CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|muvattatirmizinesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size insanların en hayırlısını haber vermiyeyim mi! O, atının yularından Allah yolunda tutan kimsedir. (Hayırda) bunu takip edeni haber vermiyeyim mi? O da koyunlarının peşine takılıp (insanları) terkeden, koyunlarda bulunan Allah'ın hakkını da ödeyen kimsedir. Size insanların en kötüsünü de haber vermiyeyim mi! O da, Allah'tan isteyip, Allah adına vermeyendir." |Muvatta, Cihad 4, (2, 445); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 18, (1652); Nesai, Zekat 74, (5, 83-84)|997
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|ebu davud|Ebu Ümame|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Ümmetimin seyahati Allah yolunda cihaddır." |Ebu Davud, Cihad 6, (2486)|998
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|tirmizinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah korkusuyla göz yaşı döken kimse, süt memeye geri dönmedikçe ateşe girmez. Bir kul üzerinde, Allah yolunda yapışan tozla, cehennemin dumanı biraraya gelmez." |Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 8, (1633), Zühd 37, (2372); Nesai, Cihad 8, (6, 12)|999
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "İki göz vardır, onlara ateş değemez: Allah için ağlayan göz ile, Allah yolunda uyanık sabahlayan göz." |Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 7, (1632)|1000
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|müslimebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kafir ile onu öldüren ebediyyen cehennemde bir araya gelmezler, keza bir kulun karnında, Allah yolunda (yutulmuş olan) tozla cehennem ateşi bir araya gelmezler, keza, bir kulun kalbinde imanla hased bir araya gelmezler." |Müslim, İmaret 130, 131, (1891); Ebu Davud, Cihad 11, (2495); Nesai, Cihad 8, (6, 12-14); İbnu Mace, Cihad 9|1001
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|müslimnesai|Ebu Said|Resulullah (sav) bir gün şöyle dedi: "Kim Rabb olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak Muhammed'den razı ise ona cennet vacib olmuştur." Bu söz hayretime gitti ve: "Ey Allah'ın Resulü, bir kere daha tekrar eder misiniz?" dedim. Aynen tekrar etti ve arkadan da şunu söyledi. "Bir başka şey daha var ki, Allah, onun sebebiyle, kulun cennetteki makamını yüz derece yüceltir. Bu derecelerden ikisi arasındaki uzaklık sema ile arz arasındaki mesafe gibidir." Ben: "Öyleyse bu nedir?" dedim. Şu cevabı verdi: "Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad." |Müslim, İmaret 116, (1884); Nesai, Cihad 18, (6,19-20)|1002
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|buharimüslimmuvattanesaiİbnu mace|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah iki kişi hakkında güler: Bunlardan biri diğerini öldürmüş olduğu halde ikisi de cennete gider. Bunlardan diğeri, Allah yolunda cihad eder ve şehid olur. Allah katile mağfiretini ulaştırır, o da Müslüman olur, sonra Allah yolunda cihada katılır ve şehid olur (Böylece her ikisi de cennette buluşurlar)." |Buhari, Cihad 28; Müslim, İmaret 128, 129, (1890); Muvatta, Cihad 28, (2, 460); Nesai, Cihad 37, (2, 38); İbnu Mace, Mukaddime 13, (191)|1003
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|buharinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah'a iman ederek ve va'dini tasdik ederek, Allah yolunda (kullanmak üzere) bir at "tutarsa" bu atın yediği, teri, gübresi, bevli kıyamet günü terazisine girecektir, yani sahibine sevap olacaktır." |Buhari, Cihad 46; Nesai, Hayl 11|1004
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|müslimnesai|Ebu Mes'ud el-Bedri|Bir adam, Resulullah (sav)'a yularlanmış bir deve getirerek: "Bu Allah yoluna bağışımdır" dedi. Resulullah (sav) adama: "Buna karşılık sana, kıyamet günü, her biri yularlanmış yedi yüz deve vardır!" dedi. |Müslim, İmaret 132, (1892); Nesai, Cihad 46, (6, 49)|1005
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|tirmizi|Adiyy İbnu Hatim|Resulullah (sav)'a: "Sadakanın hangisi efdal (Allah nazarında en kıymetli)dir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Allah yolunda bir köleyi hizmete koymak veya Allah yolunda (askerler için) bir çadır kurmak (bağışlamak) veya döl alma yaşına basan bir deveyi (hibe, iare veya karz suretinde) bağışlamak." |Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 5, (1626)|1006
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Zeyd İbnu Halid|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Kim Allah yolunda bir askerin teçhizatını temin ederse bizzat gaza yapmış olur. Kim, gazaya çıkan bir askerin geride kalan ailesine hayırlı himayede bulunursa gaza yapmış olur." |Buhari, Cihad 38; Müslim, Emaret 135, 136, (1899); Ebu Davud, Cihad 21, (2509); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 6, (1628); Nesai, Cihad 44, (6, 46)|1007
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|ebu davud|Ebu Eyyub|Resulullah (sav)'ı dinledim şöyle demişti: "Size bir çok memleketlerin fethi müyesser kılınacak. Oralarda (komşu küffarla cihad için) toplanmış askeri birlikler göreceksiniz. Size bu birliklerle sefere çıkmak vazifesi verilecek. Bazılarınız onlarla (hasbi olarak) sefere çıkmak istemiyerek, adamlarının arasından sıvışıp gazveye (ücretsiz) katılmamanın yollarını arayacak. Arkadan da kendileriyle anlaşacak kabileler araştırıp, onlara: "Falanca orduya size bedel katılmam için beni ücretle tutacak yok mu, falanca orduya size bedel katılmam için beni ücretle tutacak yok mu?" diyecek. Bilesiniz, (hasbeten gazveye gitmekten kaçan bu adam) bir ücretlidir, son damlasına kadar kanını akıtsa da (gazi değildir, şehit sayılmaz, uhrevi ücretten mahrumdur)." |Ebu Davud, Cihad 30, (2525)|1008
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad Ve Mücahidlerin Faziletleri|muvatta|Zeyd İbnu Eşlem|Ebu Ubeyde, Hz. Ömer (ra)'e yazarak Rum cemaatlerini ve bunlardan duyduğu endişeyi belirtti. Hz. Ömer (ra) kendisine şu cevabı verdi: "Emma ba'd: Bil ki, mü'min bir kula nerede bir şiddet inecek olsa Allah ondan sonra bir ferec (kurtuluş) verir. Zira bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamaz. Cenab-ı Hakk da Kur'an-ı Kerim'inde şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler, sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada hazır bulunun, Allah'tan da korkun ki başarıya eresiniz." (Al-i İmran 200). |Muvatta, Cihad 6, (2,446)|1009
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|buharimüslimtirmizinesai|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehid böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp on kere şehit olmayı temenni eder" Bir rivayette şu ziyade mevcut: "... Şehid hariç, o, şehidlik sebebiyle mazhar olduğu üstünlükler ve kerametler sebebiyle... (dönmek ister)" |Buhari, Cihad 5, 21; Müslim, İmaret 108, 109, (1877); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 13, (1643); Nesai, Cihad 30, 6, 32)|1010
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|nesai|İbnu Ebi Umeyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah yolunda öldürülmem; bana bütün evlerde ve çadırda yaşayanların benim olmasından daha sevgilidir." |Nesai, Cihad 30, (6, 33)|1011
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|buhari|Muğire|Muğire (ra) dedi ki: "Peygamberimiz (sav), Rabbimizin risaletini getirmiştir. Bir de bize bildirdi ki, bizden kim öldürülürse cennetlik olacaktır. Bu sebeple biz, ölümü, sizin hayatı sevdiğinizden daha çok seviyoruz." (Buhari, Kitabu't-Tevhid'de muallak olarak kaydetmiştir. Rezin tam olarak kaydeder.) |Buhari, Cizye 1, Tevhid 46|1012
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|müslimmuvattanesai|Ebu Katade|Bir adam sordu: "Ey Allah'ın Resulü, Allah yolunda öldürüldüğüm takdirde, bütün hatalarım örtülecek mi?" Resulullah (sav): "Evet, sen sabreder, mükafaat bekler, geri kaçmadan ileri atılır vaziyette olduğun halde öldürülürsen!" diye cevap verdi. Ve adama sordu: "Nasıl sormuştun?" Adam sorusunu aynen yeniledi. Bunun üzerine aleyhissalatu vesselam Efendimiz sözlerini şöyle tamamladı: "Evet, (kul) borcu hariç, bütün günahların affedilecek. Zira Cebrail bu hususu bana haber verdi!" |Müslim, İmaret 117, (1885); Muvatta, Cihad 31, (2, 461); Nesai, Cihad 32, (2, 33)|1013
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|müslim|Abdullah İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Şehidin -borç hariç- bütün günahları affedilir." |Müslim, İmaret 118|1014
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|tirmizi|Fadale İbnu Ubeyd|Hz. Ömer (ra)'i dinledim, "Hz. Peygamberden işittim" diyerek şu hadisi rivayet etti: "Dört çeşit şehid vardır: 1- İmanı kavi mü'min kişi düşmanla karşılaşır, öldürülünceye kadar Allah'a sadık kalır, işte bu kıyamet günü, insanların gıbta ile gözlerini kaldırıp bakacakları gerçek şehiddir. -Bunu yaparken başını kaldırır ve kalansuvesi yere düşer- (Fadale der ki:) "Bu, Hz. Ömer'in kalansuvesi mi idi, yoksa Resulullah (sav)'ın kalansuvesi mi idi anlayamadım." 2- İmanı sağlam (ancak önceki kadar şecaat sahibi olmayan) bir mü'min düşmanla karşılaşır. Korkudan vücudu -talh ağacının dikeni batmış gibi- titrer. Bu sırada gelen serseri bir ok darbesiyle hayatını kaybeder. Bu, ikinci derecede bir şehiddir. 3- İyi amelle kötü ameli karıştırmış mü'min kişi, düşmanla karşılaşır. Bu karşılaşma esnasında (sabır ve şecaatte, şehidliğin mükafaatını beklemekte) Allah'a sadık kalır, öldürülünce bu üçüncü mertebede bir şehid olur. 4- Günahkar bir mü'min düşmanla karşılaşır, ölünceye kadar Allah'a sadık kalır. Bu da dördüncü derecede bir şehid olur." |Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 14, (1644)|1015
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|muvattabuharimüslim|Yahya İbnu Said|Resulullah (sav) (Bedir'de bizleri) cihada teşvik etti, cenneti hatırlattı. Bu sırada Ensar'dan biri, elindeki hurmalardan yemekte idi. Birden: "Ben şunları bitirinceye kadar oturacak olursam dünyaya fazla hırs göstermiş olacağım" dedi ve ellerindeki hurmaları fırlatarak kılıncını çekip öldürülünceye kadar savaştı. |Muvatta, Cihad 42, (2, 466); Buhari, Megazi, 17; Müslim, İmaret 145, (1901)|1016
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|buharimüslim|Bera|Zırh giyinmiş bir adam gelerek: "Ya Resulullah! Hemen savaşa mı katılayım, Müslüman mı olayım?" diye sordu. Resulullah (sav): "Müslüman ol, sonra savaşa katıl!" dedi. Adam Müslüman oldu, savaşa katıldı ve öldürüldü. Resulullah (sav) onun hakkında: "Az bir amelde bulundu fakat çok şey kazandı" buyurdu. |Buhari, Cihad, 13; Müslim, İmaret, 144, (1900)|1017
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|nesai|Raşid İbnu Sa'd|Raşid İbnu Sa'd, ashaba mensup birinden naklen anlatıyor: "Bir zat Resulullah'a gelip: "Ey Alah'ın Resulü, niye şehid dışında kalan mü'minler kabirde imtihan edilirler?" diye sordu. Resulullah şu cevabı verdi: "Şehidin ölüm anında tepesinin üstünde kılıç parıltısını hissetmesi imtihan olarak ona kafidir." |Nesai, Cenaiz 112, 3|1018
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şehidin ölüm (darbesinden) duyduğu ızdırab sizden birinin çimdikten duyduğu ızdırap kadardır." |Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 26, (1668)|1019
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|ebu davud|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rabbimiz, Allah yolunda savaşan şu kimseye taaccüb etmiştir: Arkadaşları hezimete ugra(yıp kaçmış)tır. Ancak O, (kaçmanın haram olduğunu düşünerek) kendisine düşen sorumluluğun idrakiyle geri dönerek, öldürülünceye kadar düşmanla çarpışmıştır. Bunun üzerine Aziz ve Celil olan Allah, meleklere (iftiharla) şöyle der: "Şu kuluma bakın, benim nezdimde olan mükafaatı) düşünüp katımda olan (cezadan) korkarak geri döndü, öldürülünceye kadar savaştı." |Ebu Davud, Cihad 38, (2536)|1020
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|ebu davud|Abdü'l'Habir İbnu Kays İbni Sabit İbni Kays İbni Şemmas (an ebihi an ceddihi)|Resulullah (sav)'a Ümmü Halid adında bir kadın yüzü örtülü olduğu halde gelerek Allah yolunda öldürülmüş olan oğlu hakkında sormak istedi. Ashab'tan biri kadına: "Sen, yüzü örtülü olduğun halde gelip oğlundan mı soracaksın?" dedi. Kadın: "Oğlumu kaybetti isem de hayamı kaybetmedim" dedi. Resulullah (sav) kadına: "Oğlun iki şehid mükafatı elde etmiştir!" dedi. Kadın: "Bunun sebebi nedir, ey Allah'ın Resulü?" diye sorunca şu cevabı verdi: "Çünkü onu Ehl-i Kitap öldürdü!" |Ebu Davud, Cihad 8, (2488)|1021
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|müslimebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Sehl İbnu Huneyf|Resulullah (sav), "Kim sıdk ile Allah'tan şehid olmayı taleb ederse, Allah onu şehidlerin derecesine ulaştırır, yatağında ölmüş bile olsa" buyurdu." |Müslim, Cihad 156, 157, (1908, 1909); Ebu Davud, Salat 361, (1520); Tirmizi, Fedailul-Cihad 19, (1653); Nesai, Cihad 36, (6, 36); İbnu Mace, Cihad 15, (2797)|1022
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|ebu davud|Ebu Malik el-Eş'ari|Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim Allah yolunda evinden ayrılır, sonra da öldürülür, yahut atı veya devesi (yere atıp) boynunu kırar veya bir zehirli sokar veya yatağında ölür ise, Allah'ın dilediği hangi musibetle ölmüş olursa olsun şehit olarak ölür." |Ebu Davud, Cihad 15, (2499)|1023
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|ebu davud||Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde geldiğine göre, "Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü, kim cennete gidecek?" diye sorulmuş, o da şu cevabı vermiştir: "Peygamber cennetliktir, şehid cennetliktir, çocuk(ken ölen) cennetliktir, diri diri gömülen çocuk cennetliktir." |Ebu Davud, Cihad 27, (2521)|1024
CİHAD BÖLÜMÜ|Şehadet Ve Şehidin Fazileti|muvatta|Ebu'n-Nasr|Resulullah (sav) Uhud şehidlerine uğradı ve: "İşte bunlar var ya, bunlar için şehadet ederim" dedi. Ebu Bekir (ra): "Ey Allah'ın Resulü biz onların kardeşleri değil miyiz? Onlar nasıl Müslüman oldularsa biz de Müslüman olduk, onların cihad etmeleri gibi biz de cihad ediyoruz!" dedi. Resulullah şu cevabı verdi: "Evet (söylediğiniz hususlar doğru), ancak benden sonra ne gibi bid'alar çıkaracağınızı bilemiyorum." Hz. Ebu Bekir (ra) ağladı, ağladı ve sonra: "Yani biz senden sonraya mı kalacağız? (diye eseflendi)." |Muvatta, Cihad 32, (2, 461-62)|1025
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Emiriniz, fazıl veya facir her nasıl olursa olsun, (onun emri altında) cihad etmeniz size farzdır. Keza, namazı da fazıl veya facir ve hatta kebair işlemiş bile olsa her Müslümanın, arkasında kılması bütün Müslümanlara farzdır." |Ebu Davud, Cihad 35, (2533)|1026
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|ebu davudnesai|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin." |Ebu Davud, Cihad 18, (2504); Nesai, Cihad 1, (6, 7)|1027
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|buharimüslimtirmizinesaiebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) Mekke'nin fethi günü buyurdular ki: "Artık bu fetihten sonra hicret yoktur. Fakat cihad ve niyyet vardır. Öyleyse askere çağrıldığınız zaman hemen silah altına koşun!" |Buhari, Cihad 1, 27, 194, Cizye 22, Hacc 43, Cezau's-Sayd 10; Müslim, İmaret 85, (1353), Hacc 445, (1353); Tirmizi, Siyer 33, (1590); Nesai, Cihad 15, (7, 146); Ebu Davud, Cihad 64, (2480)|1028
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|müslimebu davudnesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim gazve yapmadan ve gaza yapmayı temenni etmeden ölürse nifaktan bir şube üzerine ölmüş olur." İbnu'l-Mübarek der ki: "Biz bunun Hz. Peygamber (sav)'ın sağlığına has bir keyfiyet olduğuna hükmetmiştik." |Müslim, İmaret 158, (1910); Ebu Davud, Cihad 18, (2502); Nesai, Cihad 2, (6, 8)|1029
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|ebu davud|Ebu Ümame|Kim bizzat gazveye katılmaz veya bir gaziyi teçhiz etmez veya bir gazinin ailesini hayırlı bir şekilde himaye etmez ise, Allah kıyamet gününden önce ona hiç beklemediği bir musibet ulaştırır. |Ebu Davud, Cihad 18, (2503)|1030
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|buharimüslimebu davud|Ebu'n-Nadr|Ebu'n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebi Evfa (ra)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) düşmanla karşılaştığı günlerden birinde, güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıp yanındakilere şöyle dedi: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah'tan afiyet dileyin. Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesindedir." En sonda Resulullah (sav) sözlerini şöyle tamamladı: "Ey Kitab'ı indiren, bulutları yürüten, (Hendek Savaşanda düşman müttefikler olan) Ahzab'ı hezimete uğratan Rabbimiz, bunları da hezimete uğrat ve onlar karşısında bize yardım et!" |Buhari, Cihad 156, 22, 32, 112, Temenni 8; Müslim, Cihad 20, (1742); Ebu Davud, Cihad 98, (2631)|1031
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihadın Vacip Oluşu Ve Cihada Teşvik Edici Hadisler|nesai|Seleme İbnu Nüfeyl el-Kindi|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden bir grup, hak yolunda mücadeleye (hiç ara vermeden) devam edecek, Allah da, onlar(la mücadele sebebi) ile bazı kavimlerin kalplerini saptıracak ve bunlardan (alınanlarla) onların rızkını sağlayacaktır, bu hal kıyamet gününe, Allah'ın va'dinin gelme anına kadar devam edecektir. Atın, kıyamete kadar alnında hayır bağlıdır. Rabbim bana, aranızda kalıcı değil, gidici olduğumu, ruhumu kabzedeceğini, sizin de beni, (birbirinizin boynunu vuran gruplar olarak) takib edeceğinizi bildirdi. Sakın birbirinizin boynunu vurmayın. Mü'minlerin (fitne sırasında emniyette olacakları) asıl yerleri Şam'dır." |Nesai, Hayl 1, (6, 214-215)|1032
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|tirmiziebu davud|Enes|Resulullah (sav) gazve yaptığı zaman: "Ey Rabbim sen benim destekçim ve yardımcımsın. Senin sayende çare düşünür, senin sayende saldırır, senin sayende mukatele ederim" derdi. |Tirmizi, Da'avat 132, (3578); Ebu Davud, Cihad 99, (2632)|1033
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|ebu davud|İbnu Ömer|Resulullah (sav) ve askerleri (sefer sırasında) tepeleri tırmandıkça tekbir getirirler, inişe geçince de teşbihte bulunurlardı. Namaz dahi buna göre vazedildi." |Ebu Davud, Cihad 78, (2595)|1034
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|ebu davud|Seleme İbnu'l-Ekva|Resulullah (sav) bir gazve sırasında başımıza Hz. Ebu Bekir (ra)'i komutan tayin etti. Bu seferde müşriklerden bir gruba gece baskını yaptık. Onlardan çokça öldürüldü. Ben kendi elimle yedi kişi öldürdüm. Bunlar, farklı ailelerdendi. O gün parolamız: "Ey Mansur (yardım gören) öldür, öldür!" idi. |Ebu Davud, Cihad 78, (2596), 102, (2638)|1035
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|tirmiziebu davud|Mühelleb İbnu Ebi Sufre|Resulullah (sav)'ı dinleyen birisinden, Efendimiz'in şöyle söylediğini naklediyor: "Düşman size gece baskını yaparsa "Ha-mim La yunsarün deyin." |Tirmizi, Cihad 11, (1682); Ebu Davud, Cihad 78, (2597)|1036
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|ebu davudbuharimüslim|Ka'b İbnu Malik|Resulullah (sav) gazveye çıkmaya karar verdiği zaman, şaşırtarak başka bir zan uyandırır ve: "Harb bir hiledir" derdi. |Ebu Davud, Cihad 101, (2637); Buhari, Cihad 157; Müslim, Cihad 18, (1740)|1037
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|ebu davudnesaimuvatta|Muaz İbnu Cebel|Resulullah (sav) buyurdular ki: Gazve iki çeşittir: Birincisi kişinin Allah'ın rızasını aramak için yaptığı gazvedir. Bu maksadla gazve yapan imama da itaat eder, en kıymetli şeyini harcar, ortağına kolaylık gösterir, fesaddan kaçınır. Bunun uykusu da uyanıklığı da tamamen kendisi için ücret olur. Bir de övünmek, riyakarlıkta bulunmak ve kendini satmak için savaşan, imama isyan eden, arzda fesad çıkaran kimse vardır. Böyle gazveden asgari ücreti bile elde edemez." |Ebu Davud, Cihad 25, (2515); Nesai, Cihad 46, (6, 49); Muvatta, Cihad 18 (2, 466)|1038
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|ebu davud|Kays İbnu Abbad|Resulullah (sav)'ın ashabı (ra) savaş sırasında ses çıkarmayı sevmezlerdi." |Ebu Davud, Cihad 112, (2656)|1039
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihad'ın Adabı|rezin|Ebu'd-Derda|Anlattığına göre, cihada giderken, yola çıkıp, halkın geçeceği yere durarak, herkese duyuracak şekilde şöyle bağırırmış: "Ey insanlar: Kimin üzerinde bir borç olduğu halde, cihada katılır ve bilirse ki, öldüğü takdirde bu borç ödenmeyecektir, hemen geri dönsün, sakın peşime takılmasın. Zira, o, bu haliyle cihadın karşılığını alamaz." (Rezin'in ilavesidir.) |Rezin|1040
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihada Niyette Sıdk Ve İhlas|buharimüslimtirmiziebu davudnesaiİbnu mace|Ebu Musa|Hz. Peygamber (sav)'e, şecaat olsun diye veya hamiyyet (kavmi, ailesi, dostu) için veya gösteriş için mukatele eden kimseler hakkında sorularak bunlardan hangisi "Allah yolundadır?" dendi. Resulullah: "Kim, Allah'ın kelamı yücelsin diye mukatele ederse, o Allah yolundadır" diye cevap verdi." |Buhari, Cihad 15, Hums 10, İlm 35, Tevhid 28; Müslim, İmaret 149, (1904); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 16, (1646); Ebu Davud, Cihad 26, (2517); Nesai, Cihad 21; İbnu Mace, Cihad 13, (2783)|1041
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihada Niyette Sıdk Ve İhlas|ebu davud|Ebu Hüreyre|Bir adam gelerek Hz. Peygamber (sav)'e: "Ey Allah'ın Resulü, bir kimse Allah yolunda cihad arzu ettiği halde bir de dünyalık isterse durumu nedir?" diye sordu. Şu cevabı verdi: "Ona hiçbir sevab yoktur!" Adam aynı soruyu üç sefer tekrar etti, Resulullah (sav) da her seferinde: "Ona sevab yoktur!" diye cevap verdi." |Ebu Davud, Cihad 25, (2516)|1042
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihada Niyette Sıdk Ve İhlas|nesai|Şeddad İbnu'l'Had|Bir bedevi gelerek Resulullah (sav)'a iman etti. Sonra da sordu: "Seninle hicret edeyim mi?" Resulullah (sav) onu ashabından birine teslim edip meşgul olmasını söyledi. Sonra yapılan gazvede Resulullah (sav), bir miktar ganimet elde etmişti. Bunu taksim etti ve bedeviye de bir pay ayırdı. Bedevi: "Bu nedir?" diye sordu. Resulullah (sav): "Bu payı sana ayırdım" dedi. Adam: "Ben bunun için sana tabi olmuş değilim, ben -eli ile boğazını göstererek- şuraya bir ok atılıp ölmem ve cennete gitmem için sana tabi oldum" dedi. Resulullah (sav) da: "Sen Allah'a sadık oldun mu o da sana sadık olur (dilediğini verir)" dedi. Askerler bir müddet durdular. Sonra düşmanla mukatele etmek üzere kalktılar. Adamcağızı, az sonra sırtlayıp Hz.Peygamber (sav)'e getirdiler. Tam gösterdiği yere bir ok isabet etmiş ve ölmüştü. Resulullah (sav): "Bu, o adam mı?" diye sordu: "Evet, odur!" dediler. "Öyleyse o Allah'a doğru söyleyip sadakat gösterdi, Allah da ona sadakat gösterdi" dedi. Adam, Resulullah (sav)'ın cübbesi ile kefenlendi. Resulullah (sav) cenazeyi öne çıkardı, üzerine namaz kıldı. Okuduğu duadan işitilenler arasında şu da vardı: "Ey Allahım, bu senin bir kulundur. Senin yolunda hicret etmek üzere memleketinden ayrıldı. Şehid olarak öldürüldü. Ben buna şahidlik ediyorum." |Nesai, Cenaiz 61, (4, 60, 61)|1043
CİHAD BÖLÜMÜ|Cihada Niyette Sıdk Ve İhlas|ebu davudİbnu macebuharinesaimüslim|Abdurrahman İbnu Ebi Ukbe|Abdurrahman İbnu Ebi Ukbe, babasından naklediyor: Babası İran asıllı bir azadlı idi. Der ki: "Resulullah (sav) ile birlikte Uhud Savaşı'na katıldım. Müşriklerden bir adama darbeyi indirdim ve: "Al, bu sana benden, ben İranlı bir köleden!" dedim. (Sözlerimi işitmiş bulunan) Resulullah (sav) bana doğru baktı ve: "Niye, ben Ensari bir köleyim demedin? Bir kavmin kızkardeşlerinin oğlu o kavimden sayılır" dedi. (Bu hadisin son cümlesi diğer kitaplarda da yer alır) |Ebu Davud, Edeb 121, 5/23; İbnu Mace, Cihad 13, (2784); Buhari, Feraiz 24, Tirmizi, Menakıb 85, (3897); Nesai, Zekat 96, (5, 106); Müslim, Zekat 133, (1059)|1044
CİHAD BÖLÜMÜ|Kıtal Ve Gazve Ahkamı|müslimtirmiziebu davud|Büreyde|Resulullah (sav) bir ordunun veya seriyyenin başıa komutan tayin ettiği zaman, -hassaten komutana- Allah'a karşı muttaki olmasını, beraberindeki Müslümanlara da hayır tavsiye eder ve sonra şunları söylerdi: "Allah'ın adıyla ve Allah'ın rızası için savaşın. Allah'ı inkar eden kafirlerle çarpışın. Gaza edin fakat ganimete hıyanet etmeyin, haksızlıkda bulunmayın, ölülerin vücudlarına sataşıp burun ve kulaklarını kesmeyin, (önünüze çıkan) çocukları öldürmeyin! Müşrik düşmanlarla karşılaşınca onları önce üç şeyden birine çağır: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artık dokunma! Önce İslam'a davet et. İcabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan çek. Sonra onları yurtlarından muhacirler diyarına hicrete davet et ve onlara haber ver ki, eğer bunu yapacak olurlarsa Muhacirleri va'dedilen bütün mükafaat ve vecibeler aynen onlara da terettüp edecektir. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Müslüman bedeviler hükmündedirler ve Allah'ın mü'minler üzerine cari olan hükmü onlara icra edilecektir; ganimet ve fey'den kendilerine hiçbir pay ayrılmayacaktır. Müslümanlarla birlikte cihada katılırlarsa o hariç, (o zaman ganimete iştirak ederler.) Bu şartlarda Müslüman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, müsbet cevap verirlerse hemen kabul et ve onları serbest bırak. Bundan da imtina ederlerse, onlara karşı Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Bu durumda bir kale ahalisini muhasara ettiğinde onlar senden Allah ve Resulü'nün ahd ve emanını talep ederlerse kabul etme; onlar için, kendine ve ashabına ait bir eman tanı. Zira sizin kendi akdinizi veya arkadaşlarınızın ahdini bozmanız, Allah'ın ve Resulü'nün ahdini bozmaktan ehvendir. Eğer bir kale ahalisini kuşattığında onlar, senden Allah'ın hükmünü tatbik etmeni isterlerse sakın onlara Allah'ın hükmünü tatbik etme, lakin kendi hükmünü tatbik et. Zira Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmeyeceğini bilemezsin." |Müslim, Cihad 3, (1731); Tirmizi, Siyer 48, (1617), Diyat, 14, (1408); Ebu Davud, Cihad 90, (2612, 2613)|1045
Dostları ilə paylaş: |