İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı


- İmam Humeyni Döneminin Başbakanının Hatırası



Yüklə 1 Mb.
səhifə40/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   46

2- İmam Humeyni Döneminin Başbakanının Hatırası


Sayın Mir Hüseyin Musevi, İmam Humeyni döneminin İmam’ın yöneticilik tutumunu gözlemlemiş diğer seçkin yöneticilerinden biriydi. Bu sebeple onu İmam Humeyni’nin yöneticilik tarzını bilen biri olarak görmek mümkündür. Ona, “Sizce İmam’ın nizamın yöneticiliğinde esas aldığı ve İslam Cumhuriyeti’ni de buna göre teşkilatlandırdığı ilkesel ölçütler nelerdir?” diye soruldu. O, bu soruya cevaben şöyle dedi: Taşıdığı önemi göz önünde bulundurarak biz burada bunların tümünü açıklayacağız: Kısa ve özet bir değerlendirmeyle denilebilir ki İmam Humeyni, İslam Cumhuriyeti’nin kurulması ve devamı için nizamın yönetimi alanında iki temel meseleyi esas alıyordu.

1-  Bilimsel anlamıyla nizamın yönetimi. Yani devrim öğretisinin üzerine kurulan örgütsel temel toplumda en rasyonel ve mantıklı kararların ortaya çıkmasına sebep olmuştu ve düşünce ve teori aşamasındaki idealler, bir nizam ve teşkilat şeklini almıştı.

2-  Nizama ve teşkilata kaynağını dinden alan ahlak ve değerler düzeninin hâkimiyeti.

İmam’ın hayatını bu iki alanda inceleyip değerlendirdiğimizde o nurani çehrenin olağanüstü bilincini ve görüşünün azametini anlayabiliriz. Düşüncelerin ve kararların kurumlaşması hakkında şunu söyleyebiliriz: İmam’ı, dünyadaki diğer devrim liderlerinden farklı ve mümtaz kılan özelliklerden biri şudur: O, İslam devrimine başladığı andan itibaren kararların kurumsallaşmasını tasarlama peşindeydi. Daha Fransa’da olduğu dönemde zahiren kimse devrimin zafer kazanacağını sanmıyordu. Buna rağmen İmam anayasa taslağı hazırlanması ve Devrim Konseyi oluşturulması talimatını verdi ve daha sonraları da bu esaslar doğrultusunda geçici hükümet tayin etti. Bu davranışın anlamı şuydu: İmam toplumun karmaşık sorunlarına en iyi şekilde cevap vermek, onun toplumdaki sütunlarını kurmak için hızla teşkilatlanma yoluna gitmişti. Bu çerçevede de görüyoruz ki İslam Devrimi zafere ulaşınca iki aydan kısa bir süre içerisinde İslam Cumhuriyeti nizamının meşruiyeti referanduma sunuldu. Daha sonra Uzmanlar Meclisi kuruldu, anayasa hazırlandı ve kabul edildi. Cumhurbaşkanı bu anayasa doğrultusunda halkoyuyla seçildi, kabine kuruldu ve kurumlar yerleşti.

İmam Humeyni’nin yöneticiliğindeki diğer bir bariz ve seçkin özellik de karar alma alanını geniş tutması ve oluşturulan kurumlara uygun olan ve başkalarının yapması gereken işlere müdahale etmemesiydi. En kötü yönetimler -ki sonunda ortadan kalkan istibdatçı düzenlerdir- kararları bireyselleştirenler ve tekel altına alanlardır. Dünyadaki birçok lider, karar alanlarını genişletmediği ve devrimci düşüncesini toplumdaki bağımsız ve sürekli kurumlar aracılığıyla uygulamadığı zaman, onların gitmesiyle devrimleri ve hareketleri de ya ortadan kalkmakta ya da sapmaktadır. Biz, İmam’ın bu yönteminin bereketiyle teşkilat ve nizam içerisinde piştik. O, geniş yetki ve imtiyazlar vererek ve zorunlu olmadığı yerlerde müdahale etmeyerek, dikkatle izleyerek devrimci güçlerin rüşd kazanmasını ve olgunlaşmasını sağladı. Bu, onun yöneticiliği ve liderliğindeki çok esaslı bir ilkeydi.

Teşkilatlara hâkim değerler düzeniyle ilgili olarak şunu söylemek gerekir ki dünyada son derece değerli tecrübelere sahip teşkilatlar ve nizamlar bulunmaktadır. Fakat bunları İslam Cumhuriyeti nizamından ayıran şey değerler düzenidir.

Ümmetin İmamı, İslami değerler düzeni üzerine bir teşkilat kurdu.

İslam Cumhuriyeti nizamında İmam Humeyni’nin liderliği ve yöneticiliği ile yaratılan şey, dinden kaynaklanan değerlerin teşkilat sistemiyle bütünleştirilmesidir. Öyle ki bu değerler düzeni idari sistemlerin işlevselliğini azaltmak bir yana tam tersine onu harekete geçirmiştir. İmam Humeyni, değerleri insanın hayat sahasına taşıdı. Kurduğu toplumsal düzenin sütunu ilahi değerlerdi. Bu ise son birkaç yüz yıllık dönem için benzeri görülmemiş bir şeydi. İcracı dairelere dini motivasyonun yeniden kazandırılması, bugünün dünyasında gerçekten istisnai bir şeydir. Bir idari sistemdeki memurun dairesindeki görevini günlük ibadet gibi yaptığına ilk kez tanık oluyoruz. Bizim devrimci kurumlarımız bu açıdan fevkalade öneme sahiptir. Çünkü bunlar, genel görevlerinde ve icrai işlerinde ilahi değerleri taşıyan yeni teşkilatlardır. Örneğin görevi ülkeyi savunmak olan Devrim Muhafızlarının bu savunmasının dini bir kutsallığı bulunmaktadır ve kendini cihat kavramıyla ifade etmektedir. Bunu bir ibadet olarak yerine getirmektedir. Bu yüzden Devrim Muhafızlarının hedefi, bir avuç toprağı savunmak değildir. Aksine cihad, şehadet, fedakârlık gibi kavramlar, Aşura ve Peygamberin Medine’sinin örnek alınması, onun hareketiyle ve cihadıyla iç içe geçmiştir. Ya da cihatçı gençlerin amacı olan onarım ve inşa cihadı ilahi bir motivasyondur. Bu yüzden İmam tarafından temellendirilen bu ilahi motivasyonu korumak gerekmektedir. Bu değerler meselesi doğrultusunda yöneticilik sistemlerine ilişkin bir mukayesede mekanik yöneticilik düzenleriyle İmam tarafından ortaya konan düzen arasında esaslı farklar açığa çıkmaktadır. Bir teşkilatın bünyesinde kendini bir piyon gibi esir gören kimselerle, yaptıklarını Allah ve onun rızası için yapanlar arasında büyük farklar vardır. Birincisinde harekete geçirici etken sistemin ya da idari teşkilat çarkının baskısıdır. İkincisinin hareket saiki ise Allah’ın vechidir. Hiçbir dış etken, müminin yaptığı idari işi yavaşlatamaz. Çünkü onun hayatına Hak Teâla’nın helal ve haram nizamı hâkimdir. Toplumda böyle bir halin yaratılması ve böylesi bir teşkilatın oluşturulması, tarih boyunca ilahi peygamberlerin hedefiydi ve bu, İmam Humeyni tarafından bizim toplumumuzda hayata geçirildi.[1]

İmam’ın değerler düzenine dayanan yöneticilik şeklinden anlaşılıyor ki o, yöneticilik ilkelerini teşkilatları ve kurumları bunun üzerine kurmakta ve idari kurumlarla değerler düzeni arasında ülfet ve koordinasyon yaratmakta ısrar etmiştir. Onun, dindar güçlerle Devrim Muhafızları, Besic ve Cihad-ı Sazendegi gibi kurumların örgütlenmesini ve planlanmasını vurgulaması, nizama bağlı güçler arasında ilahi motivasyon yaratması, muhtelif olaylarda sağlam ve tedbirli kararlar veren memurlar arasında bir çeşit otokontrol olan ilahi nezaret ortamı oluşturması, ülkede karar verici olan icracı yöneticilere geniş yetkiler vermesi, yasalara saygılı davranması ve yukarıdaki esasların izlenmesine riayet etmeye dikkat etmesi, İmam’ın yöneticilik ilkeleriydi. Ve İmam Humeyni bunu hayata da geçirmişti.

Hükümetteki atama ve aziller konusunda Sayın Mir Hüseyin Musevi şöyle diyor: İmam, özel yetkilere sahip bulunmasına, her üç erkin de kendisine karşı sorumlu olmasına ve her konuda kendine özgü bir görüşünün bulunmasına rağmen herhangi birini azledecek şekilde davranmıyordu. Benim sorumlu olduğum hükümet konusunda İmam’dan tek bir defa bile falanca kişi olsun veya filanca kişi olmasın diye hiçbir şey duymadım. Bunu tarihi bir tanıklık olarak arz ediyorum. Evet, tek bir istisna olmuştu o da İslami konularda görüş sahibi olması gereken istihbarat bakanlığı konusundaydı. Hizmetinde bulunma şerefine nail olduğumuz bir toplantıda şöyle buyurdu:

“Bu konuda verdiğiniz kararı bana bildirin. Bu kesinlikle benim haberdar olmam gereken bir meseledir.”

İmam hiçbir zaman bu kişiyi tayin et veya azlet diye buyurmamıştı. O, sadece falanca kişi uygundur, derdi. Sözün kısası, işlerin yasalar çerçevesinde yapılması konusunda son derece dikkatliydi.[2]

İmam Humeyni’nin yöneticiliğinin bir diğer boyutu da kararlarda fırsatlardan nihai ölçüde yararlanmaya dikkat etmesiydi. Bir başka deyişle, o karar alırken fırsatlardan en iyi bir şekilde yararlanırdı.

Eğer biraz geriye gidip onun mücadelesindeki muhtelif olaylara bir göz gezdirirsek görürüz ki güçlü ve bilinçli bir yönetici olarak İmam, fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmış veya bir sorun olarak ortaya çıkan bazı meselelerde tedbirleri sayesinde sorunları bir fırsata dönüştürmüştür.

Mücadelenin de başladığı 1341 (1963 miladi) yılında İmam Humeyni’nin programlarından biri ilmiye havzalarına, özellikle de Kum ilmiye havzasına siyaseti getirmek olmuştu. Bu çok münasip bir zamanda olmuş ve uzun bir mücadele için faal güçler hazırlanmıştı. İmam’ın bir diğer stratejik programı da halkı mücadeleye katmasıydı, bu da münasip bir fırsatta gerçekleşmişti. İmam’ın yaptığı şeylerden bir diğeri ise muhtelif hadiselerle koordineli olarak mücadelesini tedrici olarak yürütmesiydi. Nitekim yapılan araştırmaların da gösterdiği üzere mücadele, 15 Hordad 1342 yılına kadar diktatörlüğe karşıydı. 15 Hordad’dan sonra emperyalizm de sahneye geldi ve emperyalizmle mücadele de başladı.

Kapitülasyonlar meselesinde İmam’ın beldelerdeki ulemaya yazdığı Şah ve Amerika karşıtı harekete dair mektuplar ve İmam’ın emperyalizmle açık bir şekilde mücadeleye başlaması, mücadelenin yeni bir aşamaya girmesine sebep oldu.

Yaşanan diğer bir olay da İmam’ın Paris’e gitmek için karar vermesiydi. İmam, Paris’i mücadelesini iyi bir şekilde sürdürebileceği bir yer olarak belirledi. Bu, dönemde Fransa’daki yönetim yapısından kaynaklanıyordu; çünkü oradaki demokratik yönetim, İmam’ın konuşmasına ve faaliyet göstermesine izin veriyordu. İmam, bu altın fırsattan en iyi şekilde yararlandı. Bütün bu hususlarda görülüyor ki İmam Humeyni’nin devrimin hassas aşamalarında verdiği kararlar, tevekküle, şecaate ve fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmasına dayalıydı. Aşağıdaki şema bu ilişkiyi gösteriyor:

İmam’ın kararı = Tevekkül + Şecaat + Fırsatlar

İmam Humeyni’nin karar alıcılığı konusunda onun yöneticiliğinde öne çıkan en önemli boyut, olaylarda halkla paralel adım atmasıdır. Devrimin halkçı lideri, halka aşkla bağlıydı. Tüm risk ve tehlikelerde hep halkla birlikte oldu. Bizim bu iddiamızın delili şudur: İmam’ın İran’a geldiği dönemde büyük bir tehlike söz konusu olmasına rağmen o attığı bu cesurca adımla halkçı, kahraman ve yüksek risk alabilen bir lider olduğunu ispat etti.

[1]      Bkz. Sutude, Pa be Pa-yi Afitab, c. 4, s. 173, 179

[2]      Age. S. 194, 195


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin