İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə82/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   129

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davud|Esma Bintu Umeys|"Ey Allah'ın Resulü!" dedim, "Fatıma Bintu Ebi Hubeyş, şu şu kadar zamandan beri kanama geçiriyor, namazı bıraktı!" (Bu sözün üzerine Aleyhissalatu vesselam): "Sübhanallah! (hiç namaz bırakılır mı?) Bu şeytandan (bir oyun. Kapılmamalıydı. Söyleyin ona), bir leğene (su koyup içine) otursun. Eğer suyun üstünde (kanamadan hasıl olan) bir sarılık görürse, öğle ve ikindi için tek bir gusül yapsın; akşam ve yatsı için de tek bir gusül yapsın. Sabah için de ayrı bir gusül yapsın. Bu arada (kılacağı namazlar için) abdest alsın" buyurdular." İbnu Abbas radıyallahu anhüma der ki: "(Her namaz için) gusletmek, kadıncağıza zor gelmeye başlayınca iki namazın arasını birleştirmeyi emretmiştir." |Ebu Davud, Taharet 116, (296)|3856

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|muvattaebu davudnesai|Ümmü Seleme|Resulullah (sav) zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme radıyallahu anha, onun adına, hükmü, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan soruverdi. Resulullah: "İstihaze kanı başlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna haksin, her ay o kadar müddette namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın." |Muvatta, Taharet 105, (1, 62); Ebu Davud, Taharet 108, (274, 275, 276, 277, 278); Nesai, Hayz (1, 182)|3857

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davud|Sümeyy Mevla İbnu Ebi Bekr İbni Abdirrahman|Ka'ka ve Zeyd İbnu Eşlem, beni, Said İbnu Meseyyeb rahimehullah'a gönderip müstehazenin nasıl yıkanacağını sordular. Said şöyle açıkladı: "Müstehaze, öğleden öğleye yıkanır ve her namaz için abdest alır. Şayet kan galebe çalacak olursa bir bezle sargı yapar." |Ebu Davud, Taharet 114, (301)|3858

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davud|Ali|Müstehaze, hayız müddeti sona erince her gün yıkanır. Üzerine tereyağı veya zeytinyağı sürülmüş bir yün kullanır. |Ebu Davud, Taharet 115, (302)|3859

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|muvatta|Abdullah İbnu Süfyan|Bir kadın, İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya şöyle sordu: "Kabe'yi ziyaret maksadıyla gelmiştim. Tam Mescid-i Haram'm kapısına geldiğim sırada kanamam başladı ve derhal geri dönüp, kanama duruncaya kadar bekledim. Sonra yıkandım. Tekrar tavaf için geldiğimde, kapının yamnda yine kan geldi. Aynı şekilde geri döndüm, size geldim." Abdullah şu cevabı verdi: "Bu şeytandan gelen bir zarardır. Bu durumda yıkan. Pamuk tıkayarak bir bez bağla, sonra da tavafını yap!" |Muvatta, Hacc 124, (1, 371)|3860

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davud|İkrime|Ümmü Habibe radıyallahu anha müstehaze idi. Kocası ona temasta bulunurdu. Aynı hal Hamne Bintu Cahş radıyallahu anha için de mevzubahis idi. |Ebu Davud, Taharet 120, (309)|3861

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davudnesai|Ümmü Atiyye|(Hayız müddetimiz dolup) temizlik dönemi başladıktan sonra görülen bulanık ve sarı akıntıyı ciddiye almazdık. |Ebu Davud, Taharet 119, (307, 308); Nesai, Hayz 7, (1, 186, 187)|3862

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|muvattabuhari|Mercane Mevla Aişe|Kadınlar Hz. Aişe radıyallahu anha'ya içerisinde pamuk bulunan bez (veya kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı. Hz. Aişe radıyallahu anha: "Beyaz akıntıyı görünceye kadar acele etmeyin!" diye cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kastederdir. |Muvatta, Taharet 97, (1, 59); Buhari, bab başlığında senetsiz olarak kaydetmiştir (Hayz 19)|3863

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|muvattabuhari|Zeyd İbnu Sabit|Zeyd İbnu Sabit'in kızından nakledildiğine göre, kulağına, bir kısım kadınların gece yarısı, temizliklerini kontrol için, lamba getirtir oldukları haberi ulaşır. O, bu davranıştan dolayı kadınları ayıplar ve: "(Sahabe) kadınları böyle yapmazlardı" der. |Muvatta, Taharet 98, (1, 59); Buhari, bab başlığı olarak (senetsiz) kaydetmiştir. (Hayz 19)|3864

