İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə1032/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   1028   1029   1030   1031   1032   1033   1034   1035   ...   1221
3551- qqŞİİR hQ- : (Şi’r) (c. Eş’ar) Aslı Arabça olan bu kelime sezmek, şuur ile hissedip anlamak manasında olup hQ- kökünden alınmıştır. Güzel tertipli manzume, tahayyül ve tasavvurları ve bazı hakikatları hoşa gidecek şekilde ifade eden ölçülü söz. *Man: Muhayyelattan terekküb eden kıyas.

Bediüzzaman Hazretleri, şiir hakkında şöyle der: «Şiir ise çendan kıymetdar, şirin bir vasıta-yı ifadedir. Fakat şiirde hayal hükmettiği için hakikata karışır, hakikatların suretini değiştirir. Bazan hakikat birbirine geçer. Halis hak ve mahz-ı hakikat olan Kur’an-ı Hakîm’in hizmetinde istikbalde bulunacağımız mukadder olduğundan, Kader-i İlahî bir inayet olarak bize şiir kapısını açmadı. (36:69) «h²Q¬±L7~ ­˜_«X²WÅV«2 _«8«— sırrı buna bakar.» (B.L. 334)



3552- Hadislerde şiirden bahsedilir. Ezcümle bir hadis-i şerifte:

« °d[¬A«5 ­y­E[¬A«5 «— °w«K«& ­y­X«K«E«4 °•«Ÿ«6 ­h²Q¬±L7~ buyuruluyor. Yani: “Şiir bir sözdür. Bunun güzeli güzeldir, çirkini de çirkindir.” Evet şiir, esasen ince bir bilgi manasınadır. Meselâ Arabça olarak (Leyte şi’rî) denilir ki, keşki tam bir bilgim olsaydı, demektir. Fakat şiir ıstılahatta, kasden mevzun olarak söyle­nilen sözdür. Buna manzum da denir. Binaenaleyh bir zat, bir maksadını mevzun olarak söylemek kasdetmediği halde o maksada ait sözü vezinli, ka­fiyeli düşse bununla o zat şair, sözü şiir sayılmaz.

Kezalik: Resul-i Ekrem Efendimiz:

­`¬VÅO­W²7~ ­w²"~ _«9«~ «¬g«6«ž Ç|¬AÅX7~ _Å9«~ buyurmuştur. Bu mübarek ifadesi mev­zun düşmüştür. Fakat kendisi bunu kasden böyle mevzun ve mukaffa olarak söylemek istemiş olmadığı için kendisine şair denilemiz. Şiirlerde hakikattan ziyade hayal caridir. Kur’an-ı Kerim’in âyetleri ve Resul-i Ekrem’in beyanatı ise mahz-ı hakikattır, her türlü şaibelerden münezzehtir. O halde Kur’an-ı Mübin’e şiir, Resul-i Ekrem’e şair denilmesi asla caiz olmaz. Maamafih şiir ile daima meşgul olmak doğru değildir. Bunda külfet vardır, hakikata muha­lefet vardır. Vakitlerimizi daha faideli şeylere tahsis etmeliyiz. Şunu da arzedelim ki şiirler, manzumeler hakkında muhtelif hükümler vardır. Şöyleki: Zühd ü takvaya, hikemiyyata, niam-ı İlahiyeyi tezkire, salih zatların evsafını tasvire, dünyevî heveslerden tahzire dair olan şiirler şer’an memduhtur. Çünkü bunlar insanları uyandırır; ibadet ve itaate sevk eder, ma’siyetlerden uzaklaştırmaya vesile olur.

Güzel manzaraları, meselâ dağları, sahraları, semavi ecramı, geçmiş gün­leri, tarihî milletlerin hallerini tasvir eden şiirler de mübahtır. Bunlar da bu husustaki mensur sözler gibidir. Güzel insanların gözlerini, yanaklarını, çeh­relerini, cilvelerini tasvir eder şiirler ise birçok kimselerde şehvanî duyguları arttıracağı cihetle mekruhtur.» (H.G. Hadis no: 209)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1028   1029   1030   1031   1032   1033   1034   1035   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin