İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı



Yüklə 1 Mb.
səhifə29/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   46

2- Sade Yaşama


İslam Devrimi’nin Lideri İmam Humeyni’ye göre yöneticiler için gerekli sıfatlardan biri de sade yaşantıdır.

İmam, İslam toplumunun yöneticilerinin ve yetkililerinin sade yaşaması gerektiğini vurgulamış ve Resul-i Ekrem’i (s.a.a) ve Müminlerin Emiri’ni (a.s) onlara güzel birer örnek olarak sunmuştur.

“İslam devletinin başkanı Peygamber-i Ekrem’dir (s.a.a), ondan sonra İslam devletinin başkanı Müminlerin Emiri Hz. Ali’dir (a.s). Sizler, onların durumunun nasıl olduğuna bakınız… Halkla oturan, halkla toplantılar yapan bu peygamberin toplantıları kulların toplantısıydı. Yaşantısı, fakirlerin yaşantısıydı. Beytülmal halkın malıydı. Kendi adına tasarrufta bulunamazdı. Bir fakir gibi yaşadı. Dünyada böylesi bir lider gösteriniz. Biz işte böylesi bir lider ve yönetici arıyoruz. Elbette böylesini bulamayız; ama en azından bunların bazı hükümlerini iyi uygulamasının peşindeyiz. Bu millete hıyanet etmesinler, bu milletin parasını yemesinler. Bu milletin parasını götürüp Amerika’da ya da başka ülkelerde kendilerine, ailelerine, çocuklarına ve taifelerine villalar yaptırmasınlar.”[1]

İslam Cumhuriyeti’nin Kurucusu İmam Humeyni’nin sözlerinden yararlanarak Müslüman lider ve yöneticinin sade yaşantı konusunda Peygamber-i Ekrem‘i (s.a.a) ve Müminlerin Emiri’ni (a.s) model alması ve onların davranışlarını iktibas etmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Liderlerin ve Yöneticilerin Hayatından Sade Yaşama Örnekleri

Genelde yönettiği kişiler arasında çok sevilen liderler ve yöneticiler, maddi hayatlarını onların düzeyinde tutmakta ve sorunlarına ve sıkıntılarına ortak olmaktadırlar. Bu çerçevede, bir lider veya yönetici, yönettiği kişilerin maddi açıdan kendileri düzeyinde ya da onlardan daha aşağı seviyede yaşadığını hissedecek ve görecek şekilde davranırsa, yönetilen kişilerin yöneticilerine ve liderlerine olan sevgisi ve bağlılığı artmakta, kurum için daha gönülden çalışmakta ve sonuçta da verimlilik artmaktadır.

İmam Humeyni, Hz. Emir’in (a.s) sade yaşantısını esas alarak ve emri altındakilere onun davranışlarını model olarak göstererek şöyle buyurmaktadır:

“Onun için kutlama yapmak gerekir. Memlekette aç bir kişinin kaldığı ihtimalini göz önünde bulundurarak kendini açlığa veriyor. Mescidin, Daru’l- İmare’sinin [yönetim merkezinin] yargılama yapılan yerin kenarında bir kişi, işte bu Kufe mescidinde, Kufe mescidinin bir köşesinde, onun yargı işlerini yaptığı yer bulunmaktadır. Orada yere oturuyor. “Kullar gibi yer, kullar gibi yürürdü.” Gömleği onu meşgul edince, yeni gömleğini Kanber’e veriyor. Eski gömleği kendisi alıyor, uzun olan eteğini de yırtıp o şekilde giyiyor ve gidip hutbe veriyor. Bu memleket İran’ın on katı büyüklüğünde.”[2]

İmam’ın sözlerinde Hz. Emir’in emri altındakilere yönelik davranışı, Müslüman yöneticiler için bir örnektir. Müslüman yöneticiler, Hz. Ali’nin davranışlarını aynen uygulayarak bugünün dünyasında etkili yöneticilik konusunda örnek olabilirler.

Söylenmeye değer bir diğer nokta da şudur: Liderler ve yöneticiler, sıradan halk gibi sade yaşayabilir ve lüksten uzak durursa, halk onları kendinden görür ve onlardan saygıyla söz eder. Fakat lüks ve şatafat içinde olur ve aristokratça bir hayat yaşarlarsa halktan uzaklaşırlar ve artık onlara yöneticilik yapamazlar.

Ümmetin İmamı, sade yaşantıyı tavsiye ettiği yöneticileri uyararak şöyle buyurmaktadır:

“Eğer bir gün yaşantı açısından sıradan halkın üzerine çıkarsanız, şunu bilin ki er ya da geç dışlanırsınız.”[3]



[1]      Age. C.3, s. 68-69

[2]      Age. C. 1, s. 169

[3]      Age. C. 17, s. 262

3- Özgüven


Bir yönetici veya lider için gerekli olan özelliklerden biri de özgüven sahibi olmasıdır.

İslam Cumhuriyeti’nin Kurucusu, her zaman büyük İslami hareketin güçlerine moral vermeye ve onları gevşeklikten, ataletten çıkarmaya çalışmıştır. İmam, bu hedefi gerçekleştirmek için “yapabiliriz” kavramını sıkça vurgulamıştır. İmam Allah’tan sonra insanın kendi gücüne dayanması gerektiğini vurgulayarak şöyle buyurmaktadır:

“Sizler iki hususu dikkate alınız, ben bunu defalarca arz ettim. Birincisi Allah Tebarek ve Teâlâ’ya güvenmektir. Siz onun için bir şeyler yaptığınızda Allah da size yardım etmekte, sizin için yolları açmaktadır. Hangi alanda ve kulvarda olursanız olun, hidayet yollarını size ilham etmektedir. Diğer husus da özgüvendir, insanın kendi gücüne dayanmasıdır. Sizler, her işi yapabilecek gençlersiniz. Bizim mucitleriz en yüksek düzeyde icatlar yapabilir. Bizim girişimcilerimiz, en yüksek düzeyde girişimde bulunabilir. Yeter ki kendilerine güven duysunlar ve yapabileceklerine inansınlar.”[1]

Burada bizim yöneticilerimizin kendilerini bu özellikle yani özgüvenle nasıl süsleyebileceği sorusu sorulabilir.

İmam’ın sözlerinde bu soruya cevap bulabileceğimiz çok önemli hususlara işaret edilmiştir ve biz ilerleyen bölümlerde bunlara değineceğiz.

Genel olarak İmam Humeyni, “yapabiliriz” kavramını, kurumlardaki insan kaynaklarının zihninden “yapamayız” şeklindeki yanlış düşünceyi ortadan kaldırmak için sürekli olarak vurgulardı. O, şöyle buyurmaktadır:

“Eski rejim döneminde toplumun tüm kesimlerine ‘yapamayız’ düşüncesini yaymışlardı. Herkese, biz yapamayız, yapabilenler gelmeli ve bize öğretmelidir derdi. Onlar da geliyor; ama öğretmiyorlardı ve sizi kendilerine bağımlı kılıyorlardı.”[2]

Öyleyse mümin ve uzman kişiler, özellikle de kurumlardaki yöneticiler ve liderler, “yapabiliriz” inancında olurlarsa kendilerinde daha büyük işleri yapabilecek gücü bulabileceklerdir. Bu sebeple kendi gücüne dayanma stratejik düşüncelerin gerçekleştirilebilmesi için inkâr edilmez bir zorunluluktur.

Kendi Gücüne Dayanmanın Gerçekleştirilebilmesi İçin Birkaç Önemli Nokta

İmam Humeyni’nin düşünsel ve pratik hayatında güçlülük düşüncesinin oluşturulması için insanlara moral verme ve kendi gücüne dayanma duygusu aşılama son derece önemli bir yere sahiptir. İmam Humeyni’nin düşüncesine göre kendi gücüne dayanma hedefine ulaşmak için bazı önemli hususlara dikkat etmek gerekmektedir. Bu kitabın yazarı, İmam Humeyni’nin sözlerinden hareketle aşağıdaki verileri elde etmiştir.

a) Yitirdiğimiz kendimizi bulmalıyız:

İmam, her zaman şu düşüncedeydi: “Biz şunu anlamalıyız ki biz her şeyiz ve hiç kimseden bir eksiğimiz bulunmamaktadır. Kendimizi kaybetmiş olan bizler, kaybetmiş olduğumuz kendimizi yeniden bulmalıyız. Bize dayattıkları ‘eğer bu yabancılar olmazsa biz ölürüz’ düşüncesini bütün gücümüzle ortadan kaldırmalıyız.”[3]

Şunu bilmek gerekiyor ki kendimize ulaşmanın en önemli yolu, İmam Humeyni’nin de vurguladığı gibi yerli ve İslami kültürümüzü yeniden bulmaktır.

“Herkesin, kültürümüzü, İslami kültürümüzü, Şeyhu’r- Reis’in oluşturduğu kültürü yeniden kazanmamız için yardım edeceğini umuyorum.”[4]

b) Kendi gücüne dayanmak ile zayıflık birbiriyle bağdaşmaz:

Özgüvenin en önemli parametrelerinden biri, kişiliğin güçlü olması ve yüksek moraldir. Gevşekliği ve ataleti ortadan kaldıracak hareketler yapılmalıdır ve kurumun üyeleri güçlü bir iradeye sahip olmalıdır. Bu durumu göz önünde bulundurarak İmam’ın vurguladığı hususlardan biri de yapılan işlerde güçlü bir kişiliğin ortaya konmasıdır. O, tağut döneminin kurumlarındaki durumu ortaya koyarak kurumların İslamiliğini binaların güzelliğinde veya gösterişliliğinde görmemiştir. Tam tersine onlardaki gösterişliliği onların içindeki insanların (yöneticilerin ve amirlerin) kişilik zayıflığının bir göstergesi olarak nitelemiştir. O, bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Millet, adalet istiyor; büyük odalar değil. Millet bakanlık istiyor, İslami bakanlık istiyor; adalet bakanlığı sarayı, bakanlık sarayı ya da başbakanlık sarayı değil. Saraylar milletin malıdır, bunları o şekilde yapmayınız. Şu an bu saraylarda bulunan gösterişli eşyaların birçoğu ya da bazıları haramdır… İslami bir hükümet olduğunu söyleyen bir hükümet, geçmişte olanların etkisinde kalmamalıdır.”[5]

İmam, kurumların yöneticilerine hitaben şöyle buyuruyor:

“Bunlar, ıslah edilmelidir. Ve sizler… Ben sizlerin Müslüman olduğunuzu biliyorum. Ben bütün o şahısları, sizin bazılarınızı tanıyorum. Bazılarını da bana tanıttılar. Bunların hepsi, sorumluluklarına bağlı kişilerdir, hepsi Müslümandır; ancak nefsi zayıflıkları bulunmaktadır. Adalet sarayına ya da başbakanlığa yabancı bir misafir geldiğinde, burada küçük düşürücü bir şey olmasından korkuyorlar ve buraların Batı formunda olması gerektiğini düşünüyorlar.”[6] Daha sonra bazı İslami kurumların yöneticilerine hitaben şöyle diyor: “Zayıfsınız beyler, zayıfsınız. Güçlülerin etkisi altındasınız. Kişilik gücüne sahip olduğunuz zaman, bunlara aldırış etmediğiniz zaman, bu şatafatlara aldırış etmediğiniz zaman, işte o zaman hesaba katılırsınız.”[7]

İnsan bu tür tuzakları kırıp parçaladığı ve onlara tutulmadığı zaman, artık kişilik zaafı kalmaz, o zaman kendi gücüne dayanabileceğinden umutlu olunabilir.

c) Allah’a güvenmek özgüveni beraberinde getirir:

Her yönetici veya lideri günlük hayatında etkileyebilecek şeylerden biri de Allah Tebarek ve Teâlâ’ya dayanmaktır. İmam Humeyni’nin yaklaşımında da Allah’a dayanmak insana özgüven kazandırmaktadır. Bu yüzden de o, yöneticileri buna teşvik etmektedir.

“Size özellikle vurgulayarak şunu hatırlatmak isterim, ‘büyük güçlere dayanmadan bir şey yapılamaz’ düşüncesini aklınızdan çıkarın. Sizler isterseniz, yapabilirsiniz; çünkü sizin arkanızda Allah var.”[8]

İslam Devrimi’nin bilge lideri süper güçlere dayanmayı reddederek şöyle buyuruyor:

“Süper güçler, kendi adamları aracılığıyla, süper güçlerden birine (ABD veya Sovyetler Birliği) dayanmadığınız zaman hayatınızı sürdüremezsiniz düşüncesini yayıyorlar. Bu, yüzde yüz yanlış bir düşüncedir. Kendi ayaklarınızın üstünde durun. Allah’a dayanarak, güçlü ve sağlam bir şekilde durun ve her ilerlemeden önce insanlıkta terakki etmeye çalışın. O zaman Allah bize yardım edecektir.”[9]

[1]      Sahife-yi Nur, c. 18, s. 146

[2]      Age.

[3]      Sahife-yi Nur, c. 15, s. 192

[4]      Age. S. 193

[5]      Age.

[6]      Sahife-yi Nur, c. 5, s. 150

[7]      Age.

[8]      Sahife-yi Nur, c. 15, s. 209, 210

[9]      Age. S. 210


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin