a) Semerkandî, Devletabadi, İsfahani, Hindi, İstanbuli, Keşmiri, Firengî (Avrupaî) gibi belli bir coğrafi bölgeye nisbet edilen kâğıtlar,
b) Fıstıkî, mavi, krem, samani gibi renklere nisbet edilen kâğıtlar,
c) Mansuri, Talhi, Nuhi ve Süleymani gibi belli isimlere nisbet edilen kâğıtlar.
d) Telli veya fitilli gibi belirli bir nesneye nisbet edilen kâğıtlar.
Kâğıt ihtiyacı beşeriyetle birlikte doğmuştur. İnsanoğlu ilk zamanlarda yazma ihtiyacını taş üzerine ve pişmiş topraktan tapletler üzerine yazarak gidermiş, daha sonraki devirlerde yazı yazmak için kurşun, tahta, tunç, fildişi satıhları kullanmışlardır.
Bir taraftan eski Mısırlılar, diğer taraftan Amerikanın en eski sakinleri birbirlerinden habersiz olarak imal olunan papirus ve taş hurması kâğıtları yazı yazmak için kullanmışlardır. İki şerit tabakasının birbirine yapıştırılmasıyla oluşan papirus kâğıdının satıhları pürüzlüdür. Düzeltmek için Fildişi ve sedef ile perdahlanır.
Papirus kağıdının kullanıldığı devirlerde onun kadar eski olmamakla birlikte her yerde bulunması kolay olan hayvan derileri üzerine de yazı yazılıyordu. Daha çok dana, ceylan, keçi ve koyun derileri kullanılırdı. Parşömenin iyisi dana derisinden, adileri koyun ve keçi derilerinden yapılırdı. Parşömenin yapımı kısaca söyle olurdu: Deri, kılları kesildikten ve kireçlendikten sonra, gerdirilir. Önce ete yapışık yüzey, deriyi kesmeksizin yağ ve et parçaları kazınır. Daha sonra bir tahtaya gerilerek etli tarafına tebeşir tozu serpilir, sathı sünger taşı ile düzeltilir. Kıllı tarafı sünger taşı ile hiç bir kıl kalmayıncaya kadar temizlenir. Böylece hazırlanan parşömen çerçeveye gerilerek sıcak ve kuru havada kurutulur.
Kullanılan kağıdın özelliği parşömen ve papirustan tamamen farklıdır. İnce elyafın keçeleştirilmesi ile yapılan kağıt Çinlilerin eseridir. Kağıdın ilkel yapımı şöyledir : Önce elyaf uygun boyda kesilir, demet halinde bağlandıktan sonra suya batırılır. Bir kaç gün yumuşamaya bırakılır. Bundan sonra dışındaki sert kabuk soyulur, altından asıl kağıt yapımında kullanılan lifli tabaka çıkarılır. Bu tabakadaki lifli hücreler, normal selülozdan daha sağlamdırlar. Şerit halinde soyulan bu tabaka bol su ile yıkanarak temizlenir. İplere asılarak kurutulup küçük parçalar halinde kırılır. Odun külü ve kireç suyundan oluşan su ile kaynatılarak lifli hücrelerin ayrılması sağlanır. Kazandan çıkan yarı hamur görünümlü elyaf, bol su ile yıkanır. Tamamen hamur haline gelinceye kadar tomalanır.
Tamamen hamur haline gelen elyaf, tahtadan yapılan dört köşeli havuzlarda bol su ile karıştırılır. Su içine yayılan elyafı kağıt haline getirmek için, ölçülü gerilmiş bambu tellerinden yapılmış dört köşe elekler kullanılır. Bu elek elyaf bulunan suya daldırılır. Uygun bir şekilde sallayarak dikkatlice sudan çıkarılır. Su, bambu telleri arasından akar. Elek üstünde keçeleşmiş elyaf ince bir sayfa halinde kalır. Bu sayfa elekten ayrılarak düzgün bir yüzeyde kurumaya terk edilir. Kağıt kuruduktan sonra perdahlanır, üzerinde mürekkebin yayılmaması için, tutkallanır ve kullanılacak hale getirilir. Böylece kağıt elde edilmiş olur.
5.2.KAĞIT AHARCILIĞI:
Eskiden ülkemizde imal edilmekte olan kağıtların yüzleri, parlak olarak yapılmazdı. Bunun sebebi, kağıdı kullanacak olanların kendi arzularına göre kağıdın yüzünü cilalayabilmeleri içindi. Bu cilalama işi de ahar ve mühre ile olurdu. Ahar muhtelif maddelerden yapılırdı. Nişaşta, yurmurta akı, nişadır, kitre, arap zamkı, üstübeç bunların başlıcalarıdır. Bunlar teker teker veya karışık olarak sürülürdü.
Dostları ilə paylaş: |