VII. ETKİN PİŞMANLIK
İmar kirliliğine neden olmak suçunun düzenleyen Türk Ceza Kanunun 184. Maddesinin 4. Fıkrasında cezayı kaldıran şahsi bir sebep olarak etkin pişmanlık düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme sadece maddenin ilk fıkrasında düzenlenen suça ilişkindir. Hükme göre “Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.” Etkin pişmanlık hükmü, benzer diğer düzenlemelerden farklı olarak mahkumiyet sonrasında da sonuç doğurmaktadır.
Failin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için suça konu binayı ruhsata veya imar planına uygun hale getirmesi gerekmektedir. Konu özellikle Yargıtay uygulamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve etkin pişmanlık hükmünün bir arada uygulanması noktasında tartışma konusu olmuştur. Tartışmanın esasını ruhsat alınmaksızın veya ruhsata aykırı yapının imar planına veya ruhsata uygun hale getirilmesinin, CMK’nun 231/6-c bendinden hareketle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının koşulu olarak mahkemelerce uygulanması ve yine aynı maddenin 9. Fıkrasından hareketle bu koşul gerçekleştirilmesi koşuluyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi oluşturmaktadır.
Anılan CMK’nun 231/6-c. Bendine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi halinde mümkündür. Maddenin 9. Fıkrasında ise bu koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir hükmü yer almaktadır.
Yüksek mahkememiz haklı olarak imar kirliliğine neden olmak suçunda CMK’nun 231. Maddesi anlamında kamunun bir zararı bulunmadığı, bu şekilde etkin pişmanlık hükmü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını bir arada uygulamaya çalışan kararların hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir. Gerçekten de fail, etkin pişmanlık hükmü gereği binayı ruhsata veya imar planına uygun hale getirdiğinde zaten mahkumiyet ve tüm sonuçlarından kurtulacağına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının bir koşulu olarak bu yola başvurulması yerinde değildir. Nitekim konuya ilişkin pek çok kararda Yargıtay 4. Ceza Dairesi benzer gerekçelerle bu uygulamayı hukuka aykırı olarak nitelendirmiştir. Örneğin “5560 Sayılı Kanunun 23. maddesi ile CYY.nın 231. maddesinde yapılan değişiklik sonucunda kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu; zarar suçlarında mağdurun zararının karşılanmasını sağlaması ve daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki davranışlarının gelecekte tekrar suç işlemeyeceği kanısını uyandırması durumunda, belirlenecek denetim süresi sonuna kadar başka bir suç işlememesi koşuluyla verilen hükmün sonuçlarının doğmasını önlemesi ve böylece kişiye işlediği suçun sonuçlarıyla yüzleşip pişmanlık duyarak mağdur, zarar görenler ve toplum karşısında hukuk kurullarına uygun ve barış içerisinde yaşama için yeni bir olanak sunulması amacıyla düzenlenen hukuksal bir kurumdur.
CYY.nın 231/9. maddesinde; sanığın suçla mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödeyerek tamamen gidermek koşuluyla hükümün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine olanak tanınmış ise de, anılan düzenleme uyarınca eylemin doğrudan maddi bir zarara sebep olmasının zorunlu bulunması gerekmekte olup, incelenen dosyada sanığın kendi mülkü üzerinde işlediği imar kirliliğine sebep olma suçu dolayısıyla kişilere veya kamuya yönelik olarak sebep olduğu maddi ve ekonomik bir zararın bulunmaması karşısında, sözü edilen 231/9. maddenin uygulanmasına olanak bulunmadığı gibi, esasen mahkeme kararında koşul olarak öne sürülen ruhsat alınması veya imara uygun hale getirilmesi hususları etkin pişmanlıkla ilgili T.C.K. 184/5. maddede düzenlenmiş bulunmaktadır.
5237 Sayılı TCK’nın 184. maddesinin 5. fıkrasında; “... kişinin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar..." hükmü yer almaktadır. Bu düzenleme uyarınca mahkum olunan cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkması söz konusu olması nedeniyle, maddede belirtilen hususların hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden koşul olarak öne sürülmesinin yasaya aykırıdır99.
Dostları ilə paylaş: |