İslam tariHİ



Yüklə 1,34 Mb.
səhifə20/26
tarix30.07.2018
ölçüsü1,34 Mb.
#63162
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   26

Üsame Ordusu


Daha önceki bahislerimizde hicretin 8. yılında vuku bulan Mute savaşından sözetmiş ve komutanlarından birinin Zeyd b. Hârise olduğu İslam ordusunun bu savaşta Romalılara yenildiğini ve üç komutanın yanı sıra başka bazı Müslümanların da şehid düştüğünü belirtmiştik.

Hicretin 9. yılında Hz. Resulullah’ın (s.a.a)komutasında İslam ordusu tekrar Romalılarla savaşmak için Tebük’e kadar ilerlemiş, ama savaş vuku bulmamış ve bu hareket Müslümanların güçlü bir askerî tatbikatına dönüşmüştü.

Geçmişteki bu olaylara binaen Roma imparatorunun hasmane tavrı ve askeri gücü Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Roma’ya karşı daima tetikte durmasına neden olmuş ve sürekli bu güçle karşılaşmaya hazırlıklı olunması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenle hazret (s.a.a) Veda haccından sonra Medine’ye döner dönmez Zeyd bin Hâris’in oğlu Usame komutasında bir ordu kurarak ona, babasının şehid düştüğü Ubna’ya kadar ilerlemesini1125 ve orada Romalılarla savaşmasını emretti. Sancağı Usame’ye bizzat verip onu komutan tayin ederek1126 gerekli askerî direktifler ve tavsiyelerde bulundu. Usame, Medine yakınında “Corf” denilen yerde1127 karargah kurup orduya katılacak askerlerin gelmesini bekledi1128. Bu orduda Ebubekir, Ömer, Ebu Ubeyde Cerrah, Sa’d bin Ebu Vakkas1129, Abdurrahman b. Avf, Talha, Zübeyr, Useyd b. Huzeyr, Beşir b. Sa’d -Ebu’l-Uvr-1130, Sa’d b. Zeyd1131, Katade b. Numan ve Seleme b. Elsem1132 gibi ensarla muhacirinin önde gelenleri vardı.

Ordunun hareket emrini verirken Hz. Resulullah’ın (s.a.a) hiçbir rahatsızlığı yoktu, ama ertesi gün ateşler içinde yatağa düşüp hastalandı ve bu hastalık, hazretin (s.a.a) vefatıyla sonuçlandı. Hastalığı sırasında, bazı sahabelerin Usame’nin genç ve toy olduğunu bahane ederek onun komutanlığına karşı çıktıklarını ve bu nedenle de ordunun halâ Medine’den hareket etmediği haberini aldı! Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.a) çok hasta olmasına rağmen güçlükle yataktan kalkıp camiye gitti, bir konuşma yaparak Müslümanlardan Usame’nin ordusuyla işbirliği yapmalarını ve bu orduya katılıp hemen hareket etmelerini istedi ve şöyle buyurdu:

“Ey cemaat!Usame’nin komutanlığı hakkında bazılarınızdan duyduğum şu sözler nedir?! Bugün onun komutanlığını eleştiren sizler, dün de babasının komutanlığını eleştiriyordunuz!..Rabbime andolsun ki Zeyd komutanlığa layıktı, ondan sonra oğlu da bu göreve layıktır!..”1133

Hz. Resulullah (s.a.a)ömrünün son günlerine yaşamaktaydı, durumu çok ağırdı. Sık sık komaya giriyordu, bir defasında kendisine geldiğinde Usame’nin ordusunu sordu, hareket etmeye hazırlandığını söylediler. Hazret (s.a.a) “Usame’nin ordusu hemen hareket etsin!” buyurdu, “Gitmelerini söylediğim halde gitmeyip -bu orduya katılmayanlara- Allah lanet etsin!”1134

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) net emri ve bunca ısrarına rağmen hastalığının sürdüğü 14 gün boyunca1135 sahabeden bazılarının türlü bahaneler öne sürmesi ve Usame’nin vakit öldürmesi sonucu bu ordu hareket etmedi ve Hz. Resulullah (s.a.a) vefat etti…

Daha önce Gadir-i Hum olayında da açıkladığımız gibi bu hadise bazı Müslümanların -sahabe -çev-) Hz. Resulullah’ın (s.a.a) net ve ısrarlı emirlerine rağmen o hazreti (s.a.a) dinlememiş ve emrine itaat etmemiş olmalarına verilebilecek en açık örneklerden biridir.


Hz. Peygamber’in (s.a.a) Yüksek Gayesi


Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Usame’nin ordusu konusunda gösterdiği bu çaba ve ısrarda son derece dikkat çekici noktalar vardır, önemine binaen bunlara kısaca değinmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz:

1- Bütün Müslümanların seferber edildiği bu büyük ordunun komutası, yaşı yirmiyi geçmeyen genç bir Müslüman’a verilmiş ve bu ordu en güçlü düşmanla savaşmak ve İslam devletinin başkentinden çok uzak ve hassas bir noktaya saldırmakla görevlendirilmiştir.

2- Nice ileri gelen yaşlı isimler bu orduda genç Usame’nin komutası altına sokulmuştu; bunlardan bazısı Resulullah’ın (s.a.a) sahabesinin ünlülerinden olup nice savaşlarda komutanlık yapmış kabile reisleriydi ve bu nedenle de kendilerini daha üstün görüyor, hatta bu genç komutanın mevkisinden daha üstün mevkiler elde etmeye hazırlanıyorlardı.

3- Hz. Resulullah (s.a.a) Gadir hutbesinde de hatırlatmış olduğu gibi; ömrünün sonuna yaklaştığını ve İslam ümmetinin üzerinde karanlık fitne bulutlarının dolaşıp korkunç olayların gölge saldığını bildiği halde İslam ordusunu çok uzak bir bölgeye göndermekte ve ensarla muhacirinin büyüklerine de bu orduya katılmalarını emretmektedir. Yüce İslam peygamberinin (s.a.a) ilahi siyaseti, uzakgörüşlülüğü ve tedbiri dikkate alındığında, bunca büyük bir girişimin çok önemli bir amaca yönelik olduğunda şüphe kalmamaktadır; onca zorluk ve tehlikeyi kolay kılacak kadar önemli bir amaçtır bu…

Bu noktalar dikkatle incelenecek olursa Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Romalılarla askeri bir karşılaşma ve bu tehlikeyi giderme yolunda askeri bir girişimde bulunmanın yanı sıra, iki önemli amacı daha hedeflemiş olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır:

a- Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Usame’yi komutanlığa atamasının nedeni, Müslümanlara bir görev ve mevkiyi üstlenmede önemli olanın liyakat olduğu ve gençliğin bireylerin liyakatini azaltmayacağı gibi, yaşlılığın da liyakate gerekçe gösterilemeyeceği gerçeğini bilfiil öğretmekti. Bu nedenledir ki Hz. Resulullah (s.a.a) Usame’ye karşı çıkanlara cevap verirken “Zeyd komutanlığa layıktı, ondan sonra oğlu da layıktır buna!” buyurmuştur.

Yüce İslam’ın büyük peygamberi bu kesin ve net açıklamasıyla Usame’nin liyakatini hatırlatmakta ve böyle bir makama gelebilmek için yaş veya ırkın etkili olacağını zanneden bazılarının bu bâtıl görüşlerine karşı çıkmaktadır. Usame’nin komutanlığı konusunda Hz. Peygamber’in (s.a.a) bunca ısrar göstermesinin nedeni Hz. Ali’nin (a.s) halifeliği için ortamı bilfiil hazırlamak ve Hz. Ali’nin (a.s) kendilerinden yaşça daha genç olmasını, onun halife olamayacağına gerekçe göstermeye çalışan bazılarının, kolayca tahmin edilebilecek bu bahanelerini bertaraf etmek değil midir?

b- Hz. Ali’nin (a.s)bazı siyasi rakiplerinin de hilafette gözü vardı, bu nedenle Hz. Resulullah (s.a.a) vefatı sırasında onları Medine’den uzak tutmak istemiş, aynı sebeple muhacirinle ensarın önde gelenlerinin Usame’nin ordusuna katılıp hemen hareket etmelerini ısrarla emretmişti. Böylece onların yokluğunda Hz. Ali’nin (a.s) halifeliğe getirilmesi daha kolay olacak, muhalifleri Medine’ye döndüklerinde bir oldu bittiyle karşılaşacak bu sırada halifenin konumu da sağlamlaşmış olacaktı artık.1136

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) oncak ısrarına rağmen belli bir grubun Usame’nin ordusuna katılmamakta direnmesi ve türlü bahanelerle ordunun Medine’den ayrılmasını hep erteleyip Resulullah’ın (s.a.a) ölümünü beklemesinin nedeni, bu gerçekler ışığında kolayca anlaşılabilmektedir.


Yüklə 1,34 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin