Bir atıf notu:
- Hevaya değil, şeriata uymak, bak: 2187, 2188,p,lar.
3894- Bütün cemiyet ve cemaatlerde itaat eden ve edilenler vardır ve olmalıdır. Ancak bu itaatın mutlak olmayıp bazı şartlara bağlı olduğu da muhakkaktır. Ezcümle: Kur’an (68:8 ilâ 15) âyetleri, evvelden Hz. Peygamber’e (A.S.M.) ve dolayısıyla varislerine ve mü’minlere hitaben itaat edilmeyecak olan menfi cereyan ve temsilcilerini manen şöyle tavsif eder:
“(Hidayet-i İlahiye olan Kur’anî hakikatları) tekzib eden; (batıl davalarına) müdaheneci görmek istiyen; çok yemin eden, (batıl davasını kabul ettirmek için aldatıcı yollara baş vuran); alçak ve değersiz; gammaz (kendisini yüksek görüp kendine uymayanları geri kafalılıkla suçlayan ve propagandalar yapan ve yaptıran); koğuculuk ve hafiyelikle gezip (her yere sokulup) araştıran; (din yolunda) hayır (ve hizmet) yapanları men’ eden (istibdad ve tahakküm yapan); (hak ve ehl-i hakka) mütecaviz ve zulümkâr; çok günah işleyen; zorba, kaba, gaddar; bütün bu kötü sıfatlardan sonra da zenîm (uydurma nesebli, kulağı kesik, sağır); servet ve evlad (gençlik grubu) sahibi (olduğundan biz de istifade ederiz diye ona yaklaşıp itaat etme); (ona) âyetlerimiz (ve hakkı tanıtan kuvvetli bürhanlar) okunduğu zaman, “eskilerin uydurma hikâyesi” diye mukabele eder.”
İşte böyle kimselerin cereyanına girmemek ve itaat etmemek emrediliyor. Kur’an (76:24) âyeti ile 96. Sure, mezkûr hakikatı te’yid ederler.
Kur’an çok âyetlerinde birinci derecede Peygamber’e (A.S.M.) dolayısıyla da ümmete hitaben, hak düşmanlarına ve hakka bağlı olmayanlara itaat etmemeyi bildirir. Ezcümle: (25:52) (26:151) (33:1,48) âyetleri örnek verilebilir.
Dostları ilə paylaş: |