Kadınlar ve Erkeklerin İnsan Saçından veya Başkasından Takma Saç Yapmaları
Esma binti Ebi Bekr’den (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir.
Rasûlullah’a (s.a.v.) bir kadın geldi ve dedi ki:
“Ey Allah Rasulü! Gelinlik çağında bir kızım var. Kızamık geçirdi ve saçları döküldü. Ona saç takayım mı?” Rasûlullah şöyle buyurdu:
“Allah saç takana ve saç taktırana lanet etsin.”131
Cabir b. Abdillah’dan (r.a.) şu rivayet edilir:
“Rasûlullah (s.a.v.) kadının başına (saç türü) bir şey taktırmasını yasakladı.”132
Bunun örneklerinden biri de günümüzde peruk olarak bilinen şeydir. Ve günümüzün saç takıcıları ise salonları şer’an yasaklanmış kötülüklerle dolu olan kuaför kadınlardır.
Bazı namussuz erkek ve kadın sanatçıların gösteri ve tiyatrolarında takma saç giymeleri de yine bu haramın örneklerindendir.
Giyimde, Konuşma ve Davranışta Erkeklerin Kadınlara ve Kadınların Erkeklere Benzemesi
Allah’ın kulları için koyduğu fıtrat kanunlarından birisi de erkeğin, Allah’ın onun için yarattığı erkekliğini koruması, kadının da Allah’ın onun için yarattığı kadınlığını korumasıdır. Bu, insan hayatının düzeni için vazgeçilmez unsurlardan biridir. Erkeklerin kadınlara benzemesi ve kadınların erkeklere benzemesi fıtrata aykırıdır. Kötülüğe giden kapıların açılması ve toplumdaki çözülmenin yayılmasıdır. Bu davranış şer’an haram kılınmıştır. Şer’i bir nasta bir işi yapan hakkında lanet zikrediliyorsa bu o işin haram kılındığına ve büyük günahlardan olduğuna delalet eder. İbni Abbas’dan (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir:”
“Rasûlullah (s.a.v.) erkeklerden kadınlara benzeyenlere ve kadınlardan erkeklere benzeyenlere lanet etti.”133
Yine İbni Abbas’dan (r.a.) şu rivayet edilir:
“Rasûlullah (s.a.v.) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lanet etti.”134
Bu benzeme duruş ve hareketlerde veya yürümede olabilir. Vücudu kadınlaştırmak, konuşma ve yürüyüşte kadınsı davranmak gibi...
Bu benzerlik giyimde de geçerlidir. Erkeğin -hippi ve metalci gruplar arasında yaygın olduğu gibi- kolye, bilezik, halhal, küpe vb. takması caiz değildir. Yine kadının; gömlek elbise vb. erkeklere özel giysileri giymesi caiz değildir. Daha da ötesi şekil ve ayrıntıda erkeklerden farklı olması gereklidir. İki cinsin her birinin diğerinden farklı olması gerektiğine delil Ebu Hureyre’den (r.a.) gelen hadistir:
“Kadın giyinişiyle giyinen erkeğe ve erkek giyinişiyle giyinen kadına Allah lanet etsin.”135
Saç ve Sakalı Siyaha Boyamak
Bu konuda sahih olan, Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu sözünde zikredilen tehdit dolayısıyla bu davranışın haram olduğudur:
“Son zamanlarda saç ve sakalının güvercin göğsü gibi siyaha boyayan insanlar olacak. Onlar cennetin kokusunu duymazlar.”136
Bu iş, saçında veya sakalında beyazlık belirlemeye başlayan kişilerin bir çoğu arasında yaygındır. Beyazlığı siyah boya ile değiştirirler. Bunun başkalarını kandırmak, insanlardan hakikati gizlemek, gerçek şeklinden başka bir şekle bürünmek gibi kötü sonuçları vardır. Şüphesiz bunun kişisel davranış üzerinde de olumsuz etkisi vardır. Bir çeşit gururlanmaya neden olabilir.
Rasûlullah’ın (s.a.v.) saçındaki veya sakalındaki beyazlığı sarılık, kızıllık veya kahverengiye çalan bir renk veren kına vb. ile değiştirdiği sabittir. Mekke’nin fethi günü Ebu Kuhafe saçı ve sakalı bembeyaz bir halde getirildiğinde Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Bu beyazlığı değiştirin137 ve (bu işte) siyahtan sakının.”138
Doğrusu, bu konuda kadın, erkek gibidir. Siyah olmayan saçlarını siyaha boyaması caiz değildir.
Elbise, Duvar, Kağıt vb. Üzerine Canlı Resim Yapmak
Abdullah İbni Mes’ud’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir:
“İnsanların, Kıyamet günü Allah katında azabı en şiddetli olanı tasvir yapanlardır.”139
Ebu Hureyre’den Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu sözü nakledilir:
“Allah Teâlâ buyurur ki: “Benim yarattığım gibi yaratmaya kalkışandan daha zalim kim vardır! Haydi bir tane yaratsınlar! Haydi bir parça yaratsınlar!..”140
İbni Abbas’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu hadisi rivayet edilir:
“Her tasvir yapan (ruh taşıyan canlı resim yapan) kişi cehennemdedir. Yaptığı her resim için bir ruh yaratılır ve cehennemde azap edilir.”
İbni Abbas (r.a.) der ki:
“Mutlaka yapacaksan ağaç ve ruh taşımayan varlıkların resmini yap.”141
Bu hadisler; insan olsun, diğer hayvanlardan olsun ruh taşıyan varlıkların iki boyutlu resimlerini yapmanın -ister basılmış, ister çizilmiş, isterse oyulmuş, yontulmuş veya işlenmiş olsun ya da kalıp vb. şeylerle dökülerek elde edilmiş olsun- haram olduğuna delildir. Tasvirin haramlığı hakkındaki hadisler bütün bunları kapsar.
Müslüman, şeriatın kurallarına boyun eğer ve “Ben ona tapmıyorum ve secde etmiyorum ki!” diyerek tartışmaya girmez. Akıllı insan, günümüzde resim yapmanın/çekmenin yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan sadece bir kötülüğe basiretle bakarak düşününce şeriatın resim yapmayı/çekmeyi yasaklamasındaki hikmetin bir kısmını anlar. Bu kötülük, resimlerin yol açtığı, iç güdülerin uyarılması ve şehvetlerin tahriki şeklinde ortaya çıkan, hatta fuhşa kadar varan bir kötülüktür.
Müslümanın, evinde ruh taşıyan varlıkların resimlerini bulundurmaması gerekir. Ki, meleklerin onun evine girmekten kaçmalarına neden olmasın. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Melekler, köpek ve resim bulunan eve girmez.”142
Bazı evlerde bir kısmı kafirlerin tapındığı ilahların heykeli olan ve süs ya da sanat eseri gerekçesiyle konulan biblolar bulunmaktadır. Bunun haramlığı diğerlerinden daha şiddetlidir. Yine asılı olan resim, asılı olmayan resimden daha kötüdür. Bu resimler çoğu kez, resimdeki kişinin yüceleştirilmesine, üzüntülerin tazelenmesine ve övülmelere yol açar. “Resimler hatıra için” denilemez. Çünkü, yakın ve değerli bir müslümanın gerçek hatırası kalpte olur. Onlar için rahmet ve bağışlanma dileyerek dua edilir. Evde bulunan her resmin çıkartılması ya da üzerinin kapatılması gerekir. Ancak; kutu üzerlerinden bulunması kaçınılmaz hale gelen resimler, sözlükler, kaynak eserler ve kendisinden faydalanılan kitaplardaki resimler gibi çıkarılması zor ve oldukça meşakkatli olanlar -imkan ölçüsünde yok edilmesine çalışmak kaydıyla- istisna tutulabilir. Bunların bir kısmında bulunan çirkin resimlerden de sakınmak gerekir. Ayrıca, kişisel resmi belgelerde olduğu gibi, ihtiyacın gerektirdiği resimleri saklamak mümkündür. İlim ehlinden bir kısmı değer verilmeyen resimlere (ayaklar altında olması gibi) izin vermiştir.
“Gücünüz yettiğince Allah’tan sakının.” (Teğabun: 64/16)
Dostları ilə paylaş: |