BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Buyurun Sayın Yücel.
ALİ RIZA YÜCEL – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, benim söylediklerimi Muhsin Bey sanıyorum yanlış anladı. Ben, denetimsiz yetkinin kötü kullanılmaya elverişli olduğunu söyledim, denetim olmalı. Ama denetim elemanları, gerçi Muhsin Beye göre herkes her işi yapar. Yani, herkes her işi yapar mantığı, ülkemizi bugünkü duruma getirmiştir. Adam gelir, inşaat mühendisi değildir “Ben inşaat mühendisinin işini yaparım” Maliyeci değildir “Ben Maliyecinin işini yaparım” bu mantık yanlış bir kere.
Efendim, projeyi denetlemek; bir işi denetlemek demek, o işi bilmek demektir. Siz hakedişlerin fiilî ve fizikî durumundan tutun da, şantiyedeki incelemesinden tutun da, her şeyi inceleyeceksiniz. Demin söylediğim gibi, brükner eğrisine göre ortalama taşım mesafesini çıkaracaksınız. Bu inşaat mühendisliğinin konusu. Siz derseniz ki: “Hayır, bunu bir edebiyat öğretmeni, bir resim öğretmeni yahut da bir ortaokul ya da lise mezunu yapıyor” derseniz, o zaman mesleğin tanımına ya da ihtisaslaşmaya, uzmanlaşmaya karşı olduğunuzu düşünürüm. Kaldı ki, inşaat mühendisliğinde bile, adam baraj konusunda uzmandır, o baraj konusunu bilir, yolu bilmez. Yani, yeterince bilmez. İçmesuyu arıtma tesislerinde ya da atıksu arıtma tesisinde uzmandır, yolu bilmez. Yani, bu çok normaldir. Meslek dallarındaki ihtisaslaşma, günümüzde çok daha fazla düzeyde iken -denetçi arkadaşlarımızın ben şahsına bir şey söylemiyorum- Sayıştay eğer bu denetimi yapacaksa, mühendislerden yararlanmak zorundadır. Ama siz bu konuların teknik bir eğitimi gerektirmediğini, teknik olmadığını düşünüyorsanız o zaman benim kanım şudur ki: Siz, yanılgıya düşüyorsunuz, lütfen mesleklere gereken önemi verelim.
Saygılarımla.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Yücel.
Şimdi, söz almak isteyenlere, ön sıradan başlamak üzere vereceğim.
Buyurun Sayın Koçoğlu.
Dostları ilə paylaş: |