İsmail arabaci kiMDİR


OSMANLININ ETNİK VE DİNSEL MİRASI



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə5/269
tarix07.01.2022
ölçüsü2,91 Mb.
#83021
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   269
OSMANLININ ETNİK VE DİNSEL MİRASI
Osmanlı İmparatorluğu, Türkler’in “İmparatorluk” şeklindeki devlet örgütlenmelerinin sonuncusudur. Tarihi kayıtlara göre; Türkler Osmanlı İmparatorluğu dışında 15 İmparatorluk daha kurmuşlardır. Bunların ilki Saka İskit İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’ndan önceki kurulan son imparatorluk ise, Hindistan’da kurulan Türk Babür İmparatorluğu’dur. Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu sınırı Hazar Denizi, İran ve Basra Körfezi, Batı sınırı Cebelitarık Boğazı ve Viyana, Kuzey Sınırı Polonya ve Kırım Hanlığı Karadeniz iç deniz olacak şekilde, Güney sınırı Kuzey Afrika’nın tümü, Mısır, Süveyş Kanalı, Arabistan yarımadasının tümü en güney ucu Yemen olmuştur. Bu coğrafyada bugün 50 devlet kurulmuş bulunuyor.

Bugün Türkiye’de birçok etnik ve dinsel grup işte bu coğrafyadan kalan mirastır. Ya da kurulu devletlerin Türkiye içinde kalmış nüfus parçalarıdır. Sırası ile bakıldığında; Çerkesler, Abhazalar, Çeçenler, Dağistanlılar ve Müslüman Gürcüler, Ruslar tarafından Kafkasya’nın işgal edip Müslümanları zorla ya Hristiyan ol ya da sürgüne git ikilemine sokmasından sonra bir soykırım uygulayarak göçe zorlaması ve 1864 yılımda Şeyh Şamil’in Ruslara esir düşmesinden sonra da hızla Anadolu topraklarına gelmeye başlamışlardır. Kırım Tatarları keza yine Rusların Kırım’ı işgalinden sonra önce Romanya ve Bulgaristan’a , oraların da Osmanlı’nın elinden çıkmasından sonra Türkiye’ye göç etmişlerdir. Boşnaklar, Pomaklar ve Arnavutlar gibi Balkanlardan gelen Müslüman göçmenler Osmanlı’nın bu coğrafya ile ilişkileri sonucu devam eden toplumsal bir durumdur. Yani bu kesimlerde Balkanlar’ın Türkiye içindeki devamıdır. Lazlar, Kürtler, Zazalar ve Araplar ise yaşadıkları bölgenin yerlisi konumunda olup, Osmanlı’nın ümmet anlayışı sonucu kimliklerini bu kadar diri muhafaza etmişlerdir. Anadolu Türklerini oluşturan unsurlardan, Turani ırkdan gelen Türkmenler, Kırım Tatarları, Azeriler, Pomaklar (Kumanlar) ve Kafkasya Türklerinden başka Arnavutlar, Boşnaklar, Müslüman Gürcüler, Lazlar ve Çerkezlerde, kendilerini Türk hissettikleri için, kendi anavatanlarından göç ederek Türkiye’ye gelmişler ve bu kültürel anlamda da Türk olmuşlardır.Türkiye Cumhuriyetini oluşturan Türkler kendi aralarında entegre olup kaynaşmış ve bir Anadolu Türk kültürü ortaya çıkmıştır. Fakat, Kürtler, Zazalar ve bazı Araplar Anadolu Türk toplumu ile siyasal nedenler ve aşiret yapılanması yüzünden yeterince kaynaşamamış ve çoğunluğu da kendisini Türk olarak tanımlamamaktadır. Anadolu Türklüğü, Anadolu Türkmenlerinin önderliğinde ırka değil, kültüre dayalı bir toplum, bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türkiye’de yaşayan ve anadili Türkçe olmayan halkların nüfusları ile ilgili sayıları polemik yaratmamak için topluca vermiyorum. Her halkdan bahsederken sırsı geldiğinde nüfus bilgilerini vereceğim. Ama kabaca Türkiye de yaşayıp da kendini Türk olarak tanımlayanların oranı %80, Turani ırkdan gelenlerin oranı ise %70 den aşağı değildir.

Türkiye’de yaşayan Türkmenlere bir takım yerel adlar vermişler veya bunlar kendilerini bir alt kimlikle tanımlamıştır. Yerleşik hayata geçmiş yerli Sünni Türklere MANAV, Osmanlının Balkanları kaybetmesiyle buralardan Türkiye’ye göç eden Türklere MACIR (MUHACİR), göçebe hayatı sürdüren Sünni Türklere YÖRÜK, Göçebe hayatı sürdüren Alevi Türklere Tahtacı, Çepni, Sıraç veya Abdal, Şii Türklere ise AZERİ denmiştir. Gerçi şu anda göçebe hayat sürdüren kimse kalmamıştır. En fazla köyden yaylaya, yayladan köye gidiş-gelişler olmaktadır

Alevi araştırmacı yazar Cemal Şener’den ilginç bir parağraf ile yazıyı bitiriyorum. ‘Aleviliğin, Türklerle ve İslamla birlikte Anadolu’da yaklaşık 1000 yıllık yani 10 yüzyıllık tarihi var. Anadolu’da Aleviliği kabul eden Arab’a da Arnavut’a da rastlamak olasıdır. Ama Aleviliği kabul eden Çerkes’e, Gürcü’ye veya Laz’a rastlanmamıştır. Bugün Kürtçe konuşan ama kendine Alevi diyen bir toplumsal kesim var. Bu toplumsal kesim Aleviliği kabul eden Kürtler değildir. Bu toplumsal kesim, Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim-Şah İsmail çatışması sonrası Kürt bölgesine zorunlu göç edip Kürtçe öğrenen ve süreç içinde yaklaşık 400 yıl sonra Kürtleşen Türkmen Aleviler’dir. Kürtler’in Aleviliği benimsemesinin tarihi-toplumsal şartları pek oluşmamıştır.’
Kaynak: Cemal ŞENER. Türkiye ‘de Yaşayan Etnik ve Dinsel Gruplar. ETİK YAYINLARI. www.karacaahmet.org


Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   269




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin