İsmail arabaci kiMDİR



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə257/269
tarix07.01.2022
ölçüsü2,91 Mb.
#83021
1   ...   253   254   255   256   257   258   259   260   ...   269
Müslümanlar

Resmi Osmanlı nüfus kayıtlarında Müslümanlar etnisite yada dil aidiyetine göre ayrılmamışlardı. Sayısal üstünlüğe dayanan çeşitli milliyetçi iddiaların baskısıyla Hıristiyanların etnik sınıflara bölünmesine başlanmış olmakla birlikte Osmanlı yetkililerinin geliştirdiği etnik ve dilsel kategoriler hala klasik millet düzeninin dağılmasından sonra ortaya çıkmış olan imanın ikrarına dayanan ayrımlara sıkı sıkıya bağlıydı. Osmanlı devleti nihai olarak dağılıncaya dek resmi düzeyde de olsa bir Müslüman devlet olarak kalmaya çalıştı. Dağılma süreci ise paradoksal olarak etnik ve dilsel kökene dayanan milliyetçiliğin Müslüman tebaa arasında yükselmesiyle birlikte hız kazandı.

Osmanlı nüfusu üzerine çalışan Batılı araştırmacılar, Müslümanlar arasındaki etnik ve dilsel bölünmenin farkında olmakla birlikte genelde her topluluğun tam sayısını belirleme yönünde ciddi bir çaba göstermediler. Pek çok Batılı, bizzat Osmanlı devletinin yaptığı gibi, İslamiyeti neredeyse bir millet olarak değerlendirdikleri için bütün Müslümanları tek bir sınıfta toplamaya hazırdılar. Müslümanlar çoğu zaman düpedüz ‘’Türk’’ diye etiketlenmişlerdi, çünkü ‘’Türk’’ ve ‘‘Müslüman’’ eş anlamlı iki sözcük haline gelmişti. Diğer yandan Avrupalılar, ellerine geçen her fırsatta, çekişme konusu olan bölgelerde Müslümanları tek başına bir çoğunluk oluşturmadığını iddia edilebilmesi için Müslüman nüfusun daha küçük etnik ve dilsel gruplara ayıracaklardı. Batı Avrupalıları özellikle de Balkan Hıristiyan milliyetçilerinin genel eğilimi, daha önce de işaret ettiğimiz gibi Müslüman sayısını, ulusal çıkarlarını ve toprakta hak iddialarını destekleyecek şekilde olabildiğince önemsiz göstermekti. Bu devletlerin çoğu (örneğin Sırbistan ve Bulgaristan), hakimiyeti ele geçirdikten sonra Müslüman tebaanın hepsini ya da hemen hemen hepsini topraklarından sürmenin bir gerekçesi olarak kendi taraflı istatistiklerine başvurdular.

On sekiz kaynakta yer alan tahminler, Müslümanların 19. yüzyılın ilk yarısının büyük bölümünde toplam Balkan nüfusunun yaklaşık % 35’ini oluşturduğunu gösterirken, yüzyılın ikinci yarısında bu oran en azından %43’e kadar yükselmişti. Müslüman nüfusundaki bu artışın, doğum oranındaki küçük artışla birlikte çok sayıda Kırım ve Kafkas Müslümanının çeşitli Avrupa vilayetlerine olan büyük göçünden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu göçmenlerin 1853-1878 yılları arasındaki toplam sayının, Balkanlar’daki nüfus dengesini Müslümanların lehine değiştirerek 700.000 ila 800.000 gibi bir rakama ulaştığı tahmin ediliyordu. Bununla birlikte, yüzyılın son çeyreğinde neredeyse bütün Çerkezler de dahil olmak üzere Balkanlar’daki Müslümanlar Anadolu’ya göç etmeye başladılar. Böylelikle bu göç, geniş kapsamlı toplumsal ve siyasal sonuçları bir kültürler arası etkileşim, asimilasyon ve entegrasyon sürecini harekete geçirmiş oldu.

Kırım, Kafkaslar ve Balkanlar’dan gelip Anadolu’ya (ve bir dereceye kadar Suriye ve Irak’a) yerleşen Müslüman göçmenlerin toplam sayısı 1908 yılına gelindiğinde yaklaşık 5 milyon kadardı. İstatistikler, 1880-1900 yılları arasında toplam 239.355 Müslümanın Bulgaristan’dan Osmanlı devletine göç ettiğini göstermektedir.

Osmanlı topraklarındaki Müslümanların sayısı, 1878 yılından itibaren imparatorluğun ağırlıklı olarak Müslüman bir devlete dönüşmesiyle sonuçlanacak bir biçimde sürekli tırmandı. 1880 yılına gelindiğinde Anadolu’nun Müslüman nüfusu çoktan %80’i bulmuştu ve bu oran, bu tarihten sonra da artış göstermeye devam etti. Müslüman nüfusu, Osmanlı istatistiklerinde etnik ve dilsel topluluklara bölünmediği için bir araştırmacı kendi tahminlerinde ancak coğrafi dağılım ölçütüne güvenebilir. Bu ölçüt hayli güvenilirdir; her ne kadar etnik Müslüman topluluklar hem Balkanlar’da hem de Ortadoğu’da kısmen bir arada yaşamış olsalar da çoğunun kendi bölgeleri ve nüfus olarak yoğunlaştığı yöreler vardır.

Balkanlar’daki en büyük Müslüman topluluğu, bu topraklara ilk kez 6. yüzyıl gibi erken bir tarihte gelmiş olan Türki göçmenlerin soyundan gelenlerden oluşan Türklerdi. Balkanlar’daki başlıca Türk yerleşim bölgeleri 13. yüzyıldan 16. yüzyıla dek Selçuklu ve Osmanlı döneminde ortaya çıktı. Balkan Türklerinin çoğunluğu, Deliorman’da ve Kuzey Dobruca’daki (buradaki çoğu Türk, toplumsal bir ayaklanmayı harekete geçiren Baba İshak’ın yandaşıydı) Kızılbaşlar dışında Sünni Müslümanlardan oluşuyordu. Hıristiyan olan tek topluluk Gagavuzlardı. Doğu Bulgaristan’da yaşıyorlardı ve Osmanlılar tarafından Hıristiyan olarak sınıflandırılmışlardı. Müslüman Türkler Edirne, Tuna, Selanik, Yanya ve Manastır’ın bir bölümünde yoğunlaşmışlardı.

Kosova ve İşkodra vilayetlerinde ağırlıklı olarak, lehçe ve aşirete göre çeşitli topluluklara ayrılmış olan Arnavut Müslümaları yaşıyordu. Boşnaklar, yani Sırpça-Hırvatça konuşan Müslümanlar, Bosna ve Hersek’in neredeyse tamamına yerleşmişlerdi. Bu topraklar 1878 yılında Avusturya tarafından işgal edilmiş ve bir bölümü Karadağ’a bırakılırken, Novi Pazar sancağı birleşik Osmanlı-Avusturya idaresi altında kalmıştı. (Bunun sonucunda Bosna’dan Osmanlı devletine büyük bir göç olmuştu.) Bulgarca konuşan Müslümanlar yani Pomaklar anavatanları olan Edirne ve Selanik vilayetleri içerisindeki Rodop Dağları’nda yaşıyorlardı. Çerkez olarak bilinen Kafkas Müslümanları, 1862-1878 yılları arasında, kısa bir süre için Balkanlar’a yerleşmiş olduklarından bunların yerel topluluklar arasında sayılmasına gerek yoktur. Türkçe’ye çok yakın bir lehçeyle konuşan ve Türki kökenli başlıca Müslüman topluluğu olan Kırımlılar, Dobruca’ya ve Bulgaristan’ın doğu ve kuzey bölgelerine yerleşmişlerdi. Müslümanların 1864-1877 yılları arasında Avrupa vilayetlerindeki ortalama dağılımı, en güvenilir birkaç kaynak tarafından verilen rakamlara göre gösterilmektedir.

Kuzey Afrika, Mısır, Arap yarımadası ve Suriye’yle Irak’ın güney bölgelerindeki Müslüman nüfusun etnik ve dilsel açıdan sınıflandırılması, bu bölgelerde Arapça konuşan Müslüman nüfusun etnik ve dilsel açıdan sınıflandırılması, bu bölgelerde Arapça konuşan Müslüman nüfusun hakim olması yüzünden görece daha kolaydır. Bununla birlikte Arap, Türk, İranlı ve Kürt aşiretlerin karşılaşma noktası olan Suriye’nin kuzeyindeki topraklar ve Irak’ın dağlık bölgeleri, birbirinden farklı dillerin ve toplumsal örgütlenmelerin harmanladıkları bir pota durumundaydı.

Bu bölge, Çerkezlerin ve diğer Müslüman göçmenlerin Beyrut çevresine, Halep ve Bağdat bölgelerine, Hicaz demiryolu ve Suriye kıyı şeridi boyunca yerleşmeleriyle birlikte daha karmaşık bir hal aldı. Bu bölgede Lübnan’a yerleşmiş olan yaklaşık 150.000 Dürzi, Suriye kıyılarında yaşayan 200.000 Nusayri (Aleviydiler) ve esas olarak Halep ve Musul’un kuzey bölgelerinde bulunan 150.000 Yezidi (ateşe tapınanlar) gibi Sünni olmayan (bazen bunların iyi Müslümanlar olmadıkları düşünülüyordu) topluluklar bulunuyordu.



Avrupa Eyaletlerindeki Müslümanlar, 1860-1878

A. ETNİK TOPLULUK OLARAK (yaklaşık rakamlar)



Etnik Topluluk Vilayetler Sayı %

Türkler, Çerkezler, İstanbul ...................... 342.200 ...... 57

Pomaklar ve Arnavutlar Edirne ...................... 597.100 ...... 39

Tuna ......................... 945.000 ...... 45

Sofya ........................ 154.000 ...... 23

Selanik ...................... 264.000 ...... 49

Yanya ........................ 430.000 ...... 36
Arnavutlar ve Türkler Manastır (Kosova) ...... 860.000 ....... 56

İşkodra ...................... 141.000 ....... 47


Bosnalılar (Boşnaklar) Bosna ve Hersek ........ 520.000 ...... 40
Türkler Girit ............................. 48.400

Adalar ........................... 80.000 ....... 50


TOPLAM .....................................................................4.384.500 ...... 44,6
B. ETNİK TOPLAM RAKAM OLARAK (yaklaşık rakamlar)

Türkler ...................... 2.000.000

Arnavutlar ................. 1.300.000

Boşnaklar .................... 600.000

Çerkezler ..................... 400.000

Diğerleri ......................... 84.500

TOPLAM ................... 4.384.500



Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   253   254   255   256   257   258   259   260   ...   269




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin