Bir atıf notu:
-İmam-ı Rabbanî’nin (R.A.) Ashab-ı Suffa’ya işaret eden mektubu, bak: 2477/1.p.
-Ashab-ı Suffa’nın kendi aralarındaki dersleri, bak: 3701.p.
298- qqASHAB-ÜŞ ŞİMAL Ä_WL7~ _E.~ : Amel defterleri sol taraflarından verilecek olan Cehennemlik kimseler. Solcular. Kur’an (56:9,41) ve (90:19) âyetlerinde geçer.
299- qqASHAB-I UHDUD …—f'~ _E.~ : Cenab-ı Hakk’a iman ve itaat edenleri çukurlara doldurup yakan veya sopa ile döven firavun gibi zalim kimseler ve cereyanlar. Kur’an (85:4.8)de geçer.
300- qqASHAB-I YEMİN w[W< _E.~ : Ahd ve yeminlerinde sebat edenler. Allah’a itaatleri ve amelleri iyi olup âhirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar. Mukaddesatçılar. Kur’an ve iman yolunda Allah (C.C.) için çalışanlar ve bunlara tarafdar olanlar. Kur’an (56:8,27,38) (74:39) ve (90:19) âyetlerinde geçer.
301- qqASR (ASIR) hM2 : Bir devrelik zaman. *İkindi vakti. *Zamanın bir cüz’ü. Yüz yıl. *Eskiden bazılarınca kırk, elli veya altmış yıllık müddet. İnsanın ortalama yaşayış zamanı. *Gece ve gündüzden herbiri. *Birisinin aşireti. *Men’etmek. *Suyunu çıkarmak için bir şeyi sıkmak. (Bak: Zaman)
301/1- Asır, Kur’an’da 103. Surenin ismi olup, bu surenin başında asr’a yemin edilmekle pek büyük ehemmiyeti bildirilmiştir. Surede zikredilen hususiyetlere sahib olan her bir devir, bu surenin daire-i şümulüne girer. Aşağıdaki parça bu surenin asrımıza bakan mânâ vecihlerinden bir nümunesidir. Şöyle ki:
«Her asra hitab ettiği gibi, bu asrımıza daha ziyade bakan (103:1,2)
¯h²K'|¬S«7 «–_«K²9¬²~ Å–¬~ ¬h²M«Q²7~«— âyetindeki ¯h²K' |¬S«7 «–_«K²9¬²~ Å–¬~ (şedde ve tenvin sayılır) makam-ı cifrîsi bin üçyüz yirmidört (1324) (1908) edip, hürriyet inkılâbıyla başlıyan tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalyan Harbleri ve Birinci Harb-i Umumî mağlûbiyetleri ve dehşetli muahedeleri ve şeair-i İslâmiyenin sarsılmaları ve bu memleketin zelzeleleri ve yangınları ve İkinci Harb-i Umumînin zemin yüzünde fırtınaları gibi, semavî ve arzî musibetlerle hasaret-i insaniye ile ¯h²K'|¬S«7 «–_«K²9¬~ Å–¬~ âyetinin bu asra dahi bir hakikatı, maddeten aynı tarihiyle gösterip, bir lem’a-i i’cazını gösteriyor.
(103:3) ¬_«E¬7_ÅM7~ ~YV¬W«2«— ~YX«8³~ «w<¬gÅ7~ Ŭ~ (âhirdeki , ; sayılır, şedde sayılır ise) makam-ı cifrîsi bin üçyüz ellisekiz ve dokuz (1942-43) olan bu senenin ve gelecek senenin aynı tarihini göstermekle o hasaretlerden bâhusus mânevi hasaretlerden kurtulmanın çare-i yeganesi, iman ve a’mâl-i sâliha olduğu gibi ve mefhum-u muhalifiyle, o hasaretin de sebeb-i yeganesi küfür ve küfran, şükürsüzlük yani imansızlık, fısk ve sefahet olduğunu gösterdi. Sure-i
¬h²M«Q²7~«— nin azametini ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikın hazinesi olduğunu tasdik ederek, Cenab-ı Hakk’a şükrettik.» (K.L.204)
301/2- Surede geçen «–_«K²9¬²~ kelimesinden maksad: İstiğrakı ifade eden Ä~ karinesiyle ve «w<¬gÅ7~Ŭ~ nin Ŭ~ istisnasıyla, yani “iman-ı kâmil amel-i salih sahibi ve hak ve sabrı tavsiyeleşenlerin dışındaki her insan” demektir. ¯h²K'|¬S«7 deki |¬4 zarfiyetiyle ifham ediliyor ki:
O insanlar zararın içine düşmüş, her tarafını hüsran kaplamıştır. O asırdaki cemiyet adeta hüsran zeminidir. O cemiyette insan, sermaye-i asliyesi olan istidadat-ı ruhiyesini ifsad ile hüsran-ı ebedîye mahkûm olur.
¯h²K' deki tenkir karinesiyle remzediliyor ki: Bunların cemiyetleri de her türlü fitne fesad, ihtilaf ve ihtilallerle anarşi içindedir, yani dünyada da manevi cehennemdedirler.
Surede istisna edilen hakiki mü’minler ise; yok edilmesi istenen hakkın müdafii ve bu yolda karşılaştıkları meşakkatleri sabr u sebatla karşılayan mücahidlerdir. Surede iki kere nazara verilen ve (90:17) âyetinde de zikredilen ²Y«.~«Y«# ifadesinin dersiyle; o mü’minler menfi hareketlerden uzak durarak müsbet hareketi ve manevi cihadı meslek ittihaz etmişlerdir. Yani birbirlerine hakkı ve sabr u sebatı tavsiyeleşirler ve böylece dine hizmet eden metanetli bir şahs-ı manevî teşkil ederler.
Dostları ilə paylaş: |