İnsan gerçEĞİ ve islami hayat



Yüklə 2,48 Mb.
səhifə11/44
tarix27.12.2018
ölçüsü2,48 Mb.
#86677
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   44

İMAN NEDİR?

İmanın sözlük anlamı; “Bir şeye kesin olarak inanmak ve onun doğruluğunu tasdik etmek” demektir.

İmanın terim anlamı ise; Allah’ın varlığına, birliğine ve Hz. Muhammed’in son peygamber olduğuna ve onun Allah tarafından haber verdiği kesin olarak belli olan bütün dinî hükümlerin, emir ve yasakların doğru olduğuna kesin olarak inanmak ve tasdik etmek, bunu diliyle ikrar edip, tatbik etmeye çalışmaktır.

İman, hem güven vermek, hem de güvene kavuşmak mânâsına gelmektir. İman sahibi kişi, yani mü’min, hem inandığı gücün sağladığı güvenin içinde emin olur, hem de kendisi başkalarına güven veren demektir. Hadis-i şerifte de bildirilmektedir ki;

Mü’min diğer mü’minlerin onun elinden ve dilinden emin olduğu ( zarar görmediği) kimsedir.” 477

İman Kısımları



1- İcmâlî İman

2- Tafsîlî İman

a) İcmâlî İman: İnanılması gereken şeylerin hepsine kısaca ve toptan inanmak demektir. Bu da, kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdette ifadesini bulmuştur. 478


Tevhid Kelimesi ve Anlamı

Lâ ilâhe illâllah Muhammedün Rasûlullah: Allah’tan başka ilâh yoktur, Hz. Muhammed O’nun rasûludür. 479




Şehâdet Kelimesi ve Anlamı

Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh: Şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Hz. Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.

Bir insan, kelime-i tevhid veya kelime-i şehâdetten birini diliyle söyler, kalbiyle de inanıp tasdik ederse, İslâm dinine girmiş olur. Ancak müslümanın bu kadarla yetinmeyip, kabul edilmesi gereken diğer şeyleri de öğrenip onlara ayrı ayrı iman etmesi, onların doğru olduklarını kabul ve tasdik etmesi gerekir.

b) Tafsîlî İman: İnanılması gereken şeylere geniş ve ayrıntılı bir şekilde inanmak demektir. Peygamberimiz (s.a.s.)’e “İman nedir ?”diye sorulduğunda şöyle beyan etmiştir:

İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah tarafından yaratıldığına inanmaktır.480

Bu sayılan iman esaslarına, imanın şartları da denir. Bunların mahiyetlerini bilerek kat’i olarak iman etmeye “tafsîlî iman” denir. 481

“İman, dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir.” 482



Amel, İman’dan Bir Parça mıdır?

Ehl-i sünnet inancına göre, ameller imanın cüzü değildirler. Bunu gösteren deliller şunlardır: Amel, imana dahil olmaz, çünkü imanın hakikati tasdik; amelinki ise tatbiktir. Bu bakımdan, amel imandan ayrıdır, bir parça değildir. 483 İmam-ı Azam Ebu Hanife, el-Vasiyye adlı kitabında şöyle diyor:

“Amel imandan, iman da amelden başkadır. Çünkü çoğu zaman mü’minden amel yapma mükellefiyeti kalkar. Amel kalktığı zaman iman da kalkar denilmesi câiz değildir. Zira hayız halindeki bir kadın, o hal içerisinde iken namazın hükmü kalkar, yani kılmaz. Böyle bir kadın için de, ‘iman da kendisinden kalkar’ diyemeyiz. Yine fakire ‘zekât borcu yoktur’ denilir. Fakat ‘fakire iman gerekli de değildir’ denilmez. Eğer amel imandan bir parça olsaydı, amelin düştüğü hallerde imanın da düşmesi gerekirdi. Halbuki durum böyle değildir.” 484

İman Artar ve Eksilir mi?

Ameller artar, ama inanılması gereken şeyler bakımından iman ne artar, ne de eksilir. İman ziyadelik ve noksanlık kabul etmez. Çünkü iman, tam bir teslimiyet ile tasdik etmekten ibarettir. Bu ise ziyadelik ve noksanlık kabul etmez.

Bir kimsede tasdik varsa mü’mindir; yoksa, kâfirdir. Âyet-i Kerime’de şöyle buyruluyor:

Mü’minler ancak onlardır ki; Allah anıldığı zaman yürekleri titrer. Karşılarında Allah’ın âyetleri okununca bu onların imanını artırır. Onlar, ancak Rablerine dayanıp, güvenirler.” 485 Bu ve benzeri âyetler, imanın nurunun artacağına işarettir. Aynı şekilde, kötü ameller de kalbi karartır ve imanın nurunu azaltır.

İman, artıp eksilmez. Ancak iman, kuvvetli veya zayıf olabilir. Meselâ Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in imanı ile diğer insanların imanı bir değildir. Bunun için imanımızı amellerimizle takviye etmemiz, kuvvetlendirmemiz gerekmektedir. 486 İmanın kuvvetlenmesi ve zayıflaması yönünde bir artış ve eksilme elbette mümkündür. 487


İmanın Salih ve Makbul Olmasının Şartları

İmanın sahih ve makbul olması için üç şartın bulunması lâzımdır:



1- İman ye’s halinde olmamalıdır. Önceden iman etmemiş olan bir insanın ölüm ânında azâbı görünce inanmasının bir önemi ve faydası yoktur. “Azâbımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir.488 Buyruluyor. Tıpkı Firavun’un boğulma ânında, öleceği zaman “ben de iman ettim” demesi gibi; bu iman geçerli değildir.

2- Müslüman, dinî hükümleri inkâr edici söz ve davranışlarda bulunmamalıdır.

Meselâ: Müslüman olduğunu söylediği halde bir kimse namaz, oruç, zekât gibi Allah’ın herhangi bir emrini inkâr ederse imanını kaybetmiş olur. Çünkü dinimizde inanılması gereken şeyler bir bütündür; bunlardan birini inkâr etmek, hepsini inkâr etmek demektir. 489



3- Dinî hükümlerin herhangi birini beğenmemek, yeterli görmemek, imanın gitmesine sebep olur. 490

“Bu çağda İslâm’ın hükümleri, prensipleri uygulanır mı? Çağ değişti, çağa uymak lâzım; bu zamanda İslâm’ın emirleri uygulanmaz” demek, İslâm’ın hükümlerini beğenmemek, reddetmek kişilerin imanının yok olmasına sebep olur. 491



İnanç Yönünden İnsanlar



1. Mü’min: Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Allah’ın rasûlu olduğuna kalbi ile inanan ve bu inancını dili ile söyleyen kimselere mü’min denir. İman ve itikad esaslarına aykırı bir davranışta bulunmadığı sürece bu kişi mü’mindir. Ahirette gideceği yer Cennet’tir. 492

2- Münâfık: İslâm dininin, iman esaslarının hepsine veya birine inanmadığı halde, inanıyormuş gibi görünen kişiye münâfık denir. Ahirette gideceği yer Cehennem’dir. 493

3- Kâfir: İslâm dininin, iman esaslarının hepsine veya bir kısmına inanmayıp inkâr eden kişiye kâfir denir. Bunun da ahirette gideceği yer Cehennem’dir. 494

4- Müşrik: Şirk koşan, Allah’ın zâtında, sıfatlarında veya fiillerinde denk ve ortak tanıyan kimseye denir. Bir başka ifade ile Allah’a inanmakla beraber, O’na ait hakları, özellikleri, başkasının kendisinde görmesi veya bu hakları, özellikleri başkasına vermesi şirk, bunu yapan kişi de müşriktir. Bunun da gideceği yer Cehennemdir. 495

İman ve İslâm
İman ile İslâm birdir, İman Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in, Allah tarafından tebliğ buyurduğu kat’i surette bilinen emirler ve nehiylerin hepsini kat’iyyetle tasdik etmektir. İslâm ise Peygamber efendimiz (s.a.s.)’in tebliğ buyurduğu şeyleri, zâhiren ve bâtınen kabul edip güzel görmek, Cenâb-ı Hakk’a itaat edip emirlerine boyun eğmektir.

Lugat mânâları birbirinden farklı olmakla beraber, bu iki mefhum İslâm istilâhatında aynı mânâya gelir. Ehl-i sünnet inancına göre, İman ile İslâm arasında bir fark yoktur. 496




Yüklə 2,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin