İnsan haklari derneğİ Dİyarbakir şubesi


*02.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Abdurrahim Aytekin, şu beyanlarda bulundu: “



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə5/30
tarix26.10.2017
ölçüsü1,65 Mb.
#14376
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   30

*02.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Abdurrahim Aytekin, şu beyanlarda bulundu: “Benim kızım Berivan Aytekin, 2009 yılının Ağustos ayından beri kayıptır. Kendisinden uzun bir süre haber alamadık. Yaptığım araştırmalar sonucunda kızımın PKK örgütüne katıldığını ve haberlerde Bingöl ili Yayladere kırsalında çıkan çatışma sonucu hayatını kaybeden ve daha sonra İstanbul Adli Tıp kurumuna götürülen PKK militanları arasında olabileceğini öğrendim. Kızımın cenazesinin de söz konusu cenazeler arasında olma ihtimali söz konusudur. Kızımın cenazesinin de söz konusu cenazeler arasında olup olmadığının tespiti amacı ile benden alınacak kan örneği üzerinden DNA incelemesi yapılmasını ve çıkacak DNA incelemesi sonucuna göre cenazenin tarafıma teslimi için gereğinin yapılmasını talep ediyorum. “ (İHD Diyarbakır Şubesi)
*13.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Cemil Dağ, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum olan Fahrettin Dağ, 12.10.1990 tarihinde Fen Fakültesinde okurken PKK Örgütüne katıldığını öğrendik. Kendisinden bir daha haber alamadık. En son 01.01.2011 tarihinde çıkan haberlerde oğlumun Besta bölgesinde şehit düştüğünü öğrendim. Oğlumun ölüm belgesini çıkarabilmem için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*16.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Ruşen Arslan, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim olan Velat Şiyar Arslan, 1994 yılının Ocak-Şubat aylarında Ergani’deki evimizden ayrıldı ve o tarihten itibaren kendisinden bir daha haber alamadık. En son 10.03.2000 yılında aldığımız bir habere göre Bingöl kırsalında çıkan bir çatışmada 8 PKK militanı ile birlikte yaşamını yitirdiğini öğrendik. Olaydan 1 ay sonra babam teşhis için Bingöl’e gitti. Ama teşhis edemeden geri döndü. Çünkü ağabeyim katılım yaptığı zaman 17 yaşındaydı. Öldüğü zaman 23 yaşına gelmişti. Tam teşhis etmesi gerekiyordu. Ağabeyimin cenazesini alamadık. O günün koşullarından kaynaklı DNA testi yaptıramadık. Ağabeyimin mezarının açılmasını ve DNA testinin yapmak için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*28.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Şahinat Şamar, şu beyanlarda bulundu: “Benim kızım Güneş Şamar, 2011 yılının Eylül ayından beri kayıptır. Kendisinden uzun bir süre haber alamadık. Yaptığım araştırmalar sonucunda kızımın PKK örgütüne katıldığını ve haberlerde Bingöl ili Yayladere kırsalında çıkan çatışma sonucu hayatını kaybeden ve daha sonra İstanbul Adli Tıp kurumuna götürülen PKK militanları arasında olabileceğini öğrendim. Kızımın cenazesinin de söz konusu cenazeler arasında olma ihtimali söz konusudur. Kızımın cenazesinin de söz konusu cenazeler arasında olup olmadığının tespiti amacı ile benden alınacak kan örneği üzerinden DNA incelemesi yapılmasını ve çıkacak DNA incelemesi sonucuna göre cenazenin tarafıma teslimi için gereğinin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*16.03.2012 tarihinde şubemize başvuran Sait Marangoz, şu beyanlarda bulundu: “Benim yeğenim olan Meyaser Marangoz ailesi ile birlikte Almanya’da yaşıyordu. 1998-1999 yılları arasında PKK Örgütüne katılım sağladığını öğrendik. Televizyonlarda öğrendiğim kadarıyla yeğenim PKK saflarındayken jeneratör gazından zehirlendiklerine ilişkin bir açıklama örgüt liderleri tarafından yapıldı. Biz bu konuda cenazelerin alınması ve gerekli hukuki işlemlerin yapılması için sizden yardım talep ediyorum. Ailesi Almanya’da olduğu için DNA testi yapılmasını talep ediyorlar. Gerekirse ailesi de gelebilir. Ölüm tarihi de 27.11.2010 olarak geçmektedir.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*19.03.2012 tarihinde şubemize başvuran Hedle Oğur, şu beyanlarda bulundu: “Kızım olan Hilal Uğur, 13 Haziran 2010 tarihinde Üniversite hazırlık aşamasındayken evden ayrıldı. Daha sonra aldığımız bilgiye göre PKK Örgütüne katıldığını öğrendik. Bir daha da kendisinden haber alamdık. Basına düşen haberde kızımın da aralarında olduğu 5 arkadaşı ile birlikte elektrik jeneratöründen çıkan gazla zehirlenerek yaşamını yitirdiğini öğrendik. Kızımın cenazesinin nerde olduğunu bilmiyorum. Kızımın cenazesinin yerinin tespit edilip tarafıma verilmesini istiyorum. Ayrıca kızımın ve diğer arkadaşlarının ölümü ile ilgili bazı iddialar geçmektedir. Bu nedenle kızımın ölüm şeklinin tespit edilmesini talep ediyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*19.03.2012 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Emin Gündoğdu, şu beyanlarda bulundu: “Kızım olan Leyla Gündoğdu, 23 Şubat 2004 tarihinde Üniversite hazırlık aşamasındayken evden ayrıldı. Daha sonra aldığımız bilgiye göre PKK Örgütüne katıldığını öğrendik. Bir daha da kendisinden haber alamdık. Basına düşen haberde kızımın da aralarında olduğu 5 arkadaşı ile birlikte elektrik jeneratöründen çıkan gazla zehirlenerek yaşamını yitirdiğini öğrendik. Kızımın cenazesinin nerde olduğunu bilmiyorum. Kızımın cenazesinin yerinin tespit edilip tarafıma verilmesini istiyorum. Ayrıca kızımın ve diğer arkadaşlarının ölümü ile ilgili bazı iddialar geçmektedir. Bu nedenle kızımın ölüm şeklinin tespit edilmesini talep ediyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*02.04.2012 tarihinde şubemize başvuran İmam Dülcek, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim olan Fahrettin Dülcek, 1995 yılında gerilla saflarına katıldığını öğrendik. 1997 tarihine kadar hiçbir iletişimimiz olmadı. 1997 yılının sonlarında aldığımız bir habere göre ağabeyim ve 5 arkadaşı ile birlikte Bitlis/Mutki alanında çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdiklerini öğrendik. Tabi biz bu haberi olaydan çok sonra öğrendik. Yalnız 1997de ağabeyim Fahrettin Dülcek ve arkadaşlarının kesin burada yaşamlarını yitirdiğini öğrendik. Fakat cenazelerle ilgili hiçbir bilgimiz yok. Akıbetleri belli değil. Biz ailesi olarak bu cenazelerin yerlerinin belli olduğu için DNA Testi yapılarak bize verilmesini istiyoruz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*16.04.2012 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Ahmet Aslan, şu beyanlarda bulundu: “26/03/1994 tarihinde Bingöl ili Adaklı ilçesi Güngörsün ( Hösnek) kırsalında çıkan çatışmada yaşamını yitiren ve Bingöl Düzağaç mevkiinde bulunan Şehir Mezarlığı Kimsesizler bölümüne defnedilen 20 militandan birinin Mehmet ASLAN olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda Şubenizden hukuki yardım talebinde bulunuyoruz.” (İHD Bingöl Şubesi)
*19.04.2012 tarihinde şubemize başvuran Halil Uluk, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Ferhat Uluk, 1992 yılında İstanbul’da Üniversite okurken o tarihten beri kendisinden bir daha haber alamadık. Daha sonra PKK Örgütüne katılmış olduğunu ve Dersim bölgesinde bulunduğunu öğrendik. Ancak kendisinden bir daha da haber alamadık. En son 7 ay önce haberlerde Dersim bölgesinde bir toplu mezar olduğunu ve buradaki kişilerin kimlik bilgilerinin verildiğini öğrendik. Benim kardeşimin ismi yer almıyordu. Ancak verilen fotoğraflarda onun da resmi vardı. Ben bu nedenle kardeşimin de bu toplu mezardan çıkan kemikler üzerinde bir inceleme yapılmasını istiyorum. DNA Testinin yapılmasını talep ediyorum. Bu konuda sizden hukuki destek bekliyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

MİLİTANLARIN CENAZELERİNE YÖNELİK UYGULAMALAR

*16.01.2012 tarihinde şubemize başvuran Süleyman Mutaş, şu beyanlarda bulundu: “18.08.2011 tarihinde kızım Hamdiye Mutaş, Tunceli-Ovacık’ta güvenlik güçlerinin kimyasal madde kullanarak ölümüne sebep oldular. Biz cenazeyi alarak defin ettik. Kimyasal madde ile imha ettiler. Bizde her türlü resim ve bulgular mevcuttur. Şikâyetçiyiz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*Batman'ın Kozluk İlçesi Günyayla mevkiine yönelik 3 Şubat günü sabahın erken saatlerinde İl Jandarma Özel Harekat ve Polis Özel Harekat timleri ile korucular tarafından düzenlenen nokta operasyonu sonucu yaşamını yitiren ve HPG'li oldukları belirtilen 5 kişinin cenazelerinin aynı günün akşamı Malatya Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği öğrenildi. Kozluk Devlet Hastanesi'nde cenazelerin ön otopsilerinin yapıldığı esnada hastane çevresinde yoğun önlemler alındığı kaydedildi. Cenazelerden bazılarının yandığı iddia edilirken, herhangi bir çatışmanın yaşanmadığı, nokta operasyonu ile 5 kişinin infaz edildiği ileri sürüldü. Polis tarafından olay yerine ve hastaneye yaklaştırılmayan basına servis edilen fotoğraflara ilişkin ise polis yetkilileri, "çatışma sonrası HPG'lilerin sığınaktan çıkarıldığını ve ardından sığınağın imha edildiğini" öne sürdü. (05.02.2012/ DİHA)
*30.04.2012 tarihinde şubemize başvuran A.A., şu beyanlarda bulundu: “Ben hava kuvvetleri komutanlığında görev yaptığım dönemde Metin Erön ve arkadaşları birliğe gelerek terör olaylarının çok yoğun olduğu dönemlerde yaralı yakalanan ve kendisi teslim olan PKK’lıları sorguya alırdık. Konuşmayan ve yanlış bilgi veren bu kişileri zabıta teslim ederdik. Bu PKK’lıları helikoptere alıp götürürlerdi. Bunların tamamı ya ölü ya da ölüm döşeğinde getirirlerdi. Yapacağımız bir şey olmadığı için getirdikleri yere gömerdik. Bu olaylar bizden öncede olurdu herhalde bizden sonra da aynı olmuştur. Yaptığım araştırmada metin sarhoş olunca anlatırdı. Götürdükleri PKK’lıları Keban Barajı ve Batman civarındaki baraj ve göletlerde bulunan adacıklara konuşmayanları atıp hem arama kurtarma eğitimi yapıp onları canlı kobay olarak kullanıyormuş. Arkadaşları arasında Metin’e sol Metin derlermiş. Sebebi de ölen PKK’lıların sol kulaklarını kesip toplarmış. Eksik getirdikleri PKK’lıları göllerin derinliklerinde oldukları için çıkaramadıklarını söylerdi. En çok hayıflandığı bir olay dağda çobanlık yapan birini gözaltına alıp konuşturmayıp PKK’lı deyip tepeden attıkları şahsa üzülüp eğitim zayiatı diye böbürlenerek anlatırdı. Ben emekli olduktan sonra çok düşündüm ve karar verdim. Ayrıca vicdani olarak rahat değilim. Son dönemlerde yürütülen ısrarlı ve adaletin yerine gelmesini sağlayıcı soruşturmaları göz önüne alarak her kim olursa olsun askerde olsa emeklide olsa suç işleyen gayri meşru işlere bulaşan ve adaletin yerine gelmesi için vicdanımı sızlatan bu olayları anlatma ve gerçekleri açıklama gereği duydum. Tüm bu nedenlerden dolayı savcılık tarafından bu kişilerin bulunup yargılanması talebinde bulunuyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
ÖLÜNÜN HATIRATINA SAYGISIZLIK

*Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde yaşamını yitiren HPG'li Casım Yılmaz'ın cenazesi ailesi tarafından dün Malatya'dan alınarak bugün Urfa'nın Suruç İlçesi'ne getirildi. Cenaze öncesi yüzlerce polis zırhlı araçlarla ilçede olağan üstü önlem alırken, törene katılmak için bir araya gelen yurttaşların toplanmasına izin verilmedi. Suruç girişinde de olağan üstü önlemler alınırken, ilçe girişinde jandarma ve polis HPG'li Yılmaz'ın cenaze aracına el koydu. Duruma tepki gösteren yurttaşlara gaz bombası ve coplarla müdahale edilirken, DİHA'ya haber geçen (gönüllü muhabir) bir kişinin kamera ve fotoğraf makinesine el konularak çekim yapmasına izin verilmedi. Cenaze aracına el koyan jandarma ve polis, cenazeyi alarak ilçe mezarlığında getirdi. HPG'li Yılmaz'ın cenazesi polis ablukası altında ailesi ve yurttaşlar tarafından toprağa verildi.İlçede mahallelerin abluka altına alındığı ve giriş çıkışların yasaklandığı belirtilirken, ilçede gerginlik sürüyor.Bu arada polisin el koyduğu kamera ve fotoğraf makinesi cenaze defnedildikten sonra sahibine iade edildi. (18.02.2012/ DİHA)


TOPLU MEZAR İDDİALARI

*06.02.2012 tarihinde şubemize başvuran Halim Özdemir, şu beyanlarda bulundu:Ben cezaevinde sizin toplu mezar haritası çalışmalarınızı takip etmekteyim. Yalnız size söyleyeceğim iki şehir bu çalışmalarınızın arasında bulunmuyor. Bu yerler Kahramanmaraş ve Antalya’dır. 10 Nisan 1998 tarihinde Antalya’nın Serik ilçesinde yaşanan çatışmada 10 gerilla yaşamını yitirdi. Bunların kimlik bilgileri mektubumda mevcuttur. 1997-1998 yılları arasında da Antalya’da yaşanan çatışmada 6 gerilla yaşamını yitirdi. Yine 28 Mayıs 1998 yılında Kahramanmaraş’ın Göksu ilçesinde çıkan çatışmada 6 gerilla yaşamını yitirdi. Bunlardan 2’sinin cenazesi aileleri tarafından alındı. Geriye kalan 4 gerillanın cenazeleri ya toplu mezara ya da kimsesizler mezarına gömüldüler. Ayrıca Amanoslarda 16 Mart 1997’de Hatay/Dörtyol/Domuzdamı yaylasında 2 gerilla, 10 Nisan 1997’de Osmaniye’de 1 gerilla, 1 millis, 26 Haziran 1997’de Gaziantep/Islahiye İlçesinde 1 gerilla, Temmuz 1997’de Osmaniye’de 3 gerilla, 19 Mart 1998 tarihinde Erzin’de 8 gerilla, Mayıs 1998’de İskenderun’da 1 gerilla, 24 Haziran 1998’de Osmaniye/Zorkun yaylasında çıkan çatışmada 2 gerilla yaşamını yitirmişlerdir. Yaşamını yitiren gerillaların mezarının nerelerde olduğunu size mektubumda belirttim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*05.04.2012 tarihinde şubemize başvuran Sait Çağlayan, şu beyanlarda bulundu: “1996 yılında bir görgü tanığının beyanı üzerine Hakkâri merkeze bağlı Otluca Köyü Dağ Komando Tugayı’nın güneyinden geçen çayı geçtikten sonra yaklaşık 30 ml mesafede 6 PKK Militanının gömülü olduğu yeri belirtmektedir. Bunlardan 4 erkek 2 kadın olduklarını söylemektedir. Görgü tanığının verdiği beyana göre sağ yakalayıp Dağ Komando Tugayında infaz ettiklerini hatta 2 kadın gerillanın kafalarını koparıp ayrı yerlere gömüldüklerini söylemektedir. Mezarlarının nerede olduğunu bilmekte ve bu konuda gerekirse yerini bizimle paylaşabileceğini söylemektedir. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)
*Uzun yıllar askeri bölge olarak kullanılan Bitlis Tatvan ilçesine bağlı Dumlupınar Mahallesi Radyolink mevkisinde ev yapmak için kazı yapan Yakup Şeflekçi, kazı sırasında bir kafatası ve kemik parçaları buldu. Şeflekçi, kafatası ve kemikleri görünce kazıyı durdurup, polis ve jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen ekiplerin yaptığı ön incelemede kafatası ve kemiklerin insana ait olduğu belirlendi. Kemiklerin çıkması üzerine kazı çalışmaları durdurulurken, Tatvan Cumhuriyet Savcılığı ise, konuyla ilgili olarak inceleme başlattı. Savcı, kafatası ve kemikleri alarak Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Kemiklerin çıkmasından sonra İHD Bitlis Temsilcisi Hasan Ceylan ile MEYA-DER Yöneticisi Nihat Oruç olay yerine giderek incelemelerde bulundu. Ceylan ve Oruç, savcı ve görgü tanıklarıyla görüşerek konuyla ilgili olarak bilgi topladı. Yapılan incelemelerden sonra açıklama yapan İHD Temsilcisi Hasan Ceylan, kemiklerin bulunduğu alanın geçmişte kontrol altında sıkı tutulan bir alan olduğunu ve bu olayında yeni bir toplu mezar olduğuna şüphesinin yüksek olduğunu söyledi. İHD ve MEYA-DER olarak konuyla ilgili gerekli bütün girişimleri yapacaklarını dile getiren Ceylan, "Bitlis'te, Tatvan'da ve Mutki'de 90'lı yıllarda yasadışı işlere bulaşmış korucu veya JİTEM mensubu itirafçıların bize gelerek bu tür infazların yaşandığını ve olay yerlerini bize anlatmışlardı. Şu ana kadar 350-400 civarı toplu mezar tespit ettik. Bu gün burada çıkan kemiklerinde yeni bir toplu mezara ait olduğu konusunda hiçbir şüphemiz yoktur. Biz bu gün gerekli incelemeleri yaptık. Ancak burada çıkan kemiklerle ilgili gerekli bütün girişimleri yapacağız. Bu olayın kapanmaması için kamuoyu da duyarlı olması gerekiyor" diye konuştu. (26.04.2012/DİHA)

ORTAYA ÇIKAN TOPLU MEZARLAR

*Diyarbakır'da Merkez Kapalı Cezaevi ve JİTEM merkezi olarak kullanılan bölgede yapılan restorasyon çalışmalarında insana ait 6 kafatası bulundu. Cezaevi duvarı yakınlarında yapılan kazılarda bulunan kemikler için Cumhuriyet Savcısı olay yerine gitti.

*Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın JİTEM sorgu merkezi ve Sur İlçesi'nde bir dönem ceza ve tevkifevi olarak kullanılan tarihi İçkale'de 11 Ocak'ta çevre düzenleme çalışmaları sırasında insan kafatasları bulunması üzerine başlattığı kazılarda kafatasları ile çok sayıda kemik bulunmuştu. Şubat ayına kadar devam eden kazılarda toplamda 29 kişiye ait kafatası ve kemikler ortaya çıktı. (11.01.2012-07.02.2012 / DİHA/DHA / Mynet.com / İnternethaber.com / Etha.com.tr / Guneydoguguncel.com)
*Şırnak'ın Güçlükonak (Basa) İlçesi'ne bağlı Yağızoymak (Zivoga Hecîelî) Köyü'nde yapılan kazılarda, 1994 yılında Özbaşoğlu (Hirareş) Köyü'nden gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 5 köylüden 3'ünün cenazesine ulaşıldığı ortaya çıktı. "PKK'lilere yardım ettikleri" iddiası ile askerler tarafından 1994'te gözaltına alınarak Yağızoymak Jandarma Tabur Komutanlığı'na götürülen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan 5 köylüden 3'ünün cenazesi, köye 5 dakika uzaklıkta bir yerde toplu gömülmüş halde bulundu. Kepçe ile yapılan kazılardan 3 kişinin elbiseleriyle gömüldüğü ve kemiklerinin tamamı halen elbiseler içerisinde bulunduğu kaydedildi. Kazı esnasında hazır bekleyen ailelerin çıkarılan kemiklerin yakınlarına ait olduğunu elbiselerden teşhis ettiği öğrenilirken, diğer 2 kişinin gömüldüğü belirtilen alanın ise dağlık bir alan olduğu "güvenlik" sağlandıktan sonra da kazı çalışmasının başlatılacağı bildirildi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı talimatıyla yapılan kazılarda çıkan 3 kişiye ait kemiklerin incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği belirtildi. Soruşturmanın gizli yürütüldüğü kaydedildi.

*Şırnak'ın Güçlükonak (Basa) İlçesi'ne bağlı Yağızoymak (Zivoga Hecîelî) Köyü'nde yapılan kazılarda ortaya 3 cesedin, 1994 yılında Yağızoymak Jandarma Tabur Komutanlığı askerlerince Özbaşoğlu (Hirareş) Köyü'nde gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 5 köylüden Sait Şen, Beşir Başkök ve Abdullah Güler'e ait olduğu belirtildi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın kararı ile Jandarma Tabur Komutanlığı yakınlarındaki alanda yapılan kazı çalışmalarını izleyen kayıp yakınlarının, cesetleri elbiselerinden teşhis ettiği belirtildi. Teşhis edilen kişilerin Sait Şen, Beşir Başkök ve Abdullah Güler olduğu belirtilirken, kayıp yakınlarının DNA testi için kan örnekleri vereceği öğrenildi. Bulunan cenazelerin kimlik belirlemesi ve DNA testi için bugün İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği öğrenildi. (20.01.2012/DİHA / Özgür Gündem / Star)


*Mardin'in Dargeçit İlçesi'ne bağlı Bağözü (Tiruva) Köyü'nde Dargeçit Jandarma Komutanlığı'na bağlı askerlerce 1995 yılında gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Davut Altınkaynak, Süleyman Seyhan, Hikmet Kaya, Abdurrahman Coşkun, Abdullah Olcay, Mehmet Emin Aslan, Nedim Akyön ve Seyhan Doğan'ın toplu gömüldüğü iddiası üzerine su kuyusunda bugün kazı çalışması başlatıldı. Köyün içinde bulunan ve daha önce kayıp yakınlarının şüphe üzerine kendi çabalarıyla yaptığı kazıda 2 yanmış kemik parçasının bulunduğu kuyuda, bu sabah saatlerinde başlatılan kazı çalışmasında insana ait bir kafatası ile elbise parçaları bulundu. Kuyunun çevresi güvenlik şeridi ile kapatıldı. Dargeçit Cumhuriyet Savcısı'nın gözetiminde, olay yeri inceleme ekiplerinin kepçe ile yürüttüğü çalışmaları İHD heyeti de yerinde izliyor. Kayıp yakınları ve köylülerin de, uzaktan izlediği çalışma devam ederken, köyün çevresi askerler tarafından kuşatılmış durumda. Kazı çalışması sırasında bekleyen Seyhan Doğan'ın ağabeyi Abdulkerim Doğan, kafatası ve kemiklerin yanında bulunan elbiselerin kardeşine ait olduğunu tespit etti. Bunun üzerine Seyhan Doğan'a ait olduğu düşünülen kafatası ve kemikler adli tıp uzmanları eşliğinde kuyudan çıkarılarak bir poşetin içine konuldu. Kazı çalışmasının geç saatlere kadar süreceği belirtilirken, kuyu içinde ve kuyudan çıkarılan ıslak toprak üzerinde detektörle arama yapıldı.Görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda başlatılan kazıda insan kemikleri, elbiseler ve 3 adet boş kovan bulundu. Kuyuda yapılan ve bir kafatası, kemik parçaları ile elbiselerin bulunduğu kazı çalışması tamamlanırken, köyün girişindeki ikinci noktadaki kazı çalışması ise devam ediyor.(22.02.2012/ANF/DİHA/_Etha.com.tr/Bugun.com.tr/Stargazete.com'> (22.02.2012/ANF/DİHA/Etha.com.tr/Bugun.com.tr/Stargazete.com/Hurriyet.com.tr/ Mardingundem.com/ Milliyet.com.tr)

*Mardin Dargeçit Jandarma Komutanlığı'na bağlı askerlerce 1995 yılında gözaltına alınan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 6 kişi için Bağözü (Tiruva) Köyü'nde bu sabah tekrar başlatılan kazılarda elbiseleri ile gömülmüş bir kişiye ait cenaze bulundu. Köy mezarlığının yanında Dargeçit Cumhuriyet Savcısı ve Adli Tıp uzmanları denetiminde devam eden kazıları; İHD heyeti, kayıp yakınları ve BDP'liler de yerinde izliyor. (24.02.2012/ DİHA/ Hurriyet.com.tr/Milliyet.com.tr)


*Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 1994 yılında 5 köylünün öldürülerek tabur bahçesine gömüldüğü yönündeki suç duyurusu üzerine 19 Ocak günü Şırnak'ın Güçlükonak (Basa) İlçesi Özbaşoğlu köyü ile Yağızoymak Jandarma Taburu arasındaki boş arazide kazı çalışması başlatmıştı. Yapılan kazı çalışmasında elbiseleriyle gömülmüş 3 kişiye ait kemikler bulunmuş, ancak aşırı yağış ve güvenlik gerekçe gösterilerek kazılar durdurulmuştu. Ailelerin başvurusu üzerine Yağızoymak Jandarma Tabur Komutanlığı bölgesindeki arazide kazı çalışmasına bugün tekrar başlandı. Kazı çalışması sırasında Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan bir yetkili, Güçlükonak Cumhuriyet Savcısı, Şırnak Barosu'ndan 2 avukat ve kayıp yakınları kazı yapılan alanda hazır bulundu. Akşam saatlerinde sona eren kazılarda insana ait 2 tam iskelet çıktı. Kazı çalışması için girişimlerde bulunan ve kazıları yerinde izleyen iki aile iskeletlerdeki elbise parçalarından yola çıkarak iskeletlerin kendi çocukları olan Ömer Çetin ve Ahmet Güler'e ait olduklarını belirtti. Kazılar sonucunda çıkan tam iskeletler ve kemiklerin DNA testi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği bildirildi. Öte yandan kazıda hazır bulunanlardan alınan bilgiye göre iskeletlerin kafatasında mermi çekirdeği bulunduğu belirtildi. (22.02.2012/ANF/DİHA/Sondakika.com/Aktifhaber.com/ Bianet.org)

TOPLU MEZAR KAZILARINDA BULUNAN KEMİKLER İÇİN YAPILAN KAYIP BAŞVURULARI

*Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde bir dönem cezaevi olarak kullanılan ve JİTEM’in merkezi olarak bilinen İçkale mevkiinde 11 Ocak 2012 tarihinde ortaya çıkan toplu mezarda bulunan kemiklerle ilgili 12.01.2012 – 16.02.2012 tarihleri arasında derneğimize başvuran kayıp yakınları, ortaya çıkan kemiklerin kaybedilen yakınlarına ait olabileceği düşüncesiyle hukuki yardım talebinde bulundular. Bu süre içerisinde başvuruda bulunanlar ve kayıp olan yakınlarının isimleri şunlar:

-Başvurucu: İsmail Ulumaskan / Kayıp: Seyithan-Sadık Ulumaskan

-Başvurucu: Leyla Diker / Kayıp: Recep Diker

-Başvurucu: Süleyman Yıldız / Kayıp: Mehmet Yıldız

-Başvurucu: M. Zeki Sezer / Kayıp: M.Veysi Sezer

-Başvurucu: Halime Aydoğan / Kayıp: Nihat Aydoğan

-Başvurucu: Celal Bağca / Kayıp: Adnan Bağca

-Başvurucu: Besra Üçak / Kayıp: Ali İhsan

-Başvurucu: Salih Örhan / Kayıp: Cezayir Örhan

-Başvurucu: Hadin Çelik / Kayıp: Abdusselam Çelik



-Başvurucu: Kemal Günden / Kayıp: İbrahim Günden

-Başvurucu: Ramazan Tekdağ / Kayıp: Ali Tekdağ



-Başvurucu: Kadriye Tanrıverdi /Kayıp: Mehmet- Muharrem Tanrıverdi

-Başvurucu: Hasan Balyeci / Kayıp: Fahri Balyeci

-Başvurucu: Cemal Özdemir / Kayıp: Mehmet Özdemir /

-Başvurucu: Fahriye Bulut / Kayıp: Baki Akdemir

-Başvurucu: Medeni Çakıcı / Kayıp: Ahmet Çakıcı

-Başvurucu: Dilber Bulut / Kayıp: Mustafa Bulut

-Başvurucu: Gülbiye Buluttekin / Kayıp: Osman Buluttekin

-Başvurucu: Ayşan İkincisoy / Kayıp: Recep İkincisoy

-Başvurucu: Nesim Aaslan / Kayıp: Ebedin Yaşli

-Başvurucu: Mehmet Mustafa Bayram / Kayıp: Mehmet Şirin Bayram

-Başvurucu: İrfan Öztürk / Kayıp: Vasıf Öztürk

-Başvurucu: Cemal Bababoğlu / Kayıp: Nazım Babaoğlu

-Başvurucu: Hasan Kahanarslan / Kayıp: Bahri Kahanarslan

-Başvurucu: Hanefi Yetişen / Kayıp: Ahmet Yetişen

-Başvurucu: Yasin Buluter / Kayıp: Abdullah Buluter



Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin