İş sağlığı ve güvenliğinde yeni dönem



Yüklə 36,03 Kb.
tarix06.11.2017
ölçüsü36,03 Kb.
#30883


İş sağlığı ve güvenliğinde yeni dönem
Hürriyet İK -  Hayriye MENGÜÇ

Eski yasadaki 50 işçi sınırının kaldırıldığı 6331 sayılı yeni yasaya göre tehlikeli ve çok tehlikeli işyeri kapsamındaki 1.378.520 kamu ve özel işyerinin tamamı, bünyesinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurmak ya da Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri’nden bu hizmetleri almak zorunda. Aksi takdirde ağır idari para cezaları ve işyerinin kısmen ya da tamamen durdurulması gündemde. Hatalı iş güvenliği uzmanlarını ve işyeri hekimlerini ise para, hapis ve para cezasına çevrilemeyen hapis cezaları bekliyor. 

Çorum’dan mekanik işlerinde çalışmak üzere İstanbul’a gelen işçiler, 52 yaşındaki Recep Cırıl, oğlu 22 yaşındaki Adem Cırıl, akrabaları 23 yaşındaki Ahmet Tiryaki ve 18 yaşındaki Mustafa Bayrak, 2 Kasım 2012’de, işe gelmemeleri üzerine merak eden arkadaşları tarafından kaldıkları konteynırda ölü bulundu. Tam olarak nasıl zehirlendikleri bilinmiyordu. Ancak geçen mart ayında Esenyurt’ta bir AVM’nin inşaatında çalışan işçilerin kaldığı çadırlarda çıkan yangında 11 işçinin yanarak hayatını kaybetmesiyle ortak bir nedenleri olduğu akıllara geldi: İşçilerin barınma koşulları... Şantiyede bulunan konteynırlar 4’er işçinin kaldığı 10’ar metrekarelik bölümlere ayrılmıştı. Yani 2 ranza ve 4 işçi, kişi başı 2.5 metrekare yerde barınmak zorunda bırakılmıştı...

Ardından 22 Kasım’da Samsun Eti Bakır’da kazan kapağının altında kalan 6 işçinin ölümü, İnşaat Mühendisleri Odası tarafından “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun piyasacı bir akılla hazırlandı”ğına dair eleştirilerini de beraberinde getirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in geçen ay Ankara’da düzenlenen bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu konulu seminerde yaptığı konuşmada açıkladığına göre, iş kazalarının Türkiye’ye yıllık maliyeti 7.7 milyar lira.

Tabii ki Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde, AVM, karayolu ve baraj inşaatlarında, madenlerde, başta deri ve tekstil olmak üzere tüm fabrikalardaki iş kazalarında ölen ve yaralananların ‘maliyet’ hesabını yapmak mümkün değil!

Avrupa’da lideriz  

İş güvenliği sıralamasında dünyada 80’inci sırada yer alan Türkiye’de, verilere göre her gün ortalama 176 iş kazası meydana geliyor. Bu kazalarda 4 kişi iş kazası sonucu hayatını kaybediyor, 5 kişi ise iş göremez hale geliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporlarına bakıldığında Türkiye, iş kazasının en fazla olduğu ülkeler arasında Avrupa’da birinci sırada; dünyada ise Hindistan ve Kore’den sonra üçüncü sırada. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Erdem Özdemir’in belirttiğine göre Türkiye’de 2010’da yaklaşık 63 bin iş kazası olmuş. Bunlardan 1.400 kadarı ölümlü iş kazası.



Ne zaman yürürlüğe gireceği kafa karıştırıyor

Bu ağır tablo nedeniyle 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, kamuoyunda çok tartışıldı ve yankı yarattı. Doç. Dr. Erdem Özdemir’e göre en önemli yenilik, işletmenin büyüklüğüne bakılmaksızın getirilen hekim ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma yükümlülüğü. Tartışılan ikinci konu ise ağır yaptırımlar. Ayrıca yasanın yürürlük tarihine yönelik kafa karışıklığı var. İşletmelerin büyüklüğüne, tehlike sınıfına veya özel ya da kamu sektöründe olmalarına göre kanunun yürürlüğe girme zamanları değişiyor. Buna göre bazı hükümler yayım tarihinde, bazıları 1 Ocak 2013’te yürürlüğe girecek. Bunun yanısıra 1 Temmuz 2013 ve 1 Temmuz 2014’de yürürlüğe girecek düzenlemeler de var.



Emniyet kemeri verdim’ demek yeterli değil

Yeni yasa, hem işverenlere hem de çalışanlara yükümlülükler getiriyor. Yasa, işvereni bağlayıcı hükümlere sahip. Doç. Dr. Özdemir, 4857 sayılı İş Kanunu’nun bu yöndeki düzenlemesinin geçerli olduğunu söylüyor:

- İşverenin “önlem almak” yükümlülüğünün içeriği genişledi. Artık işveren, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışacak. Ayrıca işveren, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izlemek, denetlemek ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlamakla da yükümlü. Yani işçiye ‘emniyet kemeri verdim’ demek yeterli değil. İşverenin işçinin kemeri takıp takmadığını da denetlemesi gerekiyor. Bu çerçevede eğitim verilmesi, bilgilendirme yapılması, işçinin de katılımının söz konusu olacağı bir organizasyon oluşturulması şart.

- Kanun, işveren “risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır” diyerek bu kurumu da yasal bir zemine oturtuyor. Yine işveren, iş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde SGK’ya bildirmekle yükümlü olacak.

- 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve 6 aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işverenin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere İSG Kurulu oluşturması gerekiyor. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygulamakla yükümlü.

İş durdurmaya varabilir

Mali danışmanlık ve denetim firması BDO Denet’in Vergi Denetimi ve Müşavirliği Departmanı Müdürü Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Adem Kefelioğlu, kanuna göre işverenin, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risklerin değerlendirilmesini yapmak veya yaptırmakla yükümlü olduğunu anlatıyor. Bu noktada, risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanlarının belirlenmesi, işyerinin tertip ve düzeni gibi hususlar işverence dikkate alınması gerekiyor. Örneğin çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmadığında iş durdurulabilecek.



Çalışan temsilcileri seçilecek

Yasanın en önemli yeniliklerinden biri çalışan temsilcilerinin seçilmesi ya da işveren tarafından atanması. Sosyal Güvenlik Müşaviri SGK emekli Başmüfettişi Dr. Resul Kurt ve Yeditepe Ünv. Öğretim Görevlisi Dr. Dilek Kurt’un Eylül-Ekim 2012’de İSMMMO dergisinde yayımlanan değerlendirmelerine göre, çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için işverene öneride bulunabilecek ve gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilecek. Çalışan temsilcisi, görevini destek elemanı ile birlikte yürütecek.



Çalışanların yükümlülükleri

Dr. Resul ve Dilek Kurt, çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultu­sunda yükümlülüklerini şöyle sıralıyorlar:

- İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekip­manı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun kullanmak,

- Bunların güvenlik donanımlarını doğru kullanmak, keyfi çıkarıp değiştirmemek.

- Kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.

- Makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlikeyle karşılaştıklarında ve koru­ma tedbirlerinde bir eksik gördüklerinde  haber vermek.

- Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsil­cisiyle işbirliği yapmak.

- Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işve­ren ve çalışan temsilcisiyle işbirliği yapmak.



Uzman, hekim ve hemşirelere ihtiyaç var

Kanun kapsamına artık 50’den az işçi çalıştıran işyerleri de gireceğinden, ciddi sayıda iş güvenliği uzmanı, işyeri doktoru ve hemşireye ihtiyaç duyulacak. Bunlara ilişkin eğitimler çeşitli kurumlarda sürdürülüyor. Uzman ve hekimlere verilen eğitim, yaklaşık 180 saat teorik ve 40 saat pratik eğitim ile sonrasında merkezi sınav sistemi üzerine kurulu. Uzman ve hekim eğitimlerde eğitmenlik de yapan Doç. Dr. Erdem Özdemir, “Eğitim yararlı, ancak yeterli değil” diyor.



Poliklinikten adliye koridorlarına mı?

Tüm iş Sağlığı ve İş Güvenliği Çalışanları Derneği (TİSGDER) Başkanı İsmet Mallı da aynı konuyu dile getiriyor. Şu an Türkiye’de bu yetki belgesine sahip 71 kurum bulunduğunu, ancak bilinçli bilinçsiz herkesin istihdam sevinciyle iş güvenliği uzmanlığına hücum ettiğini, kurum sayısının 2013’te 100’ü geçeceğini belirtiyor. Ancak eğitim alan uzmanların sorumluluklarıyla kıyaslandığında çok kısa sayılabilecek bir eğitimle bu işi yapmaya başlayacaklarını anlatıyor:  “Yasanın 6. maddesinin ‘ç’ bendine göre olası sakat kalmalı veya ölümlü bir iş kazası ve meslek hastalığında işverenin hizmet aldığı veya görevlendirdiği işgüvenliği uzmanı ile işyeri hekimi de sorumlu tutulabilecek. Ölümlü kazalarda para cezasına çevrilemeyen 3 yıl hapis cezası, ayrıca para cezaları gündeme gelebilecek. Öte yandan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21’inci maddesi de iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık üçüncü kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, üçüncü kişi olarak işyeri hekimi ve iş sağlığı uzmanı sorumlu tutulacak.”

Ayrıca eğer, uzman ve işyeri hekimi görevlerini tam yapmaz, sadece işverenden paramı alayım, işimi yapıyor gibi görüneyim derse ve işyerinde iş kazası ve meslek hastalığı meydana gelirse, bu kez de yetki belgeleri elinden alınma riskiyle karşı karşıya kalacak.

Küçük işletmelerin çoğu kapanacak

İsmet Mallı, yeni yasada düzenleme olmazsa birçok küçük işletmenin kapanmak zorunda kalacağını da iddia ediyor. Yasanın 38’inci maddesine dayanarak şunları söylüyor: “Yasada, 10 kişiye kadar olan işletmelere iş güvenliği hizmetleri ve iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma veya hizmet almak zorunluluğu bir ve iki yıl erteleniyor. Hatta 10 kişinin altındaki işletmelere bu hizmeti destek olarak İş Sağlığı ve İş Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün ücretsiz olarak vereceği belirtiliyor. Fakat küçük sanayide bir çok işletmede çalışan sayısı 6’yı zor geçer. Bu işletmeler, iş güvenliği hizmetini bir yıl sonra İSGGM belirleyeceği şekilde ücretsiz alacaklar ama diğer kanun maddeleri altı ay önceden yürürlüğe gireceğinden küçük işletmeler ne yapacak? Risk değerlendirmelerini, acil durum ve tahliye planlarını kime yaptıracak, eğitimlerini kime aldıracak? Yasa “risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma” yapılmadığında 3.000 lira, aykırılık devam ederse her ay için 4.500 lira, acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım ilgili çalışması yoksa her ay için 1.000 lira şeklinde cezalar uzayıp gidiyor.”

İnşaatta durum ne olacak?

İnşaat sektörüne insan kaynakları hizmeti sunan inşaat mühendisi Cem Kafadar, “Taksi şoförlerinin çoğu kendi can güvenliklerini düşünmüyor ve kemer takmıyor. Aynı durum şantiyede çalışan işçi için de geçerli” diyerek iş sağlığı ve güvenliği kültürünün toplumda yerleşmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca bazı firmaların yaptırımlar nedeniyle 50 kişiyi aşmamaya çalışacaklarını, bu durumun da taşaronlaşmaya biraz daha hız kazandıracağını belirtiyor.

Piyasada yeterli sayıda C sınıfı sertifikalı iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olmadığını da gözlemleyen Kafadar, “Sertifikalı İSG uzmanı bulmakta sıkıntı yaşanıyor” diyor.  Yeni Yüzyıl Üniversitesi  İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hilmi Sabuncu ise 2008 istatistiklerine göre Türkiye için 12 bin civarında iş sağlığı ve güvenliği lisansiyeri yetiştirilmesi gerektiğini söylüyor.



Bakanlık yakın takipte

İşçi Sağlığı Daire Başkanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, SGK ile veri paylaşımı konusunda bir protokol imzaladıklarını; iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personelinin kayıt, takip ve izlenmesi amacıyla İSG-Katip adı verilen bir yazılım kullanılmaya başladıklarını söylüyor. Böylece SGK’nın işyerlerine ilişkin tüm verilerine ulaşabildiklerini belirten Özer, “1,5 milyon işyerini, kurduğumuz sistem üzerinden görebiliyoruz” diyor. Bu yazılımla tüm işyerlerinin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli ile yapacakları sözleşmeler ya da hizmet alıyorlarsa OSGB’ler üzerinden sözleşmeleri, çalışan sayısı ve tehlike sınıfına göre uygunlukları kontrol edilerek izleniyor. 



İK uygulamaları nasıl etkilenecek?

Yasa, insan kaynakları (İK) uygulayıcıları bakımından büyük önem taşıyor. Çünkü son derece ciddi para cezaları söz konusu. Öncelikle, işe alınan işçinin o işe uygunluğu son derece önemli. Örneğin mesleki eğitim aldığına ilişkin belge olmaksızın işçi çalıştırılmasının cezası işçi başına bin lira. Bu nedenle İK uygulayıcılarının doğrudan mesleki sorumlulukları açısından kanunu çok iyi bilmeleri gerekiyor. Yine İSG Kurulları’nın işleyişi ve kanunun uygulanması bakımından da İK departmanlarına kritik görevler düşüyor.



Yasanın açmazları var

-Doç. Dr. Erdem Özdemir’e göre öncelikle çıkarılması gereken yönetmelikler gecikti. Kanun çıktı ama nasıl uygulanacağını yönetmelikler gösterecek. Nitekim uzun zamandır beklenen Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği de 29 Aralık 2012’de Resmi Gazete’de yayımlandı.

-İşveren kendi bünyesinde İSG uzmanı veya işyeri hekimi çalıştırabileceği gibi bu hizmetleri OSGB’lerden alırken maliyeti ön plana çıkarmadan, hizmet kalitesini ikinci plana atmadan bu işi layıkıyla yapan kişi ve firmaları tercih etmeleri gerekiyor.

-Uzmanlar ve hekimlerin hizmet sunumundaki mesleki bağımsızlıkları tartışma yaratıyor. Sonuçta işverene maddi açıdan bağımlı birinin bağımsızlığından söz etmek kolay değil.

-Kanundaki “İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir” ifadesi pek gerçekçi gözükmüyor.

İş kazasını e-bildirgeyle bildirmeyene ceza

Kanun, yüksek idari para cezalarını da beraberinde getiriyor. İnsan Kaynakları ve Personel Yöneticiliği Derneği Başkanı Bülent Levent, iş kazası ve meslek hastalıklarının 3 iş günü içinde artık sadece SGK’ya e-bildirgeyle bildirileceğini, uymayan işverenlere 2 bin lira idari para cezası kesileceğini söylüyor. Ayrıca ileride ıspat açısından itilaf yaşanmaması için bildirim çıktı örneklerinin de saklanmasını öneriyor.

Öte yandan iş kazalarında resmi bildirimin haricinde, İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olan işyerlerinde 5 gün içinde kaza bildiriminin özel sigorta şirketine iadeli taahhütlü olarak bildirilmesi gerekiyor. Bülent Levent, aksi halde sigorta şirketinin geç ihbar nedeniyle kazaya dayalı faizleri ödemekten ve poliçe kapsamında ödeme yapmaktan kaçınabileceğinin altını çiziyor.

İşvereni ağır para cezaları bekliyor

-İşyeri hekimi veya  İş güvenliği uzmanı görevlendirmeyen işverene, görevlendirmediği her bir kişi için ve yükümlülüğün sürdüğü her ay için 5 bin lira ve diğer sağlık personeli yükümlülüğü olup görevlendirmeyen işverene aykırılığın devam ettiği her ay için 2500 lira idari para cezası uygulanacak.

-Tüm iş güvenliği tedbirleri almadığı taktirde her tebliğdeki her bir yükümlülük için 2 bin lira, güvenlik tedbirlerin uyulup uyulmadığı kontrol edilmediğinde her bir yükümlülük için ayrı ayrı 2 bin lira, risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayana 3 bin lira, aykırılığın sürmesi halinde devam eden her ay için 4.500 lira, kontrol ölçüm, inceleme ve araştırma yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverene 1.500 lira idari para cezası uygulanacak.

-İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu oluşturmayan işverene 2 bin lira, müfettişlerin inceleme ve denetime engel olan işverenlere 5 bin lira ceza uygulanacak.



-Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla çalışanlarının sağlık muayeneleri yapılmadığında işveren her çalışan için bin lira, çalışanlara iş güvenliği eğitimi verilmediğinde ise işveren her çalışan için yine bin lira ceza ödemek zorunda kalacak.
Hürriyet İK -  Hayriye MENGÜÇ hmenguc@hurriyet.com.tr Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler bölümünü bitirdi. 1995 yılından itibaren Akşam, Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl, Yeni Binyıl, Referans gazeteleri, Para ve Ekonomist dergilerinde muhabir ve editör olarak ekonomi gazeteciliği yaptı. 2009’da Hürriyet Gazetesi’nde çalışmaya başladı. İki yıl Hürriyet Kampüs’ün haber editörlüğünü yürüttü. Şu an Hürriyet İK Gazetesi’nde editör olarak görevini sürdürüyor.
Yüklə 36,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin