İntizar Ayetullah İbrahim emiNİ Çeviri: Kadri Çelik


İMAM-İ ZAMAN’İ ÇOCUKKEN GÖRENLER



Yüklə 1,16 Mb.
səhifə20/47
tarix02.08.2018
ölçüsü1,16 Mb.
#65903
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   47

İMAM-İ ZAMAN’İ ÇOCUKKEN GÖRENLER


Tanınmış birinin çocuğunun olması ve bundan da kimsenin haberdar olmaması mümkün müdür? Nasıl olurda 5 yaşına kadar gelmiş ama onu hiçkimse tanıyamamıştır? İmam Hasan Askeri (a.s) Samerra’da mıydı? Evine giden gelen olmuyor muydu? Sadece Osman b. Said’in sözü ile böyle birşeye inanılır mıydı?
Yukarıdaki soruların cevabını şöyle vermek mümkündür:
Baştanberi İmam Hasan Askeri’nin (a.s) çocuğunun gizli tutulması kararlaştırılmıştı. Ama yine de yakınları ve güvenilir insanlar bu çocuğu görmüş ve varlığına şahid olmuşlardı. Örneğin:
1- Sahib-ul Emr’in (a.s) doğumu esnasında orada bulunan ve genişce olayı nakledenlerden biri de İmam Muhammed Taki’nin (a.s) kızı ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) halası olan Hekime Hatun’dur. Bu nakle göre doğum olayının özeti şudur: Hekime Hatun şöyle diyor: "Birgün İmam Hasan Askeri’nin evine gittim. Şaban ayının 15. gecesiydi eve dönmek istediğimde İmam bana "Halacığım bu gece bizde kal, çünkü Allah’ın velisi ve benim vasim bu gece doğacaktır" buyurdu. Ben "Hangi cariyenden" diye sordum. İmam Hasan Askerî "Susen’den" diye buyurdu.
Ben Susen’i yokladım, ama onda doğum alametlerini görmedim. İftar ettikten ve namazımı kıldıktan sonra Susen ile bir odada yattık. Çok geçmeden uyandım ve İmam’ın sözlerini düşündüm. Daha sonra gece namazı kılmaya başladım. Susen de uyandı ve gece namazını kıldı. Güneş doğmak üzereydi. Ama doğum sancısından hiçbir eser yoktu. İmam Hasan’ın sözlerinde şüphelenmeye başlamıştım ki odasından bana "Halacığım şüphen olmasın ki çocuğumun doğumu yakındır." diye buyurdu.
İşte bu sırada birden Susen’in halinin değiştiğini gördüm. Ne olduğunu sorunca da "Şiddetli bir sancı duyuyorum" dedi. Ben doğum için gerekli şeyleri hazırladım ve onun ebeliğini kendim üstlendim. Çok geçmeden Allah’ın velisi tertemiz olarak dünyaya geldi.
İmam Hasan Askeri (a.s) "Halacığım çocuğumu getir" diye buyurdu. Çocuğu yanına götürdüm; onu kucağına aldı, mübarek dilini çocuğun gözlerine sürdü, hemen gözleri açıldı. Daha sonra mübarek dilini çocuğun ağzına ve kulağına sürdü ve eliyle başını okşadı. Çocuk (ilahî irade gereği) konuşmaya ve Kur’an okumaya başladı. Sonra onu bana vererek "Bunu annesine götür" diye buyurdu, çocuğu annesine götürdüm ve eve döndüm. Üçüncü gün yine İmam’ın evine gittim, ama çocuğu göremedim, daha sonra İmam’ın huzuruna vardım, ama orada da, çocuğun durumunu sormaktan çekindim. İmam Hasan (a.s) şöyle buyurdu: "Halacığım, çocuğum Allah’ın emanında gaybete çekildi. Ben dünyadan göçünce şiilerimin ihtilaf ettiğini görünce, güvenilir olanlarına bir oğlum olduğunu haber ver. Ama bunu gizli tutman gerekir. Çünkü oğlum gaybette yaşayacaktır."[1]
2- İmam Hasan Askeri’nin (a.s) hizmetçilerinden Nesim ve Mariye de şöyle rivayet ediyorlar: "Sahib-ul Emr doğunca iki dizleri üzerine oturdu, ve parmaklarını göğe doğru kaldırdı. Sonra aksırdı ve "Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun" dedi."[2]
3- Hizmetçi Ebu Ganim şöyle der: "İmam Hasan Askeri’nin bir çocuğu oldu, adını Muhammed koydu. Üçüncü gün çocuğu ashabına göstererek şöyle dedi: "Bu çocuğum benden sonra sizin imam ve sahibinizdir. Herkesin beklediği Kâim’dir. Yeryüzü zulümle dolunca o kıyam edecek ve adaleti hakim kılacaktır."[3]
4- Hasan b. Hüseyin şöyle diyor: "Samerra’da İmam Hasan Askeri’nin (a.s) huzuruna vararak çocuğunun doğumunu kutladım."[4]
5- Abdullah b. Abbas şöyle diyor: "Samerra şehrinde İmam Hasan Askeri’nin huzuruna vardım ve çocuğunun doğumunu kutladım."[5]
6- Hasan b. Münzir: "Bir gün Hamza b. Ebi-l Feth yanıma gelerek şöyle dedi: Müjdeler olsun ki dün Allah Teâlâ, Hz. İmam Hasan Askeri’ye bir çocuk verdi, ama bunu gizli tutmamızı emretti. Adını sorduğumda "Muhammed" diye cevap verdi."[6]
7- Ahmed b. İshak şöyle diyor: "Bir gün İmam Hasan Askeri’nin huzuruna vardım. Ondan vasisi hakkında sormak istedim. Hazret, ben henüz sorumu sormadan şöyle buyurdu: "Ey Ahmed b. İshak! Allah Teâlâ Adem’i yarattığı günden kıyamete kadar yeryüzünü asla hüccetten mahrum bırakmamış ve bırakmayacaktır da. Onun vasıtasıyla belalar yeryüzünden uzaklaştırılmakta, yağmur yağmakta ve yerin bereketleri zuhur etmektedir." Ben "Ey Resulullah’ın evladı, (sizden sonra) imam ve vasiniz kimdir?" diye sordum. İmam eve girdi ve az sonra dolunay gibi nurlu üç yaşındaki bir çocuğu kucağına alarak dışarı çıktı ve şöyle buyurdu: "Ahmed! Eğer sen Allah ve imamlar nezdinde değerli birisi olmasaydın, çocuğumu asla sana göstermezdim! Bil ki, bu çocuğun adı ve künyesi Resulullah’ın (s.a.a) adı ve künyesiyle birdir. Yeryüzünü adaletle dolduracak olan da budur."[7]
8- Muaviye b. Hekim, Muhammed b. Eyyub ve Muhammed b. Osman-i Amri şöyle rivayet etmişlerdir: "İmam Hasan Askeri’nin (a.s) evinde kırk kişi bir araya toplanmıştık. İmam çocuğunu göstererek şöyle buyurdu: "Bu imamınız ve benim vasimdir. Benden sonra ona itaat edin ve ihtilafa düşmeyin, yoksa helak olursunuz! Ama şunu da bilin ki bundan sonra onu göremeyeceksiniz!"[8]
9- Cafer b. Muhammed b. Malik, Ali b. Bilal, Ahmed b. Hilal, Muhammed b. Muaviye b. Hekim ve Hasan b. Eyyüb’un da içinde olduğu bir şii grubun şöyle dediklerini rivayet eder: "Biz İmam Hasan Askeri’nin (a.s) evinde toplanmıştık. İmam’ın vasisinin kim olduğunu sormak istiyorduk, tam kırk kişiydik. Osman b. Said kalkarak şöyle arzetti: "Ey Resulullah’ın evladı, biz sizin daha iyi bildiğiniz bir mevzuyu sormaya geldik." İmam (a.s) "Oturunuz." diye buyurdu. Daha sonra yerinden doğrularak "Hiç kimse meclisten ayrılmasın." diye buyurdu. Bir müddet sonra geri döndü. Kucağında ay gibi bir çocuk vardı. Daha sonra şöyle buyurdu: "Bu sizin imamınızdır. Ona itaat edin. Ama artık onu göremeyeceksiniz!"[9]
10- Ebu Harun şöyle der: "Sahib-uz Zaman’ı gördüm, yüzü ay gibi nurluydu."[10]
11- Yakub şöyle der: "Bir gün İmam Hasan Askeri’nin (a.s) evine gittim. İmam’ın sağ tarafında kapısına perde asılan bir oda gördüm. "Mevlam, Sahib-uz Zaman kimdir?" diye sordum. İmam "Perdeyi kenara çek" dedi. Ben perdeyi kaldırınca bir çocuk geldi ve İmam’ın dizlerinin üzerine oturdu, İmam, "Bu sizin imamınızdır" diye buyurdular."[11]
12- Amr-ı Ahvazi şöyle diyor: İmam Hasan Askeri bana çocuğunu göstererek şöyle buyurdu: "Benden sonra oğlum sizin imamınız olacaktır."[12]
13- Hadim-i Farisi şöyle naklediyor: "İmam Hasan Askeri’nin evinin önünde idim bu arada bir cariye evden dışarı çıktı. Elinde örtülü bir şey vardı. İmam ona şöyle buyurdu: "Onu göster!" O cariye de güzel bir çocuğu bizlere gösterdi. İmam, "Bu sizin imamınızdır" buyurdular. Hadım-i Farisi "Artık ondan sonra o çocuğu göremedim" diyor.[13]
14- Ebu Nasr Hadım diyor: "Sahib-uz Zaman’ı beşikte gördüm."[14]
15- Ebu Ali b. Mutahhar diyor: "İmam Hasan Askeri’nin çocuğunu gördüm."[15]
16- Kamil b. İbrahim de şöyle diyor: "Sahib-uz Zaman’ı İmam Hasan Askeri’nin evinde gördüm." "dört yaşında idi ve yüzü ay gibi nurluydu. Sorumu henüz söylemeden cevapladı."[16]
17- Sa’d b. Abdullah şöyle diyor: "Sahib-uz Zaman’ı gördüm, yüzü ay gibi parlıyordu. Babasının dizine oturmuş, benim sorularımı cevaplıyordu."[17]
18- Ebu-l Hasan’ın (a.s) kölesi olan Hamza b. Nasır babasının şöyle söylediğini nakleder: "Sahib-ul Emr doğunca İmam Hasan Askeri’nin evindekiler birbirine müjde veriyorlardı. Biraz büyüyünce bana hergün bir miktar kemikli et almamı emrettiler ve "Bu, küçük mevlamız içindir" dediler.[18]
19- İbrahim b. Muhammed şöyle rivayet ediyor: "Bir gün valinin korkusundan kaçmak istiyordum. Veda etmek için İmam Hasan Askeri’nin evine gittim. Yanında güzel yüzlü bir çocuk gördüm "Ey Resulullah’ın evladı, bu çocuk kimdir?" diye sordum. İmam "Benim çocuğum ve vasimdir" buyurdular."[19]
Bunlar, İmam Hasan Askeri (a.s)’ın çocuğunu görmüş ve varlığına tanıklık etmiş olan hizmetçileri, yakınları akrabaları ve ashabının güvenilir olanlarından bir cemaattır. Bu insanların tanıklığı ile imamlar ve Peygamber’den (s.a.a) nakledilen hadisleri bir araya getirdiğimizde İmam’ın çocuğunun varlığına kesin bilgiyle inanmaktayız.


Yüklə 1,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin