4. KALAN
Oswald Spengler, Perelerin zamanından bu yana Yalan Doğu'nun kültürel gelişjrninin uluslar değil fakat kiliseler, neolitik sonrası dünya kaynaklı önde gelen topluluklar değil fakat coğrafyadan bağımsız serbestçe dolaşan mezhepler tarihi olduğuna işaret eden ük kişi olarak görünüyor. Halklann korkunç biçimde süpürülmesi, ezilmesi ve karıştırılması eski süreklilikleri silip süpürdü. Yalan Doğuda uygarlığın ilk doğum ve gelişim çağı bitmişti, yeni, öncesiz türden bir doğum oluşuyordu.
Darius'un imparatorluğu Yunan lonya adalarından İndus Vadi-
187
sine, Hazar Denizinden Nilin yukarı çavlanlarına uzandı ve gelecek iki bin yıl boyunca bu birleşmiş alanda yeni parlak bir ruhla ilişkili fakat öğretileri oldukça ayrı mezheplerin çekişmesi, karşılıklı küçük görmelerinden oluşan bir uygarlık tohumunu atacak ve filizlendire-cekti. Nasıl Fransa, Almanya ve İngiltere'nin ruhsal ayrımını bilmeden Avrupa'yı tanımak olanaklı değilse fakat gene de Avrupa düzeninin bileşenleri olarak bunların tek ruhları varsa, Yakın Doğunun Büyük Kyrus döneminden Muhammed ve Haçlılara kadar olan döneminde ayrı fakat ilişkili filiz veren mezheplerin gücünü anlamak, gelişimin ilk aşamasmda Pers, Yahudi ve Kildani mitoslarının eğilim ve ayrıntılarını incelemek zorunludur. Bu kültürlerden açılan ilk Hris-tiyan, Bizans ve Gnostik mitosları ve İslamın yükseliş ve tam zaferi böyle anlaşılabilir.
Spengler, simgesel özellikleri gören gözüyle, kubbeden yaratılan iç mimariyi (Roma'da Hadrian'ın kubbesi, İstanbul'da Ayasofya ve İslam ülkelerinde camiler) yeni Levanten mekan anlayışının örnekleri olarak gördü ve orada yaratılışın harika dünyasını buldu. Gök kubbe, mimari kubbeye, bir çölden göründüğü gibi, sınırlı fakat mağara içi gibi yükselen bir model sunar. Yeni Levant mitoslarında -12 bin yıllık dünya süresinin Zerdüşt mitosunda olduğu gibi- zaman a mekan gibi simetrik ölçülen bir sınırdı, başlangıç, orta ve son. Her şey, her olay bunun içinde zamana, anlam veya nedene sahipti.
Gerçekten, her şeyde bulunan, yayılan bir ruh gibi, Levant mitolojisinin sınırlı mağara dünyasındaki her şeyde peri masalı gibi bir giz vardır. Her yerde, mekan, zaman söylemi, herşeye yayılan ruh gerçek öğreti düşüncesiyle ölçülerek yakalanmıştır. Her bu tür öğreti, gizemli, peri masalı gibi yakalanır; bir kez ve hep, hep belli bir grubun kalıcı hazinesi olur ve dolayısıyla bir de yetkili grup vardır.
Bu tür bir grup, demiş olduğum gibi, coğrafi bir ulus değildir, fakat bir kilise, mezheptir, belli büyüsel hazineye sahip ortaklıktır. Hazinenin işlevi de, grubun statüsü olan belli peri masalı yasalarla yerine getirilir. Bu nedenle üyelik, zaman ve mekana bağlı değildir, statülerin bilgisine ve yerine getirilmesine bağlıdır. Bunlar aynı anda laik ve dinseldirler. İnsan tarafından icat edilmemişlerdir, kategoriktirler, değişime konu olmazlar. Uyulduklarında, dünyada bilinen her şeyin ötesinde nimet sağlarlar, peri masalı bağışları; uyulmadıklarında, kazayla bile olsa, bireyin istek ve gücüne karşı felaketler yaratırlar. Hatta, bir hiçmiş gibi, artık şansım yitirmiş üyesi olunan gruba da.
188
Böylelikle, sonuçta, hepsinin ve her birinin refah ve elemi, erdem ve değeri, yaratılan bireysel düşünce ve çabada değildir. Grubun adetlerine katılmaktadır. Özgür irade ilkesi gözönüne alındığında, bu kültürde genelde değerlendirildiği gibi, onun etkisi yalnızca bireyi uyma veya uymama kararında sorumlu kılmaktadır. Neyin iyi ve kötü olduğuna karar vermek onun hara değildir.
Spengler, yeni Levanten ahlak niteliğini veya onun terimiyle Mecu-si dünya duyusunu şöyle tanımlar
'Mecusi insan, manevi bizin parçastdır. Biz, yukarıdan inmiştir, tektir ve bütün üyelerinde aynıdır. Ruh ve gövdesiyle yalnız kendisine aittir. Fakat bir başka yabana ve üstün şey onda bulunur, onu bütün anlan ve yargılan ile bir oydaşma üyesi yapar. Tanrının ortaya çıkışı gibi, hatalan dışlar, fakat aynı zamanda egonun kendisini anlatmasının bütün olanaklarını da dışlar. Gerçek onun için, bizim için olduğundan başkadır (Yani özellikle Avrupa anlamında bizim için). Bizim bireysel yargıya dayanan bütün epistemolojik metodlarımız ona göre çılgınlık ve sapıklıktır. Onun bilimsel sonuçları Kötünün işleridir (ruhu gerçek düzen ve amaçlarından saptıran ve aldatan işleridir). Burada, bizim için Mecusi düşüncenin mağara dünyasında erişilmez olan nihai giz yatar. Egoyu düşünmenin, inanmanın ve bilmenin olanaksızlığı bu dinlerin hepsinde temel önyargıdır.'*51'
Birinci İsaiah (İ.Ö. 740-700) genç kral Hezekiah'ı mesih saymıştır. İki yüzyıl sonra ikinci İsaiah (İ.Ö. 545-518) hepsini Kyrus'a uyarlamıştır. İlki Yehova'nın gazabından özü yenilemek ve taşımak üzere kalan ateş ile temizlenmiş bir kalıntı görmüştür. Ünlü vahyinde yazdığı gibi:
"Ve o gün vaki olacak ki, lsrailin arta kalanı ve Yakup evinin kaçıp kurtulanları artık bir daha kendilerine vurana değil, ancak lsrailin Kuddüsü Rabbe hakikatle dayanacaklar. Bir bakiye, Yakubun bakiyesi, kudretli Allaha dönecek. Çünkü, kavmin İsrail denizinin kumlan gibi olsa da, ancak onlardan bir bakiye dönecek, adaletle taşan harabiyet kararlaştı. Çünkü orduların Rabbi Yehova bütün dünyanın ortasında tam bir son yapacaktır ve bu son kararlaşmıştır'.^
İkinci Isaiaha ve bir yüzyıl sonra onu izleyen rahip Ezra'ya, Büyük Kyrus'un Kudüsü ve tapmağı yenilemesi buyruğu bu vahyin yerine gelmesi gibi göründü. Ezra'ya göre onun sözleri şunlardı:
'Fars kralı Koreş şöyle diyor: Göklerin Allahı Yehova dünyanın bütün krallıklarım bana verdi, ve Yahudada olan Yeruşalimde kendisi
189
için ev yapayım diye bana emretti. Onun bütün kavrrundan aranızda kim varsa, Allahı onunla beraber olsun, ve Yahudada olan Yeru-şalime çıksın, ve İsrailin Allahı (Allah odur) Yehovanın Yeruşalimde olan evini yapsın. Ve misafir olduğu yerlerden her hangisinde arta kalan kim varsa, Yeruşalimde olan Allahın evi için gönüllü takdimlerden başkaca, olduğu yerin adamları gümüşle, ve altınla, ve eşya ile, ve hayvanlarla ona yardım etsinler'.^
Yanıt hemen cesaret verici değildi. Yıkılmış şehre dönenlerin sayısı 'yedi bin üç yüz otuz yedi köle ve cariyeden başka bütün cemaat toptan kırk iki bin üç yüz altmış kişi idi ve onların erkek ve kadın iki yüz ilahicisi vardı.^54) Bu grubun 537 veya 536'da geldiği varsayılır. Tapınağın yeniden yapımı Darius'un egemenliği sırasında 520'de başladı. Kutsanması 516'da oldu. Bundan sonra Artakserkses I'in yönetimine kadar (t.Ö. 465-424), kendisini 'kralın şarapçısı' diye anlatan Mehemyat55) gönderilip kendi isteğiyle Kudüste onun valisi olup da şehri büyük yıkıntılar içinde bulana kadar, çok az haber alabiliyoruz.*56) Duvarları yeniden inşaya başladı. Modern Judaizmin kuruluşu olarak belirlenen büyük gün ise Artakserkses II (İ.Ö. 404-358) yönetiminde geldi, 397de. Yazıcı Ezra, kraldan sadık ve yetkili geniş bir maiyetle Babil'den Kudüs'e geldi ve bulduklarıyla hayrete düştü:
'Reisler yanıma yaklaşıp dediler: İsrali kavmi ve kahinleııe Levili-ler, memleketler kavmlarının, Kenanlıların, Hittilerin, Perizzilerin, Ye-busilerin, Ammonilerin, Moabilerin, Mısırlıların ve Amorilerin mekruh şeylerine göre işleyerek kendilerini onlardan ayırt etmediler. Çünkü kendilerine ve oğullarına onların kızlarından aldılar ve mukaddes zürriyet memleketlerin kavmları ile karıştı, ve reislerle hükümdarların eli bu hainlikte başla idi. Ve ben bu şeyi işitince esvabımı ve kaftanımı yırttım ve basurun saçım ve sakalını yoldum ve şaşkın şaşkm oturdum'.^
Ezra dua etti ve Allaha halkım bağışlaması için yalvardı, kendisini Allahın evinin önüne attı, büyük bir topluluk, erkek, kadın, çocuk toplumu ona katıldılar ve acıyla ağladılar:
"Ve Yahudada ve Yeruşalimde olan bütün sürgün oğullarına, Yeruşalimde toplansınlar, ve reislerin ve ihtiyarların öğüdüne göre üç gün içinde gelmeyen her adamın bütün malı müsadere edilecek ve kendisi sürgünler cemaatinden çıkarılacaktır diye ilan edildi
Ve Yahudanın ve Benyaminin bütün adamları üç gün içinde Ye-ruşalime toplandılar (dokuzuncu ayda, ayın yirminci gününde idi) ve
190
bütün kavm bu işten ve yağıştan ötürü titreyerek, Allah evinin önündeki meydanda oturdular. Ve kahin Ezra kalktı, ve onlara dedi: Siz hainlik ettiniz ve Urailin günahını artırmak için yabana karılar aldınız. Ve şimdi atalarınızın Allahı Rabbe suçunuzu itiraf edin, ona hoş olanı yapın, ve memleketin kavmlanndan ve yabana kanlardan -aynim, Ve bütün cemaat cevap verdiler ve yüksek sesle dediler: Böylece, senin sözlerine göre yapmak için dışarda durmaya takat yoktur, ve bu iş bir yahut iki günün işi değildir, çünkü bu işte günahı çoğalttık. Şimdi bütün cemaat için reislerimiz tayin olunsunlar, ve bu şey için Allahımızın kızgın öfkesi bizden dönünceye kadar muayyen vakitlerde şehirlerimizde yabana kadın alanların hepsi, ve onlarla beraber şehrin ihtiyarlan ve hakimleri gelsinler. Yalnız Asahelin oğlu Yonatan, ve Tikvarun oğlu Yahveye bu işe karşı durdular, ve Me-şullam ve Levili Şabbetay onlara yardım ettiler.
Ve sürgün oğullan öyle yaptılar. Ve kahin Ezra ile atalar evlerinin başlarından bazıları, atalar evlerine göre, hepsi adları ite seçildiler, ve onuncu ayın birinci gününde bu işi araştırmak için oturdular. Ve yabana kanlar alan adamların hepsiyle birinci ayın birinci gününe kadar işi bitirdiler/58)
Böylece, en azından bir zaman için. Tanrı ile onun güvenini kazanan insanların kalanları arasında barış gene sağlanmış oldu.
Dostları ilə paylaş: |