İmam-I İıin-İ Hanbel:
Dört büyük fıkhı mezhepten biri olan Han-beli mezhebinin imamıdır.
Ahmed İbn Muhammet! İbn Hanbel, hicrî 164 (miladî 780) tarihinde Bağdat'ta doğmuştur. İçerisinde otuzbin hadis-i şerif bulunan "MÜSNED" isimli bir eseri vardır.
Büyük babası asker olan Ahmed İbn Hanbel, Basra, Küfe, Mekke, Medine, Şam ve Cezireye gitmiş, zamanın din âlimlerinden dersler almış. İmam Ebû Yusuf ve İmam Şafii hazretleri ile de görüşmüştür.
Zühd ve takva sahibi olan ve ezberinde bir milyon hadis-i şerif bulunan Ahmed İbn Hanbel'in Kur'anın müdafasında büyük gayretleri olmuştur.
Birgün Halife Me'mun'un Başka-dısı, Kur'anın mahluk olduğu inancını ortaya atmıştı.
Halife bütün ülkeye haberler gönderdi:
Bütün sayılı din âlimleri sorguya çekilecek, kim "Kuran mahluk değildir." derse, cezalandırılacaktı.
Bu şiddete en çok muhatab olan İmam Ahmed İbn Hanbel'e bazı yakınları şöyle demişti:
Hayatın tehlikede. Kalbinden inan-masan bile, yalnız dilinle istedikleri şeyi söylesen olmaz mı?
O büyük müctehid Ahmed İbn Hanbel:
Asla! dedi. Âlimler hakikati söylemekten çekinirlerse, cahiller ne yapmaz? Hakkı tesbit ve ilan vazifesini kim yerine getirecektir? cevabını vermiş.
Nihayet Ahmed İbn Hanbel'i Hali-fe'nin huzuruna çıkarmışlar. Sonra kendisine malum soru sorulmuş.
Kur'an mahluk mudur, değil midir?
Mahluk değildir.
Neden?
Şayet Allah'ın ilmi mahluk olsaydı, Kur'an da mahluk olurdu.
Bu cevap karşısında telaşa kapılan ve şaşkına dönen Halife, işi kaba kuvvete dökmüş ve İmam'ı kendisinden geçip komaya girinceye kadar kırbaçlatmış. Hatta o sırada İmamın başını uçurmayı bile düşünmüş, ancak bu halin askerler arasında huzursuzluklara sebep olacağı endişesiyle bu fikrinden vazgeçmiştir.
İmam Ahmed İbn Hanbel, işkence ve sıkıntı dolu tam 28 ay zindan hayatı yaşamıştır.
Zindanda İmam Ahmet İbn Hanbel'e sormuşlar:
Başına gelen bu olaylar hakkında ne düşünüyorsun?
İmam şu cevabı vermiş:
Akıllarınca, Allah yolunda birhayır işletmek için beni kifbaçlayanlara Allah'tan hidayet diliyorum.
İmam Ahmed İbn Hanbel,yediği kırbaçların etkisi ve 28 aylık zindan hayatının tesiriyle bünyesi zayıflamış ve hastalanmıştı. Bu dert ve sıkıntılar, hicri 241 tarihinde yalnızca rızasını talep ettiği Rabbine kavuşturdu.
Kur'an'ın mahluk olup olmadığı konusunda îmam-ı A'zam Ebû Hanife hazretlerinin görüşleri ise şöyledir:
"Kur'an'ı ağzımızla telaffuz edişimiz (yani kelime kelime söyleyişimiz mahluktur, onu okuyuşumuz mahluktur. Yani bizim o söyleme ve okuma zamanımızda ağzımızdan çıkmakta olması, o anda Cenab-ı Hak tarafından yaratılan bir kudret sayesindedir. (Asıl) Kur'an ise (ezelidir) mahluk değildir." 83
Alımed İbni Hanbel'in fıkıhta takip etmiş olduğu yol, diğer ehli sünnet mezheplerinde olduğu gibidir. Delil olarak Kitap, Sünnet, İcma'ya başvurmuştur.
Hanbelî mezhebi ilk defa Bağdat'ta yayılmış daha sonra Fatımîler ve Eyyûbiler zamanında Mısır'a gitmiş. Suriye, Hicaz ve Filistin halkları tarafından da benimsenmiştir.
İmam-I Malik: İmam.-I Mâturidî:
Asıl adı, Muhaırimed İbni Muhammed İbni Mahmud olan Ebû Mansuf Mâturidî, ehl-i sünnetin itikattaki iki imamından biridir.Künyesi, Ebû Mansûr'dur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber hicrî 28Ü tarihinde Se-merkant'ın Mâturid nahiyesinde doğduğu rivayet edilmşitir.
Ebû Bekir Ahmed Cûrcânî ve Ebû Nasr el-Iyâd gibi büyük zatlardan fıkıh ve hadis ilimleri tahsil eden İmam Ebu Mansur Mâturidî, HANEFÎ fâkihlerinin büyüklerindendir.
Tefsir, Fıkıh, Hadis ve Kelam ilimlerinde geniş bilgi ve dirayet sahibi
olduğu için ehl-i sünnet tarafından büyük sevgi ve güven duygusu kazanmıştır. Çok sayıda talebe yetiştirmiş ve kalıcı, kaynak eserler hazırlamıştır. Bu yüksek liyakatından dolayı kendisine "İmamü'l Mütekelli-mîn" denilmiştir.
Hanefi mezhebine mensup olanlar itikâdî yönden Mâturidî mezhebine mensupturlar. Mâlikîler, Şâfiiler ve bazı Hanbelîler de itikadı yönden Eş'arî mezhebine mensupturlar.
İmam-ı Mâturidî hazretleri, hayatını ilme ve ehl-i sünnet itikadını yaymaya hasretmiştir.
Hicrî 333 (miladî 944) tarihinde Se-merkand'da vefat eden Ebû Mensur Mâturidî ve onun gibi itikad imamı olan İmam Eş'ari için Taşköprü-zâde şöyle diyor:
"Ehl-i sünnet ve'l cemaatın kelam ilmindeki reisleri iki zattır. Bunlardan birisi hanefi, diğeri ise Şâfiîdir. Hanefî olanı Ebû Mansur Mâturidî, Şafiî olanı ise Ebû Hasan el-Eş'ârî'dir."
İmam-I Muhammed:
Hicrî 132 (miladî 749) tarihinde İrak'ın Vâsıt kasabasında doğmuş olan büyük bir fâkihtir. İmam-ı A'zam Ebû Hanife'nin talebesidir. Hocası vefat edince kendisinden yaşça büyük olan İmam Ebû Yusuf tan ders aldı.
Büyük birmüetehid olan İmam Mu-hammed'in künyesi Ebû Abdullah'tır. Arap edebiyatını çok iyi biliyordu. Konuşma ve yazma kabiliyeti çok iyiydi. Kılık-kıyafeti de çok düzgündü.
İmam-ı Muhammed'in yüz'e yakın eser yazdığı haber verilmiştir. Bu eserlerden pek çok fakih istifade etmiştir. Bunlardan biri de Ahmed İbni Hanbel'dir.
Birgün Ahmed İbni Hanbel'e şöyle bir sual sormuşlar:
Bu kadar ince meseleleri nereden öğrendin?
Bu suale büyük müctehid şu cevabı vermiştir:
İmam Muhammed'in kitaplarından...
Hanefi mezhebinin fıkıh meselelerinin ve İmam-ı A'zam'ın içtihatlarını yazdığı için kendisine "Muharrir-i Mezheb" denilmiştir.
İmam-ı Muhammed, Harunü'r-Reşid zamanında bir müddet kadılık yapmıştır.
İmam Şafiî hazretleri İmam Muhammed hakkında şöyle demiştir:
İmam Muhammed gibi üstün ahlâk sahibi, edib ve fâkih az bulunur."
Muhammed İbni Seleme ise şöyle demiştir:
İmam Muhammed her gecenin üçte birinde yatar; üçte birinde namaz kılar; diğer üçte birinde de talebelerine ilim öğretirdi."
İşte İmam Muhammed'in söylediği ve her biri birer levha olacak kadar güzel altın sözlerden bazıları:
Güzel ahlâk, kötü nesebi örter."
Sadık arkadaş, seni hayra teşvik edendir."
Büyüklük neseple değil, fazilet ve olgunluk iledir."
Bir mecliste ilim ve irfan bulunmazsa, onun yerine, o mecliste nef-sânî hisler bulunur."
İmam Muhammed, hicrî 189 (miladî H04) tarihinde Rey şehrinde vefat
etmiştir. Aynı gün Arap dil âlimi İmam Kîsâî de vefat edince zamanın halifesi şöyle demiştir:
Bugün, lügat ile fıkıh ilmi gitti!
Dostları ilə paylaş: |