ZUHUR Nasıl gerçekleşİr?
Ehl-i Beyt imamlarından nakledilen hadislerden anlaşılmaktadır ki dünyanın şartları elverişli hale gelince ve insanların tümü Hak hükümetini kabule hazır duruma gelince Allah Teala Hz. Mehdi'ye kıyam emrini verecektir. O zaman hazret umulmadık bir anda Mekke'de zuhur edecek ve Hakk'ın münadisi onun zuhurunu tüm insanlara duyuracaktır. Davetinin ilk aşamasında çeşitli rivayetlerde sayıları "313" kişi olduğu ifade edilen bir grup seçkin insan onun velayetini kabul edip ona koşacaklardır.
Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Mehdi (a.s) kıyam edince şia gençleri önceden bir sözleşme olmaksızın Mekke'de bir araya geleceklerdir."[1]
İmam (a.s) zuhurundan sonra umumi ve genel daveti başlatacaktır. Herşeyden ümidini kesmiş insanlar onun etrafına toplanacak ve ona biat edeceklerdir. Kısa bir süre içinde cesur, fedakar ve ıslah yanlısı birçok insan onun safında yer alacaktır. İmam Muhammed Bâkır (a.s) ve İmam Cafer Sadık (a.s) Hz. Mehdi'nin (a.s) yardımcıları hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar dünyanın doğusunu ve batısını ele geçireceklerdir. Onlardan her birisinin kırk insan kadar gücü vardır. Kalpleri demir gibidir. Öyle ki, hedefleri yolunda demir dağlara bile rastlasalar o dağları yerinden söküp atarlar! Allah'ın rızasını temin etmedikçe de savaştan geri durmazlar."[2]
O zaman zalim ve vicdansız idareciler tehlike hissedecek, kendilerini savunmaya geçecek ve dostlarını muhalefete çağıracaklardır. Ama zulüm ve tecavüzden usanan mazlumlar tam bir kararlılıkla, elbirliği ile onlara karşı saldırıya geçecek ve İmam Allah'ın yardımıyla zalimlerin kökünü kazıyıp onları yok edecektir. Bu sırada herkesi korku, dehşet kaplayacak ve her kes Hak devletine teslim olacaktır. Kafirlerin çoğu hak ve doğruluk belirtilerini görünce İslam'ı kabul edecek. Küfür ve zulümlerinde ısrar edenler ise Hz. Mehdi'nin (a.s) ordusu tarafından öldürülecek, yegane güçlü İslam devleti tüm dünyaya hakim olacak ve insanlar tüm varlığı ile bu devleti korumaya çalışacak.[3] İslam dini her yere yayılarak dünyanın tek dini haline gelecektir."[4]
KAFİRLERİN AKİBETİ
Ayet ve rivayetlerde yer aldığı üzere yeryüzünün hakimiyeti, kitab ehli olmayan kafirlerle materyalistlerin (maddecilerin) elinden alınacak ve iktidar bütünüyle müslümanların eline geçecektir. Burada örnek olarak birkaç ayet zikredelim:
Allah (c.c) Enbiya suresinin 105. ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Andolsun biz Zikir'den sonra Zebur'da da "Hiç şüphesiz yeryüzüne salih kullarımız varisçi olacaktır" diye yazdık."
Saff suresinin 9. ayetinde de şöyle buyurmaktadır: "Peygamberlerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese de!"
Nur suresinin 55. ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vaadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe kavuşturacaktır. Onlar yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar."
Ve Kasas suresinin 5. ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Biz ise yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz."
Bu ayetler ileride dünya önderliğinin layık müslümanlar ve müminlerin eline geçeceğini müjdelemektedir. İslam bütün dinlere galib gelecek ve rivayetlerde de yer aldığı üzere Hz. Mehdi'nin (a.s) hakimiyeti zamanında, şirk ve küfür düzenleri yok olacak, muvahhid insanlar dışında hiç kimse sağ kalmayacaktır.
Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "Eğer dünyanın bir günlük bir ömrü de kalsa, Allah Teala adı benim adım, ahlakı benim ahlakım ve künyesi Ebu Abdullah olan birini gönderecek ve O'nun vasıtasıyla dini (ilk azametine) kavuşturacak ve ona bir takım fetihler nasib edecektir. Muvahhid insanlar dışında yeryüzünde hiç kimse baki kalmayacaktır. Hz. Resulullah'a "Bu şahıs hangi evladınızın soyundan olacaktır?" diye sorulunca da eliyle İmam Hüseyin'e dokunarak "Bundan" diye buyurdu."[5]
Ebu Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kâim ve ashabı bir tek müşrik kalmayıncaya kadar savaşacaktır."[6]
YAHUDİ VE HİRİSTİYANLARİN AKİBETİ
Bazı ayetlerin zahirinden anlaşıldığı üzere Yahudi ve hıristiyanlar kıyamete kadar baki kalacaklardır.
Allah Teala Maide suresinin 14. ayetinde şöyle buyurmakta: "Ve "biz hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden pay almayı unuttular. Böylece biz de kıyamete kadar aralarına kin ve düşmanlık saldık."
Allah Teala bu ayette hıristiyanların arasında kıyamete kadar kin ve düşmanlık salacağını bildirmektedir. Bu ayetin zahirinden de anlaşıldığı gibi hıristiyanlık Hz. Mehdi’nin (a.s) hükümeti zamanında da baki kalacaktır.
Allah Teala Maide suresinin 64. ayetinde de şöyle buyurmaktadır: "Yahudiler: "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların eli bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır. Nasıl dilerse infak eder. Andolsun Rabbin’den sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve küfürlerini artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik."
Gördüğümüz gibi ayetlerin zahiri; Yahudilik ve Hıristiyanlık dininin kıyamete kadar baki kalacağını bildirmekte ayrıca bazı hadislerden de bu mana anlaşılmaktadır. Örneğin; Ebu Basir şöyle diyor: "İmam Sadık (a.s)’a "Hz. Mehdi zimmilere ne yapacaktır?" diye sordum. Şöyle buyurdular: "Peygamber gibi onlarla anlaşma yapacak ve onlar da zillet içinde cizye vereceklerdir."[7]
Hz. Ebu Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sahib-ul Emr, Mehdi olarak adlandırılmıştır. O, Tevrat ve diğer semavi kitapları Antakya’daki bir mağaradan çıkaracaktır. Tevrat ehli kimseler arasında Tevrat’la, İncil ehli kimseler arasında İncil’le, Zebur ehli kimseler arasında da Zebur’la ve Kur’an ehli arasında da Kur’an’la hükmedecektir."[8]
Bu ayet ve rivayetler karşısında bir takım muhalif hadisler de vardır ki Hz. Mehdi’nin (a.s) devletinde müslümanlardan başka hiç kimsenin baki kalmayacağını ifade etmektedir. Hz. Mehdi (a.s) Yahudi ve Hıristiyanlara İslam dinini anlatacaktır. Kabul eden ölümden kurtulacak, kabul etmeyen ise öldürülecektir. Örneğin:
İbn-i Bukeyr şöyle diyor: İmam Ebul Hasan’dan (a.s) "Oysa göklerde ve yerde her ne varsa istese de istemese de O’na teslim olmuştur."[9] ayetinin tefsirini sorunca şöyle buyurdu: "Bu ayet Kâim hakkında nazil olmuştur. Mehdi zuhur edince İslam dinini Yahudi, Hıristiyan, Sabii ve kafirlere takdim edecektir. Her kim kendi isteği ile İslam’ı kabul ederse o zaman iman, namaz, zekat ve diğer farzları onlara emreder. Her kim İslam’ı kabul etmezse boynunu vurur, böylece yeryüzünde sadece muvahhidler kalır. "İbn-i Bukeyr şöyle diyor: İmam'a dedim ki feda olayım sana, yeryüzündeki insanlar öldürülemeyecek kadar çoktur." İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Allah bir işi irade ederse çok olanı az, ve az olanı da çok kılar."[10]
Hz. Ebu Cafer (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala dünyanın doğu ve batısının fethini Mehdi’ye nasib kılacaktır. Mehdi’de (a.s) sadece Muhammed’in dini baki kalıncaya kadar savaşacaktır."[11]
Hz. Ebu Cafer (a.s) "Müşrikler istemese de dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için Peygamber’ini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur."[12] ayetinin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: "Muhammed’e (s.a.a) iman edenlerden başka hiç kimse baki kalmaz."[13]
Gördüğünüz gibi bu husustaki ayetler iki kısımdır. Bazıları Kur’an ile uyumlu, bazıları ise muhalif ve uymamaktadır. Ulemanın da bildiği gibi Kur’an’la uyum içinde olan hadisler muhalif hadislerden daha muteber ve kabule şayandır. O halde Mehdi’nin (a.s) hükümetinde Yahudi ve Hıristiyanlar baki kalacaktır. Şöyle ki şirk ve teslis inancını bırakacak, tek ilaha inanarak ve İslam hükümetinin himayesi altında yaşayacaklardır. Buna bağlı olarak batıl devletler yıkılacak, dünyanın idaresi ve kudreti layık insanların eline geçecek İslam dini diğer tüm dinlere galib gelecek, tevhid nidası dört bir yanda duyulacaktır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: "Kâim’imiz kıyam edince "Eşhedu en la ilahe illellah ve enne Muhammeden Resulullah" her yerde yankılanacak ve duyulacaktır."[14]
Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kâim’imiz kıyam edince yeryüzündeki batıl devletlerin hepsi yıkılacaktır."[15]
Hz. Ebu Cafer Muhammed Bâkır (a.s) "Onlar ki yeryüzünde kendilerini yerleştirir iktidar sahibi kılarsak; dosdoğru namaz kılarlar, zekatı verirler…"[16] ayetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Bu ayet imamlar, Mehdi ve ashabı hakkında nazil olmuştur. Allah onları tüm dünyaya hakim kılacaktır. Onlar vasıtasıyla dini güçlendirecek, batıl ve bid’atlari ise, -akılsızların hakkı yok ettiği gibi- yok edip ortadan kaldıracaktır. Öyle ki, zulümden hiçbir iz kalmaz, onlar iyiliği emreder ve kötülükten sakındırırlar."[17]
Ebu Basir şöyle diyor: İmam Cafer Sadık (a.s)’a "Ey Resulullah’ın evladı! Siz Ehl-i Beyt’in Kâimi kimdir?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi: "Ey Ebu Basir, O benim oğlum Musa’nın beşinci göbekten torunudur. O, cariyelerin en iyisinin evladıdır. Gaybeti o kadar uzayacaktır ki insanlardan bazısı şüpheye düşecekler ve nihayet Allah Teala onu zahir kılacaktır. Dünyayı fethedecek, İsa b. Meryem (a.s) nazil olarak onun arkasında namaz kılacaktır. O zaman yeryüzü Allah’ın nuruyla aydınlanacak, Allah’tan başkasına ibadet edilen her yer, Allah’a ibadet edilen yerler haline gelecek; müşrikler istemese de, din o gün sadece Allah’ın dini olacaktır."[18]
Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: "Benden sonraki imamlar oniki kişidir. İlkleri sen ve sonları ise Allah’ın tüm dünyayı fethetmeyi kendisine nasib kılacağı Mehdi’dir (a.s)."[19]
Dostları ilə paylaş: |