İsmail arabaci kiMDİR


Resmi tarih Alevi Kürtler'i tanımlıyor



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə201/269
tarix07.01.2022
ölçüsü2,91 Mb.
#83021
1   ...   197   198   199   200   201   202   203   204   ...   269

Resmi tarih Alevi Kürtler'i tanımlıyor


Kemalizm'in Kürtler hakkındaki görüşü, her zaman içsel çelişkilerle dolu olmuştur. Bir yandan resmi görüş onların Türk olduklarını iddia ederken; öte yandan, Türk olmadıkları için onlara hiçbir zaman güvenilmemiş ve onları asimile ederek Türk olmayan özelliklerini kaybettirmek için kasti girişimlerde bulunulmuştur. Alevi Kürtler'e karşı tutum çok daha paradoksal ve tutarsız olmuştur. Alevi olduklarından ötürü, bir yandan İslam'ın gerçek bir Türk versiyonuna bağlı oldukları için ve Kemalistler'in laikleşme programının doğal müttefikleri olarak selamlanmışlar; öte yandan, Zazalıkları ve Kürtlükleri onları yabancı ve güvenilmez kılmıştır. Alevi Kürtler'in dinsel törenlerde kullandıkları dilin Türkçe olduğu gerçeği, onların kolay asimile olacaklarına dair umut verici ihtimaller sunar görünmekle birlikte, Alevi Kürtler'in devlete muhalefetlerinin tarihi onları ziyadesiyle şüpheli kılmıştır. Nitekim, 1930'ların başında Jandarma tarafından Dersim üzerine hazırlanan bir çalışmada şu gözlemler yer almıştır: [Zaza alevilere gelince:] Bunlarda mezhep ve adet dili Türkçedir. Ayinlerde iştirak edenler Türkçe konuşmak mecburiyetindedir. Bu mecburiyettirki alevi zazalık asırlardan beri ihmal edildiği halde Türklükten pekte uzaklaşmamış Dersim alevileri arasında cevap istememek şartile Türkçe meram anlatmak mümkündür. Şayanı nazar ve esef olan nokta şudur ki 20-30 yaşından yukarı yaşlı her fertle Türk dili ile mütekabilen anlaşmak ve dertleşmek mümkün olduğu halde bunun [... (?)] Türk dili tamamen Zazalaşmakta ve hale 10 yaşında küçük çocuklarda ise Türk diline rastlamak imkânı kalmamaktadır. Bu netice Dersim Alevi Türklerinin de benliklerini kaybetmeye başladıklarına ve ihmal edilirse günün birinde Türk dili ile konuşana tesadüf edilemeyeceğine delildir. (Jandarma Umum Kumandanlığı). Böylece Alevi Zazalar tedricen Zazalaştırılmış, Türk kökenliler olarak sunulurlar. Bununla birlikte, hemen ardından gelen paragraf onları Türklük'ten ayıranın dilin ötesinde bir şey olduğunu iddia eder: Aleviliğin en kötü ve tefrika değer cebhesi Türklükle aralarında derin uçurumdur. Bu uçurum kızılbaşlık itikatıdır. Kızılbaş, Sünni müslümanı sevmez, bir kin besler, onun ezelden düşmanıdır. Sünnileri rumi diye anar. Kızılbaş ilahi kuvvetin hamili bulunduğunu ve imamların sünnilerin elinde işkence ile öldüğüne itakat ederler. Bunun için sünnilere düşmanıdır. Bu o kadar ileri gitmiştir ki Kızılbaş, Türk ile Sünni ve Kürt ile kızılbaş kelimesini aynı telâkki eder. (Jandarma Umum Kumandanlığı). Bu son gözlem, Fırat'ın iddiası gibi daha sonra özür diler mahiyette yazılanların tam tersidir: Dersimliler için, Kürt ile Kızılbaş ve Türk ile Sünni özdeştir.

Alıntılanan rapor, resmi tarihin asli mimarlarından biri olan Hasan Reşit Tankut'un eserine çok şey borçludur. Hasan Reşit Tankut, 1920'lerin sonlarından 1960'lara dek, 'etnopolitika' üzerine birçok araştırma raporu ve diğer etnik grupların nasıl Türkleştirileceği gibi siyasa önerileri yazdı. Daha önce yayımlanmamış, büyük ölçüde gizli eserlerinin bir kısmı yakın zamanda Mehmet Bayrak tarafından yayımlanmıştır (1993, 1994). Yukarıdaki alıntılar, 1928 yılında, muhtemelen Tankut tarafından Birinci Umum Müfettişi (o dönemin 'olağanüstü hal valisi') İbrahim Tali'ye sunulan anonim raporda yer alan görüşleri tekrar eder. Doğu Anadolu'yu çok iyi bilen Tankut, gizli raporlarında Kürtler'in Türk olduklarını asla iddia etmedi; ancak, Aleviler'in dinsel törenlerde Türkçe kullanmalarının, -Şafi Zazalar'a nispeten- onları asimile etmeyi kolaylaştıracağını yazdı. Tankut, tümünü Kürt terimi altında toplamakla birlikte, bütün yazılarında Sünniler ile Aleviler, Kürtler ile Zazalar arasında belirgin bir ayrım yaptı. Hem Şafi, hem Alevi Zazalar'a dair bir çalışmasında, bunların dinlerinin (Tanrı için 'Homay' kelimesini kullanmalarının misal teşkil ettiği) İranî arka planını vurguladı. Aleviler'in inancındaki Zerdüştçü etkileri açıkça benimsemesine rağmen, onların kökensel olarak Türk olduklarını ve yeniden Türk yapılabileceklerini (yapılmaları gerektiğini) düşünmüştür. Tavsiyesi, daha kolay Türkleştirilebilmeleri için, (Sünni) Zazalar'ın, Kurmanciler'in ve Dersim Alevileri'nin mümkün olduğu kadar birbirlerinden ayrı tutulmalarıdır. 1960 darbesinin şafağında yazılmış bir siyasa raporunda, Zazalar ile Kurmanciler'in yerleşim bölgeleri arasındaki 50 kilometrelik geniş koridora Türkler'i yerleştirerek, aralarına kelimenin tam anlamıyla bir takoz konmasını önermiştir.



Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   197   198   199   200   201   202   203   204   ...   269




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin