İnsancılık (Hümanizm)



Yüklə 445 b.
tarix27.10.2017
ölçüsü445 b.
#16944


İnsancılık (Hümanizm)

  • Lâtince humanitas (insanlık) kelimesinden (insan uygarlığına, mükemmel - olgun insan ülküsüne erişmek üzere yetişme) gelen insancılık; 14. yy. ikinci yarısında İtalya'da başladığı kabul edilen bir düşünce, beğeni, sanat ve kültür hareketidir.


İnsancılık (Hümanizm)

  • Gerçekten İtalyan dilini edebî Lâtince’nin yerine koymaya çalışan Dante (1265-1321), Ortaçağın yetiştirdiği en büyük ve güçlü şair sayılır; İtalya'da edebî ortaçağın onunla sona erdiği kabul edilir.



İnsancılık (Hümanizm)

  • İlkçağ yazarlarının

  • özgün metinlerini inceleyerek işe başlayan Petrarca (1304-1374) ile Boccaccio (1313-1375) ise ilk hümanistlerdir.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Greko-Lâtin ilk çağ kültürünü yeniden diriltmek, ortaçağın kilise Lâtince’si yerine klâsik Lâtince’yi giderek ulusal dilleri - yerleştirmek, bunun için Yunanca’yı öğrenmek, eski Lâtin yazarları gibi eser vermek... gibi ilkelerde birleşen hümanistler; 15. yy. ikinci yarısından sonra her yerde saygı görürler.



İnsancılık (Hümanizm)

  • 15. yy. in ortalarında yerleşen hümanizm, Ortaçağdan ayrılışın ve Rönesans’ın müjdecisi olur.



İnsancılık (Hümanizm)

  • (Ulusal dille yazdığı, halk kaynağına dayandığı, tasavvuf felsefesini insana değer veren, onu seven, yücelten bir görüş olarak değerlendirdiği, dinin kalıplarına karşı evrensel bir sevgiyle insancıl konuları işlediği için Yunus Emre'yi ilk Türk hümanisti saymamız bundandır.)



İnsancılık (Hümanizm)

  • Avrupa'da Yeniçağın 16. yy. da başladığı kabul edilir. Skolastiğin yıkılmasıyla iman ve otoritenin yerine akıl ve deneyin geçişi, Rönesans düşüncesinin başlıca zaferidir.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Rönesans düşüncesi; dogmaların, iman ve otoritenin ötesine geçerek, insanın yeniden kendine dönüşüdür.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Doğa yasalarını bulmak, bu yolla doğa güçlerine egemen olarak güçlenmek, gözlem ve deney yoluyla araştırmak, yöntemli çalışmak da aynı çağın sonuçlarıdır.



İnsancılık (Hümanizm)

  • (Batıda bu uyanış başlarken bizde gelişim durmuş; toplum kurumları kalıplaşmış, özgür düşünce yasaklanmıştır.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Örneğin 28 yıl şeyhülislâmlık makamında kalan Mehmet Ebussuut Efendi '1490-1573'; «Cennet cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı / Bana seni gerek seni...» şiirinde kâfirlik görür; bunları okuyanlar hakkında 'katilleri mubahtır' fetvasını verir...



İnsancılık (Hümanizm)



İnsancılık (Hümanizm)

  • Skolastiğin büyük temsilcilerinden Anselmus (1033-1109). «Anlayayım diye iman ediyorum»;



İnsancılık (Hümanizm)

  • Saint Augustin

  • (354-430)

  • «İman, görmediğine inanmaktır; bunun mükâfatı da inandığını görmektir» demişti.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Rönesans ise her doğmaya karşı insan kafasının yeni bir sorusunu koymakla işe başlar.



İnsancılık (Hümanizm)

  • N.Macchiavelli (1469-1527). Erasmus (1467-1536), Montaigne (1533-1592)... gibi hümanistlerin öncülüğünde insanı konu edinen bir edebiyat başlar.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Önce Roman dilleri (Fransızca, İtalyanca...), yanı sıra "Almanca, İngilizce... Lâtince’nin üstünlüğünden kurtularak devlet-edebiyat-bilim dili olarak bağımsızlığa kavuşurlar.



İnsancılık (Hümanizm)

  • Reform hareketleri kiliseyi parçalar. Ulusal dille birlikte ulusal devletler kurulur, fikir hayatı gelişir...



İnsancılık (Hümanizm)

  • Hümanizm hareketinin edebiyatta bir akım biçiminde yerleşen ve yaşayan canlılığı, klâsisizm'dir.



KLASİSİZM



KLASİSİZM

  • Klâsisizm sözü (Lâtince classis) Fransızca classe (sınıf) sözünden türetilmiştir. (Lâtince classicus - Birinci sınıf); klâsik'in ilk anlamı, «sınıflarda okutulması uygun görülen örnek eser» dir.



KLASİSİZM

  • Yeni çağ edebiyatlarında hümanizm ve Rönesans hareketinin hazırladığı, 17. yy. da önce Fransa'da ilkeleri belirlenen bir sanat anlayışı; rasyonalizm (akılcılık) felsefesine dayalı olarak edebiyatta geçerlik kazanan bir akımdır.



KLASİSİZM

  • Mutlakiyeti monarşinin güçlenmesi ve yönetimin merkezleşmesiyle önce Fransa, komşularının zayıflıklarından da yararlanarak, bir çeşit Avrupa üstünlüğü kazanmış; 17. yy. da Fransız dili, edebiyatı vs uygarlığı; 18. yy. sonuna kadar kesinlikle, 19. yy. da da önde gelmek koşuluyla bütün Avrupa'ya örnek olmuştur.



KLASİSİZM

  • Bir «metot şüphesiyle» yola çıkan R. Descartes (1596-1650), duyulara güvenmenin yanlışlığını ortaya koyarak; «felsefede, tabiat bilimlerinde, ahlâkta insanoğlunun işine yarayacak ve mutluluk sağlayacak temelleri» bulmaya çalışmıştır.



KLASİSİZM

  • «Düşünüyorum, öyleyse varım» bilgisine dayanarak duyularla ve deneyle değil (ampirizm), akıl ve düşünceyle (rasyonalizm) gerçeği bulabileceği kanısındadır.



KLASİSİZM

  • Klâsisizm; akla dayanarak, tabiatı inceler ve değişmez gerçeği arar. Bu kavramlara karşıt gibi görünen öğeleri de reddeder:



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 1) İnsanın en değerli özü, akıldır. Aklın buyruğunda (irade, ahlâk) duygularımızın karmaşıklığını, bizi sürükleyebileceği yanılgıları, tutku biçimine dönüşüne insanı felâkete götürecek coşkuları... engelleyebilir, kendimizi denetleyebiliriz; bu insana düşen başlıca görevdir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Klâsik edebiyat ürünleri

  • akla, sağduyuya ve erdeme dayanır.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 2) Tanrısal bir «sonsuz ve mükemmel» düşüncesiyle var olan insan yaradılışı, incelenmesi gereken başlıca konudur. Bunun için de yetişmemiş olan çocuklarla kusurlu ve aykırı yaradılışlılar ele alınmamalı;



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • akıl gücüyle donanmış, sağduyu ve ölçü sahibi, kararlı ve iradeli seçkin ve örnek kişilerin ruhsal yapılarıyla davranış özellikleri konu edinilmelidir (Tabiat sözüyle kastedilen budur).



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Yalnız seçkin ve olgun insanların davranışları ve ruh halleri ele alınmıştır.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 3) Değişmez gerçek; zamanla, ortamla, gelgeç beğenilerle ilgili değildir; bu yüzden günlük olaylar da, gözlem konusu olabilecek tasvirler de, yakın bir geçmiş olan Ortaçağ anıları da... ihmal edilebilir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Hangi çağda ve toplumda olursa olsun,

  • insanın değişmeyen duygu ve düşünceleri işlenir.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • Asıl konular; mitologyadan, İlkçağ ustalarının eserlerinden, üstün kişilerin bulunduğu yüksek çevrelerden alınmalıdır. Onun içindir ki sonradan önem kazanacak olan ayrıntılı çevre tasvirlerine, insanların dış görünüşüne, doğa güzelliklerine... klâsik eserlerde rastlanmaz.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Konular mitolojiden ve geçmişten seçilir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • İnsan dışındaki hiçbir şeye - giysi, dekor, doğa görünümü, yerel özellikler –

  • yer verilmemiştir.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 4) Her zaman, her yerde, her durumda geçerli olan kişiler, değişmez tipler halinde olmalıdır.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • Gerçekten bu yüzyılda en seçkin örneği kral (14. Louis) sayılan olgun insan (honnete homme) ülküsü yerleşmiştir; sarayın merkez olduğu kültürel düzey ülküsü:



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • Tabii ve serbest, ince beğenili, cesur, şerefli, zeki, ölçülü, aykırılıklardan kaçınan, ahlâklı, sağduyu sahibi, zarif, ahenkli davranışta, ağırbaşlı, kendine egemen, bütün yetenekleri aynı oranda gelişmiş bir olgun insan.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Yalnız seçkin ve olgun insanların davranışları ve ruh halleri ele alınmıştır.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 5) Bu yüzyılda Fransız Katolik kilisesi, hümanizm anlayışına uygun bilimsel ve felsefî çalışmaları engellemediği, Protestanlar kovulduğu (1685, Nantes fermanı), dinî hayat iyice kökleştiği için klâsik eserlerde halka değil kibar sınıfa yönelen bir dindarlık etkisi görülür.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 6) Klâsik sözünün ilk anlamına uygun olarak bu dönemin eserlerinde dil ve anlatım; kusursuz, kurallarla tutanı,

  • keyfî kullanımlardan uzak, yapmacıksız, sağlam, yalın, açık, konuya uygun, gereksiz süslerden arınmış, emekle olduğu oranda doğal ve güçlüdür.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Seçkin bir konuşma dili kullanılmış, kaba sözcük ve deyimlere yer verilmemiştir.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 7) Klâsisizm'de yazarın kişiliğini ve kendi görüşlerini belirtmesi, yazarlığını duyurması gerekli değildir. Asıl önemli olan eserdeki kişiler olduğu için, konunun işlenişinde buna önem verilir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Sanatçı, yapıtında kendi kişiliğini gizler, duygusallıktan kaçınır.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 8) Grekolâr’ın eserlerini kaynak edinen klâsisizm, aynı konuları tekrarlamaktan kaçınmaz:

  • (Divan edebiyatındaki nazireler, mesneviler... gibi).



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Konuya değil, konunun işleniş biçimine önem verildiği için aynı konu başka sanatçılarca da işlenmiştir.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 9) Eserin biçimce olgun ve kusursuz olması şarttır; bunun için eski Yunan tiyatrosunun «üç birlik kuralına titizlikle uyulur (Sadece koro kalkmıştır; kamu oyunu koro değil, seyirci ve okuyucu teşkil eder.)



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Tiyatroda "üç birlik kuralı”na uyulur.



Klâsisizmin başlıca ilkeleri şunlardır:

  • 10) Tabiata uygun eserler vermeyi amaç sayan klâsisizmin ulusal dilin oluşumuna hizmeti büyüktür; ilk hümanistlerin tersine her toplumda klâsik yazar, ulusunun dilini en iyi kullanan, ona en iyi örneği vermiş olan kişidir (Yunus Emre'yi bu bakımdan da edebiyatımızın ilk klâsiği saymamız gerekir.)



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Klâsik edebiyat ürünleri

  • akla, sağduyuya ve erdeme dayanır.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Gerçeğe benzerlik, en önemli kurallardan biridir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Hangi çağda ve toplumda olursa olsun,

  • insanın değişmeyen duygu ve düşünceleri işlenir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Yalnız seçkin ve olgun insanların davranışları ve ruh halleri ele alınmıştır.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Konular mitolojiden ve geçmişten seçilir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • İnsan dışındaki hiçbir şeye - giysi, dekor, doğa görünümü, yerel özellikler –

  • yer verilmemiştir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Konuya değil, konunun işleniş biçimine önem verildiği için aynı konu başka sanatçılarca da işlenmiştir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Sanatçı, yapıtında kendi kişiliğini gizler, duygusallıktan kaçınır.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Seçkin bir konuşma dili kullanılmış, kaba sözcük ve deyimlere yer verilmemiştir.



KLASİSİZM

  • Özellikleri:

  • Tiyatroda "üç birlik kuralı”na uyulur.



KLASİSİZM

  • Batı edebiyatındaki başlıca temsilcileri :

  • Tragedyada (Racine, Corneille), komedyada (Moliere)

  • manzum mektup ve manzum yergide (Boileau),

  • fablda (La Fontaine)

  • romanda (Me de La Fayette,

  • Fenelon)...



KLASİSİZM

  • Türk Edebiyatında Klasisizm :

  • Bu akımın edebiyatımıza etkisi, Yusuf Kamil Paşa'nın Fenelon'dan yaptığı "Telemak" çevirisiyle,

  • Ahmet Vefik Paşa'nın Moliere'den yaptığı uyarlamalarla ve Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" oyununda üç birlik kuralını uygulamasıyla sınırlıdır.



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin