Yazan: Martin van Bruinessen. Kürtlük, Türklük, Alevilik. İletişim Yayınları.
Çeviren: Özgür Gökmen
ETNİK KİMLİK VE TÜRKİYE
Etnik grup nüfusunun belirlenmesinde sosyoloji biliminin ve uygar anlayışın benimsediği tek ölçüt, kişinin özgür iradesine bağlı kimlik tanımıdır. Kişinin kendi kabulü öncelik taşımaktadır
Etniklik bir çok farklı ölçütle tanımlanabilen esnek bir kavramdır. Genel olarak benimsedikleri dil, din ve sahip oldukları kültür itibarıyla diğer gruplardan 'farklı' olan gruplar etnik olarak nitelenir. Dil ve din etnikliğin dışa dönük en önemli göstergeleri olmakla beraber, özellikle bugünkü iletişim çağında kültür etnik kimliği belirleyen önemli etmenlerden biridir.
Etnik grup kimliği farklı iki temel 'bakış'la tanımlanmaktadır. Birincisi, grubun kendisini 'kim', 'ne' olarak gördüğünü esas alan 'emik' bakıştır. Bu tanımda önemli olan grubun kendi kabulüdür. Bu kabulde grubun soyu, dili her zaman belirleyici değildir. Örneğin, aslen Türkmen olan Karakeçililerin Urfa kolu yakın zamana kadar kendilerini Kürt olarak tanımlamışlardır. Almanya'daki bir araştırmada Türk asıllı çocukların 250 bini kendilerini Alman olarak gördüklerini ifade etmişlerdir.
İkinci 'bakıs' (tanımlama) bir grubun kendi dışındaki diğer bir grubu 'kim', 'ne' olarak görmesine dayalı 'etik' bakıştır. Bu genellikle çoğunluk, egemen unsurun bakışıdır ve bir çok durumda sosyolojik, bilimsel verilerle ve tanımlanan grubun kendi kabulleriyle bağdaşmaz. Örneğin, ülkemizde her Karadenizliyi Laz olarak tanımlamak yaygındır. Oysa 'yerli' anlamında Laz gerçekte (Bennighaus, Meeker'in de tespit ettigi üzere) sadece Rize'nin Pazar, Arhavi, Hopa yöresi halkıdır. Rize'ye yakın olan Trabzon, Giresun, Ordu illerindeki yerli halk dahi Laz tanımlamasını kabul etmez ve gerçekte Laz değildir.
Dostları ilə paylaş: |