: «Asıl ismi Abdüşşems iken Resul-i Ekrem tarafından Abdurrahman denilmiştir. Kedileri çok severdi. Bir gün eteğinde bir kedi yavrusu görüldüğünden Resul-i Ekrem Efendimiz “Ebu Hüreyre” diye iltifat buyurmuş ve kendisi bununla iftihar ederek bu künye ile şöhret bulmuştur.
Ticaret ve serveti ve bir gûna meşguliyeti olmadığından (Hi. 7. senesinde [İ.A.]) Ashab-ı Suffa sırasına idhal edilmişti. Bu darü’l-irfandan feyz almış ve huzur-ı risaletten bir an ayrılmamıştır. Bu cihetle ilmî mahfuzatı çoktu, kuvvetli bir hâfızaya sahipti; ifta mevkiinde bulundu. Tabakat müellifleri, Ebu Hüreyre’yi “İlim hazinesidir” diye tavsif ederler. Nefsî feragat ve zühdî hayatın müşahhas bir örneği idi.
Hazret-i Ömer tarafından «Bahreyn» Valiliğine tayin olunmuştu. Hazret-i Osman zamanında Mekke Kadısı ve Hazret-i Muaviye devrinde Medine Valisi idi. 5374 hadis rivayet etmiştir. Bunların 335’inde Buhari ve Müslim müttefiktir. 93’ü Buhari’de, 189’u yalnız Müslim’de, kalan 4757’si diğer hadis kitaplarında mezkûrdur. Doğrudan doğruya Resul-i Ekrem’den rivayet ettiği gibi Ebu Bekr, Ömer, Übeyy b. Kâ’b Hazaratı gibi ekâbir-i sahabeden de hadis nakletmiş ve kendisinden de hadis rivayet eden ashab ve tabiînin adedi 800’ü aştığını İmam Buharî bildiriyor.
Ebu Hüreyre’nin Resul-i Ekrem Efendimiz’le sohbeti üç seneyi aşmadığı halde bu kadar hadis rivayet edişini kendisine çok gören sahabe’ye müşarün-ileyh; “Kitabullah’dan iki âyet olmasa idi hiç bir hadis rivayet etmezdim” dedikten sonra: “Herkese Kitab’da beyan ettikten sonra indirdiğimiz âyat-ı beyyinatı ve hidayeti gizliyenlere Allah lanet etsin” mealindeki (2:159) ..._«X²7«i²9«~ _«8 «–YWB²U«< «w<¬gÅ7~ Å–¬~ âyetleri okumuş ve: “Muhacir kardeşlerimiz alış verişle, Ensar kardeşlerimiz de ziraatla meşgul iken Ebu Hüreyre... Resul-i Ekrem’in yanından ayrılmıyor ve onların hazır bulunmadıkları meclislerde bulunuyor, onların belleyemedikleri sözleri hıfzediyordu” demiş ve kendisine itiraz edenleri susturmuştur. (Bak: 293. p.sonu)
Hârikulâde metîn olan hıfzı ile beraber üç sene zarfında Resulullah’ın meclisinden ayrılmamış ve bu müddet zarfında olanca kuvvetini Resul-i Ekrem’in sözlerini ve işlerini hıfz ve kayda hasretmiştir. Medine’de yerleşmiş ve Hicretin 57 veya 58 tarihinde 78 yaşında orada irtihal etmiş ve Baki’ Kabristanına defn olunmuştur.» (Riyazüssalihîn Hadis Ravilerinin Hal Tercemeleri, Diyanet Yayınları Ankara- 1964, sh: 33)
Ebu Hüreyre’nin (R.A.) dua-yı Nebeviyeye mazhariyeti: «Ebu Hüreyre, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm’a şekva etmiş ki, “Nisyan bana arız oluyor.” Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm ferman etmiş; bir mendil şeklinde birşey açmış. Sonra mübarek avucu ile gaibden birşey alır gibi, öyle avucunu oraya boşaltmış. İki-üç defa öyle yaparak Ebu Hüreyre’ye demiş: “Şimdi mendili topla.” Toplamış. Bu sırr-ı manevi-i dua-yı Nebevî ile Ebu Hüreyre kasem eder ki: “Ondan sonra hiçbir şey unutmadım.” İşte bu vakıalar, ehadis-i meşhuredendirler.» (M.146) (Mezkûr rivayet: S.B.M. 99. hadistir)
Atıf notları:
-Ebu Hüreyre (R.A.)’ın şahid olduğu bir bereket mucizesi, bak: 429.p.
-Ebu Hüreyre (R.A.)’ın hadiste ihtisası, bak: 1107.p.
Dostları ilə paylaş: