İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə652/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   648   649   650   651   652   653   654   655   ...   1221
2063- qqKOMÜNİZM •i[9Y8Y5 : Cemiyet içinde fertlerin her türlü mül­kiyet haklarını ve aile hayatını ve dini kaldırıp materyalizmi esas alan ve bütün mül­kiyeti devlete mal eden batıl bir nazariye ve devlet sistemi. Ahlâkî ve mânevî de­ğerleri, izafî ve telkin neticesidir deyip inkâr eden komünistlik ve benzeri cereyanla­rın na­zarı, insanı hayvanî dereceden aşağı düşürür.

Allah’ın sonsuz hikmetini nazara almayanlar, herşeyi maddî, hayvanî ve nefsanî menfaat ve lezzet nazariyle değerlendirir ve böylece insaniyetini kay­betmiş olur.

Bazı ahlâkî değerlerin izafiyeti ve mânevî değerlere istinaden yapılan tel­kin ve terbiye ile inkişafı, gerçekliliğini kaldırmaz. Çünkü bu inkişaf, ruhun asliyetinde bu­lunan mânevî kabiliyet ve istidadata dayandığı gibi, vücuda çı­kan bu kalbî ve ruhî hissiyat-ı ulviye ve vicdaniyat denen mânevî ve ahlâkî değerler ve hisler ruhla ebe­dileşir ve fiile intikal eden amelî neticeleri de uh­revîliğe intikalen ebedîleşir. Esasen zaman ve mekân üstünde bütün vücud âlemlerini ve ahval-i muhtelifeyi ihata eden sonsuz ilm-i İlâhî’nin dahilinde olan herşey, bir nevi sübûtiyet kazanmıştır. Amma gözle görülüp elle tutu­landan başka birşeyi görüp anlamayan, yani aklı gözüne inen adam, muayyen mekân ve zaman içinde, çok dar bir sahada sıkıştığından geniş ve ebedî âlemlerden ve hikmetlerden habersiz dir.

Sonsuz hikmet-i İlâhiyenin iktizasıyle insan bu dünyaya istidadlarının in­kişafı ve imtihan için gönderilmiştir. Eğer insan yaradılıştan tekâmül etmiş olarak gönderil­seydi, tâlim ve terbiye ile ruhun istidadat-ı fıtriyesini inkişaf ettirmek, insaniyet şere­fini kazanmak veya bozulup tedenni etmek şeklindeki İlâhî imtihan sırrı olmazdı. (Alâkalı bahisler için 143, 1669.p. 2. bendine ve 1672.p.a bakınız.)

İnsanın mezkûr mahiyetini ve İlâhî hikmetleri anlamayanlar, telkinlerle ve ter­biye ile kazanılan ahlâkî hislerle alâkası olmayan hayvanlar âlemine baksalar, ahlâkî hislerin gerçekliği hakkında yeterli ibret alabilirlerdi. Meselâ: Sineğin devamlı te­mizlenmesi, kedinin pisliğini örtmesi ve kendi yavrusunu himaye etmesi gibi hay­vanlar âlemindeki sayısız ibretâmiz haller, mânevî pislik ve nezafetin ve aile efradı arasındaki hissî bağların hakkıyetini anlama­yanlara birer ikazdır. Daha buna benzer diğer haller de kıyas edilse görülür ki, fıtrat âlemi dahi şeriatı te’yid ve materyalistleri reddeder. Hayvanlar âle­mini şeriat-ı fıtriyye ile rabtedip başıboş bırakmayan Rabb-ül âlemîn, elbette ki insanları ahlâksız ve şeriatsız bırakmaz ve bırakmamıştır. (Bak: Anarşizm, Sosyalizm)

Rusya’da siyasi iktidarı ele geçiren bu zihniyet, tatbikatta zümre dikta­törlüğü olarak ortaya çıktı.



2064- Rusya’da 1898’de kurulan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi 1903’de ço­ğunluk manasına gelen (Bolşevik) ve azınlık manasına gelen (Menşevik) olarak ikiye ayrıldı. Çarlık idaresine karşı patlak veren 1917’ Şu­bat ihtilalini Sosyalist Liberal ve Halkçı Partiler müştereken yapmışlardı. Fa­kat sonradan aynı senenin Ekim ayında Lenin’in liderliğindeki Bolşevikler, silahlı bir ayaklanma yaparak iktidarı tek başla­rına elegeçirdiler.

2065- Lenin (D.1870-Ö.1924) Komünist Partisinin kurucusu ve Karl Marx sosyalizminin tatbik edicisidir. Karl Marx ise, (D. 1818-Ö 1883) sosya­lizm rejimini ileri süren bir Alman Yahudisidir. Bir İngiliz fabrikatörünün oğlu olan Engels ile (D.1820-Ö 1895) 1844’de Paris’te tanışıp sosyalizmin öncülüğünde beraber olmuş­lardır.

2066- Rusya komünist ihtilalinin baş müsebbiblerinden biri de Troçki’dir: (1877-1940) Troçki, bir burjuva Yahudi ailesindendi. Çarlık Rusya’sının son za­manlarında iç siyasi mücadeleleri neticesinde Londra’ya kaçmak mecburiyetinde kaldı. 1905’de tekrar gizlice Rusya’ya giren Troçki, ayaklanmış işçi teşekküllerini teşkilatlandırarak, “işçi sovyeti”ni kurdu. Bu “işçi delegelerinden meydana gelen komite”dir. İhtilalci işçilerden meydana getirilmiş teşkilatlı milis kuvvetleri, devlet gücünün karşısına ayrı ve düşman kuvvet olarak çıkarılıyordu.

Aldatılmış halkın da katıldığı gösteriler önü alınmaz bir hal alınca, Çar, anaya­sayı çıkarma vaadinde bulundu ve işçilerin arzusuna uyarak siyasi suç­luları affetti. Bu aftan yararlanan Lenin de Rusya’ya dönme hakkı kazanı­yordu. Böylece 1905 yı­lında isyancıların hareketinin durması beklenirken daha da genişledi. Rusya’da genel grev ilan edilmişti. Hükümet bir ihtilalin arefesinde olduğunu görünce, çok sert tedbirlerle karşı çıktı, işçilere ateş açıldı ve Troçki de dahil olmak üzere, liderler tev­kif edildi. 1907 yılında ikinci defa Sibirya’ya sürüldü.

Troçki ikinci defa sürgünden kaçtı. Avusturya, İsviçre ve Fransa’da ko­münist hareketlere katıldı. Fransa’dan sınır dışı edilince, Amerika’ya sığındı. Bir yıl sonra 1917’de Rusya’ya tekrar döndü. Yeniden “Petrograd asker ve işçi sovyeti” başkanı seçildi. Bu sıfatla Ekim’de yapılan bolşevik ihtilalde çok mühim rol oynadı. Troçki, ayaklanmanın her noktasında hâkim görünü­yordu. Adeta dizginler tamamen onun elinde idi. Geçici hükümetin bakan­ları tevkif edilerek hapishaneye konulunca, yor­gun ve uykusuz ihtilalciler se­vinç çığlıkları attılar, hatta Troçki’nin bir ara bayıldığı bile görülmüştü.

İhtilal başarıya ulaşmış. Lenin’in başbakanlığında kurulan hükümete Troçki Dı­şişleri Bakanı olarak girmişti. Daha sonra Harbiye ve Bahriye Na­zırı oldu. Kızıl Ordu’yu kurdu ve teşkilatlandırdı. Batılı devletlerin silahlan­dırdığı, komünist ihtilale karşı hareketleri tamamen bastırdı, milyonlarca adam öldürttü.

Lenin’in 1924 yılında ölmesiyle, bütün hâkimiyet parti genel sekreteri Stalin’in elinde toplanmaktaydı. Stalin, komünizmin evvela Rusya’da yerleşti­rilmesini, kuv­vetlendirilmesini ve ancak bundan sonra dünyada bolşevik ih­tilalin hazırlanmasına gidilmesini müdafaa ediyordu. Troçki ise, durumun müsait olduğunu, bilhassa Al­manya’nın olgun hale geldiğini söylüyor, hemen dünyada bolşevik ihtilalin tahrik edilmesi gerektiğini tezini savunuyordu. Stalin (1879-1952), Troçki’yi haris, menfa­atperest bir Yahudi olmakla, ihti­lale ihanet planları hazırlamakla suçlayarak bakan­lıktan uzaklaştırdı. Tama­mıyla elinde olan basın ve gizli polis vasıtasıyla Troçki’nin itibarını günden güne siliyordu.

Troçki 1927 Kasım’ında karşı ihtilali hazırladı ise de, önceden haber alı­narak bastırıldı. Ayaklanan yüzlerce Yahudi, öğrenci ve işçi tevkif edildi. Troçki, artık herşeyi kaybetmiş olarak Rusya’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Taraftarlarının çokluğu sebebiyle onu Rusya’da öldürtmeye cesaret ede­meyen Stalin, sürgünde öldürtmeye karar vermişti. 1929’da İstanbul’a gelen Troçki 4,5 yıl kaldı.

Troçki 1933 yılında Fransa’ya giriş müsaadesi alarak gitti. Fakat kısa bir zaman sonra sınırdışı edildi ve Norveç’e gitti. Buradan da atılınca, 1940’da gittiği Mek­siko’da (Meksika başşehrinin adı) Stalin’in görevlendirdiği bir komünist ajan tara­fından başına çekiçle vurularak öldürüldü.



2067- Komünizmin en dehşetli iki hususiyeti vardır.:

Biri. Allah’ maneviyatı, manevi değerleri ve ahlâkî esasları inkâr eden ateistliği ve materyalistliğidir.

İkincisi: Ferd mülkiyetini ve hiçbir hürriyet hakkını tanımayan ve idare­ciler zümresi diktatörlüğü olan aşırı devletçiliğidir.

Komünizmin mezkûr iki hususiyetini kabul eden kimse, insaniyetini kaybeder, behimî hayat içine sıkışır. Fakat aklını tam iptal edemediğinden, ölümle sonsuz hiç­liğe düşmek nöbetini beklemekten doğan Cehennemî bir manevi azab içerisinde kalır. Ya sarhoş, ya canavar olur.



2068- Peygamberimiz (A.S.M.), âhirzamanda çıkacak olan Büyük Dec­cal’ın şi­malden çıkıp İslâm dünyasına tecavüz edeceğini 1400 sene evvel şöyle bildirmiştir:

“Rivayetlerde var ki: “Deccal’ın birinci günü bir senedir, ikinci günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür.” (197)

­yÁV7~ ެ~ «`²[«R²7~ ­v«V²Q«< «ž Bunun iki te’vili vardır. Birisi: Büyük Deccal’ın kutb-u şimalî dairesinde ve şimal tarafından zuhur edeceğine kinaye ve işa­rettir. Çünkü kutb-u şimalînin mevkiinde bütün sene, bir gece bir gündüz­dür. Bir gün şi­mendifer ile bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mütemadi­yen güneş gurub et­mez. Daha bir gün otomobil ile gelse, bir hafta daima güneş görünür. Ben Rusya’daki esare­timde bu mevkiye yakın bulunuyor­dum. Demek Büyük Deccal şi­malden bu tarafa tecavüz edeceğini mu’cizane bir ihbardır.” (Ş.586)

2069- Evet “şimalde koca bir devlet, gençlik hevasatını elde ederek, bu asrı fır­tınalarıyla sarsıyor. Çünki akıbeti görmiyen kör hissiyatla hareket eden gençlere ehl-i namusun güzel kızlarını ve karılarını ibahe eder. Belki ha­mamlarında erkek kadın beraber çıplak olarak girmelerine izin vermeleri ci­hetinde bu fuhşiyatı teşvik eder. Hem serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarını helal eder ki; bütün beşer, bu müsibete karşı titriyor.” (Ş.479)

2070- “Rivayette var ki: “Deccal’ın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler seve­rek tabi olurlar.” (198) (Bak: 3979/2 ve 3980.p.lar)

Allah’u a’lem.. diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça te’vili Rusya’da çık­mış. Çünki her hükümetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleke­tinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist komitesi’nin te’sisinde mühim bir rol ile, Yahudi milletinden olan “Troçki” namında deh­şetli bir adamı, Rusya’nın baş­kumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meş­hur Lenin’den sonra, Rus hükümetinin başına geçirerek Ruya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulatını yaktırdılar. Büyük Deccal’ın komitesini ve bir kısım icraatını gösterdiler. Ve sair hükümetlerde dahi ehemmiyetli sar­sıntılar verip karıştırdılar.” (Ş.587)



2071- Dinsizlik ve komünistliğin tahribatını durduracak ancak ittihad-ı İslâm kuvveti ve hakaik-ı Kur’aniyedir:

“Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar. Çünki komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik; doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrib edicilere karşı, ancak ve ancak haki­kat-ı Kur’aniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabi­lir. Ve beşeri bu tehlikeden kur­tarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-yı ecanibden ve bu milleti anarşılıkten kurtaracak yalnız odur.” (E.L.II.24)



2072-”Komünistin manevi tahribatına karşı şimdiye kadar Rus’un Ame­rika ve İngiliz’e karşı tecavüzünden ziyade, bin senelik adavetinden dolayı en evvel bize te­cavüz etmesi adavetinin muktezası iken, o tecavüzü durduran, şüphesiz hakaik-ı Kur’aniye ve imaniyedir. Öyle ise bu vatanda her şeyden evvel o acib kuvvete karşı hakaik-ı Kur’aniye ve imaniyeyi bilfiil elde tutup dinsizliğin önüne kuvvetli bir Sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’anî ya­pılması lâzım ve elzemdir. Çünki din­sizlik Rus’u, şimdiye kadar yarı Çin’i ve yarı Avrupa’yı istila ettiği halde bize karşı tecavüz ettirmeyip tevkif ettiren, hakaik-i imaniye ve Kur’aniyedir. Yoksa Ruslar’ın tahribat nev’inden manevi kuvvetlerine karşı adliyenin binden birine maddi ceza vermesiyle; serserilere ve fakirlere, zenginlerin malını peşkeş çeken ve hevesli gençleri ehl-i namu­sun kızlarını ve ailelerini mübah kılan ve az bir zamanda Av­rupa’nın yarısını elde eden bir kuvvete karşı, ancak ve ancak manevi bombalar lâ­zım ki, o da hakaik-i Kur’aniye ve imaniye atom bombası olup o dehşetli solculuk cere­yanını durdursun. yoksa adliye vasıtasıyla yüzden birine verilen maddi ceza ile bu küllî kuvvet tevkif edilmez.

İki dehşetli harb-i umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavi ve beşerin tam uyanması cihetiyle kat’iyyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikata dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’an ile bir musalaha veya tabi olabilir. O vakit dörtyüz milyon ehl-i Kur’ana kılınç çe­kemez.” (E.L.II.71)




Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   648   649   650   651   652   653   654   655   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin