İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə541/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   537   538   539   540   541   542   543   544   ...   1221
1624- qqİMAM-I MATÜRİDÎ zf: (Bak: Matüridî)

qqİMAM-I MUHAMMED fWE8 ¬•_8É~ : (Hi. 135-189) Kûfe’de ye­tişti. 99 kitab te’lif etmiştir. İmam-ı Malik’ten hadis okudu. En meşhur Ha­nefi fa­kihlerin­dendir. (K.S.)

qqİMAM-I MÜBİN w[A8 •_8É~ : (Bak: Kitab-ı Mübin)

qqİMAM-I RABBANÎ (R.A.) |9_±"‡ •_8É~ : (Bak: Ahmed-i Farukî)

1625- qqİMAM-I ŞAFİÎ zQ4_- •_8É~ : (Hi. 150-204) İmam-ı Abdul­lah bin Muhammed diye de anılır. Üçüncü ceddi olan Şafiî, hayatında Resulullah’ı (A.S.M.) gördüğü için o isimle anılır. Nesebi, Abd-i Menaf’da Peygamberimiz (A.S.M.) ile birleşir. Gençliğinde çok fakir bir hayat yaşadı. Çok ileri muhaddis ve müfeessir-i Kur’andır. Usul-ü Hadis ve Fıkha dair te’lifatı vardır. Şafiî mezhebinin imamıdır. Tıb, şiir ve edebiyatta da çok ileri­dir. (Radıyallahu anhü)

1625/1- “Eimme-i Erbaa’nın üçüncüsüdür ve onların arasında “Kureyşiy-ün neseb” olmakla mümtazdır.

İmam-ı Şafiî, Şam beldelerinden “Gazze”de, diğer rivayetlere göre “Askalan’da veya “Yemen”de doğmuş, yetim kalmış, validesi tarafından daha iki yaşında iken Mekke-i Mükerreme’ye götürülmüş, orada neşv ü nema bulmuş, bir ara Medine-i münevvere’ye gitmiş, dostlarından birzat, Harun Reşid tarafından Yemen valiliğine nasb edilmiş olduğundan onunla beraber Yemen taraflarına gidip bazı me’muriyetleri deruhte etmiş. Bunları güzelce ifaya muvaffak olmuş, aleyhinde vuku’ bulan bir şikayete mebni ya­pılan tahkikat neticesinde beraeti sabit olmakla Harun Reşid kendisini ser­best bırakmıştır. İki defa Bağdad’a gitmiştir. İlki 184 tari­hinde, ikincisi de 195 tarihine müsadiftir. Orada iki sene kadar kalmış, sonra Hi­caz’a teveccüh edip Mekke-i Mükerreme’de iki sene kadar oturmuş, nihayet 199 ta­rihinde Mısır’a rıhlet ile Füstat beldesinde tavattun eylemiştir.



1625/2- İmam-ı Şafiî Hazretleri, içtihadlarında Kitabullah’a, Sünen-i Nebeviyeye, icmaa, sahabe-i kiramın müttefekun aleyh olan kavillerine ve indel’icab kıyasa istinad etmiştir.

İmam-ı Şafiî Hazretleri, sair mezheblerde kabul edilmiş olan istihsanı da bir de­lil olarak kabul etmiştir. usul-i Fıkıh kısmında da beyan edildiği üzere istihsan, rey, kıyas-ı hafi, bazan “maslahat-ı mürsele” adıyla da yad olunur. Hakkında icaben ve selben bir delil-i şer’î bulunmayan bir hâdisede meşak­kat veya maslahat nazara alı­nıp ona göre hüküm vermekten, diğer bir tabirle: “meşakkat veya maslahat mazınnasını, hüküm için bir illet telakki etmekten” ibarettir. Bu, İslâm Hukuku’nda büyük bir esastır. Yüzbinlerce içtimaî hâdi­satın halli için bir çaredir. Fakat Şafiî Hazretleri, bunu bir delil olarak kabul etmemiştir. Hatta “istihsanda bulunmak iste­yen, kendisinin şâri’ olmasını murad etmiş olur” demiştir.

Maamafih İmam Şafiî Hazretlerinin içtihad ettiği mes’eleler, mezheb-i kadim, mezheb-i cedid namı ile iki kısma ayrılmıştır. Şöyle ki: Hazret-i İmam 195 sene­sinde Bağdad’a gidince mezheb-i kadimini neşretmişti. sonra Bağdad, Cezire, Şam, Mısır gibi gezip dolaştığı yerlerde bir çok yüksek mu­haddislere mülaki olarak bir kı­sım sahih hadislere daha muttali olmuş, bura­lardaki nâsın örf ve âdetlerine şahid bulunmuş olmakla celb-i menfaat ve def-i mefsedet hususlarındaki bazı rey ve içtihadlarını tadil ederek Füstat’da mezheb-i cedidini imla ve neşreylemiştir.” (H.İ. ci: l, sh: 414, 416)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   537   538   539   540   541   542   543   544   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin