1.Hayatta kalma aşaması: İnsanın temel fiziksel ihtiyaçlarını karşılaması aşamasıdır. Bu ihtiyaçlar yemek, su, barınak gibi temel ihtiyaçlardır. Felsefi yaklaşımla ruh, duygu ve düşünce özelliklerinin beden hapishanesine esir düştüğü andır. Yine bu aşama Kuantoloji’de enerjiden hasıl olan insanın, düşünsel ve duygusal enerji boyutlarıyla yarattığı maddi varoluş sembollerini zihin süreçlerinde ihtiyaca dönüştürdüğü andır.
2.Emniyet ve güvence aşaması: İnsanın fiziksel gereksinimlerini sürekli karşılaması aşamasıdır. Sürekli yemek, su ve barınak bu aşamanın nihai hedefi durumundadır. Artan dünya nüfusunun işsizlikle her geçen gün daha çok mücadele etmek durumunda kalacağı yeni dünya düzeninde, insan beyninin ve yaratıcılığının önündeki en önemli psikolojik engellerden birisidir bu aşama. Yine çoğu kez gelişmekte olan ülkelerde kariyer kelimesi ile eşleştirilen bir basamaktır emniyet ve güvence. İşte en önemli yanlışlardan birisi de tam bu noktada yapılmaktadır. Zira insan beyni yaratım sürecinde özgür olmalıdır. Maddesel ihtiyaçlardan kaynaklanan varoluş endişesi, insan beynine düşünsel ve duygusal parmaklıklar örer. Bu nedenledir ki çoğu kez duygusal olan insan, bu parmaklıkları görünce psikolojik sorunları yaşamına üst düzeyde davet eder hale gelir. Oysaki bu aşamanın sorun olarak görülmesi kimi zaman bir algı yanlışlığıdır. Siz evi emniyet ve güvence olarak gördüğünüzde, unutmamanız gereken diğer bir soru şu olmalıdır. Nasıl bir ev? Bu sorunun cevabını tarihin en büyük dahilerinden birisi olan Albert Einstein gibi verebilirsiniz. Albert Einstein maddi zorluklarla karşılaştığında, evinin bir odasını öğrencilere kiraya vermişti, o zamanlar üniversitede öğretim üyesiydi ve diğer odada dünya tarihine hükmedecek fizik çalışmalarını yapıyordu. Çünkü Einstein’ın zihinsel algı sürecinde emniyet ve güvence en alt basamaklardan biriydi ve beynini bununla meşgul edemezdi. Gereğinde asgari düzeyde aşılmalıydı. Japonya’da en üst düzeyde teknolojik çalışmaların yapıldığı ve dünyaya yön verildiği yıllarda, Japon şirketleri çalışanlarına ömür boyu iş garantisi veriyordu. Bu durum zihinleri maddi gereksinimler endişesinden arındırmış ve hızla ihtiyaçlar hiyerarşisinin üst basamaklarına yükseltmişti. Ancak şimdi işsizlik Japonya için bile tehdit ve Japonlarda tüm dünya ülkeleri gibi bu basamakla temas etmek durumunda.