Atıf notu:
-Hakkı kabul niyeti olmıyanlar, bedihî delilleri de kabul etmezler, bak: 1654.p.sonu
667- qqDELİL-İ İHTİRA’ š~hB'É~ ¬u[7… : İhtira’; Cenab-ı Hakk’ın herşeyi hiçten icad etmesi ki, bu hakikat, Allah’ın varlığını kabul etmeyi, akıl ve mantıkça zaruri kılar. Şöyle ki:
«Sâniin vücud ve vahdetine işaret eden delillerinden biri de (2:21)
²vU¬V²A«5 ²w¬8 «w<¬gÅ7~«— ²vU«T«V«' >¬gÅ7«~ cümlesiyle işaret ettiği “Delil-i İhtiraî”dir. Delil-i ihtiraînin hülasası şöyle izah edilebilir:
Cenab-ı Hak, hususi eserlerine menşe’ ve kendisine lâyık kemalâtına me’haz olmak üzere, her ferde ve her nev’e has ve müstakil bir vücud vermiştir. Ezel cihetine sonsuz olarak uzanıp giden hiçbir nevi yoktur. Çünki bütün enva’; imkândan vücub dairesine çıkmamışlardır. Ve teselsülün de bâtıl olduğu meydandadır. Ve âlemde görünen şu tagayyür ve tebeddül ile bir kısım eşyanın hudûsu, yani yeni vücuda geldiği de göz ile görünüyor. Bir kısmının da hudûsu, zaruret-i akliye ile sabittir. Demek, hiçbir şeyin ezeliyeti cihetine gidilemez.
Ve keza, ilm-ül hayvanat ve ilm-ün nebatatta isbat edildiği gibi, envaın sayısı iki yüz bine bâliğdir. Bu nev’ler için birer âdem ve birer evvel-baba lâzımdır. Bu evvel-babaların ve âdemlerin daire-i vücubda olmayıp ancak mümkinattan olduklarına nazaran, behemehal vasıtasız kudret-i İlahiyeden vücuda geldikleri zaruridir. Çünki bu nev’lerin teselsülü, yani sonsuz uzanıp gitmeleri bâtıldır. Ve bazı nev’lerin başka nev’lerden husule gelmeleri tevehhümü de bâtıldır. Çünki iki nev’den doğan nev’, alel-ekser ya akimdir veya nesli inkıtaa uğrar. Tenasül ile bir silsilenin başı olamaz.
Hülasa: Beşeriyet ve sair hayvanatın teşkil ettikleri silsilelerin mebdei en başta bir babada kesildiği gibi, en nihayeti de son bir oğulda kesilip bitecektir.» (İ.İ.88) (Bak: Ezeliyet, İcad)
Dostları ilə paylaş: |