4026- Kemalât-ı ruhiyenin yüksek derecesine varan zatlar, harekât, tagayyürat ve devr ü deveran-ı âlemin işlediği zaman kaydından azade kalabilirler.
4027- «Nasılki dün geceki Leyle-i Kadre ulaşmak için iki yol var:
Biri: Bir sene gezip dolaşıp, ta o geceye gelmektir. Bu kurbiyeti kazanmak için bir sene mesafeyi tayyetmek lâzım gelir. Şu ise, ehl-i sülûkun mesleğidir ki, ehl-i tarikatın çoğu bununla gider.
İkincisi: Zamanla mukayyed olan cism-i maddî gılafından sıyrılıp, tecerrüdle ruhen yükselip, dün geceki Leyle-i Kadr’i öbür gün leyle-i îd ile beraber bugünkü gibi hazır görmektir. Çünki ruh zamanla mukayyed değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişler. Başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.» (M.50) (Bak: 2143.p.)
4028- «Şu dünyada zamanın, fena ve zeval-i eşyadaki te’siratı gayet muhteliftir. Ve mevcudat ise, mütedahil daireler gibi birbiri içinde iken hükümleri zeval noktasında ayrı ayrı oluyor.
Nasılki saatin saniyelerini sayan dairesi, dakikayı ve saati ve günleri sayan daireleri zahiren birbirine benzer, fakat sür’atte birbirine muhaliftir. Öyle de: İnsandaki cisim, nefis, kalb, ruh daireleri öyle mütefavittir.
Meselâ: Cismin bekası, hayatı, vücudu; bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu ve mazi ve müstakbeli madum ve meyyit bulunduğu halde, kalbin hazır günden çok gün evvel, çok gün sonraki zamana kadar daire-i vücudu ve hayatı geniştir. Ruhun hazır günden seneler evvel ve seneler sonraki bir daire-i azîme, daire-i hayatına ve vücuduna dahildir.» (L.16)
Evet «denizlerde vukua gelen med ve cezir gibi, evliya arasında da bast-ı zaman (*) tayy-ı mekân mes’elesi şöhret bulmuştur. Ezcümle Kitab-ı Yevakit’in rivayetine göre, İmam-ı Şa’ranî bir günde iki buçuk defa kocaman Fütuhat-ı Mekkiyye namındaki büyük mecmuayı mütalaa etmiştir. Bu gibi vukuat, istiğrab ile inkâr edilmesin. Zira bu gibi garip mes’eleleri tasdike yaklaştıran misaller pek çoktur. Meselâ rü’yada bir saat zarfında bir senenin geçtiğini ve pek çok işler görüldüğünü görüyorsun. Eğer o saatte o işlere bedel Kur’an okumuş olsa idin, bir kaç hatim okumuş olurdun. Bu halet evliya için halet-i yakazada inkişaf eder. Zaman inbisat eder. Mes’ele ruhun dairesine yaklaşır. Ruh zaten zaman ile mukayyed değildir. Ruhu cismaniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri sür’at-ı ruh mizaniyle cereyan eder.» (M.N. 197) (Bak: 3911.p.)
Dostları ilə paylaş: |