3167/1- Rüya hakkında âyetlerden bir kaç not:
-Yusuf (A.S.)’ın onbir yıldızın kendisine secde ettiğini rüyada görmesi ve rüya tabirindeki mahareti: (12:4, 7,100)
-Yusuf (A.S.)’ın isabetli rüya te’vili: (12:43-49)
-Peygamberimiz’in (A.S.M.) gördüğü rüyasının Hudeybiye zaferiyle tasdik edilmesi: (48:27)
-Peygamberimiz’in (A.S.M.) Mi’rac müşahedeleri veya bazı zaferleri müjdelemek gibi çeşitli tefsirleri yapılan ve bir imtihan vesilesi olan rüya ve rü’yeti: (17:60)
3168- qqRÜ’YETULLAH yV7~ }<¶—‡ : Cennet’te mü’minlerin ehadiyet sırrıyla Allah’ı görmeleri ki, Kur’an (75:23) âyetinde bu müjdeyi veriyor. Bu gelen âyet de kâfirlerin rü’yetullahtan mahrumiyetlerini şöyle beyan ediyor:
“(83:14) ÅŸ«6 Hayır, hayır-bu okunan âyetler esatîr-i evvelîn değildir. ²u«" Fakat - öyle diyenlerin «–YA¬K²U«<~Y9_«6_«8 ²v¬Z¬"YV5|«V«2«–~«‡ kazançları, kesbedip durdukları ve kâr sandıkları günahlar, kalblerinin üzerine pas bağlamıştır... (83:15) ŶŸ«6 Hayır hayır- öyle reyn veren, kalb körleten kesiblerden zecirdir. Sebebi de ¯g¬¶[«8²Y«< ²v¬Z¬±"«‡ ²w«2 ²vZÅ9¬~ çünkü onlar; o tekzib edenler, o kıyam günü Rablarından «–Y"YD²E«W«7 muhakkak mahcub kalırlar. Yani hicab ve hail arkasında kalır, onu görmekten memnu’ ve mahrum bırakılırlar.” (E.T. 5658)
3169- Fakat mü’minler için,”iman ve muhabbetullahın neticesi: Ehl-i keşif ve tahkikin ittifakiyle; dünyanın bin sene hayat-ı mes’udanesi, bir saatine değmeyen Cennet hayatı... ve Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat müşahedesine değmeyen bir kudsi, münezzeh cemal ve kemal sahibi olan Zat-ı Zülcelal’in müşahedesi, rü’yetidir ki (270) hadis-i kat’i ile ve Kur’anın nassıyla sabittir. Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm gibi muhteşem bir kemal ile meşhur bir zatın rü’yetine iştiyaklı birmerak; Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir cemal ile mümtaz bir zatın şuhuduna meraklı bir iştiyak; herkes vicdanen hisseder. Acaba dünyanın bütün mehasin ve kemalatından binler derece yüksek olan Cennet’in bütün mehasin ve kemalatı, bir cilve-i cemali ve kemali olan bir zatın rü’yeti, ne kadar mergub, merak-aver ve şuhudu ne derece matlub ve iştiyak-aver olduğunu kıyas edebilirsen et...” (S.650) (Bak: 537.p).
3170- Mi’racda Resulullah’ın rü’yetullaha mazhariyeti hakkında imamlar arasında bazı rey’ farkı varsa da, Cennet’te mü’minlerin rü’yete mazhar olacakları müttefekun aleyhtir. Mi’racdaki rü’yet de vahidiyetle değil, ehadiyet sırrıyla olduğu beyan edilmiştir. (Bak: Ehadiyet ve 2452.p.)
Bir rivayette Cebrail (A.S.) ile Cenab-ı Hak arasında nurdan yetmiş bin perde olduğu ve bu perdelerin en ednasını görse Cebrail’in yanacağı zikredilir. (R.E. 294)
Sahih-i Müslim, Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, l. Kitab-ül İman 77. Babı; Mi’racdaki rü’yetullaha dairdir.
3170/1- Tecelli-i İlâhiye ile alâkalı olarak İ.M. 1262. hadîsin bir kısmında: Allah bir mahluka tecelli ettiği zaman o şey Allah’a karşı huşu’ eder diye geçer. S.M. kitab-ül imanın 316. hadîsin bir kısmında: cennette de Allah’ın kullarına tecelli edeceği bildirilir.
Bu gibi rivayetlerde bahsolunan tecelli-i esmânın mahiyeti ve hakikatı bu dünyada aynıyla bilinmez. Nitekim bir âyette şöyle buyuruluyor:
(7:143) _«X¬#_«T[¬W¬7 |«,Y8 «š_«% _ÅW«7«— vaktaki Musâ- biraderini halef bırakıp mîkatımızda, yani, tayin ettiğimiz vakt-i mahsusta geldi.
yÇ"«‡ y«WÅV«6«— ve Rabb’i onu kelâmiyle bekâm etti - meleklere olan kelâmı gibi bilâ vasıta ve vera-i hicabdan ona kelâm söyledi.
_È[¬D«9 ˜_«X²"Åh«5«— (19:52) kavl-i İlahisi delalet eder ki, bu kelam « necvâ» (*) idi. Musa Aleyhisselam kelâmullahı her cihetten işitiyordu diye bir rivayet vardır. Bu da gösterir ki Allah’ın kelâmını işitmek, mahluk kelâmı işitmek gibi değildir. Rabbi onu böyle doğrudan doğru fakat vera-i hicabdan kelâmıyla bekâm edip (muradına erdirip) kelîm kılınca kelâmullahın neş’e-i zevkiyle Musâ’da şevk-i rüyet galeyana geldi de «t²[«7¬~ ²hP²9«~ |¬9¬‡«~ |¬±"«‡ «Ä_«5 ya Rab, bana göster sana bakayım dedi - yani hicabı kaldır, bana bizzat tecelli et de dîdârını görmek nasib eyle diye yalvardı.
|¬9~«h«# ²w«7 «Ä_«5 Rabbi dedi: Beni kat’iyyen görmeyeceksin
¬u«A«D²7~|«7¬~ ²hP²9~ ¬w¬U«7«— ve lâkin dağa bak |¬9~«h«# «¿²Y«K«4 y«9_«U«8 Åh«T«B²,~ ¬–¬_«4 eğer yerinde durursa beni göreceksin. Bunun üzerine ¬u«A«D²V¬7 yÇ"«‡ |ÅV«D«# _ÅW«V«4 Rabbi dağa tecelli edince - ki bu bir tecelli-yi izafidir. Yani zatındaki bütün azamet ve kudret-i mutlaka değil, azamet-ü kudretinden bir lemha zuhur ve bir emr ü iradesi dağa tasaddî ediverince _È6«… y«V«Q«% onu hürd u haş eyledi, ufalayıverdi. Musâ’da şiddetle baygın düştü. (E.T. 2276-2277) (Bak: 465.p.sonu)
3171- Cennet’te mü’minlerini rü’yetullaha mazhar olacakları, hadislerde de kat’iyetle müjdelenmiştir. Ezcümle: T.T. 5. cild, l176, l177, l178 . hadisler sarihtir. S.B.M. 2 cild, 450. hadis, Cennet ve Cehennem ehlinin ahvalini tasvir eden rivayette de zikredilir.
Sahih-i Buhari Kitab-üt Tevhid, 24. Bab ve Sahih-i Müslim Kitab-ül İman, 80 ve 81. Bablar ve İbn-i Mace, Mukaddime 13. Babda, Cennet’te rü’yetullahı bildiren hadisler vardır.
Dostları ilə paylaş: |