Kaf Sûresi:
Kur'an-ı Kerim'in 50. süresidir. Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Peygamberimiz (S.A.S) Efendimizin faziletine işaret buyurdukları mufassal grubuna giren bir sûredir. Kâf sûresi, 45 âyettir. Adını ilk âyetteki harften almıştır. Mürselât sûresinden sonra nazil olmuştur.
Peygamberimiz (S.A.S.) Efendimizin bayram ve cuma hutbelerini okurken bu sûrelerden âyetler alması da bu sûrenin ardam ve faziletini bir kat daha artırmaktadır. 38. âyeti Medine'de nazil olmuştur.
Bu sûrede, nübüvvet ve dirilmeyi inkar eden müşriklerin bu inkârlarından dolayı cezalandı alacakları, vaktiyle yeryüzünde yaşamış olan Âd, Semûd, Eyke ve Tubba kavimlerinin durumlan,geçmiş hadislerden ders ve ibret alınması, Kur'anın müminler için bir öğüt oluşu, Resulullah (S.A.S)ın teselli edilişi gibi hususlar beyan edilmektedir.
Ayrıca salih insanlar, muttakiler için hazırlanmış olan cennet nimetleri de haber verilmektedir bu sûre- i celile-de.
Kâfir:
Hakkı kabul etmeyen, Allah'ı inkar eden, dinsiz, iman esaslarını kabul etmeyen veya bazılarını kabul edip bazılarını, ya da birini inkar eden kimse"dir.
Kur'an karşısında inanç bakımından üç gruba ayrılan insanlardan bir gurubu da kafirlerdir.
Kafirler inançsızdırlar. Maneviyata inanmazlar. İmâni esasları inkar ederler. Gelecek hayatı kabul etmezler. Allah ve peygamber tanımazlar. Din, imân nedir bilmezler. Mânevi değerlere saygı göstermezler. Mü'minlerin olduğu yerde duramaz ve inanan insanların yanında barınamazlar. Onlar; küfrü, karanlığı, zulmeti, kötülüğü ve çirkin olan şeyleri tercih ederler. Temizlikten, güzellikten hoşlanmazlar. İyilikten anlamazlar. Kendilerine, doğruyu, hakkı, hakikati, hidayeti tebliğ edenleri sevmezler ve onlara her fırsatta düşmanlık ederler. Küfür ve zulüm karanlıkları içinde bocalar ve mânevi hastalıkların verdiği sancılar içinde kıvranıp dururlar. Kafirler, nasipsiz insanlardır. Kalpleri katı, gözleri dönmüş, kulakları paslanmış kişilerdir. Tarih boyunca bazı azgın kafirler, peygamberlerin hak davetlerini duydukları, onların hak mucizelerini bir bir gördükleri, onların diriltici seslerini dinledikleri halde imân etmemişlerdir. Hidayet nasip olmamıştır onlara. Kafirlerin yüzleri karadır bu dünyada, ahirette de yine kara olacaktır.
Yüce Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de kafirlerin vasıflarını şöyle haber veriyor: "Muhakkak ki küfre varanları azap ile korkutsanda korkutmasan-da onlar için birdir. Onlar imân etmezler,"
Allah onların kalplerine, kulaklarına, mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır, Büyük azab da onlar içindir.275
Onlar o kimselerdir ki doğru yolu bırakıp sapkınlığı (eğri yolu) satın almışlardır. Demek alış-verişleri onlara kazanç sağlamamış, onlar doğru yolu da bulamamışlardır."
Ortların hâli ateş yakanın hâli gibidir ki, o (ateş) çevresindekileri aydınlatınca Allah ışıklarını giderip (söndürüp) kendilerini karanlıklar içinde görmez (ve şaşkın kimse) ler halinde bırakıvermiştir."
(Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler!" 276
Kafirler hakka inanmazlar. İmâni esasları kabul etmezler. Yeryüzünde yaşayan dört ayaklı mahluklardan farksızdırlar. Onlar (yani hayvanlar) ilâhi emir ve yasaklara muhatab değillerdir.
İnsan inanç, ahlak ve maneviyat yoksulu olunca hemen her kötülüğü yapar. Kalbinde acıma hissi kalmaz. Edep, haya, iffet diye birşey tanımaz. İyi ve güzel şeylere tevessül edemez. Kâfirler tertemiz ve insanca bir yaşayıştan uzaktırlar. Afedersiniz leş kargaları gibi daima pislikten hoşlanırlar, iyilik duygulan körelmiş olduğundan iyi, güzel ve temiz olan şeylerden zevk alamazlar. Öldükten sonra tekrar dirileceklerine inanmadıklarından bu fani dünya hayatında yaptıklarının bir bir hesabını vereceklerini düşünmezler. Günlerini gün etmeye çalışırlar. Ölmeyi istemezler. Ölüm kelimesi onların huzurunu alt üst eder. Ağızlarının tadını bozar, hayatlarını felce uğratır. Ölümü hatırlamak bile istemezler. Öldükten sonra çürüyüp gideceklerini iddia ederler. Azrail (A.S) onları kıskıvrak yakalayınca anlayacak, bilecek ve inanmak İsteyecekler ama zaman bir sel gibi geçmiş olacaktır.
Kâfirler, haram olduğunu inkar ederek içki, kumar ve fuhuş gibi hemen her kötülüğü yaparlar. Faizle iştigal ederler. Yalan söyler, hile yapar, gıybet eder, dedi-kodu yaparlar. Riya, gurur ve kibir onlarda meslek haline gelmiştir. Zulüm ve işkenceden, zayıfı ezmekten, fakire ızdırap vermekten, yetimi ağlatmaktan, yoksulu inletmekten zevk alırlar.
Kâfirler, doğru yolu, (hakkı) bırakıp bâtılı tercih etmişlerdir. Doğruyu bırakıp eğriyi, güzeli bırakıp çirkini, temizi bırakıp pisi, hidayeti bırakıp delaleti kabul etmişlerdir. Küfür insanı rahat bırakmaz. Manen ızdırap ve sancı verir insana. Kâfir, birazcık olsun huzur yüzü görebilmek için kendini içkiye verir, kumara verir, Allah'ın haram kıldığı şeylere verir ama imkânsız. Bir türlü huzur yüzü göremez. Küfrün neticesi; karanlıktır, zulmettir. Kâfirler yaradılış gayelerinden uzaklaşmış ve Yaradan'a sırt çevirmişlerdir.
Az değildir yeryüzünde insanlara, hayvanlara, ağaçlara, yıldızlara, ay'a, güneşe ve putlara tapan kâfirler... Cenab Hak, azgınlaşan, kuduran bazı kâfirlerin cezalannı daha dünya hayatında iken vermiştir ki, diğer insanlara ders olsun, ibret olsun, diye. Küfri inad içerisinde Allah'lık dâvasında bulunan Firavunun, İbrahim (A.S)ı ateşlerin içine atan Nemrudun, Kâ'beyi yıkmaya giden Ebrehe ve fil ordusunun, kâinatın güneşi olan Sevgili Peygamberimiz (S.A.S) Efendimize ve O'nun gökteki yıldızlar gibi olan Ashab-ı Kiramına eziyet eden gözleri dönmüş Ebu Cehillerin, Ebu Leheple-rin vahim akıbetleri ortadadır.
Dünya hayatında Allah'ın sonsuz nimetlerinden istifade ettiği halde nan-körlük.eden, Allah'ı inkâr eden, Peygamberlere karşı gelen, Kur'an'a dil uzatan İslâm'a sırt çeviren kâfirlerin akıbeti hüsrandır, perişanlıktır, azaptır.
Bir âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Kim Allah'a ve peygamberlerine imân etmezse muhakkak (bilsin) ki biz o kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışı/dır." 277
"Kâfirler, inkâr, küfür ve azgınlıklarına karşılık cehenneme atılacaklar. Orada ebedi olarak azap göreceklerdir."
Kâfirlere benzememek için bundan 14 asır evvel âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (S.A.S) Efendimiz bizleri ikâz buyuruyor:
Benden sonra bir kısmınız diğerinin boynunu vuran kâfirler olarak gerisin geriye (küfre) dönmeyin. 278
Dostları ilə paylaş: |