TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Muğire İbnu Şu'be|Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Resulullah (sav) mestleri üzerine meshetmişti; ben: "Ey Allah'ın Resulü! yoksa unuttunuz mu?" dedim. "Bilakis," dedi, "belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti." |Ebu Davud, Taharet 59, (149, 150, 151)|3695
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|müslimtirmizinesai|Bilal|Resulullah (sav) mestleri ve örtüsü üzerine meshetti. |Müslim, Taharet 84, (275); Tirmizi, Taharet 75, (101); Nesai, Taharet 86, 96 (1, 75, 81)|3696
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Bilal|Ebu Davud'un rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O'na su taşırdım. (Kaza-yı hacet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sargı ve botları üzerine meshederdi." |Ebu Davud, Taharet 59, (153)|3697
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|tirmizi|Ebu Ubeyde İbnu Muhammedi İbnu Ammar İbnu Yasir|Cabir İbnu Abdillah (ra)'a mest üzerine meshetme hususunda sordum. "Ey kardeşimin oğlu, bu sünnettir" buyurdu. Bunun üzerine sarık üzerine meshetme hakkında sordum: "Saca meshet!" diye cevap verdi. |Tirmizi, Taharet 75, (102)|3698
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|buharimüslimtirmizinesai|Cerir İbnu Abdillah el-Beceli|Ravi, abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: "Mest üzerine mesh mi yapıyorsun" diye sormuşlardır. O da: "Evet demiştir, ben Resulullah (sav)'ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti" dedi. (A'meş der ki: "İbrahim Nehai dedi ki: "Bu hadis, Abdullah İbnu Mes'ud (ra)'un ashabını taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir (ra)'in müslüman oluşu Maide süresinin nuzülünden sonra idi.") |Buhari, Salat 25; Müslim, Taharet 73, (272); Tirmizi, Taharet 70, (93); Nesai, Taharet 96, (1, 81)|3699
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Cerir|Ebu Davud'un rivayetinde Cerir şöyle demiştir: "Meshetmekten beni ne alıkoyacak? Zira ben Resulullah (sav)'ı meshederken gördüm!" Bu sözü üzerine Cerir'e : "Bu, Maide suresinin nüzulünden önceydi" dendi de şu cevabı verdi: "Hayır! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzulünden sonra müslüman oldum." |Ebu Davud, Taharet 59, (154)|3700
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|müslimebu davudtirmizinesai|Büreyde|Resulullah (sav), Mekke'nin fethedildiği gün, beş vakit namazın hepsini tek bir abdestle kıldı ve mestlerine meshetti. Hz. Ömer (ra): "Bugün, hiç yapmadığın bir şeyi yaptın!" dedi. Resulullah (sav): "Ammden (bilerek) yaptım ey Ömer" cevabını verdi. (Tirmizi ve Nesai'nin rivayetinde mesh'in zikri geçmez.) |Müslim, Taharet 86, (277); Ebu Davud, Taharet 66, (172); Tirmizi, Taharet 45, (61); Nesai, Taharet 101, (1, 86)|3701
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Muğire|Resulullah (sav) abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. [Ebu Davud der ki: "İbnu Mehdi, bu hadisi rivayet etmezdi. Çünkü Muğire (ra)'den bilinene göre Aleyhissalatu vesselam mestlerine meshediyordu." Yine Ebu Davud der ki: "Bu hadis Ebu Musa el-Eş'ari (ra) tarafından da rivayet edilmiştir: "Aleyhissalatu vesselam çorapları üzerine meshetti." Ancak bu rivayet muttasıl ve kuvvetli değildir, (zayıftır)." Ebu Davud der ki: "Çorap üzerine Ali İbnu Ebi Talib, İbnu Mes'ud, Bera İbnu Azib, Enes İbnu Malik, Ebu Ümame, Seki İbnu Sa'd ve Amr İbnu Hureys (ra) de meshetmiştir. Bu tatbikat Ömer İbnu'l-Hattab ve İbnu Abbas (ra)'dan da rivayet edilmiştir."] |Ebu Davud, Taharet 61, (159); Tirmizi, Taharet 74, (99)|3702
