SOHBET BÖLÜMÜ|Hasta Ziyareti Ve Fazileti|ebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim eceli gelmeyen bir hastayı ziyaret eder ve yanında şu duayı yedi kere okursa, Allah ona bu hastaltğından mutlaka şifa verir: Es'elullahe'l-azime Rabbe'l-Arşi'l-azimi en yeşfiyeke (Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan senin için şifa taleb ediyorum). |Ebu Davud, Cenaiz 12, (3106); Tirmizi, Tıbb 32, (2084)|3406
SOHBET BÖLÜMÜ|Hasta Ziyareti Ve Fazileti|tirmizi|Ebu Said|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir hastanın yanına girince, ona sağlık ve uzun ömür temennisiyle onu rahatlatın. Zira böyle yapmak onun gönlünü hoş eder." |Tirmizi, Tıbb 35, (2088)|3407
SOHBET BÖLÜMÜ|Hasta Ziyareti Ve Fazileti|buhariebu davud|Enes|Yahudilerden bir çocuk Resulullah (sav)'a hizmet ediyordu. Bir gün hastalandı. Resulullah (sav) onun ziyaretine geldi. Baş ucunda oturdu ve: "Müslüman ol!" buyurdu. Çocuk yanında durmakta olan babasına baktı. Babası da: "Ebu'l'Kasim'a, itaat et!" diye emretti. Çocuk derhal müslüman oldu. Resulullah (sav) oradan ayrıldığı vakit şöyle diyordu: "Onu benim vesilemle ateşten kurtaran Allah'a hamdolsun." |Buhari, Cenaiz 80, Merda 11; Ebu Davud, Cenaiz 5,(3095)|3408
SOHBET BÖLÜMÜ|Hasta Ziyareti Ve Fazileti|buhari|İbnu Abbas|Hastayı ziyaret ederken az oturmak ve az gürültü yapmak sünnettendir. (Rezin ilavesidir) |Buhari, İlm 39, Cihad 176, Cizye 6, Megazi 83, İ'tisam 26, Marda 17,3|3409
SOHBET BÖLÜMÜ|Binme Ve Terkiye Alma|buharinesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) Mekke'ye geldiği zaman kendini, Abdulmuttaliboğullarının çocukları karşıladılar. Resulullah (sav) birini önüne, diğerini de arkasına bindirdi. |Buhari, Umre 13, Libas 99, 100; Nesai, Menasik 121, (5, 212)|3410
SOHBET BÖLÜMÜ|Binme Ve Terkiye Alma|buharimüslimebu davud|Abdullah İbnu Cafer|İbnu'z-Zübeyr'in, kendisine şunları söylediğini anlatmıştır: "Hatırlar mısın, hani biz Resulullah (sav)'ı karşılamıştık: Ben, sen ve İbnu Abbas!" Abdullah: "Evet hatırlıyorum", demiş ve ilave etmiştir: "Bizi bineğine almış, seni terketmişti." |Buhari, Cihad 196; Müslim, Fedailu's-Sahabe 66, (2427); Ebu Davud, Cihad 60, (2566)|3411
SOHBET BÖLÜMÜ|Binme Ve Terkiye Alma|ebu davud|Muaz|Resulullah (sav)'ın Ufeyr denen merkebinin terkisinde idim. |Ebu Davud,Cihad 53, (2659)|3412
SOHBET BÖLÜMÜ|Binme Ve Terkiye Alma|ebu davud|Ebu'l-Müleyh|Ravi, bir adamdan naklen demiştir ki: "Ben Resulullah (sav)'ın terkisinde idim. Hayvanın ayağı kaydı, Ben, "Kör şeytan!" demiş bulundum. Bana: "Böyle söyleme, zira böyle söylersen o büyür, hatta ev kadar olur ve "kendi gücümle onu yere attım!" der. Fakat sen: "Bismillah!" de, zira böyle söylersen o küçülür ve sinek kadar olur." |Ebu Davud, Edeb 86, (4982)|3413
SOHBET BÖLÜMÜ|Binme Ve Terkiye Alma|ebu davudtirmizi|Abdullah İbnu Büreyde|Abdullah İbnu Büreyde, babasından (ra) anlatıyor: "Beraberinde bir merkeb olan bir zat Hz. Peygamber'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Bin!"dedi ve adam (kayarak, hayvanın) terkisine geçti. Aleyhissalatu vesselam: Hayır, hayvanın önüne binmeye sen benden daha çok hak sahibisin, hakkını bana bağışlarsan o başka!" buyurdu. Adam da: "Önü sana bağışladım!" dedi. Bunun üzerine hayvana bindi." |Ebu Davud, Cihad 65, (2572); Tirmizi, Edeb 25, (2774)|3414
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buharimüslimebu davudtirmizi|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. Cebrail aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu varis kılacağını zannettim." |Buhari, Edeb 28; Müslim, Birr 140, (2624); Ebu Davud, Edeb 132, (5151); Tirmizi, Birr 28, (1943)|3415
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|ebu davudtirmizi|Amr İbni Şu'ayb (an ebihi an ceddihi)|İbnu Ömer (ra) için bir koç kesildi. İbnu Ömer, ailesine: "Ondan yahudi komşumuza hediye ettiniz mi?"diye sordu. "Hayır!" cevabını alınca: "Bundan ona da gönderin. Zira ben Resulullah (sav)'ın: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu varis kılacağını zannettim" dediğini işittim" buyurdu. |Ebu Davud, Edeb 132, (5152); Tirmizi, Birr 28, (1944)|3416
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Komşusu, zararlarından emin olmayan kimse cennete giremez." |Buhari, Edeb 29; Müslim, İman 73, (46)|3417
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buharimüslimebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa misafirine ikram etsin. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükut etsin." |Buhari, Edeb 31, 85, Nikah 80, Rikak 23; Müslim, İman 74, (47); Ebu Davud, Edeb 132, (5154)|3418
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buhariebu davud|Aişe|(Bir gün), "ey Allah'ın Resulü!" dedim, "iki komşum var, hangisine (öncelikle) hediyede bulunayım?" "Sana kapı itibarıyla hangisi yakınsa ona!" cevabını verdi. |Buhari, Edeb 32, Şüfa 3, Hibe 16; Ebu Davud, Edeb 132, (5155)|3419
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdu ki: "Komşu kadın komşu kadından gelen koyun paçasını bile küçük görmesin." |Buhari, Edeb 30, Hibe 1; Müslim, Zekat 90, (1030); Tirmizi, Vela, (2131)|3420
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden kimse, duvarına, komşusunun kiriş saplamasına mani olmasın." Ebu Hüreyre'den hadisi rivayet eden zat der ki: "Ebu Hüreyre (ra), sonra şunu ilave etti: "Görüyorum ki, bunu hoş karşılamadınız. Allah'a yemin olsun, onu omuzlarınız arasına uzatırım." |Buhari, Mezalim 20; Müslim, Müsakat 36, (1609); Muvatta, Akdiye 32 (2, 745); Ebu Davud, Akdiye 1, (3634); Tirmizi, Ahkam 18, (1353)|3421
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|ebu davud|Semüre İbnu Cündeb|Ensar'dan bir zatın bahçesinde benim bodur bir hurma ağacım vardı. O zat ailesiyle beraberdi. Semüre, kendi ağacına gitmek üzere bahçeye girerdi. Bu girişten bahçe sahibi rahatsız oluyordu. Kendisine o ağacı (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi taleb etti. Ama Semüre kabul etmedi. Bunun üzerine Ensari (ra) Resulullah (sav)'a gelip durumu anlattı. Resulullah Semüre'ye o ağacı satmasını taleb etti; fakat o kabul etmedi. Bu sefer (bir başka yerdeki ağaçla) değiştirmeyi teklif etti, o bunu da kabul etmedi. Resulullah: "Ağacı ona bağışla!" dedi ve buna rağbet etmesi için "şöyle şöyle ecir var!" buyurdu. Semüre yine kabul etmedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Sen muzır birisin!" dedi. Sonra Ensari zata dönüp: "Git, onun hurmasını sök!" buyurdu. |Ebu Davud, Akdiye 31, (3636)|3422
SOHBET BÖLÜMÜ|Komşuyu Himaye|ebu davudtirmiziİbnu mace|Ebu Sırma|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim (bir müslümana) zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim de (bir müslüman) ile, nizaya husumete girerse Allah da onunla husumete girer." |Ebu Davud, Akdiye 31 (3635); Tirmizi, Birr 27, (1941); İbnu Mace, Ahkam 17, (2342)|3423
SOHBET BÖLÜMÜ|Küsüşmek|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Ebu Eyyüb|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir müslümana, kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir. Yani, bunlar karşılaşırlar da her biri diğerinden yüz çevirir. Bu ikisinden hayırlı olanı, birinci olarak selam verendir." |Buhari, Edeb 62, İsti'zan 9; Müslim, Birr 25, (2560); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 13, (2,906, 907); Ebu Davud, Edeb 55, (4911); Tirmizi, Birr 21, (1933)|3424
SOHBET BÖLÜMÜ|Küsüşmek|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir mü'minin diğer bir mü'mine üç günden fazla küsmesi helal olmaz. Üzerinden üç gün geçince, ona kavuşup selam versin. Eğer o selama mukabele öderse ecirde her ikisi de ortaktır. Mukabele etmezse günah onda kalmıştır." (Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "Kim üç günden fazla küs kalır ve ölürse cehenneme girer.") |Ebu Davud, Edeb 55, (4912,4914)|3425
SOHBET BÖLÜMÜ|Küsüşmek|ebu davud|Ebu Hıraş es-Sülemi|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kardeşine bir yıl küserse, bu tıpkı kanını dökmek gibidir." |Ebu Davud, Edeb 55, (4915)|3426
SOHBET BÖLÜMÜ|Küsüşmek|müslimmuvattaebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ameller her perşembe ve pazartesi günü arzedilir. Aziz ve Celil olan Allah o gün, Allah'a hiçbir şirk koşmayan kulun günahını affeder. Bundan sadece kardeşiyle arasında düşmanlık olanı istisna eder, (onu affetmez) ve der ki: "Bu ikisini barışıncaya kadar terkedin." |Müslim, Birr 36, (2565); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 17, (2, 908); Ebu Davud, Edeb 55, (4916); Tirmizi, Birr 76, (2024)|3427
SOHBET BÖLÜMÜ|Küsüşmek|ebu davud|Aişe|Safiyye Bintu Huyeyy'in devesi hastalandı. Zeyneb Bintu Cahş'ın yanında fazla deve vardı. Resulullah (sav) ona: "Safiyye'ye bir deve ver!" buyurdu. Zeyneb: "Ben bu yahudi kızına deve mi verecek mişim?" diyerek (red cevabı verdi). Resulullah (sav) ona kızıp, Zilhicce ve Muharrem ayları ile Safer ayının bir kısmı boyunca küstü. |Ebu Davud, Sünnet 4, (4602)|3428
SOHBET BÖLÜMÜ|İnsanların Kusurlarını Araştırmak Ve Örtmek|tirmizi|Abdullah İbnu Ömer|(Bir gün) Resulullah (sav) minbere çıkıp yüksek sesiyle şöyle nida etti: "Ey diliyle müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır, Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder." İbnu Ömer bir gün Ka'be'ye nazar etti ve: "Şanın ne yüce, hürmetin ne yüce! Ancak mü'minin Allah yanındaki hürmeti senden de yüce!" dedi. |Tirmizi, Birr 85, (2033)|3429
SOHBET BÖLÜMÜ|İnsanların Kusurlarını Araştırmak Ve Örtmek|ebu davud|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir ayıp görür ve onu örterse, diri diri gömülmüş bir kızı ihya etmiş gibi olur." |Ebu Davud, Edeb 45 (4891)|3430
SOHBET BÖLÜMÜ|İnsanların Kusurlarını Araştırmak Ve Örtmek|ebu davud|Zeyd İbnu Vehb|İbnu Mes'ud (ra)'a (bir adam) getirilip: "Şu herif falancadır, sakalından şarap damlıyor" denildi. Abdullah (ra): "Ben tecessüsten men edildim. Lakin bize bir şey zahir olursa onu ele alırız!" cevabını verdi. |Ebu Davud, Edeb 44, (4890)|3431
SOHBET BÖLÜMÜ|İnsanların Kusurlarını Araştırmak Ve Örtmek|müslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kul dünyada bir kulu örterse, Allah Kıyamet günü onu mutlaka örter." |Müslim, Birr 72, (2590)|3432
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|buharimüslim|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın." |Buhari, Nikah 111, Cezau's-Sayd 26, Cihad 140, 181; Müslim, Hacc 424, (1341)|3433
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|müslimebu davud|Enes|Aklında bir şeyler olan bir kadın vardı. Bir gün Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını göreyim" dedi. Kadınla birlikte bir sokağa gitti, kadın da ihtiyacını arzetti. |Müslim, Fedail 76, (2326); Ebu Davud, Edeb 13, (4818, 4819)|3434
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|müslimebu davudtirmizi|Cerir|Resulullah (sav)'a bakıştan sordum. Bana: "Nazarını hemen çeviri" buyurdu. |Müslim, Adab 45, (2159); Ebu Davud, Nikah 44, (2159); Tirmizi, Edeb 29, (2777)|3435
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|tirmiziebu davud|Büreyde|Resulullah (sav) Hz. Ali (ra)'ye buyurdular ki: "Ey Ali, bakılına bakış ekleme. Zira ilk bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir." |Tirmizi, Edeb 28,(2778); Ebu Davud, Nikah 44,(2149)|3436
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|ebu davud|Enes|Resulullah (sav) Fatıma (ra)'ya, bir köle getirdi. Bunu ona hibe etmişti. Hz. Fatma'nın üzerinde (çok uzun olmayan) bir elbise vardı, elbiseyi başına çekecek olsa öbür ucu ayaklarına ulaşmıyordu. Elbisesiyle ayaklarını örtecek olsa üst ucu başına yetişmiyordu. Resulullah (sav), örtünme hususunda maruz kaldığı sıkıntıyı görünce: "Bu kıyafette olmanın sana bir mahzuru yok, zira, karşındakiler baban ve kölendir." buyurdu. |Ebu Davud, Libas 35, (4106)|3437
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davud|Ümmü Seleme|Resulullah (sav) yanında idi. Evde bir muhannes vardı. Bu muhannes, Ümmü Seleme'nin kardeşi Abdullah İbnu Ebi Ümeyye'ye: "Ey Abdullah, şayet yarın Allah Taifin fethini müyesser kılarsa, ben sana Gaylan'ın kızını göstereceğim. Çünkü o, gelirken dört, giderken sekizdir" der. Bu söz üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Böyleleri bir daha yanınıza girmesin" buyurdu. Bu sözüyle muhannesleri kasdetmişti. Bundan sonra onu, (evlerine girmekten) men ettiler. |Buhari, Megazi 56, Nikah 113, Libas 62; Müslim, Selam 32, (2180); Muvatta, Vasiyyet 6, (2, 767); Ebu Davud, Edeb 61, (4929)|3438
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|buhariebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) erkeklerden kadınlaşanlara, kadınlardan da erkekleşenlere lanet etti ve: "Onları evlerinizden çıkarın." şeklinde ferman buyurduk. |Buhari, Libas 62, Hudud 33; Ebu Davud, Edeb 61, (4930); Tirmizi, Edeb 34, (2785, 2786)|3439
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|ebu davudtirmizi|Ümmü Seleme|Ben Resulullah (sav)'ın yanında idim. Yanında Meymüne Bintu'l-Haris (ra) da vardı. (Bu esnada) İbnu Ümmi Mektum bize doğru geliyordu. -Bu vak'a, tesettürle emredilmemizden sonra idi- ve yanımıza girdi. Resulullah (sav) bize: "Ona karşı örtünün!" emretti. Biz: "Ey Allah'ın resulü! O, ama ve bizi görmeyen (ve varlığımızı tanımayan) bir kimse değil mi?" dedik. Bunun üzerine: "Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz ?" buyurdu. |Ebu Davud, Libas 37, (4112); Tirmizi, Edeb 29, (2779)|3440
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|ebu davud|Ebu Üseyd|Resulullah (sav), mescidden çıkıyordu. Yolda kadınlarla erkeklerin karışmış vaziyette olduklarını görünce, kadınlara: "Sizler geride kalın. Yolun ortasından gitmeyin, kenarlarından gidin" diye ferman buyurdu. Bundan sonra, kadınlar nerdeyse duvara değecek şekilde kenardan yürürdü. Bazan bu değmeler sebebiyle, elbisenin duvara takıldığı olurdu. |Ebu Davud, Edeb 180, (5272)|3441
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|ebu davud|İbnu Ömer|Resulullah (sav), erkeğin iki kadın arasında yürümesini yasakladı. |Ebu Davud, Edeb 180, (5273)|3442
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|tirmizi|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kadın avrettir, dışarı çıktı mı şeytan ona muttali olur." |Tirmizi, Rada 18, (1173)|3443
SOHBET BÖLÜMÜ|Kadına Bakma Hakkında|müslim|Enes|Resulullah (sav) kadınlarından biriyle beraber idi. Yanından bir adam geçti. Aleyhissalatu vesselam adamı çağırarak: "Bu benim zevcemdir." dedi. Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Ben herkesten şüphe etsem de sizden şüphe etmem!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Şeytan insana kanın nüfuz ettiği gibi nüfuz eder." buyurdular. |Müslim, Selam 23, (2174)|3444
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davud|Ebu Zerr|Resulullah (sav) bana: "Ey Ebu Zerr!" dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü, buyurun! Emrinizdeyim, canım sana feda olsun!" diye cevap verdim. |Ebu Davud, Edeb 162, (5226)|3445
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davudtirmizi|Ebu Saidi'l-Hudri|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sadece mü'minle arkadaşlık et. Senin yemeğini muttaki olan yesin." |Ebu Davud, Edeb 19, (4832); Tirmizi, Zühd 56, (2397)|3446
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin." |Ebu Davud, Edeb 19, (4833); Tirmizi, Zühd 45, (2379)|3447
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davudtirmizi|Ebu'd-Derda|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha üstün olan şeyi haber vermeyeyim mi?" "Evet (Ey Allah'ın resulü, söyleyin!)" dediler. "İnsanların arasını düzeltmektir. Çünkü insanların arasındaki bozukluk (dini) kazır." (Tirmizi'de şu ziyade gelmiştir: "Ben saçı kazır demiyorum, velakin dini kazır (diyorum).") |Ebu Davud, Edeb 58, (4919); Tirmizi, Kıyamet 57, (2611)|3448
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|İbnu macetirmizi|İbnu Ömer|Hz. Ömer (ra), el-Cabiye'de bize hitaben: "Ey insanlar," dedi. "Ben, (şu hutbeyi okumak üzere) aranızda kalkıyorum, tıpkı, Resulullah (sav)'ın da bizim aramızda kalktığı gibi. (O kalkıp) şöyle demişti: "Size Ashabınız, sonra da onların peşinden gelecekleri (sonra da bunların peşinden gelecekleri) tavsiye ediyorum. Daha sonra (gelenler arasında) yalan, öylesine yayılacak ki, kişi, kendisinden yemin taleb edilmediği halde yemin edecek, şahidliği istenmediği halde şehadette bulunacak. Haberiniz olsun, bir erkek bir kadınla baş başa kaldı mı onların üçüncüsü mutlaka şeytandır. Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur. Kim cennetin ortasını dilerse, cemaatten ayrılmasın. Kimi yaptığı hayır sevindirir ve kötülüğü de üzerse, işte o, mü'mindir. |İbnu Mace, Ahkam 27, (2363); Tirmizi, Fiten 7, (2166)|3449
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|buharimüslimebu davud|Ebu Musa|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri bir meclis veya bir çarşıdan geçerken elinde ok bulunduğu takdirde, okun demir kısmını tutsun, onunla bir müslümanı yaralamasın." Ebu Musa (ra) derdi ki: "Biz, vallahi, onları ölmezden önce birbirimize yönelttik." |Buhari, Fiten 7, Salat 67; Müslim, Birr 124, (2616); Ebu Davud, Cihad 72, (2587)|3450
SOHBET BÖLÜMÜ|Sohbet Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) çıplak, olarak kılınç teati edilmesini yasakladı. |Ebu Davud, Cihad 73, (2688); Tirmizi, Fiten 5, (2164)|3451
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Sehl İbnu Sa'd|Resulullah (sav)'a bir kadın gelerek: "Ey Allah'ın Resulü," dedi. "Sana nefsimi bağışlamaya geldim." Aleyhissalatu vesselam kadına şöyle bir nazar edip sonra tepeden tırnağa gözden geçirdi, bir de sabit baktı ve sonunda (hiçbirşey söylemeden) başını yere eğdi. Kadın, Resulullah (sav)'ın hakkında hiç bir hükme varmadığını görünce oturdu. Derken bir adam doğrulup: "Ey Allah'ın Resulü! Sizin ona ihtiyacınız yoksa onu bana nikahlayın!"dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Yanında (buna mehir olarak verecek) bir şeyler var mı?" diye sordu. Adam: "Vallahi yok ey Allah'ın Resulü!" deyince: "Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bir bak." dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi: "Hayır, vallahi ey Allah'ın Resulü hiç bir şey bulamadım!" dedi. Resulullah tekrar: "İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!" buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: "Hayır! Vallahi ya Resulullah, demirden bir yüzük bile yok! Ancak işte şu izarım var, yarısı onun olsun" dedi. Sehl der ki: "Adamın ridası yoktu" Aleyhissalatu vesselam: "İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde birşey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak!" buyurdular. Bunun üzerine adam oturdu. Epey bir müddet oturduktan sonra, kalktı. Resulullah (sav) onun döndüğünü görünce, geri çağırılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. "Kur'an'dan ne biliyorsun (hangi sureler ezberinde?)" diye sordu. Adam: "Şu şu sureleri biliyorum!" diye bildiklerini saydı. Yani sen bunları ezbere okuyor musun?" diye tekrar sordu. Adam: "Evet!" deyince, Resulullah (sav): "Haydi git, ben kadını sana temlik ettim" buyurdu. (Bir rivayette: "Kur'an'dan bildiklerinen öğretmen) mukabilinde onu sana nikahladım" buyurdu) |Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40,44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu'l-Kur'an 21, 22, Libas 49; Müslim, Nikah 76, (1425); Muvatta, Nikah 8, (2, 626); Ebu Davud, Nikah 31, (2111); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 62, (6,113)|3452
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|ebu davud|Ebu Hureyre|Ebu Davud da kaydedilen bir Ebu Hureyre rivayetinde: "Kalk buna yirmi ayet öğret, o senin hanımındı" denmiştir. |Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112)|3453
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|ebu davud|Cabir|Yine Ebu Davud'un Cabir'den yaptığı bir diğer rivayette: "Resulullah: "Kim mehir olarak bir avuç kavud veya hurma verirse kadını kendine helal kılmış olur" buyurmuştur. |Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112)|3454
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|ebu davudtirmizi|Abdullah İbnu Amir|Abdullah İbnu Amir babasından naklediyor; "Beni Fezare'den bir kadın bir çift ayakkabı mehir mukabilinde evlendi. Resulullah (sav): "Nefsin ve malın için bir çift ayakkabıya razı mısın?" diye sordu. Kadın: "Evet!" dedi. Resulullah (sav), bu evliliğe müsaade etti." |Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112); Tirmizi, Nikah 21, (1113)|3455
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|nesai|Enes|Ebu Talha, Ümmü Süleym (ra)'le evlendi. Aralarındaki mehir müslüman olmaktı. Ümmü Süleym, Ebu Talha'dan önce müslüman olmuştu. Ebu Talha, Ümmü Süleym'i istetince, Ümmü Süleym: "Ben müslüman oldum, sen de müslüman olursan evlenirim" dedi. Bunun üzerine o da müslüman oldu. Ümmü Süleym'in mehir olarak istediği şey müslüman olması idi. |Nesai, Nikah 63, (2,114)|3456
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|ebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Ebu'l-Acfa es-Sülemi|Bir gün, Hz. Ömer (ra), cuma hutbesi verdi ve hutbede şöyle söyledi: "Sakın, kadınların mehirlerini artırmayın, zira bu, eğer dünya için bir şeref, ahiret için de bir takva olsaydı buna en çok Resulullah layik idi. Halbuki O, kadınlarından veya kızlarından hiç birine oniki okiyyeden fazla mehir takdir etmemiştir." |Ebu Davud, Nikah 29, (2106); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 66, (6,117, 118); İbnu Mace, Nikah 17, (1887)|3457
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|müslimebu davudnesai|Aişe|Resulullah (sav)'ın hanımlarına verdiği mehir ne idi?"diye sorulmuştu şu cevabı verdi: "Oniki okiyye ve bir neşş idi. Neşş nedir biliyor musunuz? Yarım okiyyedir. Bunun tamamı beşyüz dirhem eder." |Müslim, Nikah 78, (1426); Ebu Davud, Nikah 29, (2105); Nesai, Nikah 66, (6,116,117)|3458
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|buharimüslimebu davudtirmizinesai|Enes|Resulullah (sav), Safiyye (ra)'yi azad etti ve onun azadlığını mehri yaptı. |Buhari, Nikah 68, Büyu 108, Cihad 74; Müslim, Nikah 78, (1365); Ebu Davud, Nikah 6, (2064); Tirmizi, Nikah 23, (1115); Nesai, Nikah 64, (6, 114)|3459
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudnesai|Enes|Abdurrahman İbnu Avf (ra) Medine'ye gelince Resulullah (sav) onu Sa'd İbnu Rebi el-Ensari ile kardeşledi. el-Ensari (zengin birisiydi ve) iki hanımı vardı. Abdurrahman'a malını ve ehlini yan yana paylaşmayı teklif etti. Abdurrahman: "Allah malını ve ehlini sana mübarek kılsın. Bana pazarı göster kafi" dedi. Pazara geldiler. O gün keş ve yağ alıp satmaktan bir miktar kazanç elde etti. Bir müddet sonra, Resulullah (sav), onunla karşılaşınca, üzerinde sürünme maddesinin izlerini gördü ve: "Hayırdır! Neler oldu ey Abdurrahman?" diye sordu. Ensari, bir kadınla evlendim!" dedi. Resulullah: "İyi de kadına mehir olarak ne verdin?" buyurdu. Abdurrahman: "Bir nevat (beş dirhem) altın!" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Birde ziyafet ver, bir tek koyunla da olsa!" ferman etti. |Buhari, Nikah 7, 49, 54, 56. 68, Büyu 1, Kefalet 2, Edeb 67, Da'avat 53, Menakibu'l-Ensar 3, 50; Müslim, Nikah 79, (1427); Muvatta, Nikah 47, (2, 545); Tirmizi, Nikah 10, (1094), Birr 22, (1934); Ebu Davud, Nikah 30, (2109); Nesai, Nikah 67, (6.119,120)|3460
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Miktarı|ebu davud|Ümmü Habibe|Ravi, anlattığına göre, Ubeydullah İbnu Cahş'ın nikahı altında idi. Ubeydullah Habeşistan'da vefat etti. Necaşi (ra), onu Resulullah (sav)'e nikahladı. Ve Resulullah'a bedel, Ümmü Habibe'ye dörtbin dirhem mehir verdi. Sonra onu, Aleyhissalatu vesselam'a Şürahbil İbnu Hasene ile birlikte gönderdi ve (mehir miktarını) Resulullah'a mektupla bildirdi. Resulullah aynen kabul etti. |Ebu Davud, Nikah 29, (2107,2108)|3461
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Ahkamı|ebu davud|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav) bir adama: "Sana falan kadını nikahlasam razı mısın?" diye sordu. Adam, "Evet!" deyince, bu sefer o kadına sordu: "Seni falan erkekle nikahlasam razı olur musun?" Kadın, "Evet!" deyince bunları birbirlerine nikahladı. Erkek, kadınla gerdeğe girdi, ama kadın için bir mehir belirlemedi herhangi bir şey de vermedi. Bu erkek, Hudeybiye gazvesine katılanlardan biriydi, Hayber'de onun da hissesi vardı. Adam öleceği zaman: "Resulullah falan kadını bana nikahladı ama ben ona bir mehir belirlemedim, peşin olarak da bir şey vermiş değilim. Şimdi sizleri şahid kılıyorum, kadına mehir olarak Hayber'deki hissemi veriyorum!" dedi. Kadın onu aldı ve erkeğin vefatından sonra yüzbin (dirhem)e sattı." |Ebu Davud, Nikah 32, (2117)|3462
MEHİR BÖLÜMÜ|Mehrin Ahkamı|ebu davud|Ukbe İbnu Amir|Ravilerden biri, bu hadisin baş kısmına şu ilavede bulundu: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nikahların en hayırlısı en kolayıdır." |Ebu Davud, Nikah 32, (2117)|3463
Dostları ilə paylaş: |