3847- qqTEVRAT ?~‡Y# : İbranilerin (Bak: İbraniler, Yahudi) Ahd-i Atik adı verdikleri ve dört semavi kitabdan biri olan Tevrat, İsrail oğullarına peygamber gönderilen Hz. Musa’ya (A.S.) nazil olmuştur. Tevrat’a İbranicede kanun ve şeriat manasına gelen (Tora); Latincede beş kitabdan mürekkeb eser manasında (pentatechus) denilmektedir. Tevrat’ın lisanı İbranicedir. (Bak:Musa (A.S.))
Peygamberimiz’in (A.S.M) geleceğini ihbar eden «Tevrat, İncil ve Zebur’un ibareleri; Kur’an gibi i’cazları olmadığından, hem mütemadiyen tercüme tercüme üstüne olduğundan, pek çok yabani kelimeler içlerine karıştı. Hem müfessirlerin sözleri ve yanlış te’villeri, onların âyetleriyle iltibas edildi; hem bazı nadanların ve bazı ehl-i garazın tahrifatı da ilave edildi. Şu surette o kitablarda tahrifat, tağyirat çoğaldı. Hatta Şeyh Rahmetullah-i Hindî (allame-i meşhur) kütüb-u sabıkanın binler yerde tahrifatını, keşişlerine ve Yahudi ve Nasara ulemasına isbat ederek, iskât etmiş. İşte bu kadar tahrifatla beraber, şu zamanda dahi meşhur Hüseyn-i Cisrî (Rahmetullahi Aleyh); o kitablardan yüzondört delil Nübüvvet-i Ahmediye’ye dair çıkarmıştır. Risale-i Hamidiye’de yazmış. O risaleyi de, Manastırlı merhum İsmail Hakkı tercüme etmiş. Kim arzu ederse, ona müracaat eder, görür.» (M.163)
3848- «Tevrat’ın âyeti:
_«;¬f«7«— ²w¬8 –YU«<«— f¬V«# «h«%_«; Å–¬~ «v[¬;~«h²"¬¬ «Ä_«5 «yÁV7~ «–¬~
¬YLF²7_¬" ¬y²[«7¬~ °}«0YK²A«8 ¬p[¬W«D²7~ f«<«— ¬p[¬W«D²7~ «»²Y«4 ˜f«< ²w«8
Yani: “Hazret-i İsmail’in validesi olan Hacer, evlad sahibesi olacak ve onun evladından öyle birisi çıkacak ki, o veledin eli, umumun fevkinde olacak ve umumun eli huşu’ ve itaatle ona açılacak.”
Tevrat’ın ikinci bir âyeti:
|¬7²Y«5 >¬h²%~«— «t«V²C¬8 ²v¬Z¬#«Y²'¬~ |¬X«" ²w¬8 _È[¬A«9 ²vZ«7 °v[¬T8|¬±9¬~|«,Y8_«< «Ä_«5«—
y²X¬8 v¬T«B²9«~ _«9«_«4|¬W²,¬_¬" vÅV«U«B«< >¬gÅ7~¬±|¬AÅX7~ «Ä²Y«5 u«A²T«<«>¬gÅ7~ u%Åh7~«— ¬y¬W«4 |¬4
Yani: “Beni İsrail’in kardeşleri olan Beni İsmail’den senin gibi birini göndereceğim. Ben, sözümü onun ağzına koyacağım, benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmiyene azab vereceğim.» (M:165)
3849- «Tevrat’ın üçüncü bir âyeti:
¯}Å8~h²[«' ²v; ®}Å8~ ¬}<´‡²YÅB7~ |¬4 f¬%«~ |¬±9¬~ ¬±«‡ |«,Y8 «Ä_«5
¬h«U²XW²7~ ¬w«2 «–²Y«Z²X«< «— ¬¿—h²Q«W²7_¬" «–—h8²_«< ¬‰_ÅXV¬7 ²a«%¬h²'~
¯fÅW«E8 }Å8~ «t²V¬# «Ä_«5 |¬BÅ8~ ²vZV«Q²%_«4 ¬yÁV7_¬" «–YX¬8ÌY<«—
İhtar: Muhammed ismi, o kitablarda ²dÅS«L8 ve _ÅX«W«E²XW²7«~ ve _«0_«[²W«& gibi, Süryani isimler suretinde, “Muhammed” manasındaki İbrani isimleriyle gelmiş. Yoksa sarih Muhammed ismi az vardı. Sarih miktarını dahi hasud Yahudiler tahrif etmişler.» (M.166)
3850- «Tevrat’ın bir âyeti daha:
«}«A²[«O¬" y#«h²D¬;«— «}ÅU«W¬" ˜f7 ²Y«8 ¬yÁV7~ ÄY,«‡ °fÅW«E8
«–—…_ÅW«E²7~ yBÅ8~«— ¬•_ÅL7_¬" yU²V8«—
İşte şu âyette “Muhammed” lafzı, Muhammed manasında, Süryani bir isimde gelmiştir.» (M.167)
«Tevrat’ın beşinci kitabının otuzüçüncü babında şu âyet var:
“Hak Teala, Tur-u Sina’dan ikbal edip bize Sair’den tulu’ etti ve Faran Dağlarında zahir oldu.”
İşte şu âyet, nasılki “Tur’u Sina’da ikbal-i Hak” fıkrasıyla Nübüvvet-i Museviyeyi ve Şam Dağları’ndan ibaret olan “Sair’den tulu-u hak “ fıkrasıyla Nübüvvet-i İseviyeyi ihbar eder. Öyle de bil’ittifak Hicaz Dağları’ndan ibaret olan Faran Dağları’ndan zuhur-u hak fıkrasıyla, bizzarure Risalet-i Ahmediye (A.S.M) haber veriyor. Hem Sure-i Feth’in âhirinde ¬?~´‡²YÅB7~|¬4 ²vZV«C«8 «t¬7«† (48:29) hükmünü tasdikan, Tevrat’ta Faran Dağları’ndan zuhur eden Peygamberin sahabeleri hakkında şu âyet var: “Kudsilerin bayrakları beraberindedir ve O’nun sağındadır.” “Kudsiler” namıyla tavsif eder. Yani: O’nun sahabeleri kudsi, salih evliyalardır.» (M.167)
3851- «Tevrat’ın diğer bir âyeti daha: u¬±6«Y«BW²7~ «tB²[ÅW«,|¬7Y,«‡«— >¬f²A«2 «a²9«~ İşte şu âyette, Benî-İshak’ın kardeşleri olan Benî-İsmail’den ve Hazret-i Musa’dan sonra gelen peygamberlere hitab ediyor.
Tevrat’ın diğer bir âyeti daha: ¯o[¬V«3 ««— ¯±o«S¬" «j²[«7 ‡_«B²FW²7~ >¬f²A«2
İşte : “Muhtar”ın manası: “Mustafa’dır, hem ism-i Nebevîdir.» (M. 167)
Dostları ilə paylaş: |