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Evs İbnu Evs es-Sakafi|Ben, Resulullah (sav)'ı, bir kavmin kuyusuna gelmiş, abdest alırken gördüm. Abdestini aldı, ayakkabılarına ve ayaklarına meshetti. |Ebu Davud, Taharet 62, (160)|3703
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|tirmiziebu davudnesai|Mugire|Resulullah (sav) mestin üst ve aşağı kısımlarını meshederdi. |Tirmizi, Taharet 72, 73, (97, 98); Ebu Davud, Taharet 63, (161,165); Nesai, Taharet 63, (1, 62)|3704
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Mugire|Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) mestlerinin sırtlarına meshederdi. Tirmizi'nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir. Tirmizi 72, 73, (97, 98), Ebu Davud, Taharet 63, (161,165); Nesai, Taharet 63, (1, 62) |Ebu Davud, Taharet 63, (161,165)|3705
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Ali|Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evla olurdu. Ancak ben Resulullah (sav)'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm. |Ebu Davud, Taharet 62, (162)|3706
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud||Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Ali (ra)'yi abdest alırken gördüm, ayağının sırtını meshetti ve dedi ki: "Eğer ben Resulullah (sav)'ı böyle yapar görmeseydim (ayağın altını meshetmeye daha layık düşünürdüm)." |Ebu Davud, Taharet 63, (162,163,164)|3707
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Ali|Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Ben, Resulullah (sav)'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, daima, altını meshetmenin evla olduğunu düşünürdüm." |Ebu Davud, Taharet 63, (162,163,164)|3708
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|müslimnesaiİbnu mace|Şüreyh İbnu Hani|Hz. Aişe (ra)'ye mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana: "Sana Ebu Talibin oğlu [Hz. Ali] (ra)'yi tavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah (sav) ile birlikte seyahatlerde bulunmuştur!" dedi. Bunun üzerine gidip ona sordum. Şu cevabı verdi: "Resulullah (sav), (mesh müddetini) yolcu için üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gece tuttu." |Müslim, Taharet 85, (276); Nesai, Taharet 99, (1, 84); İbnu Mace, Taharet 86, (552)|3709
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|tirmizinesaiİbnu mace|Safvan İbnu Assal|Resulullah (sav) yolcu olduğumuz zaman, bize mestlerimizi üç gün üç gece, cenabet hali dışında küçük ve büyük abdest bozma ve uyku sebebiyle çıkarmamamızı emrederdi. |Tirmizi, Taharet 71, (96), Da'avat 102, (3529, 3530); Nesai, Taharet 98, (1, 83, 84); İbnu Mace, Taharet 86, (554)|3710
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Ubeyy İbnu Ammare|Ravi -ki bu Sahabi, Resulullah (sav) ile birlikte her iki kıbleye namaz kılan ilklerdendir- anlatıyor: "Bir gün Resulullah (sav)'a gelerek sordum: "Ey Allah'ın Resulü! Mestlerimin üzerine meshedeyim mi." "Evet" buyurdular. Ben tekrar: "Bir gün mü?" dedim. "Bir gün!" buyurdular. Ben tekrar: "İki gün (olsa)?" dedim. "İki gün!" buyurdular, ben tekrar: "Üç gün (olsa)?" dedim. "Evet! dilediğin kadar!" buyurdular." |Ebu Davud, Taharet 60, (158)|3711
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davud|Ubeyy İbnu Ammare|Bir rivayette de "...Hatta yediye kadar ulaştı. Resulullah (sav), sonunda: "Evet! Sana uygun geldiği kadar!" buyurdular." |Ebu Davud, Taharet 60, (158)|3712
TAHARET BÖLÜMÜ|Mest Üzerine Meshetmek|ebu davudtirmiziİbnu mace|Huzeyme İbnu Sabit|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!" "(Bir başka rivayette şu ziyade gelmiştir): "Biz müddetin uzatılmasını taleb etseydik, bize mutlaka uzatırdı." |Ebu Davud, Taharet 60, (157); Tirmizi, Taharet 71, (95); İbnu Mace, Taharet 86, (553)|3713
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|Aişe|Resulullah (sav)'la bir seferde beraber idik. Beyda nam mevkiye veya Zatul-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (sav) onu aramak için kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Üstelik beraberlerinde su da yoktu. Halk Hz. Ebu Bekr (ra)'e uğrayıp: "Aişe'nin yaptığını gördüm mü! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" demişler. Resulullah başını dizlerimin üzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (ra) çıkageldi. "Sen Resulullah (sav)'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de söyledi. (Öfkesini daha da yenemeyip) eliyle böğrüme böğrüme dürterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin üzerinde olduğu için kımıldamamaya çalıştım. Resulullah (sav) sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah Teala Hazretleri, teyemmüm ayeti'ni inzal buyurdu: "...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size zorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve üzerinizdeki nimetim tamamlamak ister, ola ki şükredersiniz" (Maide 6). Üseyd İbnu Hüdayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: "Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir." (Hz. Aişe) sözüne devam ederek) dedi ki: "Bindiğim deveyi dürtüp kaldırdım. (Kaybolan) kolya altında çıktı." |Buhari, Teyemmüm 2, Fedailu'l-Ashab 5, 30, Tefsir, Nisa 10, Maide 3, Nikah 65, 125, Libas 52, Hudud 39; Müslim, Hayz 108, (367); Muvatta, Taharet 89, (1, 53,64); Ebu Davud, Taharet 123, (317); Nesai, Taharet 194, (1, 163, 164)|3714
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davud|Aişe|Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Aişe (ra) der ki: "Resulullah (sav) Üseyd İbnu Hüdayr (ra)'la Hz. Enes'i, Hz. Aişe (ra)'nin kaybettiği kolyeyi aramaya gönderdi. Bu esnada namaz vakti girdi. Abdestsiz namaz kıldılar. Gelip durumu Resulullah (sav)'a, haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti indirildi. Bir rivayette şu ziyade gelmiştir: "Üseyd, Hz. Aişe'ye: "Allah rahmetini bol kılsın, senin başına hoşlanmadığın her ne gelmiş ise onda Allah senin için de müslümanlar için de bir ferec (sıkıntıdan kurtulma) kılmıştır" dedi. |Ebu Davud, Taharet 123, (317)|3715
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davudnesai|Ammar İbnu Yasir|Resulullah (sav), beraberinde Hz. Aişe'nin de bulunduğu bir seferinde, Ulafu'l-Ceyş nam mevkide geceleyin istirahat molası vermişti. Bu esnada Hz.Aişe (ra)'nin Yemen boncuğundan mamul kolyesi koptu. Bunun aranması, askerleri yolundan alıkoydu ve sabah aydınlığı girdi, insanların yanında su yoktu. Hz. Ebu Bekr (ra) Aişe'ye kızdı ve hatta: "Herkesi yolundan alıkoydun, yanlarında su da yok!" diye çıkıştı. Derken Allah Teala Hazretleri, Resulullah (sav)'a, temiz toprakla temizlenme ruhsatını indirdi. Bunun üzerine müslümanlar, Resulullah (sav)'la kalkıp ellerini kaldırdılar. Topraktan hiçbir şey almadılar, yüzlerini ve omuzlarına kadar ellerini meshettiler. Ellerinin içlerinden de koltuk altlarına kadar meshettiler." Ebu Davud şu ziyadede bulunmuştur: "Bir hadiste İbnu Şihab der ki: "Alimler bu hadise itibar etmediler." Ebu Davud der ki: "Hadisi, İbnu İshak da böyle rivayet etti ve rivayette İbnu Abbas (ra)'dan onun "iki vuruş zikrettiğini" kaydetti." Nesai'nin bir rivayetinde "Topraktan hiçbir şey çırpmadılar" denmiştir. |Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 320); Nesai, Taharet 196,197,198, (1, 166-168)|3716
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davud|Ammar İbnu Yasir|Ashab, Resulullah'la birlikte sabah namazı için toprakla meshlendiler. Bu maksadla avuçlarını toprağa vurup toprakla yüzlerine bir defa meshettiler. Sonra tekrar dönüp avuçlarını toprağa bir kere daha vurup, ellerinin tamamı ile ellerinin içlerinden koltuk altlarına, omuzlarına kadar meshettiler." Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde, İbnu'l-Leys: "Dirseklerinin yukarısına kadar." demiştir. |Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 320)|3717
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslimebu davudnesai|Şakik|Ben, Abdullah İbnu Mes'ud ile Ebu Musa (ra) arasında idim. Ebu Musa, İbnu Mes'ud'a: "Ey Ebu Abdirrahman! Bir adam cünüb olsa ve bir ay boyu su bulamasa ne yapar, namazı nasıl kılar, ne dersin?" diye sordu. "Suyu bir ay bulamasa da teyemmüm etmez!" dedi. Ebu Musa: "Pekala Maide süresindeki şu ayete ne dersin? "...Su bulamazsanız temiz bir toprakta teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin" (Maide, 6). Abdullah şu cevabı verdi: "Bu ayette Ashaba ruhsat verilmiş olsaydı çok geçmeden su soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi." Ebu Musa da ona: "Siz teyemmümü bu sebeple mi hoş bulmuyorsunuz?" dedi. İbnu Mes'ud "Evet!" deyince, Ebu Musa, Abdullah'a: "Sen Ammar'ın Hz. Ömer (ra)'e ne dediğini duymadın mı?" Dedi ki: "Resulullah (sav) beni bir vazifeyle yola çıkarmıştı. Sefer esnasında cünüb oldum. Su da bulamadım. Bunun üzerine hayvanların bulanması gibi ben de toprağa bulandım. Sonra Resulullah (sav)'a gelip durumu kendisine arzettim. Bana: "Sana şöyle yapman kafi idi!" dedi (ve gösterdi), iki avucuyla yere bir vurdu, sonra avuçlarını çırptı, sonra soluyla (sağ) avucunun sırtını veya sol avucunun sırtını (sağ) avucuyla meshetti. Sonrada onunla yüzünü de meshetti." |Buhari, Teyemmüm 7, 4, 5, 8; Müslim, Hayz 110 (368); Ebu Davud, Taharet 123 (321); Nesai, Taharet 202, (1, 170)|3718
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|müslim||Müslim'in rivayetinde [Resulullah (sav) şöyle demiş olmalı]: "Ellerinle şöyle yapman sana yeterdi." Sonra (bizzat göstererek) ellerini bir kere yere vurdu. Sonra soluyla sağını, yani avucunun içini ve dışını meshetti. Abdullah da: "Görmedin mi, Ömer (ra), Ammar (ra)'ın sözüne kanaat getiremedi" dedi." |Müslim, Taharet 110, (368)|3719
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslim||Bir diğer rivayette şöyle geldi: "Resulullah (sav): "Senin şöyle yapman sana yeterdi" buyurdular ve (göstermek için) ellerini yere vurup çırptı, yüzünü ve avuçlarını meshetti." (Bu Sahiheyn'in ibaresidir.) |Buhari, Teyemmüm 6; Müslim, Hayz 111, (368)|3720
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslimebu davudnesai|Abdurrahman İbnu Ebza|Bir adam Hz. Ömer (ra)'e gelerek: "Ben cünüb oldum, su da bulamadım (ne yapayım)?" diye sordu. Hz. Ömer: "Namaz kılma!" diye cevap verdi. (Orada bulunan Ammar (ra) söze girip): "Ey mü'minlerin emiri! Hatırlıyor musun? Ben ve sen bir seriyyede beraberdik. Cenabet olduk ve su bulamadık. O zaman sen namaz kılmamış, ben ise toprağa bulanarak kılmıştık. (Sonra da bu durumu kendisine açınca), Aleyhissalatu vesselam bana: "Ellerini yere vurup sonra üfleyip sonra onlarla yüzünü ve ellerini meshetmen sana kafi idi" buyurdular" dedi. Hz. Ömer (ra): "Ey Ammar Allah'tan kork!" dedi. Ammar: "Dilersen bu hadisi kimseye söylemiyeyim!" deyince, Hz. Ömer "(Vallahi asla! Bu meselede) seni altına girdiğin sorumlulukla başbaşa bırakıyorum" diye cevap verdi." |Buhari, Teyemmüm 4, 5, 7, 8; Müslim, Hayz 112 (368); Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328); Nesai, Taharet 196,199, 200, (1, 165-170)|3721
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davud|Abdurrahman İbnu Ebza|Ebu Davud'da rivayet şöyledir: "...Sana şöyle yapman yeterlidir (dedi ve göstermek için) ellerini yere vurdu, sonra onlara üfürüp elleriyle yüzünü ve kollarının yansına kadar ellerini meshetti." Yine Ebu Davud'un bir başka rivayetinde: "...sonra ellerini yere vurdu, sonra birbirine vurarak (yapışan toprak parçalarını) çırptı, sonra yüzünü ve kol kemiğinin ortasına kadar kollarını meshetti, dirseğe ulaşmadı (bütün bu mesh ameliyesini yere) bir vuruşta (yaptı)." Bir diğer rivayette: "...dirseğe kadar" denmiştir. |Ebu Davud, Taharet 123, (318, 319, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328)|3722
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslimnesai|Abdurrahman İbnu Ebza|Bu hadisten Tirmizi, şu kısmı tahric etmiştir: "Resulullah (sav) kendisine (Ammar'a), yüze ve ellere teyemmüm yapmasını emretti." (Tirmizi) der ki: "Ammar'ın şöyle söylediği rivayet edildi: "Biz Resulullah (sav)'la birlikte omuzlara ve koltuk altlarına kadar teyemmüm ettik." |Buhari, Teyemmüm 4, 5, 7, 8; Müslim, Hayz 112 (368); Nesai, Taharet 196,199, 200, (1, 165-170)|3723
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimüslimnesai|İmran İbnu Husayn|Resulullah (sav), bir kenara çekilmiş halkla birlikte namaz kılmayan bir adam gördü. "Ey fülan! Halkla birlikte niye namaz kılmıyorsun?" diye sordu. Adam: "Ey Allah'ın Resulü, cenabet oldum, su da yok" deyince: "Toprağı kullan. o sana yeterlidir" buyurdular. |Buhari, Teyemmüm 6,8, Menakıb 25; Müslim, Mesacid 317, (682); Nesai, Taharet 203, (1, 171)|3724
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davudtirmizinesai|Ebu Zerr|Resulullah (sav) buyurdular ki: "On yıl boyu su bulamasa da, temiz toprak müslümanın abdest suyudur. Suyu bulunca, bedenini onunla meshlesin, zira bu daha hayırlıdır." |Ebu Davud, Taharet 125, (332, 333); Tirmizi, Taharet 92, (124); Nesai, Taharet 204, (1, 171)|3725
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|tirmizi|İbnu Abbas|İbnu Abbas (ra)'a teyemmümden sorulmuştu. Dedi ki: "Allah Teala Hazretleri, Kitab-ı Mübîn'de, abdesti zikrederken şöyle buyurmuştur: "Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın." Teyemmüm hakkında da şöyle buyurdu: "Yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin" (Yine ayet-i kerime'de Cenab-ı Hakk) şöyle buyurdular: "Erkek ve kadın hırsızın elini kesin." Hırsızın elini kesmede sünnet (bilekten itibaren) avuç kısmı kesmektir (bilek- dirsek arası kesilmez), öyleyse, teyemmüm yapılacak kısım yüz ve (bileğe kadar) ellerdir. |Tirmizi, Taharet 110, (145)|3726
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|nesai|Tarık|Bir adam cünüb oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah'a gelerek, durumu O'na arzetti. Aleyhissalatu vesselam: "İsabetli davranmışsın!" buyurdular. Bir diğer zat da cünüb olmuştu, teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah'a gidip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam ona da aynı şeyi söyledi, yani ""isabetli davranmışsın!" dedi. |Nesai, Taharet 205, (1, 172)|3727
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davudİbnu mace|İbnu Abbas|Resulullah (sav) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü. Onun haberi Resulullah (sav)'a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi: "Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı." |Ebu Davud, Taharet 127, (337); İbnu Mace, Taharet 93, (572)|3728
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davud|Amr İbnu'l-As|Zatu's-Selasil Gazvesi'nde, soğuk bir gecede ihtilam oldum. Yıkandığım taktirde helak olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım. Bu hadiseyi Resulullah (sav)'a anlattılar. Bana: "Ey Amr! Sen cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?" diye sordu. Ben de yıkanmama mani olan durumu haber verdim ve dedim ki: "Ben Allah'ın şöyle söylediğini işittim: "Kendinizi öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahimdir." (Nisa 29). Resulullah (sav) güldüler ve hiçbir şey söylemediler. |Ebu Davud, Taharet 126, (334, 335)|3729
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|ebu davudnesai|Ebu Said|İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iade etti, diğeri iade etmedi. Sonra Resulullah (sav)'a gelince durumu anlattılar, Resulullah (sav), iade etmeyene: "Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi, Abdesti ve namazı iade eden zata da: "Sana iki kat ücret var!" ferman buyurdu. |Ebu Davud, Taharet 128, (338, 339); Nesai, Gusl 27 (1, 213)|3730
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimuvatta|İbnu Ömer|Cüruf nam mevkideki tarlasından dönüyordu. Mirbedu'n-Ne'am (denen deve ağılından) geçerken namaz vakti girdi. Hemen teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra Medine'ye döndüğünde güneş henüz yüksekteydi (ve namazın vakti çıkmamıştı). Ama namazını iade etmedi. |Buhari, Teyemmüm 3, [önceki rivayet bab başlığında muallak (senetsiz) olarak zikredilmiştir]; Muvatta, Taharet 90, (1, 56)|3731
TAHARET BÖLÜMÜ|Teyemmüm|buharimuvatta|Nafi'|Bir başka rivayette, (bu hadiseyi) Nafi' rahimehullah şöyle anlatır: "Ben ve İbnu Ömer (ra), Cüruf nam mevkiden beraber dönüyorduk. Mirbed'e gelince Abdullah devesinden inip, temiz toprakla teyemmüm yaptı, yüzüne dirseklerine kadar ellerine meshetti, sonra namaz kıldı." |Buhari, Teyemmüm 3, [önceki rivayet bab başlığında muallak (senetsiz) olarak zikredilmiştir]; Muvatta, Taharet 90, (1, 56)|3732
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül||Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Erkek, kadının dört uzvu arasına çöker ve kadına mübaşeret ederse gusül vacib olur." Bir rivayette de şu ziyade var: "...İnzal olmasa bile." ||3733
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|buharimüslimmuvattaebu davudnesaiİbnu mace|Aişe|Hitan, hitanı geçince gusül vacib olur, ben ve Resulullah böyle yaptık ve yıkandık" denmiştir. |Buhari, Gusl 28; Müslim, Hayz 87, (348); Muvatta, Taharet 71, (1, 45, 46); Ebu Davud, Taharet 84, (216); Nesai, Taharet 129, (1, 110, 111); İbnu Mace, Taharet 111 (610)|3734
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|buhariebu davud|Ebu Said|Resulullah (sav) Ensar'dan birine adam göndererek, yanına çağırttı. Ensari başından sular damlaya damlaya geldi. Aleyhissalatu vesselam: "Herhalde sana acele ettirdik?" buyurdu. Ensari: "Evet ey Allah'ın resulü!" deyince: "Acele ettirilir ve inzal olmazsan gusletmen gerekmez. Sadece abdest gerekir" buyurdular. |Buhari, Vudu 34; Ebu Davud, Taharet 84, (217)|3735
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|müslim||Müslim'in bir diğer rivayetinde: "Resulullah (sav): "Suyu (yıkanmayı), su (meninin gelmesi) gerektirir" buyurdu" denmiştir. |Müslim, Hayz 81-83, (343-345)|3736
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|nesai|Ebu Eyyub|Resulullah: "Su, sudan dolayıdır" buyurmuştur. |Nesai, Taharet 132, (1,115)|3737
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|ebu davudtirmizi|Übeyy İbnu Ka'b|Su, sudan gerekir" hükmü İslam'ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi." Übeyy ilaveten der ki: "Su, sudan gerekir" hükmü ihtilam hakkında muteberdir." |Ebu Davud, Taharet 84, (214, 215); Tirmizi, Taharet 81, (110,111)|3738
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|ebu davudtirmizi|Aişe|Resulullah'a, "bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)" diye sorulmuştu. "Evet, yıkanmalıdır!" diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu: "Ona gusül gerekmez" dedi. Ümmü Süleym (ra) sordu: "Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?" Buna da: "Evet! kadınlar, erkeklerin emsalleridir!" diye cevap verdi. |Ebu Davud, Taharet 95, (236); Tirmizi, Taharet 82, (113)|3739
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|müslimmuvattaebu davudnesai|Aişe|Ümmü Süleym (ra) Resulullah (sav)'a: "Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmeyeceğini öğrenmek istedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!, suyu görürse!" cevabını verdi. Aişe (ra) [Ümmü Süleym'e yönelip:] "Allah hayrını versin(neler söylüyorsun)? diye ayıpladı. Resulullah (sav) [Aişe'ye yönelerek]: "Ey Aişe, bırak onu, (dilediğini sorsun!) öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına) benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer" buyurdular. |Müslim, Hayz 33, (314); Muvatta, Taharet 84, (1, 51); Ebu Davud, Taharet 96, (237); Nesai, Taharet 131, (1, 112,113)|3740
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|müslimbuhari|Aişe|Müslim'in bir diğer rivayetinde şu ziyade var: ".. Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse benzerlik hasıl olur." |Müslim, Hayz 30, (311); Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 49|3741
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|ebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her bir kılın dibinde cünüblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın." |Ebu Davud, Taharet 98, (248); Tirmizi, Taharet 78, (106)|3742
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|ebu davud|Ali|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azablara duçar olacaktır." Hz. Ali (ra) der ki: "Bu(nu işitmem) sebebiyle başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum." (Nitekim Hz. Ali saçlarını keserdi.) |Ebu Davud, Taharet 98, (249)|3743
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|ebu davud|Sevban|Resulullah (sav)'a cenabetten temizlenmek hususunda sorulmuştu. Buyurdular ki: "Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın ise, saçını(n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yok. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün." |Ebu Davud, Taharet 100, (255)|3744
TAHARET BÖLÜMÜ|Cenabetten Gusül|buharimüslimmuvattaebu davudnesaitirmizi|Aişe|Resulullah (sav) cenabetten gusledince önce ellerini yıkamaktan başlardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırır, onlarla saç diplerim hilallerdi. Deriyi ıslattığı kanaati hasıl olunca tepesinden üç kere su dökerdi. Sonra da bedeninin geri kalan kısımlarını yıkardı. En sonra da ayaklarını yıkardı. |Buhari, Gusl 1, 15,19; Müslim, Hayz 35, (316); Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45); Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253); Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135); Tirmizi, Taharet 76, (104)|3745
Dostları ilə paylaş: |