İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı


- Liderlik Davranışı Süremi



Yüklə 1 Mb.
səhifə12/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   46

3- Liderlik Davranışı Süremi


İlkin Robert Tannenbaum ve Warren H. Schimidt, liderlikte “sürem” ya da spektrum kavramını kullanmıştır. Bu iki araştırmacının yaptığı araştırmalarla liderlik süremi (Leadership Continuum) teorisi gelişmiştir. Onlar, kendi modellerinde liderlik tarzlarının sınırlarını genişletmiş, liderin emredici davranışlarını spektrumun bir tarafına, liderin demokratik davranışını da spektrumun diğer tarafına yerleştiren bir “sürem” şeklinde ortaya koymuşlardır. Bu yüzden “süremin bir kutbunda lider, görev merkezli eğilimlere sahiptir ve astlarına nüfuz için güç kullanmaktadır. Hâlbuki süremin diğer kutbunda liderin tarzı grup merkezli ya da katılımcı olmaktadır ve astlarının eylem özgürlüğüne sahip olduğuna inanmaktadır. Bu iki kutbun arasında da yöneticinin davranışları, astlarının davranış özgürlüğü sınırı ile yönetici tarafından kullanılacak gücün derecesi arasında değişkenlik göstermektedir.”[1]

Bu liderlik modeli göstermektedir ki yöneticinin liderlik tarzı, birkaç parametreye göre tayin edilmektedir. Bu parametreler de şunlardır: Yöneticinin kişisel faktörleri, astların özellikleriyle ilgili faktörler, konumla ilgili faktörler.[2]

Bir başka ifadeyle, Robert Tannenbaum ve Warren H. Schimidt tarafından söz konusu edilen liderlik süremindeki üç önemli faktörün yöneticinin tarzını etkilemesi mümkündür. Bu da yöneticinin şahsiyetine, takipçilere ve konuma bağlıdır. Yöneticiyle ilgili, onun değerler düzeni, astlarına duyduğu güven, liderliğe eğilimi ve sakin olmayan ortamlarda yöneticinin sakinlik duygusu gibi faktörlere bağlıdır.[3]

Buna ilaveten yöneticilerin dikkate alması gereken astlarla ilgili faktörler de şunlardır: Astların eylem özgürlüğüne ihtiyacının sınırları, hedeflerin gerçekleştirilmesine duyduğu ilginin sınırları, sahip olunan yaratıcılık, bilgi ve tecrübe ve astların karar süreçlerine katılma konusundaki hazırlığı.[4] Yöneticilerle ve astlarla ilgili faktörlerin yanı sıra konuma ilişkin faktörler de liderlik tarzının seçimini etkilemektedir. Bu faktörlerin önemlileri de şunlardır:

1-  Örgütün türü: Örgütsel hedefler ve görevler, örgüte hâkim olan kanunlar, kurallar ve politikalar, davranış değerlendirme disiplini, yöneticinin liderlik için seçtiği tarzları etkilemektedir.

2-  Grubun etkileyiciliği: Etkileyiciliği olan gruplara daha fazla eylem özgürlüğü verilmesi mümkündür.

3-  Görevin türü: Görevin türü ve işin doğası, liderlik yönteminin tayininde ve astlara ne ölçüde yetki verileceğinde son derece belirleyici bir faktördür.

4-  Zaman faktörü: Hızlı karar alınmasını gerektiren dönemlerde, astların karar süreçlerine katılması, zor, bazen de imkânsızdır. Dolayısıyla bu tür durumlarda, katılımcı bir liderlik mümkün olmayacaktır.[5] Liderlik süremi ile ilgili araştırmaların sonuçları göstermektedir ki liderin ya da yöneticinin başarısını ya da etkisini, yalnızca zorlaştırıcı ya da kolaylaştırıcı özellikleriyle ilgili görmek mümkün değildir. Bunun yanında etkileyicilik için takipçilerle ilgili faktörleri ve konumla ilgili faktörleri de dikkate almak gerekmektedir. Dolayısıyla her zaman için uygun davranışı tayin edici faktörleri değerlendirmek ve liderlerin davranışları ona uygun hale getirmek gerekmektedir. 



[1]      İrannejad, Parizi, ve Sasangoher, Sazman ve Mudiriyet ez Teori ta Amel [Teoriden Pratiğe Örgüt ve Yönetim] s. 441

[2]      Age.

[3]      C.F. Koontz, Harold and others, Essentials of Management, p. 355

[4]      İrannejad, Parizi, ve Sasangoher, Sazman ve Mudiriyet ez Teori ta Amel [Teoriden Pratiğe Örgüt ve Yönetim] s. 443

[5]      Age. S. 444

4- Feidler’in İktiza Teorisi


Fred Feidler ve arkadaşları, 1960’lı yıllarda yaptıkları uzun araştırmalar sonunda bir model ortaya koymuş ve buna “İktizai Teori” ya da “Etkili Liderlik Teorisi” adını vermişlerdir. Feidler’in teorisinde çalışma grubunun etkililiği öngörülmektedir. O, etkililiğin liderlik tarzıyla konumun gerekleri arasındaki koordinasyona bağlı olduğuna inanmaktadır. Bun teoride konumun, lidere bir şekilde kontrol sahibi olma izni verdiği düşünülmektedir. “Konumsal kontrol, (Situational Control) liderin grubun yaptıklarını ve grubun adım ve kararlarını tayin edebildiği sınırlardır.”[1]

Fiedler bu araştırmasında bir kişinin liderlik tarzının ölçümü için en tercih edilmeyen iş arkadaşı (Last Preferred Coworker) anketinden yararlanmaktadır. LPC anketinde, kişilerden kendisiyle en alt düzeyde iş yapılabilecek yönetici veya lideri tasvir etmesi istenmektedir. Bir başka deyişle, en hoşlanılmayan iş arkadaşını tasvir etmesi istenmektedir. Bu anketten ve ondan elde edilen sonuçlardan sonra “Fiedler, en tercih edilmeyen iş arkadaşıyla iyi çalışabilen liderlerin ilişki merkezli liderlik tarzına sahip olduğu neticesine ulaşıyor. Söz konusu durumun tam tersi ise görev merkezli liderlere delalet etmektedir.”[2] Bu yüzden orta düzeydeki ilişki merkezli liderler, etki düzeyi yüksek gruplara sahiptirler, görev merkezli liderler ise kontrol konumunun yüksek veya düşük olmasına göre etkili gruplara sahip olabilmektedir. Şunu da belirtmeden geçmemek gerekiyor. Fiedler teorisinde yüksek, orta ve düşük kontrol, üç parametreyle ölçülmektedir. Bu üç konumsal parametre, şunlardır:

- Liderin grup üyeleriyle ilişkisi (iyi-kötü), bununla üyelerin lidere verdiği desteğin ölçülmesi amaçlanmaktadır.

- Görev yapısı (yukarı ve aşağı) hedeflerin açıklanması, çalışma yöntemleri ve liderin yol göstericilikleri.

- Liderin makamının gücü (kuvvetli-zayıf), ödül ve ceza uygulamasında liderin iş uzmanlığı ve gücü.[3]

Yukarıdaki varsayımlar dikkate alındığında görülüyor ki eğer liderin grup üyeleri ile ilişkisi iyi ise ve aralarında güven varsa, lider çok fazla sorunla karşılaşmamakta kontrolünü ve nüfuzunu uygulayabilmektedir. Liderin astlarıyla ilişkisinin kötü olması durumunda, liderin kontrol ve nüfuzunun tehlikeye düşmesi doğaldır.

Görev yapısı, Fiedler teorisinde öngörülen parametrelerden biridir. Görev yapısından kastedilen, işin doğasının karmaşıklık, netlik ve belirsizlik derecesidir. Bu yüzden yapı, açıklık ve netlik derecesine göre göreve döner. Tamamen açık ve net olan görevler, kontrolde lidere daha fazla yetki verir. Buna karşın belirsiz ve kapalı görevler, liderin kontrol ve etkisini mümkün olan en alt düzeye düşürür.

Fiedler teorisinde liderlik tarzının seçiminde rol oynayan parametrelerden biri de liderin makamının gücüdür. Ödül ve cezada, personelin terfisinde, ihracında veya istihdamında liderin gücü ve yetki sınırları, liderin astları üzerindeki kontrol veya nüfuzunun artmasına veya azalmasına sebep olmaktadır.

Fiedler, bu üç faktörün mümkün olan şekillerinin terkibiyle liderliğin konumlarını sınıflandırmaya tabi tutmuştur. Bu sınıflandırmada, önem açısından en temel öncelik, liderin üyelerle ilişkisi faktörüne verilmiş, daha sonra görev yapısı faktörünün liderin makam gücünden daha önemli olduğu varsayılmıştır. Bundan hareketle bir sonuca varılarak bu üç faktörün birleşiminden sekiz durumun (konumun) çıktığını söylemek mümkündür. 

[1]      Schermerhorn, J.R. and Others, Organisational Behavior, p. 319

[2]      Ibid.

[3]      Ibid, p. 319-320


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin