İntizar Ayetullah İbrahim emiNİ Çeviri: Kadri Çelik


İNSANLARİN ÇOĞU ÖLDÜRÜLECEK Mİ?



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə45/47
tarix02.08.2018
ölçüsü1,16 Mb.
#65903
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   47

İNSANLARİN ÇOĞU ÖLDÜRÜLECEK Mİ?


Bu arada bazı okuyucuların aklına şöyle bir soru gelebilir:
"Bilindiği gibi şu anda müslümanlar diğer din mensublarına oranla azınlıktadır, insanların çoğunu müslüman olmayanlar teşkil etmektedir. Ehl-i Beyt mektebine uyanlar da diğer İslam mezheplerine oranla azınlıktadır, bunların arasında da birçok zalimler vardır. Dünyanın şu an ki durumu böyle ve gelecekte de böyle olacağa benziyor. Buna göre ihtimalen Hz. Mehdi’nin (a.s) zamanında da hak mezhebe uyanlar azınlıkta olacaktır. Bu bilgiler ışığında şimdi sizlere soruyorum: Çoğunluk olan insanların, azınlık tarafından öldürülmesi ve dünyanın buna seyirci kalması mümkün müdür? Ayrıca insanların çoğu öldürülürse dünya büyük bir mezarlık haline dönüşür. Geriye kalan azınlık mezarlığa mı hükmedecektir? Böyle bir hareketi, cihanşumul ıslah ve kurtuluş hareketi olarak adlandırmak mümkün değildir."
Herşeyden önce şunu hemen hatırlatalım ki biz dünyanın geleceği hakkında yeterli bir bilgiye sahip değiliz. Ve geleceği geçmişle kıyaslayamayız. Şu kadarı bilinmektedir ki insanlar kabiliyet ve fikir açısından bir gelişme içindedirler. Her gün hakkı kabule daha da bir eğilim göstermektedirler. Şimdi bilindiği üzere doğu ve batıda ki birçok aydın mevcut ekollerin artık insan vicdanını ikna edemediğine inanmaktadır. Diğer yönden ilahi ve dinsel eğilimler daha bir yayılmaktadır. Bu yüzden insanlık alemi her türlü bozuk eğilim ve hurafelerden uzak olan maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayan bir din aramaktadır. Belkide yakın bir gelecekte insanlar, İslam’ın hakkaniyetini anlayacak ve bütün bu arzularını temin edecek yegane dinin İslam olduğunu öğreneceklerdir.
Ne yazık ki biz, insanlara İslam’ın aydın gerçeklerini duyurabilecek araçlara sahip değiliz. Ama bir taraftan insanların hakikati arama duygusu ve diğer taraftan da İslam’ın sağlam muhteva ve hükümleri sonunda bu sorunu çözecektir. İşte o zaman insanlar, grup grup İslam’ı kabul edecek ve müslümanlar çoğunluğu teşkil edecektir. Ayrıca birtakım hadislerden de anlaşıldığı kadarıyla Hz. Mehdi (a.s) zuhur edince İslami gerçekleri insanlığa sunacak ve İslam’ın kurtarıcı programlarını duyuracaktır. İnsanların çoğu İslam’ı kabul edecek ve ölümden kurtulacaktır. Çünkü bir yandan insanlar hakikatleri anlamada kemale ermiştir, diğer taraftan da Hz. Mehdi’nin (a.s) eliyle gerçekleşen birtakım kerametleri müşahede edecektir. Aynı zamanda inkılap rehberinin tehlike ilanını duyacak ve dünyanın durumunun normal olmadığını göreceklerdir. Böylece insanların çoğu İslam’ı kabul edecek ve ölümden kurtulacaktır. Ama bütün bunlara rağmen İslam’ı kabul etmeyenler eğer Yahudi ve hıristiyan iseler öldürülmeyecekler ve İslam devletinin himayesi altında yaşayacaklardır. Sadece kafirler ve inatçı zalimler öldürülecektir ki bunların sayısı da oldukça azdır.

İSLAMİ ÖĞRETİLER TÜM DÜNYAYA KUM ŞEHRİNDEN DUYURULACAKTıR


Ehl-i Beyt (a.s) imamlarından nakledilen rivayetlerde yeraldığı üzere sonunda Şia alimleri Ehl-i Beyt mektebinin hüküm ve inançlarını insanlığa duyurmanın önemini anlayacak ve içinde bulunduğu düzensizliklere son verecektir. Çağdaş propaganda araçlarını kullanarak ve insanların saadetini temin eden İslam hükümlerini tüm dünyaya duyuracaktır. Böylece de Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhuru için gerekli ön hazırlıklar yapılmış olacaktır.
Hz. İmam Cafer (a.s) şöyle buyuruyor: "Çok geçmeden Kufe’de mümin kalmayacaktır. İlim ve bilgi kendi yuvasında saklanan bir yılan gibi o şehirden çıkacak ve hiçbir belirtisi kalmayacaktır. Daha sonra Kum şehrinde ortaya çıkacaktır. O ilim ve fazilet madeni olan bir şehirdir. Ve oradan da diğer bölgelere dağılacaktır. Öyleki yeryüzünde kadınlar dahil birtek cahil kalmayacaktır.
Bu olay Hz. Mehdi’nin (a.s) kıyamından önce meydana gelecektir. O halde Allah Kum’u ve ehlini bir hüccet kılacaktır. Eğer böyle olmasaydı yeryüzü ehlini helak eder ve birtek hüccet baki kalmazdı. İlim ve bilgi tüm dünyaya Kum’dan yayılacaktır. Böylece insanlara hüccet tamamlanmış olacak ve yeryüzünde ilim ve dini duymayan hiçkimse kalmayacaktır. Daha sonra Hz. Mehdi (a.s) zuhur edecek, böylece Allah’ın (hücceti tamam olduğundan) azap ve gazap nedenleri hazırlanacaktır. Allah Teala ise sadece hüccetini inkar ettikleri taktirde insanlardan intikam almaktadır."[20]
Diğer bir hadiste yine İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Allah Teala insanlara Kufe ve ahalisiyle ihticacta bulunmuştur. Diğer bölgelere ise Kum şehri ile ihticacta bulunmuştur. (Hücceti ikame etmiştir.) Doğu ve batıdaki tüm insanlara Kum ahalisi vasıtasıyla ihticacta bulunacaktır. Allah Kum ahalisini asla zelil etmeyecektir. Sürekli ilahi tevfik ve teyidlere mazhar olacaklardır.”
Daha sonra İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Kum’un dindarlarına ve dine önem verilmeyecektir; zaten böyle olmasaydı Kum yıkılır, halkı yok olur ve diğer bölgelere karşı bir hüccet bulunmazdı, gök yerinde sabit kalmaz ve insanlara fırsat verilmezdi. Kum ve ahalisi bütün tatsız olaylardan mahfuz kalacak ve öyle bir zaman gelecek ki Kum ve ahalisi bütün insanlara hüccet olacaktır. O, bizim Kâim’imizin zuhuruna kadar süren gaybet dönemidir. Eğer böyle olmasaydı yeryüzü insanları yutardı. Melekler tüm belaları Kum ve ehlinden def etmektedirler. Kum şehrine saldıran kimseyi, zalimleri yok eden (Allah) helak eder, ağır belaya uğratır veya daha güçlü bir düşmana mağlub kılar. Allah Teala Kum ve ahalisini zalimlere, Allah’ın zikrini unuttukları gibi unutturur."[21]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Kum’dan birisi insanları Hakk’a davet edecektir. Bazıları davetini kabul edecek ve onun etrafına toplanacaklardır. Onlar demir parçaları gibi sert ve sağlamdırlar, en yıkıcı fırtınalar bile onları söküp atamaz, savaştan bıkmaz ve asla korkmazlar, sadece Allah’a tevekkül ederler. Akibet muttakilerin ve sakınanlarındır."[22]
Okuyucular şunu sorabilirler: Sizler ileride müslümanların çoğunluğu teşkil edeceğini tahmin ettiniz. Bu tahmininiz bazı hadislerle ters düşmektedir. Örneğin Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Bir zaman gelecek ki Kur’an ve İslam’ın sadece adı kalacaktır. Niceleri müslüman olarak adlandırılırlar, ama gerçekte onlar İslam’dan en uzak olanlardır, camileri mükemmel ama hidayetten mahrumdurlar."[23]
Cevap olarak şöyle diyoruz: Hz. Peygamber (s.a.a) bu vb. hadislerde sadece İslam’ın gerçeğinin birgün unutulacağını ve sadece kabuk ve şeklinin baki kalacağını haber vermiştir. Müslümanlar da İslam’ın asıl gerçeğinden uzak düşeceklerdir. Bu durum müslümanların çoğunluk olmasıyla zıt değildir. Bunlar, müslüman oldukları halde İslam’ın hidayet ve hakikatinden hakkıyla istifade etmeyebilir ve İslam’dan gaflet edebilirler. Ama Hz. Mehdi (a.s) vasıtasıyla İslam yeniden ihya edilecektir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır: "Ruhumu elinde tutan Allah’a andolsun ki İslam ve müslümanlar sürekli artış kaydetmekte, şirk ve müşrikler ise eksilmektedir." Daha sonra şöyle buyurdu: "Ruhumu elinde tutan Allah’a andolsun ki gecenin ulaştığı heryere bu din mutlaka ulaşacaktır."[24]
Özetle şu denilebilir: Hz. Mehdi (a.s) zuhur etmeden önce müslümalar sürekli artacaktır, Hz. Mehdi (a.s) kıyam edince insanların çoğu müslüman olacaktır. Çünkü beşerin ilim ve kabiliyet düzeyi gelişmiş, Hakkı kabule daha müsait ve hazır hale gelmiş olacaktır. Rivayette de şöyle yeralmıştır:
Hz. İmam Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor: "Kâim’imiz kıyam edince Allah kullarının başına merhamet elini sürecek, dikkatlerini toplayacak ve akıllarını kamil kılacaktır."[25]
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur: "Ahir zamanda, halkın cahillik ve zorluğu anında Allah Teala bir insan gönderecek ve onu melekleriyle güçlendirip destekleyecektir. Allah, Mehdi’nin yardımcılarını korur, onlara nişane ve alametlerle yardımcı olur ve onları yeryüzünün tüm insanlarına galib kılar. Böylece insanlar ister istemez hak dine girerler. O, yeryüzünü adalet, nur ve apaçık delillerle dolduracaktır. Bütün ülkeler tümüyle ona itaat edecek ve onun karşısında boyun eğecektir. Öyle ki tüm kafirler iman edecek ve tüm kötüler salih kullar olacaktır."[26]

--------------------------------------------------------------------------------


[1]- Bihar, c.52, s.370.
[2]- Bihar, c.52, s.327.
[3]- Bihar, c.52, s.279-380.
[4]- Bihar, c.51, s.55 ve Isbat-ul Hudat, c.7, s.50.
[5]- Isbat-ul Hudat, c.7, s.215 ve 247.
[6]- Bihar, c.52, s.345.
[7]- Bihar, c.52, s.381 ve 376.
[8]- Gaybet-i Nu'mani, s.125.
[9]- Al-i Imran/83.
[10]- Bihar, c.52, s.340.
[11]- Bihar, c.52, s.390.
[12]- Tevbe/33.
[13]- Bihar, c.52, s.346.
[14]- Bihar, c.52, s.340.
[15]- Bihar, c.51, s.62.
[16]- Hac/41.
[17]-Bihar, c.51, s.47.
[18]- Bihar, c.51, s.146.
[19]- Bihar, c.52, s.378.
[20]- Sefinet-ul Bihar, Kum baskısı.
[21]- Sefinet'ul-Bihar, Kum baskısı.
[22]- Bihar, c.60, s.216.
[23]- Bihar, c.52, s.190.
[24]- Tarih'u Ibn-i Esakir, c.1, s.87.
[25]- Bihar, c.52, s.328.
[26]- Isbat-ul Hudat, c.7, s.49.

--------------------------------------------------------------------------------




Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin