Çevİrenİn Önsözü
Bismillahirrahmanirrahim
Bir kitabın muhtevası, varmayı amaçladığı konu ve vermeyi tasarladığı mesajla kitaba verilen isim arasında mütenasip bir bağlantı olmalıdır. Bu her yazarın fikri tecessümünün bir ifadesi hem de okuyucunun tecessümünün mükafat ya da mücazatı olacaktır çünkü. Bu açıdan okuyucu, belki de bir önsöze gerek kalmaksızın kitabın son sayfasını çevirdiğinde yapacağı muhasebeyi bu kitabın ismini mütalaayla elde edebilecektir; ancak aradaki tek fark, olacağı mesaja ilaveten bu mesajın tahakkukunu mümkün kılacak yöntem ve usullere, bunun için de sağlam bir tefekküre sahip olmasıdır.
Mutahhari’ye yabancı olmayan bugünün Türkçe okuru, onun büyük bir dikkatle inceleyip gerçek değerini saptamaya niyetlendiği her şeyi; her düşünce, tefekkür ve her mesajı ancak ve ancak islam mihengine vurduktan sonra tesbit ettiğini ve son sözü aklî ya da hissi temayüllerine kapılarak değil, islam ahlâkından aldığı sonuçlara bakarak söylediğini bilirler. Bu açıdan onu, izlediği bu ilâhî yöntemle okumanın; bir neticeye varmadan önce ilâhî ahkâmın -biz de dahil- herkesin hükmünden daha doğru ve yerinde neticeler vereceğine inanmanın ve iki zıt sonucun aynı anda doğru olamayacağının unutulmaması gerektiğini hatırlatmanın faydalı olacağına inanıyoruz.
Elinizdeki eser, şehit üstat Murtaza Mutahhari’nin konuşmalarında derlenmiş, konuşma üslubuyla yazı gramerinin çatıştığı düşük cümlelerin -Farsça’sında ve anlam tamamen mahfuz olacak şekilde- imlâ ve benzeri usullerle düzeltilmesi dışında hiçbir ekleme ya da eksiltme olmaksızın kitaba geçirilmesi faydalı görülmüştür. Binâenaleyh yazı ve konunun anlaşılması hususunda müşahedesi mümkün olan her türlü hata ve noksandan üstadın berî tutulması ve bu eleştirilerin kitabın farsçasını düzenleyen “islâmî yayınlar Tashih Heyeti” ve mütercime tevcih edilmesi daha insaflıca olacaktır.
Bu arada kitabın ilk orijinalini almayı ve üstadın kendi tashihinde geçen nüshayı çevirmeyi daha uygun bulduğumuzu ona hemen belirtelim. Bu nedenle, elinizdeki Türkçeleştirilmiş metinde, üstadın ilgili eserinin 1. ve 2. baskılarının esas alınmış olduğunu belirtmekte fayda vardır.
Bu eserde şehit Ayetullah Mutahharî’nin mükemmel insan örneklerinden müteşekkil bir tablosu var adetâ. Muhtelif ekoller, farklı dünya görüşleri bu tablonun renkleri; bu ekollerin tanımladığı “kemal” insan ve nihayet “kâmil-mükemmel- insan” ise kullanılan bütün malzeme...
Ancak, tabloya yine islam ahkâmının fırçası hakim; hükmü ilahi’den başka ilhamı yok ressamın burada. Bu ilahi’den başka ilhamı yok ressamın burada. Bu sebeple tablonun tamamlanmış haline bakıldığında en cazip rengin O’nun rengi olduğu, bu cihetle de O’nun rızâsı için kemale yürüyen ve neticede kâmil olup mükemmelleşen bir yürüyen ve neticede kâmil olup mükemmelleşen bir insan tasvirinin nakşedildiği görülür. şehit üstadın bu tabloyu nasıl çizdiğini merhale-merhale izleyelim şimdi.
Dostları ilə paylaş: |