İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə518/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   514   515   516   517   518   519   520   521   ...   1221
1533- qqİKRAH-I GAYR-İ MÜLCİ |DV8 h[3 ˜~h6~ : “Nefsi itlaf, uzvu kat’a müeddi olmayıp yalnız gam ve elemi mucib olacak derecedeki darb ve habs gibi şeylerle yapılan ikrahtır ki, mükrehin rızasını izale ederse de ihtiyarını ifsada müeddi olmaz.” (H.İ. ci: 6, sh: 69)

1534- qqİKRAH-I MÜLCİ zDV8 ¬˜~h6~ : “Nefsi itlaf, uzvu katı’ veya bunlar­dan birine müeddi olacak şiddetli darb ile yapılan ikrahtır ki, mükrehin rızasını izale, ihtiyarını ifsad eder. Maamafih asıl ihtiyarı yine sabit bulunur.” (H.İ. ci: 6, sh: 69) (Bak: Azimet, Zaruret ve 126, 363, 982, 1621, 3452.p.lar.)

Bir âyette şöyle buyuruluyor: “ (16:106) ¬y¬9_«W<¬~¬f²Q«" ²w¬8 ¬yÁV7_¬"«h«S«6 ²w«8 Her kim imanından sonra Allah’a küfrederse -yani kelime-i küfr tefevvüh eder, küfrolan sözü söylerse; ¬–_«W<¬ž²_¬" °±w¬¶[«W²O­8 ­y­A²V«5«— «˜¬h²6­~ ²w«8 ެ~ kalbi iman ile mutmain olduğu halde ikrah olunan değil-yani canını veya a’zasından bir uz­vunu itlaftan kor­kulur bir emr ile ikrah edilmek suretiyle değil,

²w«8 ²w¬6«~«— ~®‡²f«. ¬h²S­U²7_¬" «ƒ«h«- ve lakin küfre sinesini açan, küfür hoşuna gi­den, ya’ni ikrah olunmadığı halde rızasıyla kelime-i küfrü söyleyen veya ik­rah olunduğu zaman kalbini bozup da küfre i’tikad ediveren kimseler ¬yÁV7~ «w¬8 °`«N«3 ²v¬Z²[«V«Q«4 bunlar üzerine Allah’dan bir gadab-ya’ni künhü ta’rif olunmaz büyük bir gadab °v[¬P«2 °~«g«2 ²v­Z«7«— ve bir de bunlara azîm bir azab vardır. Çünkü cürümleri en büyük cürümdür.

1535- Rivayet olunuyor ki Kureyş, Ammar’ı ve babası Yasir’i ve anası Sü­meyye’yi irtidada ikrah ettiler; imtina’ eylediler. Bunun üzerine Sümeyye’yi birer ayağından iki devenin arasına bağladılar ve “Sen erkekler için müslüman oldun” di­yerek bir harbe ile önünden deştiler. Develere sürükle­tip parçalatarak öldürdüler. Arkasından Yasir’i de öldürdüler ve İslâm’da ilk maktul bu ikisi oldular (R.A.) Ana­sını, babasını bu halde gören Ammar ise, ikrah olunanı lisanen şöyleyiverdi. Bunun üzerine: Ya Resulallah, denildi, Ammar küfretmiş. Resulullah (sallallahü aleyhi vesselem) buyurdu ki, “Hayır Ammar baştan ayağa iman dolmuş, iman onun etine, kanına karışmıştır.” Derken Ammar ağlıyarak Resulullah’a geldi, Resulullah da gözlerini silmeğe başladı ve buyurdu ki, “Nen var, tekrar ederlerse sen de dediğini tekrar et.” Bir de Müseylime-tül Kezzab iki kişiyi tutmuştu. Birisine: “Muhammed hak­kında ne dersin?” “Resulullah” dedi. “Benim hakkımda ne dersin?” dedi. “Sen de” dedi. Binaenaleyh bunu bırakıverdi. Öbürüne: “Muhammed hak­kında ne der­sin?” dedi.”Resulullah” dedi. “Benim hakkında ne dersin” dedi. “Dilsizim” cevabını verdi. Üç def’a tekrar etti,o yine aynı cevabı verdi. Bina­enaleyh bunu katleyledi. Resulullah haber alınca buyurdu ki: “Evvelkisi Al­lah’ın ruhsatını tuttu, ikincisi hakkı izhar etti.” ilh... Demek ki böyle ikrah-ı mülci halinde yalnız lisanıyla kelime-i küfrü telaffuz etmek caizdir, fakat bir ruhsattır ve âyetten anlaşıldığı üzere kalbi iman ile mutmain olmak şartıyla bir ruhsattır. Fakat izhar-ı hak ve i’caz-ı din için helâki göze alıp ta (cebrolunan şeyden) ictinab etmek azimettir ve bu hususta azimet ile amel efdaldir.” (E.T. 3130-3132)

1536- Bir hadiste de şöyle buyurulur:

¬y²[«V«2~Y­;¬h²U­B²,~_«8«— «–_«[²K¬±X7~«— ­_«O«F²7~|¬BÅ8­~ ²–«~ «p«/«— |«V«Q«# «yÁV7~ Å–¬~

Şüphe yok ki Allah Teala Hazretleri, ümmetimden hatayı, nisyanı ve üzerine cebir ve ikrah olundukları şeyi ıskat buyurmuştur. Yani: Bunlardan dolayı günahkâr saymamıştır.

Bir kimse, memnu’ bir fiili, bir hata veya unutma neticesi olarak yapsa veya ma’ruz kaldığı muteber bir cebre, ikraha mebni işlese, bundan dolayı indallah âsim olmaz, ma’mâfih bu hususta tafsilat vardır. Ezcümle:

Muteber bir ikrah ile yapılan bir bey’u şira, icar, hibe, ferağ, ikrar, ibra, maldan sulh, borcu te’cil, şüf a hakkını iskat muameleleri muteber değildir.

1537- Kezalik ikrah-ı mülci ile yapılan tasarrufat-ı fiiliye dahi muteber değildir. Meselâ, bir kimse böyle bir ikraha mebni birinin malını itlaf etse, bu malın öden­mesi mücbire lâzım gelir.

İkrah-ı mülci ise, itlaf-ı nefs ile veya kat-ı uzv ile veya bunlardan birine müeddi olacak şiddetli bir darb ile yapılan ikrahtır ki, buna ikrah-ı mutebere de denir.

Kezalik vaki olan ikraha mebni zinada bulunmak veya masum bir insanı öl­dürmek veya onun bir uzvunu kesmek de asla caiz olmaz; bunlardan do­layı mükreh de indallah mes’ul olur.” (H.G. hadis no: 84) (H.İ.ci:6, 24. kitab, 2. bölüm, sh: 122’de tafsilat olup, Sahih-i Buhari 89.Kitab-ül İkrah’da da aynı mevzuda hadisler vardır.)


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   514   515   516   517   518   519   520   521   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin