Seyyid-üt-Tâife (sufilerin efendisi) lakabı verilerek Tasavvuf tarihindeki yerini göstermiştir.
İbahilere karşı şeriatın temel dinamiklerini sağlamlaştırıcı yapıyı sağlıyor.
Sahv (ayıklık) ekolünün temsilcisi kabul edilir.
Hallâc-ı Mansûr ve Bâyezid-i Bistâmî sekr (manevi sarhoşluk) anlayışının temsilcisi sayılır.
Hallâc-ı Mansûr (244/858) 17.12.2021
Hallâc, bazı rivayetlere göre, öldürülmeden önce bedevi ve harici bir zihniyet ile önce kırbaçlanır, sonra elleri ve ayakları kesilir, gözleri oyulur, burnu ve kulakları doğranır. Daha sonra da başı ve dili kesilir. Akabinde başsız, elsiz ve ayaksız bedeni yakılıp, külleri Dicle’nin sularına atılır.
Tasavvuf tarihinin ilk şehidi olarak kabul edilir.
Hallâc-ı Mansûr 244/858 yılında, İran’ın Beyzâ şehrinde doğmuştur. Hafızlığını Vâsıt şehrine gelerek burada tamamlıyor, burada bulunan sunnî ulemadan ders alıyor.
Hac görevini ifâ etmek için 400 müridi ile Hicaz’a hac yolculuğuna çıkıyor. Buradan sonra Bağdat’a geçiyor ve ilmi kültürden faydalanmak istiyor.