TAHARET BÖLÜMÜ|İstihaze Ve Nifa Hakkında|ebu davudtirmizi|Ümmü Seleme|Resulullah (sav) devrinde, nifas olan kadınlar nifaslarından sonra kırk gün kırk gece otururlardı. Biz yüzlerimize vers -yani kelef alarak- sürerdik... |Ebu Davud, Taharet 121, (311); Tirmizi, Taharet 105, (139)|3865

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buhari|Enes|Ben Resulullah (sav)'ın ne sükürrüce (denilen tahta sofra) üzerinde yemek yediğini, ne ona inceltilmiş (yufka) ekmek ) yapıldığını ve ne de yemek masası (hıvan) üzerinde yemek yediğini hatırlamıyorum." Enes'in bu sözünü rivayet eden Katade'ye "Pekiyi neyin üzerinde yemek yiyorlardı?" diye sorulmuştu, "Sofralar üzerinde" diye cevap verdi. |Buhari, Et'ime 8, 26, Rikak 17; Tirmizi, Et'ime 1 (1789)|3866

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharitirmizi|Ebu Hazım|Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a sordum: "Resulullah (sav) hiç (kepeksiz has undan yapılmış) beyaz ekmek yedi mi?" Bana şu cevabı verdi: "Hayır! Resulullah (sav) Allah'ın O'nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç beyaz ekmek görmedi." Ben tekrar sordum: "Elekleriniz var mıydı?" "Hayır!" dedi, "Aleyhissalatu vesselam Allah'ın kendisini peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç elek görmemiştir." "Öyleyse," dedim, "siz arpa ununu elemeden nasıl yiyebiliyordunuz?" "Arpayı öğütüyorduk, sonra üflüyorduk. Üfrüğümüzün tesiriyle uçabilen (kepek) uçuyor geri kalan kısmına su katıp [hamur yapıyor] ve yiyorduk" diye cevap verdi. |Buhari, Et'ime 22,10; Tirmizi, Zühd 38, (2365)|3867

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimebu davud|Huzeyfe|Biz Resulullah (sav)'ın yanında yemeğe oturunca, Resulullah (sav) yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O'nunla yemeğe oturmuştuk. Derken bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe soktu. Resulullah (sav) elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu. Aleyhissalatu vesselam onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: "Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır." "Resulullah (sav) bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladık. |Müslim, Eşribe 102, (2017); Ebu Davud, Et'ime 16, (3766)|3868

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davudtirmizi|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kim bir şey yerse "Bismillah (Allah'in adıyla)" desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsun sonunda şöyle söylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve ühirihi (başında da sonunda da Bismillah)." |Ebu Davud, Et'ime 16, (3767); Tirmizi, Et'ime 47, (1859)|3869

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmizi|Aişe|Resulullah (sav) ashabından altı kişi içerisinde yemek yiyordu. Derken bir bedevi geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada yutuverdi. Resulullah (sav): "Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi!" buyurdu. |Tirmizi, Et'ime 47, (1859)|3870

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davudİbnu mace|Vahşi İbnu Harb (an ebihi an ceddihi) Vahşî İbnu Harb el-Habeşi|Resulullah (sav)'ın Ashabı dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım)?" Bunun üzerine, Resulullah: "Ayrı ayrı yemekte olmayasınız?" diye sordu. "Evet" dediler. Resulullah da: "Öyleyse yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemeğe Allah'ın ismini zikrederek (Bismülahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır." |Ebu Davud, Et'ime 15, (3764); İbnu Mace, Et'ime 17, (3286)|3871

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davud|Ümeyye İbnu Mahşiyy|Resulullah (sav) otururken bir adam besmele çekmeden yemek yiyordu. Yemeğini yemiş, geriye tek lokması kalmıştı. Onun ağzına kaldırırken: "Bismillahi evvelehü ve ahirahu" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav) güldü ve: "Şeytan onunla birlikte yemeye devam etti. Ne zaman ki Allah'ın ismini zikretti, karnındakileri hep kustu" buyurdu. |Ebu Davud, Et'ime 16, (3768)|3872

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimebu davud|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avenelerine): "Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok!" der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avenelerine): "Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değilr der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken "Bismillah!" diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine): "Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!" der." |Müslim, Eşribe 103, (2018); Ebu Davud, Et'ime 16, (3765)|3873

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimmuvattaebu davudtirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kimse sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer." |Müslim, Eşribe 106, (2020); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 5, (2, 922, 923); Ebu Davud, Et'ime 20, (3776); Tirmizi, Et'ime 9, (1801)|3874

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslim|Seleme İbnu'l-Ekva|Resulullah (sav)'ın yanında bir adam sol eliyle yemek yemişti. "Sağınla ye!" ferman buyurdu. Adam: "Yiyemiyorum!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Yiyemez ol! Onu böyle demeye kibri sevketti." buyurdular. Bundan sonra elini ağzına kaldıramadı. |Müslim, Eşribe 107, (2021)|3875

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Ömer İbnu Ebi Seleme|Resulullah (sav)'ın terbiyesinde bir çocuktum. Yemekte elim, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Resulullah (sav) bana ikazda bulundu: "Evlat! Allah'ın ismini an, sağınla ye, önünden ye." Bundan sonra hep böyle yedim. |Buhari, Et'ime 2, 3; Müslim, Eşribe 108, (2022); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 32, (2, 934); Ebu Davud, Et'ime 20, (3777); Tirmizi, Et'ime 47, (1858)|3876

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmiziİbnu mace|Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb|Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb babasıdan naklediyor: "Kavmim Beni Mürre İbnu Abid, benimle mallarının sadakasını Resulullah (sav)'a gönderdi. Medine ye gelince O'nu (sav) Muhacir ve Ensar'ın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anha'nın evine götürdü. Varınca: "Yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Bize, içerisinde bolca serid ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. Resulullah (sav) önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: "Ey İkraş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)" buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye başladım. Resulullah (sav)'ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da: "Ey İkraş! Dilediğin yerinden (alıp) ye. Çünkü (tabağın içindekilerin hepsi) aynı çeşit değil" buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resulullah (sav) elini yıkadı, elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını meshetti ve: "Ey İkraş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken) abdesttir" buyurdu. |Tirmizi, Et'ime 41, (1849); İbnu Mace, Et'ime 11, (3274)|3877

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmiziebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bereket yemeğin ortasına iner. Öyleyse kenarlardan yiyin, ortadan yemeyin." |Tirmizi, Et'ime 12, (1806); Ebu Davud, Et'ime 18, (3772)|3878

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davud|İbnu Abbas|Ebu Davud'daki rivayet şöyledir: "Sizden biri, bir yemek yeyince yemek kabının üstünden yemesin, aşağısından yesin. Zira, bereket üstünden iner." |Ebu Davud, Et'ime 44, (3834)|3879

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharimüslimebu davudtirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) kişinin arkadaşlarından izin almadan iki hurmayı birlikte yemesini yasaklamıştır. |Buhari, Et'ime 44, Mezalim 14, Şirket 4; Müslim, Eşribe 151, (2045); Ebu Davud, Et'ime 44, (3834); Tirmizi, Et'ime 16, (1815)|3880

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davud|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eti bıçakla kesmeyin. Çünkü bu, yabancıların işidir. Siz dişlerinizle kemirerek yiyin. Çünkü bu, sıhhat ve afiyet için daha iyidir. |Ebu Davud, Et'ime 21, (3778)|3881

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharitirmiziebu davudİbnu mace|Ebu Cuhayfe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben dayanarak yemem." |Buhari, Et'ime 13; Tirmizi, Et'ime 28, (1831); Ebu Davud, Et'ime, 17, (3769); İbnu Mace, Et'ime 6, (3262)|3882

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimebu davud|Enes|Resulullah (sav)'ı çömelir vaziyette durup hurma yerken gördüm. |Müslim, Eşribe 149, (2044); Ebu Davud, Et'ime, 17, (3771)|3883

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davud||Ebu Davud'dan gelen diğer bir rivayette: "Resulullah'a bayat bir hurma getirilmişti. Kurtları çıkarmak için kontrol etmeye başladı. |Ebu Davud, Et'ime 43, (3832, 3833)|3884

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buhariebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini (mendile) silmesin." |Buhari, Et'ime 52; Müslim, Eşribe 129, (2031); Ebu Davud, Et'ime 52, (3847)|3885

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimtirmizi|Cabir|Resulullah (sav), parmakların ve kapların yalanmasını emretti ve dedi ki: "Siz, bereketin, yemeğinizin hangi (parça)sında olduğunu bilemezsiniz. Öyleyse birinizin lokması düşecek olursa, onu alıp bulaşan ezayı temizlesin, sakın şeytana terketmesin. Parmaklarını yalamadıkça elini mendille de silmesin. Zira o, taamınızın hangisinde bereket bulundugunu bilemez." |Müslim, Eşribe 136, (2034); Tirmizi, Et'ime 11, (1803)|3886

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|rezin|Enes|Rezin, Hz. Enes radıyallahu anh'tan yaptığı bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: "Zira yemek kabı, kendisini yalayıp yıkayana istiğfarda bulunur ve: "Beni şeytandan kurtardığın gibi, Allah da seni ateşten kurtarsın" der." |Rezin|3887

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davudtirmizi|Selman|Tevrat'ta okudum: "Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır" diyordu. Bunu Resulullah (sav)'a söyledim: "Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır" buyurdular. |Ebu Davud, Et'ime, 12, (3761); Tirmizi, Et'ime 39, (1847)|3888

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmiziebu davud|Ebu Hüreyre|Resullullah (sav) buyurdular ki: "Şeytan muhakkak ki hassastır, cidden pek hassastır. Kendinizi ondan sakındırın. Kim elinde et kokusu olduğu halde geceler, sonra da kendisine bir fenalık ulaşırsa sakın ha nefsinden başkasını suçlamasın." |Tirmizi, Et'ime 48, (1861); Ebu Davud, Et'ime 54, (3852)|3889

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimebu davudtirmizinesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) bir gün heladan çıkmıştı. Hemen kendisine bir yemek takdim edildi. (O da kabul buyurdu. Ashabtan bazısı:) "Size abdest suyu getirmeyelim mi?" dediler. Onlara: "Namaza halkınca abdest almakla emrolundum!" cevabını verdi. |Müslim, Hayz 118, (374); Ebu Davud, Et'ime 11, (3760); Tirmizi, Et'ime 40, (1848); Nesai, Taharet 101, (1, 85)|3890

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharimüslimmuvattatirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) kafir bir misafir ağırlamıştı. Derhal onun için bir keçinin sağılmasını emretti. Keçi sağıldı. Kafir sütunu içti. Sonra diğer bir keçinin daha sağılmasını emretti. (Adam doymadı). Bu suretle tam yedi keçinin sütunu içti. Adam yatıp, sabah olunca müslüman oldu. Resulullah (sav) bir keçi sağılmasını emretti. Sütunu adam içti, sonra ikinci bir başka keçi daha sağıldı. Fakat bunun sütunu tamamen içemedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Mümin bir mideye içer, kafir ise yedi mideye içer" buyurdular. |Buhari, Et'ime 12; Müslim, Eşribe 186, (2063); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 10, (2, 924); Tirmizi, Et'ime 20, (1820)|3891

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharimüslimmuvattatirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter." |Buhari, Et'ime, 11; Müslim, Eşribe 178, (2058); Muvatta, Sıfatu'n-Nebiyy 20, 52, (928); Tirmizi, Et'ime 21, (1821)|3892

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimtirmizi|Cabir|Resulullah dedi ki: "İki kişilik yiyecek dört kişiye de yeter, dört kişilik yemek sekiz kişiye de yeter." |Müslim, Eşribe 179, (2059); Tirmizi, Et'ime 21, (1821)|3893

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmiziİbnu mace|İbnu Ömer|(Bir zat) Resulullah (sav)'ın yanında öğürmüştü, ona: "Öğürtünü bizden uzak tut, zira, dünyada insanların en çok doymuş olanları, Kıyamet günü en çok aç kalacak olanlarıdır" buyurdular. |Tirmizi, Kıyamet 38, (2480); İbnu Mace, Et'ime 50, (3350)|3894

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmiziİbnu mace|Mikdam İbnu Ma'dikerib|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak [nefsinin galebesiyle] illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine (tahsis etsin, üçte birden fazlasma yemek koymasin)." |Tirmizi, Zühd 47, (2381); İbnu Mace, Et'ime 50, (3349)|3895

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir avuç çürük hurma ile de olsa akşam yemeği yeyin. Zira akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir." |Tirmizi, Et'ime 46, (1857)|3896

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|buharimüslimebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi, (yemezdi). |Buhari, Et'ime 21, Menakıb 23; Müslim, Eşribe 187, (2064); Ebu Davud, Et'ime 14, (3763); Tirmizi, Birr 84, (2032)|3897

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davudbuhariİbnu macenesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur." |Ebu Davud, Et'ime 49, (3844); Buhari, Tıbb 58, Bed'ül-Halk 14; İbnu Mace, Tıb 31, (3504, 3505); Nesai, Fera' 11 (7, 178)|3898

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|ebu davudtirmiziİbnu mace|Cabir|Resulullah (sav) cüzzamlı bir kimsenin elinden tuttu ve kendisiyle birlikte elini tabağa koydu, sonra da: "Allah'a güvenerek ve O'na tevekkül ederek ye!" buyurdu. (Rezin şunu ilave etti: "Bunu Ebu Bekr ve Ömer (ra) da yaptılar ve aynı şeyler söylediler.) |Ebu Davud, Tıbb 24, (3925); Tirmizi, Et'ime 19, (1818); İbnu Mace, Tıbb 44, (3542)|3899

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslimİbnu mace|Şerid İbnu Süveyd|Sakif hey'eti arasında bir de cüzzamlı vardı. Resulullah (sav) ona bir haber göndererek: "Biz seninle bey'atımızı yaptık, sen hemen geri dön!" buyurdular. |Müslim, Selam 126, (2231); İbnu Mace, Tıbb 44, (3544)|3900

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|müslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) kendisine, ilk çıkan turfanda meyve getirildi de, o zaman şöyle dua ederdi: "Allah'ım Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi, müdd'ümüzü, sa'mızı mübarek kıl, bereketlerini kat kat artır." Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan çocukların en küçüğüne verirdi. |Müslim, Hacc 474, (1373)|3901

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Yeme Adabı|tirmizi|Aişe|Ashab bir koyun kesmişti. Bu sırada bir dilenci geldi. Etten bir miktar verdiler. Derken başka gelenler oldu, onlara da verdiler. Geriye yine de et kaldı. Resulullah (sav) sordu: "Koyundan geri ne kaldı?" "Sadece omuzu kaldı!" dediler. Aleyhissalatu vesselam ise: "Omuzu hariç geri tarafı kaldı!" buyurdular. |Tirmizi, Kıyamet 34, (2472)|3902

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|İbnu Abbas|Halid İbnu Velid (ra)'ın bana bildirdiğine göre, Halid, Resulullah (sav) ile birlikte, Resulullah'ın zevceleri Meymune (ra)'nin yanına girerler. -Meymune hem onun ve hem de İbnu Abbas'ın teyzeleri idi- Meymune'nin yanında kızartılmış bir keler görürler. Bunu, Necid'den, kız kardeşi Hufeyde Bintul-Haris getirmişti. Meymune (ra) keleri Resulullah (sav)'ın önüne sürdü. Önüne bir yemek çıkarılıp da ondan bahsedilmeyip ve isminin de zikredilmediği durum nadirdi. [Resulullah (sav) kelere elini uzatmıştı ki,] orada hazır bulunan kadınlardan biri: "Resululah (sav)'a takdim ettiğiniz şeyden haber verin, ne olduğunu söyleyin!" dedi. Bunun üzerine: "O kelerdir!" dediler. Bunun üzerine Resulullah (uzatmış olduğu) elini derhal geri çekti. Halid (ra): "Bu haram mıdır, ey Allah'ın Resulü?" dedi. Resulullah: "Hayır, ancak o benim kavmimin diyarında bulunmuyor. Bu sebeple (Onu yemeye alışkın değilim), içimde tiksinme hissediyorum!" buyurdular. Halid (ra) der ki: "Ben keleri (önüme) çekip yedim. Resulullah bakıyor fakat beni yasaklamıyordu." |Buhari, Et'ime 10,14, Zebaih 33; Müslim, Sayd 43, 44, 45, (1945, 1946, 1948); Muvatta, İsti'zan 10, (2, 968); Ebu Davud, Et'ime 28, (3793, 3794), Eşribe 21, (37); Nesai, Sayd 26, (7,198,199)|3903

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|müslim|Ebu Said|Bir bedevi Resulullah (sav)'a gelerek: "Ben keleri bol olan bir bölgede yaşıyorum. Keler atıcının yiyeceğinin ekseriyetini teşkil ediyor (bunun bir mahzuru var mı; ne buyurursunuz?" diye sordu. Ama Resulullah cevap vermedi. Biz: "Tekrar sor!" dedik. O tekrar sordu. Resulullah cevap vermedi. Adam üçüncü sefer sordu. Üçüncü de Resullah adama seslenip yanına çağırdı ve: "Ey bedevi! Allah, Beni İsrail'den bir boya lanet etti veya gadab etti. (Ceza olarak) onları yeryüzünde yürüyen hayvanları haline çevirdi. Bilemem, ola ki bu, o lanete meshe uğrayan kimselerdendir. Bu sebeple ondan ne yerim ne de yiyenleri men ederim!" dedi. |Müslim, Sayd 51, (1951)|3904

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|ebu davud|Halid İbnu'l'Huveyris|Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah İbnu Ömer (ra)'e gelip: "Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?)" diye sordu. Abdullah: "Tavşan Resulullah (sav)'a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu" dedi. |Ebu Davud, Et'ime 27, (3792)|3905

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Enes|Yürüdük ve Merri'z Zahran'dan bir tavşan kaldırdık. Arkadaşlarımız peşinden koştular ve (sonunda yakalamaktan) aciz kaldılar. Bu sefer ben koştum, yetiştim ve yakaladım. Onu (babalığım) Ebu Talha (ra)'ya getirdim. O, tavşanı keskin bir taşla kesti. Budunu benimle Resulullah'a gönderdi. Resulullah onu yedi. Enes'e: "Yedi mi, (gördün mü yediğini?)" diye sorulmuştu. "Yani kabul etti" dedi. |Buhari, Sayd 32, 10, Hibe 5; Müslim, Sayd 53, (1953); Ebu Davud, Et'ime 27, (3791); Tirmizi, Et'ime 2, (1790); Nesai, Sayd 25, (7,196)|3906

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|tirmiziebu davudnesai|Abdurrahman İbnu Ebi Ammar|Hz. Cabir (ra)'a: "Sırtlan av mıdır?"diye sordum. "Evet!" dedi. Ben tekrar: "Etini yiyeyim mi?"dedim. "Evet!" dedi. "Bu cevap Resulullah (sav)'dan mıdır?" dedim. "Evet!" dedi." |Tirmizi, Et'ime 4, (1792); Ebu Davud, Et'ime 32, (3801); Nesai, Sayd 27, (7,200)|3907

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|ebu davud|Abdurrahman İbnu Ebi Ammar|Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: "Hz. Cabir (ra) der ki: "Resulullah (sav)'a sırtlandan sordum. Bana: "O, av (hayvanı)dır, ihramlı avlayacak olursa koç da aynı hükme dahil edilir." |Ebu Davud, Et'ime 32, (3801)|3908

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|tirmizi|Huzeyme İbn Cez'|Resulullah {sa)'a sırtlan hakkında (eti helal mi?)" diye sordum. "Sırtlanı yiyen biri de var mı?" dedi. Bunun üzerine kurdun etinin yenmesini sordum. "Kendisinde hayır olup da kurdu yiyen biri var mı?" diye cevap verdi. |Tirmizi, Et'ime 4, (1739)|3909

YİYECEKLER BÖLÜMÜ|Hayvanlardan Mübah Ve Mekruh Olanlar|ebu davud|Nemletü'l-Ensari|İbnu Ömer (ra)'e kirpiden sorulmuştu. (Cevaben) şu ayeti okudu. (Mealen): "(Ey Muhammed) de ki: "Bana vahyolunanda leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki pistir- ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum. Fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir. Doğrusu Rabbim bağışlar ve merhamet eder." (En'am 146). Ancak, yanında bulunan bir yaşlı dedi ki: "Ben Ebu Hüreyre (ra)'yi dinledim, demişti ki: "Resulullah (sav)'ın yanında kirpinin zikri geçmişti: "O habislerden bir habistir (eti) yenmez" buyurdular." Bunun üzerine İbnu Ömer (ra): "Eğer bunu Resulullah (sav) söyledi ise, bu (kirpinin hükmü), biz bilmesek de O'nun dediği gibidir" dedi. |Ebu Davud, Et'ime 30, (3799)|3910


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   78   79   80   81   82   83   84   85   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin