1081- qqHABT-I A’MAL Ä_W2¶~ nA& : Yapılan amellerin ihlassızlık, riyakârlık, küfre temayül ve irtidad gibi sebeblerle sevabsız kalıp boşa çıkması ve ibtal olmasıdır. (Bak: A’mâl) Bir müslümanın amelde iflas etmesi demek olan habt-ı a’mal hakkında Kur’anda âyetler vardır. Ezcümle:
“(47:33) ~YX«8³~ «w<¬gÅ7~ _«ZÇ<«~ _«< Ey o bütün iman edenler
«ÄY,Åh7~ ~YQ[¬0«~«— «yÁV7~ ~YQ[¬0«~ Allah’a itaat edin ve Peygamber’e itaat edin
²vU«7_«W²2«~ ~YV¬O²A# ««— amellerinizi ibtal etmeyin -yani öbürlerinin yaptığı gibi küfür, nifak, ucub, riya, menn ve eza ve bunlara benzer itaatsizlik ve başlanmış olan herhangi bir ameli nakz ve ibtal edecek ma’kus bir fiil ve hareket ile boşa gidermeyin, hükümsüz bırakmayın.” (E.T.4397)
Hem “(49.2) ¬Å|¬AÅX7~ ¬²Y«. «»²Y«4 ²vU«#~«Y².«~ ~YQ«4²h«# « Seslerinizi Peygamber’in sesi fevkinde kaldırmayın, yani seslerinizi Peygamber’in sesinin vardığı hadden ileri geçirmeyin.
¯m²Q«A¬7 ²vU¬N²Q«" ¬h²Z«D«6 ¬Ä²Y«T²7_¬" y«7 ~—h«Z²D«# ««— ve ona söz söylerken birbirinize bağırdğınız gibi iri sesle söylemeyin, akran gibi de konuşmayın.
«–—hQ²L«# « ²vB²9«~«— ²vU«7 _«W²2«~ «n«A²E«# ²–«~ Zira amelleriniz habtolur, hiçe gider de haberiniz olmaz. Çünki Peygamber’e hürmetsizliğe ve ezaya bais olabilen şeyler küfre varabilir. Küfr ise a’mali habteder.
(5:5) yV«W«2 «n¬A«& ²f«T«4 ¬–_«W<¬²_¬" ²hS²U«< ²w«8«—
Burada «–—hQ²L«# « ²vB²9«~«— kaydıyla şuurun nefyinden şu anlaşılır ki bu nehyolunan refi ve cehirden murad, yalnız istihfaf ve saygısızlık kasdıyla olanlar değildir. Çünki o mü’minlerden sudûru melhuz olmıyan sarih küfürdür. Fakat sarih küfür olmamakla beraber, dolayısıyla ona varan sarih küfür mazınnesi olan haller de vardır.” (E.T.4451)
1082 -Âhirete tercih ederek dünya hayatının gaye edilmesi de ameli ibtal eder. Evet “bu acib asrın hayat-ı dünyeviyeyi ağırlaştırması ve yaşamak şeraitini ağırlatması ve çok etmesi ve hacat-ı gayr-ı zaruriyeyi, görenekle tiryaki ve mübtela etmekle hacat-ı zaruriye derecesine getirmesiyle, hayatı ve yaşamayı, herkesin her vakitte en büyük maksad ve gayesi yapmıştır. Onunla hayat-ı diniye ve ebediye ve uhreviyeye karşı ya sed çeker veya ikinci, üçüncü derecede bırakır. Bu hatanın cezası olarak öyle dehşetlibir tokat, yedi ki, dünyayı başına Cehhennem eyledi. işte bu dehşetli musibette, ehl-i diyanet dahi büyük bir vartaya düşüyorlar ve kısmen anlamıyorlar.
1083- Ezcümle, ben gördüm ki; ehl-i diyanet belki de ehl-i takva bir kısım zatlar, bizimle gayet ciddi alâkadarlık peyda ettiler. O bir-iki zatta gördüm ki; diyaneti ister ve yapmasını sever, ta ki hayat-ı dünyeviyesinde muvaffak olabilsin, işi rastgelsin. Hatta tarikatı keşf ve keramet için ister. Demek âhiret arzusunu ve dini vezaifin uhrevî meyvelerini, dünya hayatına bir dirsek, bir basamak gibi yapıyor.Bilmiyor ki, saadet-i uhreviye gibi saadet-i dünyeviyeye dahi medar olan hakaik-ı diniyenin fevaid-i dünyeviyesi, yalnız müreccih (tercih edici) ve teşvik edici derecesinde olabilir. Eğer illet derecesine çıksa ve o amel-i hayrın yapmasına sebeb o faide olsa, o ameli ibtal eder; lâakal ihlası kırılır, sevabı kaçar.” (K.L.109) (Dünya hayatını isteyenlere istekleri verilir, âhirette mahrum kalırlar, bak: 712.p.)
“İhtar: ibadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler; illet olamazlar.” (İ.İ..85)
1084- Esasen “rıza-yı İlahî kâfidir. Eğer o yar ise, herşey yardır. Eğer o yar değilse, bütün dünya alkışlasa beş para değmez. İnsanların takdiri, istihsanı, eğer böyle işde, böyle amel-i uhrevîde illet ise, o ameldeki ihlası kırar. Eğer müşevvik ise safvetini izale eder.
Eğer sırf alâmet-i makbuliyet olarak, istemiyerek Cenab-ı Hak ihsan etse, o amelin ve ilmin insanlarda hüns-ü tesiri namına kabul etmek güzeldir ki;
(26:84) «w<¬h¬'³²~ |¬4 ¯»²f¬. «–_«K¬7 |¬7 ²u«Q²%~«— buna işarettir.” (B.L.78)
Dostları ilə paylaş: |