını, SAMI HOŞTAN'ın Beykoz'da ki evine hiç gitmediğini, Sami HOŞTAN'ın, kardeşinin düğününe geldiğim, bu nedenle düğünde gördüğünü, özel günlerde telefonlaştıklarını, bildiği kadarı ile SAMI HOŞTAN'ın gazinoculuk yaptığını, herhangi bir iş ilişkisinin olmadığın,
VELİ KÜÇÜK ile Eminönü'nde bir lokantada karşılaştığını, Veli KÜÇÜK'ün o zamanlar resmi elbiseli ve görevde olduğunu, ancak nerede görev yaptığını bilmediğini, onun dışında başka bir ilişkisinin olmadığını, bunun dışında Veli KÜÇÜK ile daha derinlere dayanan bir ilişkinisin olmadığını, bu kapsamda Susurluk kazası sonrası ABDULLAH ÇATLI'nın kaza yaptığı çantayı VELİ KÜÇÜK'e götürmediğini, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile hareket etmediğini,
Kaza olduğu esnada İstanbul da olduğunu, SEDAT BUCAK'ın şoförü GANI'nin kendisine telefon açarak, "Ağa gil kaza geçirdi. Ağabey gelebilirseniz gelin" dediğini, Gani'nin, SEDAT BUCAK'ın babasın yakın dostu olduğunu bildiği için kaza sonrası kendisini aradığını, İstanbul dan şoförü TUNCAY KALAYCI ile birlikte Susurluk'a gittiğini, yolda her hangi bir yerde durmadığını, olay yerine gitmediğini, direk adliyeye gittiğini, gece saat 3-3,5 civarında susurlukta olduğunu, kaza mahalline hiç gitmediğini, şoförünü de hiç göndermediğini, SEDAT BUCAK'ın şoförünü görmediğini, çünkü SEDAT'ı istanbul a naklettiklerini, şoförün de onunla gittiğini, kendisinin de ABDULLAH ÇATLI'nın cenazesin eşlik ederek Nevşehir'e gittiğini, Nevşehir'e ABDULLAH ÇATLI'nı cenazesini götürdükten sonra yani öğleden sora cenaze defnedildikten sonra akşama doğru istanbul a döndüğünü, kaza mahallinden her hangi bir şey almadığını, VELİ KÜÇLJK^bir^ev teslim etmediğini, zaten o tarihte VELİ KÜÇÜK'ü tanımadığını, VELİ KÜÇpK^emeki-i olduktan sonra İstinye
—. -v 2 281 5* %t^p^- —
( O % t'' yT
* l t fi *
de Avcılık ve Atılıcılık kulübende bir kez görüştüğünü, Istinye Avcılık ve Atıcılık Kulübüne hayatı boyunca 3-4 sefer gittiğini, VELİ KÜÇÜK ile SAMİ HOŞTAN arasındaki diyalogu bilmediğini, birbirlerini tanıyıp tanımadığını bilmediğini, aynı ortamda hiç bulunmadığını,
TUNCAY GÜNEY'i tanımadığını, İsmini de ilk kez duyduğunu, ülkenin Anayasa düzeninden her hangi bir rahatsızlığının olmadığını, TUNCAY GÜNEY ile yapılan mülakatta söylediği örgüt ile ilgili bir ilgisinin ve alakasının olmadığını,
EŞREF HATİPOĞLU VE HALİL İBRAHİM AKAR'ı tanımadığını bu şahıslar vasıtası ile de her hangi bir iş takibi yapmadığını, bu kişileri aracı olarak kullanmadığını,
Susurluk kazası sonrası Susurluk Adliyesine gittiğinde SAMI HOŞTAN, AYHAN ÇARKIN ve isimlerin hatırlamadığı bir çok insanın olduğunu, SAMİ HOŞTAN'ın da kendisi gibi haber alıp oraya geldiğini, Kaza sonrası kendisinin ve Sami HOŞTAN'ın orada olmasının hayatın olağan akışına ters olmadığını, nomral olduğunu, TUNCAY GÜNEY'in hakkında verdiği ifadelerin hiç birisini kabul etmediğini, Susurluk kazası esnasında kaza yapan aracı takip ettiği iddiasının doğru olmadığını, olay yerinden her hangi bir şekilde çanta veya örgütsel doküman alıp olay yerinden uzaklaştırmadığını,
1982 yılında KORKUT EKEN'i tanıdığını, KORKUT EKEN'in askerde yarbay rütbesinde olduğunu, bunu kendisine tanıştıran TAHİR İLHAN'ın söylediğini, Ankara 'da kent otelde tanıştıklarını, kendisi ile telefonla görüştüğünü, Bu yönde 31.10.2007 günü bir iş münasebeti ile KORKUT EKEN ile görüştüğünü, bu görüşmenin bir iş görüşmesi olduğunu,
Ruhsatlı yada ruhsatsız silahının olmadığını, silahsız dolaştığını, herhangi bir düşmanının da olmadığını, ERGENEKON ve LOBİ yapılanmalarını duymadığını, karşı olduğu ve benimsemediği bir grupla huzurda olmak istemediğini, bu durumdan utandığını, bu şekildeki bir örgütlenmeyi tasvip etmediğini, gözaltına alınan kişilerin çoğunu gözaltına alınınca gördüğünü, Ayhan ÇARKIN VE ZİYA BANDIRMALIOĞLU'nu SEDAT BUCAK'm yanında resmi koruma olmasından dolayı tanıdığını, kazadan sonra kendileri ile her hangi bir şekilde görüşmediğini, telefon irtibatının olmadığını beyan etmiiştir.
c) Aramada elde edilen deliller;
İlimiz Bahçelievler İlçesi Çalışlar Caddesi Neyzen Sokak Ahmet Engin Apartmanı No:6 Daire: 10 sayılı ikametinde yapılan aramada;
-(1) adet Pietro Beretta marka 7.65 mm çapında F 1418200 seri nolu Sena YASAK isimli şahıs adına düzenlenmiş bulundurma ruhsatlı tabanca (Ruhsat tarihi geçmiş)
-(2) adet bu tabancaya ait şarjör,
-(10) adet şarjöre basılı MKE yapımı 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(10) adet şarjöre basılı MKE yapımı 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(20) adet 7.65 mm çaplı dolu fişek,
-(2) adet Aselsan marka 404059406 ve 4004059521 seri numaralı el telsizi, -(31) adet 1 'den 31 'e kadar numaralandınlmış CD,
-(1) adet Nokia 6161 marka 352743016419367 IMEİ numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette 0507010063630 seri numaralı 0538 840 63 63 GSM numaralı Turkcell sim kart,
-(1) adet Nokia 3110 model 355523018755415 IMEİ numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette 0701220061621 seri numaralı 0532 702 05 05 GSM nolu sim kart.
İlimiz Kartal ilçesi Şamandıra Abdurrahmangazi Mahallesi Rahmet Caddesi Ağaoğlu Villaları (My Village) P3-Pa No:7 sayılı ikametinde yapdan aramada;
-(1) adet Nokia 1112 marka 352298/01/314625/7 IMEİ numaralı cep telefonu,
d) Telefon görüşmeleri;
31.10.2007 günü saat : 12.10'da Ali YASAK ile Korkut EKEN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ali'nin "Amcaların amcası, ahilerin abisi nasılsın?" "ŞİMDİ GENE, BİZE BİR VAZİFE ÇIKTI. SENLE BANA." "ABİ GENE VATAN MİLLET SAKARYA." dediği, Korkut'un "...Ali nedir, hayırdır iş?" dediği, Ali'nin "Hayır, şimdi biz bu şeyleri kurdular ya benim. Sana bahsetmiştim bu ATM makinası falan filan bankamatikler vardı." "Şimdi benim o Hakan diye bir kardeşim var orda. Hem şirketin yüzde 36 hissedarı hem de orda CEO şirketin CEOSU." "Şimdi biz bir hafta on gündür bu Hakan kardeşimlen bir şey geliştiriyoruz. Bu Mehmetçik vakfına nasıl faydalı oluruz. Şimdi bu ATMTeri Mehmetçik Vakfı üzerinden Mehmetçik vakfına para kazandırmak kaydıyla, Mehmetçik Vakfı üzerinden ordu evlerine, askeriyelere kurmak. Bu yapılan bir hesap çıkardılar şimdi bir fizibilite çıkardılar." "Her sene her sene 10 Milyon Dolar civarı Mehmetçik vakfına I Lira koymadan para kazandıracağız. Varsa Türkiye'de böyle bir kuruluş Mehmetçik Vakfına para kazandıran. "Ben istiyorum sen de bu işin içinde ol. Bir katkımız olsun. Şimdi bunun başında Hasan MEMİŞOĞLU diye bir emekli Korgeneralimiz varmış." dediği, Korkut'un "Hasan MEMİŞOĞLU değil, emekli Tümgeneral var Melih TUNCA diye." dediği, Ali'nin "Esas işler Melih Paşa da bitiyor diyorsun." "Şimdi Hakan'ın gidip en üst seviyede, şimdi alttan bize ulaşmaya çalışıyorlar ama ben istedim ki bu iş senin benim vasıtamla olsun. En üst seviyede olsun. Bu paralar daha böyle bir şey yok bir de bunu daha da arttıracağız birşeyler yapacağız. Tamam mı abi? Faydamız olsun abi. İLLA SİLAHI ALIP DAĞA ÇIKMAKLA OLMUYOR." dediği, Korkut'un "Ali döneyim de onu bir buluşalım biz." dediği, Ali'nin "Yani bu işe biraz çok ciddi eğil ve bu taraf hazır." dediği, Korkut'un "Merak etme sen." dediği,
e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün, Ali YASAK ile ilgili beyanları,
Ali YASAK'ı tanıdığını, iki kez karşılaştığını, birincisinin Eminönünde bulunan Hamdi Et lokantasında, lokanta sahibi, Hamdi ARPACI nin yanında gördüğünün, bir kez de istanbul avcılık ve atıcılık kulübünde gittiği bir yemekte karşılaştığını, ayrıca Ali YASAK'ı Yeditepe Üniversitesinde de bir kez gördüğünü, ama ne amaçla orada olduğunu bilmediğini,
Şüpheli Sami HOŞTAN'ın Ali YASAK ile ilgili beyanları,
Drej Ali lakaplı Ali YASAK'la, kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde tanıştıklarım, kendisi ile herhangi bir işi olmadığını, susurluk olayı nedeni ile yattığı cezaevinden 2002 yılında çıktıktan soma Bakırköy' deki ofisine geçmiş olsun demeye geldiğini beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT'un, Ali YASAK ile ilgili beyanları;
ALİ YASAK'ı (DREJ ALİ'yi) mafya faaliyetleri içinde olan birisi olarak basında yazılan çizilenlerden okumuş duymuşluğu olduğunu, onun dışında görüşmesinin olmadığını, Sultanahmet'te kafeteryası olduğunu duyduğunu, Ali YASAK'a mafya diyeninde olduğunu, işadamı diyenin de olduğunu, yakınen kendisini tanımadığını,
f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheliler Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK ten elde edilen BİRLEŞİK KOMİN isimli örgütsel içerikli dokümanda,
Birleşik Komün Girişim İstanbul 27 Haziran 2000-06 operasyon isimli dokümanın yapılan incelemesinde:
"Sayın Ali YASAK
Öncelikle son derece memnuniyet verici içten yaklaşımlarınızın titiz ve ciddi bir dikkatle değerlendirmeye alındığını bilmenizi isteriz.
Ticari girişim önerileriniz kurumumuza bir rapor olarak sunulmuştur Raporîâîda yer
alan önerdiler dayanışma prensipleri ile değerlendirilmiştir. / ^~zr~~^~~^~-> -"
Özetle ifade edilen hususların dikkate alınması önemle rica edilir. Başarılı çalışmalarınızın devamlılığını dileriz
EK"de bilgilerinize sunulan "LOBİ" kodlu doküman "Birleşik Komün"ün amaçlarını açıklıkla ortaya koymaktadır.
Saygılarımızla Birleşik Komün"
Şeklindeki örgütsel içerikli dokümanlardan da şüpheli ali Yasak ın ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN içerisinde bulunduğu ve yazı içeriğinden şüphelinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE teklif mahiyetinde projeler ibraz ettiği ve bu projlerin ERGENEKON tarafından değerlendirilip kendisine olumlu cevaplar verildiği gibi ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sivil yapılanmasını anlatan LOBİ dokümanında kendisine gönderildiği yazı içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır.
Şüpheli her nekadar beyanlarında Veli KÜÇÜK'ün ile irtibatlarının bulunmadığını beyan etmişisede, Tuncay GÜNEY in beyanlarını şüpheli kısmen kabul etmektedir.gerek Tuncay GÜNEY beyanları gerek sede Arnavut sami kod Sami HOŞTAN la olan örgütsel irtibatları zaman zaman Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ile görüşmeleri, MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın kontrol altına alınıp tek elden yönetilmesi, Arnavut sami kod Sami HOŞTAN m yukanda Mafya bölümünde anlatılan lider konumunda olması ve tüm illegal işlerle uğraşan kişilerin Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ile irtibatlan, susurluk kazasında cenazeyi almaya gitmesi ve Tuncay güneyin beyanları göz önüne alındığında,
Şüpheli Ali YASAK'ın ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, mafya yapılanmasında yer aldığı anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir..
39-ŞÜPHELİ VATAN BÖLÜKBAŞOĞLU
a) Emniyet ifadesinde özetle;
Kendisinin, 1984 yılında Çanakkale ilinde doğduğunu, ilk orta ve lise öğrenimimi Çanakkale ilinde tamamladığını, 2004 yılında askere gittiğini, Askerlik hizmetini Kütahya ve Ankara illerinde yaptığını, 2005 yılında terhis olduğunu, terhis olduktan sonra izmir ilinde Sarı Zeybek özel güvenlik kursundan Silahlı Özel Güvenlik Sertifikası aldığını, ancak özel güvenlik dalında herhangi bir işte çalışmadığını, 2 yıl süre ile çeşitli işlerde çalıştığını, 2007 yılı Nisan veya Mayıs aylarında Yıldız Mühendislik isimli inşaat Şirketinde işe başladığını, geçimini bu şekilde temin ettiğini, bu işe arkadaşı olan Murat YILDIZ' ın vasıtası ile girdiğini, çalışmış olduğu şirketin arkadaşı olan Murat YILDIZ' ın dayısı Cihat YILDIZ' a ait olduğunu, halen Çanakkale ilinde ikamet ettiğini, pasaportunun olmadığını ve hiç yurt dışına çıkmadığını beyan etmiştir.
Kullanmış olduğu elektronik posta (E-Mail, Messenger) adresleri sorulduğunda;
Kendisinin çok fazla elektronik posta adresinin olduğunu, bunlann sayısının yaklaşık olarak 150-200 civannda olduğunu, sık olarak kullandığı 3 tane elektronik posta adresinin; vatanbolukbasoglu@hotmail.com, ankara@yildizmuhendislikproje.com ve tcergenekon@gmail.com adresi olduğunu
Herhangi bir dernek, vakıf, siyasi parti vb. bir oluşuma üye olup olmadığı sorulduğunda;
Tarihten yaklaşık olarak 3,5 ay kadar önce Çanakkale AK Pqj-t{ II Teşkilatına üye olduğunu, AK Partinin siyasi geleceğini iyi gördüğünü ve ılegme siy'Q~şJ£te atılabileceği
düşüncesi ile bu partiye üye olduğunu, başkaca bir dernek veya bir kuruma üyeliğinin bulunmadığını,
Kendisine sorulan şahıslardan;
Haydar ÖZÇELİK'ın kendisinin Çanakkale deki çalıştığı iş yerinde kalfası olduğunu, şahıs ile 2007 yılı yaz aylarında tanıştığını ve yaklaşık olarak 3 ay birlikte çalıştıklarını,
Hakan KURBAN'ın sanal ortamda tanıştığı bir kişi olduğu ve yaklaşık olarak 1-2 aydır tanıdığını, şahıs ile herhangi bir şekilde yüz yüze ve telefon ile görüşmesinin bulunmadığını, şahıs ile birlikte yabancı siteleri hacklediklerini,
İzzet YILMAZ ile sanal ortamda yaklaşık olarak 1 yıldır görüştüğünü, şahıs ile yüz yüze görüşmediğini, ancak telefon ile birkaç defa görüşmüş olabileceğini, bu şahıs ile de hack işleri yaptıklarını,
Mehmet Samet KARŞANBAŞ isimli şahıs ile de yaklaşık olarak 8-9 aydır sanal ortamda tanıştıklarını, şahıs ile yüz yüze görüşmediklerini, telefon ile görüşmelerinin olabileceğini, sorulan diğer şahısları tanımadığını,
Veli KÜÇÜK'ü internette çıkan haberlerden dolayı tanıdığını, şahıs ile herhangi bir tanışıklığının ve görüşmesinin olmadığını,
Sevgi ERENEROL' u internette çıkan haberlerden tanıdığını,
Ali YASAK'ı Kürt Mafyası olarak okuduğu haberlerden bildiğini,
Sedat PEKER'i Öztürkler.com'dan bildiğini, siteyi Sedat PEKER'in kurduğunu öğrendiğini, bunu öğrenmesi üzerine siteden ayrıldığını,
"ERGENEKON" adlı oluşum hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda;
Ergenekon 'un herkesin bildiği gibi Türk Milletinin çıktığı yer olarak bildiğini, mail adresinin de bu nedenle "Ergenekon"olduğunu, ayrıca Ergenekon isimli oluşum hakkında internetten okuduğu haberlerden dolayı bilgisinin olduğunu, Okuduğu haberlerden Ergenekon'un aşırı ırkçı Türk Mafyası olduğu kanaatine vardığını, ancak kendisinin kesinlikle böyle bir oluşumla ilgisinin olmadığını,
"LOBİ" isimli yapılanma hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda;
Kendisinin "Lobi" olarak anılan oluşumdan herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Kuvayi Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hakkında bilgisi ve derneğe üye olup olmadığı soruldu;
Sorulan dernekler hakkında internetten haberler okuduğunu, ancak herhangi bir üyeliğinin ve ilgisinin olmadığını, söz konusu derneklerin yapmış olduğu faaliyetlere de katılmadığını,
"ÖZEL BÜRO" isimli oluşumla ilgilisi ve bilgisi sorulduğunda;
Özel Büro isimli oluşumla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını,
31.01.2008 günü saat 01.10'da "Rose Alone" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Gülnihal SÖZAY olduğunu, şahsın Çanakkale lisesinden arkadaşı olduğunu,
Görüşmede neden "ARTIK YAZAMIYORUM. ERGENEKON DAVASI SEBEBİ İLE" şeklindeki yazı sorulduğunda;
Kendisinin beyanlarının tamamen hayal gücü olduğunu ve bu beyanları tamamen salladığını,
Aynı görüşmede geçen "GERÇEK İSMİM GÜVENLİK SEBEBİYLE AYRIK." derken neyi kastettiği sorulduğunda;
Aynı görüşmede geçen "Gizlenen gerçekler. FethuIIahçı Polislerin, ASKERİ KURUM ERGENEKON'U KARALAMASI HAKKINDA" şeklindeki yazı sorulduğunda;
Kendisinin bahsi geçen yazıyı acikistihbarat.com'dan aldığını, konunun tamamen hayal gücünden ibaret olduğunu,
Aynı görüşmede geçen "RAMAZAN AKYÜREK. EGM İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANI VAR İŞİN İÇİNDE." "SAKLANAN GERÇEKLER, HEDEFİMİZE AZ KALDI..." yazısı sorulduğunda;
Bu yazıyı da aynı şekilde açık istihbarat.com'dan kopyaladığını, hiçbir amaç gütmediğini,
Ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının olup olmadığı sorulduğunda;
Kesinlikle kendisine ait ruhsatlı veya ruhsatsız bir silahının olmadığını, ancak 2002 yılında babasının aldığı ve halen ikamet ettiği adreste bulunan ve hiç kullanmadığı bir adet havalı tüfeğin bulunduğunu,
37.01.2008 günü saat 01.20'de "Yaşlı Ruh(st)" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme içeriğinde geçen "EGM İSTİHBARAT ŞB. BAŞKANINA SUİKAST YAPICAZ. BAZI BİLGİLER LAZIM, İLERİ DOĞRU. ZAMANI GELDİ. VELİ PAŞA İÇERİ ALINDI. BU ŞART OLDU." Şeklindeki içerik sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Abdülsamet KARŞANBAŞ olduğunu, görüşme esnasında Ramazan AKYÜREK'in isminin aklına geldiğini, ve tamamen gırgır amaçlı yapıldığını, herhangi bir ciddiyetinin olmadığını, görüşmenin tamamen hayal gücü olduğunu,
31.01.2008 günü 01.21 sıralannda "CaCa" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşmenin içeriğinde geçen; "KONU MÜHİM. VELİ PAŞA'NIN EMRİ İLE DEVLET SIRRIDIR. VELİ PAŞA ŞUAN İÇERİDEDİR." Konusu sorulduğunda;
Görüşmeiyi izzet YILMAZ ile yaptığını, Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını kendisine hiçbir kimsenin bu konuda herhangi bir talimat vermediğini, görüşme yaptığı şahısların kendisiyle dalga geçeceklerini bildiği için bu şekilde görüşme yaptığını, görüşmeyi gır gır ve gizem amaçlı devam ettirmek için bu şekilde görüşmeler yaptığını, "Bizimkiler" diyerek kastettiği herhangi bir kimse veya grubun kesinlikle olmadığını,
Yine aynı görüşmede CaCa'mn "ABİLERİMİZ DE UĞRAŞMAK İSTEMİŞ AMA BİZİM BÜYÜKLER ENGEL OLMUŞ, SÖYLENİLENE GÖRE." yazdığı, kendisinin ise "ABİNLER UĞRAŞMAK İSTEMEDİLERSE, BİZE YOL AÇSINLAR." "BİTİRELİM İŞİ." şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
izzet'tin görüşmede kendisine ayak uydurmak için bu şekilde, ciddiyeti olmayan beyanlarda bulunduğunu, Abi diye birisinin olmadığını, bu görüşmenin tamamının hayal ürünü olduğunu,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde CaCa'm "ABİ" olarak bahsedilen kişi hakkında "BÜYÜK KENTLERDEN BİRİNİN ÜLKÜ OCAK BAŞKANI" diye bahsettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda;
Görüşmenin yine gırgır amaçlı, ciddiyetsiz bir görüşme olduğunu, Izet YILMAZ'ın kendisine bu şekilde bir beyanda bulunduğunu ancak kendisinin izzet 'e inanmadığını,
Aynı görüşmede tabanca temin etme konusu sorulduğunda;
Kendisinin İzzet'in "Abi" olarak beyan ettiği kişiye inanmadığını, bu nedenle izzet 'in söylediklerini teyit etmek amacıyla bu şekilde bir beyanda bulunduğunu, Silah temin etmek veya almak gibi bir amacının olmadığını,
T.İ.T. olarak bahsettiği ve 13 kişinin yakalandığını beyan ettiği olayın ne olduğu ve T.İ.T hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda;
Kendisinin Türk İntikam Tugayı isimli örgütü internetten okuduğunu, başkaca
herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu örgüt içersinde kesinlikle yer almadığım., görüşmede
izzet'i etkileyebilmek için bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, 13 kışının yakalanması
şeklinde de herhangi bir olayın kesinlikle olmadığını, / , *
__£__=-_- x~ ,1186 fT)3f^P^^~y
Aynı görüşmenin sonlarına doğru "6,35 BULSAM, TORNADA KENDİM SUSTURUCU YAPICAM." "BOZMA YAPSAM, OLAY ANINDA PATLAMAZ DİYE KULLANMAK İSTEMİYORUM." Şeklindeki beyanı sorulduğunda;
Kendisinin hiçbir zaman silah yapmadığını ve yapmayı da bilmediğini, beyan ettiği gibi bu sözlerim tamamen hayal ürünü olduğunu, herhangi bir kişiye suikast yapmasının söz konusu olmadığını,
31.01.2008 günü saat 01.25'te LazurixTM ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme içerisindeki "VELİ PAŞA'NIN EMRİDİR. 1 KİŞİ KALDIRILACAK. DEVLET SIRRI. BU DEVLET OPERASYONUNDA GÖREV ALACAK MISIN?" şeklindeki beyanı sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Hakan KURBAN olduğunu, görüşmeden izzet'inde bilgisinin olduğunu, ancak tamamen hayal ürünü ve gırgır amaçlı olduğunu, Hakan KURBAN'ın İzzet YILMAZ'a kendisinin beyanlarımı söylediğini,
Aynı görüşmede geçen "BAŞARIRSAK... GÜN BİZİM GÜNÜMÜZ, DEVLET BİZİM DEVLETİMİZ, KANUN BİZİM KANUNUMUZ OLACAKTIR." yazdığı, Lazuriştm'nin ise "O DEDİĞİN ANCAK BAŞBAKANI KALDIRIRSAK OLUR." Şeklindeki beyanı sorulduğunda;
Görüşmede geçen ve kaldırılacağı düşünülen kişinin Ramazan AKYÜREK olduğunu, ancak böyle bir olayın kesinlikle gerçeğe dönüştürülmek amacıyla yapılmış bir görüşme olmadığını, sadece gırgır amaçlı yapılmış bir görüşme olduğunu,
Mehmet Ali BİRAND'a karşı herhangi bir suikast hazırlığı yapıp yapmadığı sorulduğunda;
Kendisinin Mehmet Ali BIRAND 'ın sunduğu haberleri izlemekten hoşnut olmadığını, şahsı kesinlikle sevmediğini, bunu birçok kişiye söylediğini, durumu Ailesinin ve yakın arkadaşlarının bildiğini, sanal ortamda yapmış olduğu görüşmelerde de bu şekilde beyanlarının olabileceğini,
Tıpkı Ramazan AKYÜREK'te olduğu gibi, Mehmet Ali BİRAND hakkında da makara amaçlı görüşmesinin olabileceğini, kendilerinin bir çok kişi hakkında bu şekilde gırgır amaçlı görüşmelerinin olduğunu, kendisini hiç kimsenin yönlendirmediğini ve kimseden talimat almadığını,
28.11.2007 günü 12.45 ve 13.04 saatlerinde, 08.12.2007 günü saat 17.25'te,
-
günü 12.40, 14.33 ve 14.38 saatlerinde, 01.01.2008 günü saat 15.24'te,
-
günü 13.29, 13.40 ve 15.42 saatlerinde Haydar ÖZÇELİK ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde geçen Haydar ÖZÇELİK'TEN silah ve fişek temin etme konusu sorulduğunda;
Kendisinin bir inşaat şirketinde çalıştığını, çalıştığı yer ile kaldığı yer arasında 20 km kadar bir mesafe bulunduğunu, kendisinin her gün üç defa o yoldan gidip geldiğini, Bu şekilde gidip gelirken birkaç defa aracının bozulduğunu ve yolda kaldığını, Bu nedenle kendisini korumak için ses çıkartacak bir tabanca almayı düşündüğünü ve bu görüşmeyi yaptığını, başkaca herhangi bir amacının olmadığını,
Haydar ÖZÇELİK'in silah temin edeceği kişi sorulduğunda;
Haydar ÖZÇELİK'in kendisine silahı başka birinden alacağını söylediğini, ancak bu şahıs hakkında kendisine bilgi vermediğini, hatırladığı kadarıyla bu şahsa bir defa "REİS" ve "VEIS" diye hitap ettiğini, ancak net olarak hatırlayamadığını, kendisinin herhangi bir kişiden silah temin etmediğini,
08.12.2007 günü saat 18.14'te Ferdi COŞKUN ile yaptığı telefon görüşmesin de
Bu olayda herhangi bir silah ticareti konusunun olmadığını, kendisinin silah almak konusunu Ferdi 'ye de açtığını, kendisinin kesinlikle silahının olmadığını, herhangi bir silah alım satımı yapmadığını, böyle bir girişiminin de olmadığını,
22.12.2007 günü saat 14.40'ta Tamer...? isimli şahısla yapmış olduğu telefon
görüşmesin de geçen "Tamer makinenin sahibi orda değilmiş. Bursa işi donduruldu beni.
Vallahi makineyi ayarlayabilseydim gelecektim oraya." Şeklindeki beyanı sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Tamer YİĞİT olduğunu, konunun Haydar 'la görüştüğü ses tabancası olduğunu, Tamer YİĞİT'in Bursa'da olmasından dolayı şahıstan silahı alıp kendisine getirip getiremeyeceğini sorduğunu, ancak silah işi olmadığı için böyle bir olayın gerçekleşmediğini,
24.01.2008 günü saat 15.45'te X Şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesin de
geçen "ÇEKİRDEK - ÇEREZ" tabirlerini kullanarak 7.65 tabanca mermisi istedikten soma
"ANKARA'DA KARIŞIK ZATEN. BEN ERGENEKON'DAN BİR AYARLAYAYIM
DEDİM DE NEYSE. BEN BAKARIM O ZAMAN." Şeklindeki beyanı sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin izmir'de bulanan dayısı Tayfun AKA olduğu, kendisinin dayısından Gürbüz USTAOĞLU'na hediye etmek için 7.65 silah mermisi istediği, Gürbüz USTAOĞLU'nun kendilerinin beton aldığı, beton santralcisi bir şahıs olduğu, şahsın 7.65 mm çaplı ruhsatlı tabancasının olduğunu ve bu silahı kendisine bir defasında gösterdiğini, kendisinin de şahsa hediye etmek amacıyla dayısından fişek istediğini, bildiği kadarıyla dayısının resmi olarak mermi aldığı yerlerin olduğu, bunun için dayısını aradığını,
21.12.2007 günü saat 22.31'de Cihat...? isimli şahısla yapmış olduğu görüşmesinde "Normal ve temiz hat" konusu sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin patronu Cihat YILDIZ olduğunu, patronunun bu şekilde beyanda bulunmasının amacının telefonda çok fazla kontür harcanması olduğunu, Cihat'ın şirket sahibi birisi olduğunu, bu tür bir düşünceyle böyle beyanlarda bulunacak birisi olmadığını, görüşmede geçen araç konusunun Haydar'dan almayı planladığı ses tabancası konusu olduğunu, Cihat 'ın eşine de bir tane alacakları için bu görüşmeyi yaptığını,
Ses tabancasını neden bu şekilde temin etme ihtiyacı duyduğu sorulduğunda;
Kendisinin Haydar'dan normal bir kuru sıkı tabanca istemediğini, kendisinin tabancasının ucu açılmış bir tabanca olduğu, gerektiğinde kullanabilmek amacıyla bu tür bir silah almak istediğini,
Bu tür konuları özellikle sanal ortamda görüşmesinin sebebi sorulduğunda;
Kendisinin sadece MSN'de görüşme yaptığını, telefonda sadece annesi, babası ve patronuyla görüştüğünü, bunun haricinde sanal alemde kendi içinde bir dünyasının olduğunu, bu şekilde görüşme yapmasının özel bir amacının olmadığını,
El konulan bilgisayarların yapılan incelemesi sonucu tespit edilen dosyalarla ilgili ifadesi sorulduğunda;
Kurdish Dil Eğitim Ajanlık Türkiye adlı dosyayı bölücü örgüt adına propaganda yapan siteleri hacklemek için bilgisayarına indirdiğini,
_turan_parlak-sen_daha_cocuktun-roman adlı dosyayı nereden ve ne amaçla aldığını hatırlayamadığını,
Ihd adlı dosyayı bölücü örgüt adına propaganda yapan siteleri hacklediklerinde koyduklarını, başkaca bir amacının olmadığını,
01AwcAXlTY5N4AAAAB AAAAAAAAAAA_[1] adlı dosyayı resmi kendisinin yapmadığını, bilgisayarına da nereden geldiğini bilmediğini,
Bbbb adlı dosyayı kendisinin tasarladığını ve yaptığını, ancak tamamen hayal gücünden ibaret olduğunu, herhangi bir yerde kullanmadığını,
ERGENEKON adlı dosyayı kendisinin tasarladığını, basında çıkan habğzler üzerine
kendisinin böyle bir tasarım yaptığını, f^'f^
// ff
Hackedvtnturk adlı dosyayı siteleri hacklediğinde koyduğunu, başkaca bir amacının olmadığını,
45 adlı dosyayı bir internet sitesinden indirmiş olabileceğini, şahsı ve konunun ne olduğunu bilmediğini,
SKY TURK "YEREL SEÇİMLER" 29 MART 2004" adlı belgeyi ne amaçla hangi siteden indirdiğini hatırlayamadığını,
musaflj adlı belgeyi bazı yerde kitabını gördüğü için merak ettiğinden indirdiğini ancak okumadığını,
6_7_eylul, 16_mart_1978, beyazJhtilal, denizlere, johnsonjnektubu ve Sivas ^cehennemi isimli video dosyalardan denizlere isimli videoyu müziği hoşuna gittiği için indirdiğini, ancak diğer videoları ne amaçla indirdiğini hatırlayamadığını,
Dostları ilə paylaş: |