14 AĞUSTOS-4 EYLÜL 2018 HABERLER
(www.denizhaber.com.tr)
3.09.2018 İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi kuruldu
Geçtiğimiz Temmuz ayında İMEAK Deniz Ticaret Odası Genel Merkezi'nde gerçekleşen Meclis Toplantısı'nda oylama yapılarak, Aliağa'ya kurulacak DTO şubesi için onay alınmıştı. Yönetim kurulunun oluşturulması için çalışma başlatıldı. Şubenin kurucu başkanının Adem Şimşek olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Foça, Ayvalık, Bergama, Dikili gibi ilçelerin de Aliağa’ya bağlanması planlanıyor.
3.09.2018 Sanmar, yeni Bigaçay serisinin ilk iki römorkörünü tamamladı
Danimarka merkezli Svitzer’in Mayıs 2017’deki siparişi üzerine Sanmar Denizcilik tarafından Türkiye’de üretilen dört adet Bigaçay serisi römorkör; Fas Cumhuriyeti’ndeki, yüz milyonlarca dolarlık büyük bir yatırımın eseri olan Tanger Med 2 Limanı’nda hizmet verecek.
Bigaçay serisine ait yapımı bitmiş olan bu ilk iki römorkör, Sanmar’ın tersanelerinde hazır olarak teslim tarihini beklerken, kalan diğer ikisinin üretimleri de içinde bulunduğumuz Eylül ayında tamamlanacak ve bunun hemen ardından, dördü birden eş zamanlı Fas Cumhuriyeti’ndeki, Svitzer’in işletmekte olduğu Tanger Med 2 Limanı’na doğru yola çıkacak.
RAstar 2900 SX, Bigaçay serisinin tasarımı, Sanmar’ın diğer serileri gibi ünlü römorkör tasarımcısı Robert Allan Ltd.’ye ait. 29,4 metre uzunluğundaki ve 13,4 metre genişliğindeki römorkörün ortalama draft’ı 6 metre. Her biri 2700 KW güç üreten ve Schottel SRP 560 yatay sürücü sistemiyle 3’er metre çapındaki pervanelerini döndüren bir çift MTU 16V4000 M73L motora sahip. Yedekte çekmenin yanı sıra, Bigaçay römorkörlerin yeni sahiplerine sağlayacakları diğer hizmetlerse, Tanger Med 2 Limanı dahilindeki çevre kirliliği ve yangın olaylarına karşı müdahalelerde bulunmak ve kurtarma/tahliye operasyonlarını gerçekleştirmek olacak.
3.09.2018 Yunanistan'da denizciler greve gitti, seferler durdu
Yunanistan'da denizciler sendikasının bir günlük greve gitmesi nedeniyle deniz seferleri iptal edildi.
Yunanistan Denizciler Federasyonu (PNO), toplu sözleşme kapsamında gemi çalışanlarının maaşlarında daha yüksek zam talep ederek greve gitti.
PNO'dan yapılan açıklamada, işverenlerin, 8 yıl boyunca çalışanların maaşlarına tatmin edici düzeyde zam yapmayı reddetmesi nedeniyle grev kararı alındığı belirtildi.
Grev nedeniyle Yunan adaları ve ana kara arasındaki gemi seferleri sabah 06.00'dan itibaren bir gün süreyle durduruldu.
3.09.2018 Kur Farkı Uygulaması'nın geçici olarak durdurulduğu açıklandı
U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. tarafından taşımacılara yapılan duyuru ile “Kur Farkı Uygulaması’nın geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.
Kur artışı nedeniyle ihracatın artması, ithalatta ise sert düşüş yaşanması taşımacılıkta tüm dengeleri değiştirdi. İhracat yükünü taşıyan TIR’lar, dönüşte ise taşıyacak yük bulmakta zorlanıyor. Lojistikçiler kaybı azaltmak için ihracat navlununa yüzde 40’a yakın zam yapma hazırlığında. Bu da ortalama 3 bin euroya yaklaşan Almanya karayolu navlununun 4200 euroya kadar çıkması anlamına geliyor. Sektör temsilcileri, “Zor bir dönemden geçiyoruz. İhracatçıdan avantaj kazandığı bu dönemde navlun konusunda anlayış bekliyoruz” diyor.
Kur artışından dolayı lojistikçilerin hedeflenen maliyetlerini tutturamadığını ve kur farkından dolayı büyük kayıp yaşadığını dile getiren Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Emre Eldener, “Kur artışı sonrası ürün fiyatları önemli ölçüde arttı. Kurlardaki dalgalanmaların devam edeceği endişesiyle bazı firmalar siparişlerini iptal etti. Ek olarak düzenli ithalat yapan firmalar da ithalat yüklemelerine kısmen ara verdiler, dövizde piyasanın oturmasını bekliyor ve öncelikle ellerindeki stokları satmaya çalışıyorlar. Bu nedenle hava, deniz ve karayolu ithalat yüklemelerinde ağustos ayında ciddi yavaşlama oldu. Avrupa karayolu ihracat yüklemelerinde ihracat navlunları maalesef çok yükseldi. Bunun nedeni de Avrupa’ya giden araçların ithalat yükü bulmakta şu aralar çok zorlanmaları. Hem dövizdeki dalgalanmalar hem de ağustosta Avrupa’da birçok üretim tesisinin tatilde olması ithalat yüklemelerinde büyük aksamalara neden oldu” diye konuştu.
‘Kur sabitleme’ gündemde
Lojistikçi ve ihracatçının kur risklerini bertaraf etmek adına ‘kur sabitleme’’ gibi farklı uygulamaları gündeme aldığını belirten Eldener, “Genelde uluslararası taşımalarda kar marjları düşük olduğundan ötürü son iki ayda karşılaştığımız ciddi kur artışları hem vade verip hem de fatura tarihli TL ödeme tahsil eden lojistik firmalarını çok zor durumda bıraktı. Söz konusu uygulama firmaların bireysel tercihlerine ilişkin bir durum olup firmaların sürekli çalıştıkları müşterileri ile karşılıklı görüşerek bir çözüm yolu üretmeye çabaladıklarını görüyoruz. Lojistikçiler ve ithalatçılar kur risklerini bertaraf etmek adına ‘döviz forward’ gibi farklı uygulamaları önümüzdeki dönemde devreye sokacaklardır” dedi. Sektör temsilcileri bazı ihracatçı firmaların araç bulmakta zorlandığını, özellikle küçük bazı nakliye şirketlerinin dönüşte yük bulamama endişesi taşıdığı için taşıma yapmayı tercih etmediğini belirtiyor.
Deniz taşımacılık şirketi U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. 13 ağustosta yaptığı duyuru ile 15 ağustos tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılacak taşımalarda hizmet tarihi ile ödeme vade tarihi arasındaki olası kur farkının karşılıklı olarak fatura edileceği konusunda UND üyelerine bilgilendirme yapmıştı. Ancak UND, şirketin uygulamasının yaratacağı ilave maliyetler ve mağduriyetlerin göz önüne alınması ve uygulamanın iptal edilmesine dair talepte bulundu. U.N. UN Ro-Ro İşletmeleri A.Ş. tarafından taşımacılara yapılan duyuru ile “Kur Farkı Uygulaması’nın geçici olarak durdurulduğu, U.N Ro-Ro şirketi tarafından taşımacılar ve sektör paydaşları ile önümüzdeki dönemde yapılacak uygulamaların görüşüleceği bilgisi paylaşıldı.
3.09.2018 Karaya oturan gemilere Kıyı Emniyeti müdahale edecek
İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçen gemilerin uymaları gereken deniz trafik kurallarına yenileri eklendi. Karaya oturan gemilere artık Kıyı Emniyeti müdahale edecek. Gemiler köprü ayaklarına 100 metreden fazla yanaşamayacak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucunda Türk boğazlarından geçişlerle ilgili risklerin artması ve güvenlik nedeniyle yeni kurallar getirildi. Artık üzerinde yük olarak askeri gemi taşıyan ticari gemiler de Boğaz geçişlerini askeri gemi statüsünde tamamlayacak. Daha önce karaya oturan gemiler için kaptanın kendi kurtarma planı bekleniyor, kaptana Boğazlar'da en fazla 6 saat, Marmara denizinde ise 48 saat bekleme süresi veriliyordu. Şimdi bu düzenlemeden vazgeçildi.
Yeni getirilen kuralla gemi eğer karaya oturmuş ise Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekipleri klavuz kaptan, su altı sörveyleri, dalgıçları ve balık adamlardan oluşan uzman bir ekiple inceleme yaparak rapor oluşturucak. Liman başkanlığınca gemiye resen kurtarma hizmeti verilecek. Kurtarılma işleminden sonra adli ve idari tedbirler kaldırılmadan, idari tahkikat tamamlanmadan kurtarma bedeli ve çevreye verilen zararlar ödenmeden veya bu konlarda taminat vermeden geminin seferine müsaade edilmeyecek. Kaptanlar Boğazlar'a 3.2 km kala gemisindeki güvenlik ve teknik donanımını içeren listeyi Liman başkanlıklarına (İstanbul ve Çanakkale) bildirecek. 300 metreden uzun yolcu ve kontener gemileri Boğazlar'a girmeden en az 10 gün önce bilgi verecek. Gelişigüzel geçiş yapamayacak.
1.09.2018 Kanal İstanbul Projesi için 18 milyon lira ödenek ayrıldı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı İkinci Altı Aylık Dönemde İhale Edilmesi Planlanan İşler' arasına Kanal İstanbul'u aldı. Proje için 18 milyon 57 bin TL ödenek temin edildi.
1.09.2018 Suudi Arabistan'ın çılgın kanal projesi start aldı
Suudi Arabistan'ın Katar'la olan sınırına kanal açma projesinde kullanılacak olan dünyanın en büyük ekskavatörü Süveyş Kanalı'ndan geçiş yaptı. Katar, tek kara sınırın bir kanalla kesilmesinden sonra bir ada haline dönüşecek.
Katar'ın Suudi Arabistan'la kara bağlantısını koparacak kanalı açmak için tasarlanan 65 metre yüksekliğindeki dünyanın en büyük ekskavatör Atletti Livin Ctr Süveyş Kanalı'ndan geçiş yaptı.
Katar, Suudi Arabistan'ın başını çektiği aralarında Mısır'ın da bulunduğu bazı körfez ülkeleri tarafından ablukaya alınmış ve her türlü ilişkiler kesilmişti. Suudi Arabistan'ın Katar'ı tamamen izole etmek için böyle bir karar aldığı kaydedildi.
Suudi Arabistan'ın, 60 kilometre boyunda 200 metre genişliğinde ve 20 metre derinlikte açacağı tünel için oluşturulan Kanal Katırım Konsorsiyumda 9 firmanın yer alacağı kaydedildi.
Suudi Arabistan'ın kraliyet danışmanı Saud al-Qahtani projenin, Suudi Krallığı tarafından aylarca önce planlandığını söyledi. Al Qahtani, "Bölgedeki coğrafyayı değiştirecek olan Doğu Salwa Ada Kanal Projesi'nin uygulanmasının detaylarını sabırsızlıkla bekliyor. Dünyada, bu büyük ülkenin haricinde coğrafyayı değiştirecek kimse yoktur. Bugün, bir yarımada devletini tarihteki en büyük coğrafi değişimle ada haline getirecek olan projenin detayları ortaya çıkacak" dedi.
30.08. 2018 Moody's Türk şirketlerinin de kredi notlarını düşürdü
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Investors Service Ltd., 11 Türk şirketinin de kredi notlarını aşağı yönlü revize etti.
Moody's 17 Ağustos'ta Türkiye'nin kredi notunu Ba2'den Ba3'e düşürmesinin ve görünümü 'negatif' olarak belirlemesinin ardından 11 Türk şirketinin de kredi notlarını aşağı yönlü revize etti.
Petkim'in notunu B1 olarak korurken görünümü 'durağan'dan 'negatif'e düşürdü. THY'nin notunu Ba3 olarak korurken, Türkiye'nin görünümünün 'negatif olmasına bağlı olarak THY'nin görünümünü de 'negatif' olarak belirledi.
Moody's notları düşürülen şirketlerden 11'nin notlarını 6 Haziran 2018 tarihinde olası bir indirim için izlemeye aldığını da hatırlattı.
Anadolu Efes'in kredi notunu negatif görümü ile Ba1'den Ba2'ye indiren Moody's, Coca-Cola İçecek'in notunu da negatif görümü ile Ba1'den Ba2'ye çekti. Doğuş Holding'in notunu B1'e düşüren Moody's, Erdemir'in notunu Ba2'den Ba3'e, Koç Holding ve OYAK'ın notlarını Ba2'ye, Turkcell'in notunu Ba1'den Ba2'ye, Rönesans GYO'nun notunu Ba2'den Ba3'e, Tüpraş ve Sişe Cam'ın notların Ba1'den Ba2'ye, Yaşar Holding'in notunu ise B2'den Caa1'e indirdi.
12 şirketin görünümlerini 'negatif' olarak belirleyen Moody's, Doğuş Holding'in notlarını ise olası bir indirim için izlemede tuttu.
28.08.2018 Buzulların erimesiyle Kuzey Hattı ilk kez kullanılmaya başlandı
Dünyanın en büyük taşımacılık şirketi Maersk, bir ilke imza atarak konteyner gemisiyle kutup dairesinde sefere çıktı. Danimarkalı şirket, buzulların erimesi ile daha önce hiç girilemeyen kuzey hattını ilk kez kullanmaya başlıyor. Böylece Süveyş Kanalı güzergâhı artık daha az kullanılacak, yol süresi 10-15 gün azalacak.
Bazı uzmanlar bu rotanın büyük bir küresel nakliye arteri haline gelebileceğini ve Mısır’ın Süveyş Kanalı’na alternatif olabileceğini düşünüyor. Fakat Maersk sözcüsü şu an için bu yolu hâlihazırdaki rotalara alternatif olarak görmediklerini çünkü burada yolculuğun şimdilik yılın sadece üç ayında mümkün olduğunu belirtti.
Öte yandan Rus yetkililer yeni nesil buz kırıcı gemilerin 2020’lerden itibaren bu rotanın yılın 12 ayında açık kalmasını sağlayabileceğini vurguluyor.
29.08.2018 Arkas Holding, Furtrans Holding'e ait iki konteyner gemisini satın aldı
Furtrans Holding iştiraklerinin mülkiyetinde bulunan M/V REECON WHALE ile M/V REECON EMRE isimli konteyner gemileri, Arkas Holding'e satıldı.
Türkiye'nin en büyük armatörlük firmalarından biri olan ve dünya konteyner hat operatörleri sıralamasında ilk 20 içinde bulunan Arkas Holding, ikinci el gemi alımlarıyla, filosunu genişletmeye devam ediyor.
Deniz Haber Ajansı'nın ulaştığı bilgiye göre, İstanbul merkezli Furtrans Holding iştiraklerinin mülkiyetinde bulunan ve 2011 yılında Tuzla ADİK Tersanesi'nde inşa edilen M/V REECON WHALE ile M/V REECON EMRE isimli konteyner gemilerinin, Arkas Holding iştiraki Arkas Denizcilik ve Nakliyat Şirketine satıldığı öğrenildi.
Arkas Denizcilik tarafından satın alınan M/V REECON WHALE isimli konteyner gemisine M/V VERA A ismi verilirken, M/V REECON EMRE'nin ismi M/V ALEXANDRA A olarak değiştirildi.
21.08.2018 Fransız enerji şirketi Total, İran'dan resmen çekildi
Fransız Total şirketi, İran Güney Pars projesindeki faaliyetine resmen son verdi. Faaliyetlerine son vereceğini iki ay önce açıklayan Total'in işlerinin Çin devlet şirketi olan CNPC'ye devredilmesi gündemde.
İranlı yetkililer, Güney Pars doğalgaz projesinde Total'in yerini Çin'in devlet şirketi olan CNPC'nin alabileceğini ve bu sahada sahip olduğu yüzde 30 hisseyi yüzde 80'e çıkarabileceğini söylemişlerdi.
16.08.2018 3 bin yıllık tersanede 14 çekek yeri bulundu
Mersin’in Silifke ilçesine 2 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 6 kilometrekare büyüklüğündeki Dana Adası’ndaki 3 bin yıllık tersanede, 220 sarnıç ve 14 çekek yeri bulundu.
Uluslararası Sitler ve Anıtlar Konseyi (ICOMOS) Sualtı Kültür Mirası Komisyonu Genel Sekreteri Doç. Dr. Hakan Öniz, Kültür Bakanlığı izniyle ve Silifke Müzesi Başkanlığı’nda Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan Dana Adası üzerindeki çalışmaların 2015 yılında başladığını belirtti. Bilimsel danışmanlığı yaptığı çalışmalarda Dana Adası’nın arkeolojik öneminin giderek yoğun biçimde ortaya çıktığını kaydeden Doç. Dr. Öniz, “Dana Adası’nda 2016 yılında 276 antik çekek yeri ortaya çıkarmıştık. Geçen yıl ve bu yıl ise toplam 220 sarnıç tespit ettik. Bunların hepsinin tek tek çizimleri yapıldı, hacimleri hesaplandı. 2018 yılında yaptığımız çalışmalarda gemilerin sandallarının da özel çekek yerlerinde yapıldığını gördük. Bu da muhtemelen bu alanda dünyada ilk kez karşımıza çıkıyor. Özel olarak dizayn edilmiş 14 sandal çekek yeri tespit ettik” dedi.
Dana Adası’ndaki antik tersanenin dünyadaki varlığını ve bütünlüğünü korumuş en büyük ve muhtemelen en eski tersane olabileceğini düşündüklerini aktaran Doç. Dr. Öniz, “Bu tersanenin en az 3 bin yaşında olduğunu tahmin ediyoruz. Tunç Çağı’ndan itibaren Demir Çağı, Klasik Dönem, Helenistik Dönem, Roma ve Bizans dönemlerinde çok yoğun kullanıldığını gösteren kanıtlara ulaştık. Savaş ve ticaret gemilerinin yapımı gerçekleşmiş. Döneminin denizcilik endüstrisini yansıtan muazzam bir tersane” diye konuştu.
2018 yılı çalışmalarında tersane işçileri, güvenlikte kullanılan askerler, tersane işçilerinin aileleri olmak üzere ada üzerinde yaşayan toplam nüfusun kaç kişi olduğuna yönelik bir çalışma da yürüttüklerini belirten Doç. Dr. Öniz, şunları kaydetti; “Çalışmalarımızda ada üzerindeki 220 sarnıç tespit ettik, ama bunların 300’den fazla olduğunu düşünüyoruz. En az 12 bin kişinin yaşadığını düşündüğümüz adada bu sarnıçlar sayesinde su problemi olmadan hayatın sürdürüldüğünü tahmin ediyoruz. Adada tarım için kullanılabilecek arazi kısıtlı sahada yapılmış. Kendilerine yetecek kadar tarım yapmaya çalışmışlar. Hayvancılık hemen hemen hiç yok. Ada üzerinde M.Ö. 6’ncı binlerde yaşam olduğunu tespit ettik. İnsanlar en azından o dönemde adaya avlanmaya gelmiş. Muhtemelen M.Ö. binden itibaren de ada üzerinde tersane endüstrisi başlamış.”
Dana Adası’nın Kilikya bölgesindeki tüm kentlerle ilişki içinde olduğunu da anlatan Doç. Dr. Öniz, “Adanın Kıbrıs ile de bağlantısı var, çünkü M.Ö. 7-6’ncı yüzyıla tarihlenen Kıbrıs amforaları bulduk” dedi. Yüzey araştırmaların adada en az 8 bin yıldır insanların varlığını kanıtladığını ifade eden Doç. Dr. Öniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halen adadaki tersane alanındaki bazı yapıların dünyada benzeri yok. Yapılan çalışmalar, M.Ö. 2 ve 1’inci yüzyıllardaki meşhur Kilikya korsanlarının gemilerinin de bu adada yapıldığını kanıtlıyor. Bu tersanenin dünyada ayakta kalan bir benzeri yok. Dana Adası, denizcilik ve tersanecilik alanında dünyada bugüne kadar bilim dünyasının görmediği birçok yeni şeyi karşımıza çıkarmaya devam ediyor.”
‘Denizlik tarihine önemli katkılar sağlayacak’
Türkiye’nin, dünya denizciliği için eşsiz bilgi kaynağını korumayı başardığını vurgulayan Doç. Dr. Öniz, “2018 yılında şu ana kadar ada üzerinde yüzeyden görülebilen yapıların tespitleri ve çekek yerlerinin çizimleri ve plana alınması gerçekleşti. Artık bundan sonraki hedefimiz Dana Adası’nın gerçekte hangi dönemlerde kullanıldığını tam olarak kanıtlayabilecek bilimsel verilere ulaşmak. Bunun için de Kültür Bakanlığı ile birlikte ada üzerinde kazılara başlamayı hedefliyoruz. Bu kazılar dünya denizcilik tarihine önemli katkılar sağlayacak” ifadelerini kullandı.
15.08.2018 Maersk ve IBM, TradeLens adlı ‘Blockchain Sevkiyat Çözümü’nü tanıttı
Ocak ayında duyurulan sanayi çapındaki iş birliği, global ticaret çözümüne 90’dan fazla kuruluşun katılımı ile artmaya devam ediyor.
A.P. Moller- Maersk ile IBM, iki şirketin dünyanın global tedarik zincirine blockchain uygulamasını getirmek için ortaklaşa geliştirdikleri TradeLens oluşumunu duyurdu.
TradeLens, Maersk ile IBM arasında yapılan iş birliği anlaşmasının bir sonucu. Blockchain destekli nakliye çözümü, endüstri çevresinde yenilikleri teşvik etmek, bilgi paylaşımını ve şeffaflığı desteklemek üzere çeşitli tarafları bir araya getiren daha etkili ve güvenli global işleri desteklemek üzere tasarlandı.
TradeLens ekosistemine şu anda şunlar dâhil: Hong Kong’da PSA Singapore, International Container Terminal Services Inc, Patrick Terminals, Modern Terminals, Port of Halifax, Port of Rotterdam, Port of Bilbao, PortConnect, PortBase ve Port of Phladelphia’daki Hold Logistics Terminal operatörlerinin kılavuz çözümündeki ağı dâhil olmak üzere 20’den fazla liman ve terminal operatörü yer alıyor. Bu da TradeLens’e aktif olarak katılan ya da katılacak olan yaklaşık olarak dünya çapındaki 234 deniz ağ geçidine tekabül ediyor.
Bu çözüm platformuna katılan global konteyner taşımacılığı yapan firmalar arasında Hamburg Süd ile Pacific International Lines’ da bulunuyor. Hollanda’daki, Suudi Arabistan’daki, Singapur’daki Avustralya’daki ve Peru’daki Gümrük İdareleri de Ransa ve Güler Dinamik Gümrük Müşavirliği A.Ş. firmaları ile birlikte katılım sağlıyor.
TradeLens, çok sayıda iş ortağının işbirliğini güçlendirerek detaylardan, gizlilikten ya da mahremiyetten taviz verilmeksizin bir işlemin tek bir görünümünü sunarak dijital tedarik zincirlerine ilişkin dayanak olarak IBM Blockchain teknolojisini kullanıyor. Nakliyeciler, armatörler, liman ve terminal operatörleri, iç nakliye ve gümrük idareleri sevkiyat bilgilerine ve sevkiyat belgelerine, sıcaklık kontrolünden, konteyner ağırlığına kadar değişen loT ve sensör verileri de dâhil olmak üzere gerçek zamanlı erişim ile daha etkili etkileşimde bulunabilir.
Blockchain akıllı sözleşmeleri kullanan TradeLens, uluslararası ticarette yer alan birçok tarafın dijital ortamda işbirliğine imkân veriyor. Ticari belge modülü, bir beta programı altında yayınlanmakta ve ClearWay olarak adlandırılıyor.
12 aylık deneme boyunca, Maersk ve IBM, belge hataları, bilgi gecikmeleri ve diğer aksaklıkların neden olduğu gecikmeleri önleyecek imkânları tanımlamak için defalarca ekosistem ortakları ile çalıştılar. Bir örnek, TradeLens’in, Amerika Birleşik Devletlerinde binlerce dolar maliyeti önleyerek üretim hattına gönderilecek paketleme malzemelerinin bir sevkiyatında transit süreyi yüzde 40’a kadar nasıl azalttığını göstermiştir. Daha iyi görünür ve daha etkili iletişim araçları ile tedarik zincirine katılanlardan bazıları, TradeLens ile 10 adım- beş kişiden bir adım-bir kişiye düşürerek “konteynerim nerede” gibi temel operasyonel soruları azaltabileceğini öngörüyor.
Gümrükten çekme belgeleri, ticari faturalar ve konşimento gibi belgeler ile geminin varış zamanları ve konteynerin girişi gibi veriler de dâhil olmak üzere 154 milyondan fazla nakliye işlemi platformda kayıt altına alınmıştır. Bu veriler günde bir milyona kapasiteye doğru yaklaşarak büyüyor.
Bilindiği üzere, bu verilerin bazıları, tedarik zinciri endüstrisinde yaygın olarak kullanılan EDI sistemleri aracılığıyla paylaşılabilmektedir ancak bu sistemler esnek değildir ve oldukça karmaşıktır ve eş zamanlı olarak veri paylaşımı yapılamıyor.
TradeLens tedarik zincirindeki her sevkiyata ilişkin kritik verileri takip edebilmekte ve katılan tüm taraflar arasında değiştirilemeyen kayıtlar tutabiliyor.
TradeLens, blockchain teknolojisini, dünya çapında tedarik zinciri belgelerini güvenli dijital ortama dönüştürme ve iletimine ilişkin endüstri standardını oluşturmak için kullanıyor.
15.08.2018 Alsancak’tan Ro-Ro çıkışlarına yasak geldi
İzmir Büyükşehir Belediyesi UKOME’nin aldığı kararı gerekçe gösteren Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Alsancak Limanı’ndan gerçekleştirilen Ro-Ro seferlerini 28 Ağustos itibariyle durdurma kararı aldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) ve İzmir Valiliği'nin bir süre önce aldığı kararı gerekçe gösteren Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, özellikle bugünlerde çok tartışılacak bir karara imza attı. Ekonomide ABD ambargosu ve dövizdeki hareketlilik sürerken, en büyük ihracat kapılarından birine kilit vurulacak.
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Orada zaten çalışan bir liman var. Ro-Ro’nun oradan kalkması hiçbir hizmete sekte vurmuyor. Ayrıca o hattı oturtabilmek için iki yıldır yatırım yapıyoruz. Lojistiği kolaylaştırmak adına bütün gerekenlerin söz konusu alana taşınması için çalışmalar yaptık. Tam da bayram sonrası ve bize hiçbir alternatif sunulmadan böyle bir karar alınmasını ‘bir şaka’ olarak yorumlamaktan başka söz kalmıyor” diye konuştu.
Bu durumun halen Trieste’ye Ro-Ro taşımacılığı yapan Ulusoy Ro-Ro lehine bir haksız rekabet olarak nitelenip nitelenmeyeceğini değerlendiren Ahmet Musul "Alsancak sonlandırıldığında Çeşme devam edecek. Biz de B planımızı devreye alacağız. Böyle bir kararın çok kısa bir sürede yerine getirilecek olmasına itiraz edeceğiz. Bu konuda ve özellikle bugünkü konjonktürde kararın yeniden gözden geçirilerek düzeltileceğine inanıyorum" diye konuştu
Dostları ilə paylaş: |