Bosna-Hersek’teki Kantonlar
İDARİ YAPI
Bosna-Hersek Devletinin yapısı 1992-95 yılları arasında cereyan eden iç savaşı sona erdiren Dayton Barış Anlaşmasıyla (DBA) belirlenmiş olup ülke Bosna-Hersek Federasyonu (Federasyon da kendi içinde 10 Kantona ayrılmıştır) ve Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska-RS) olarak iki entiteye (devletçiğe) ve bir küçük özerk bölgeye (Brcko) bölünmüştür. Her entitenin siyasi ve ekonomik yapılanması birbirinden farklıdır.
Bosna-Hersek Federasyonu Boşnaklar ve Hırvatlar arasında 31 Mart 1994 tarihinde imzalanan Washington Anlaşması ile kurulmuştur. Federasyon içindeki 10 kanton nüfus yapılarına göre “Hırvat yoğun”, “Boşnak yoğun” veya “etnik olarak karışık” kantonlar olarak ayrılmışlardır. Buna göre Federasyon bünyesinde 5 Boşnak yoğun, 3 Hırvat yoğun ve 2 karışık kanton bulunmaktadır. Her kantonun kendi seçmenlerince doğrudan seçilen bir Başkanı ve Meclisi bulunmaktadır. Kanton meclislerinin üye sayısı her kantonun nüfusuna göre değişmektedir. Kanton Meclisleri, Başkan tarafından önerilen Kanton Başbakanını ve Hükümetini onaylamaktadır.
BH Federasyonundaki Kantonlar şunlardır :
1. Una-Sana Kantonu (B)
2. Posavina Kantonu (H)
3. Tuzla Kantonu (B)
4. Zenica-Doboj Kantonu (B)
5. Bosna-Podrinje Kantonu (B)
6. Merkez Bosna Kantonu (K)
7. Hersek-Neretva Kantonu (K)
8. Batı Hersek Kantonu (H)
9. Saraybosna Kantonu (B)
10. Livno Kantonu (H)
(B): Boşnak yoğun; (H): Hırvat yoğun; (K): Karışık
Kanton meclislerinin ve hükümetlerinin üzerinde “Bosna-Hersek Federasyonu Temsilciler Meclisi” ve “Bosna-Hersek Federasyonu Halk Meclisi” adıyla iki kanattan oluşan Bosna-Hersek Federasyonu Parlamentosu ve Bosna-Hersek Federasyonu Hükümeti yer almaktadır.
EKONOMİK YAPI
Bosna-Hersek Devleti, 1992-95 yılları arasındaki iç savaşı sona erdiren Dayton Anlaşmasıyla Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska) olarak iki entiteye (devletçiğe) ve bir küçük özerk bölgeye (Brcko) bölünmüş olup her entitenin siyasi ve ekonomik yapılanması, dolayısıyla da mevzuatı birbirinden farklıdır. Ülkenin bütününde tek bir ekonomi ve ticaret alanı (single economic space), tek bir gümrük idaresi ve tek bir ekonomi mevzuatı oluşturulması için çalışmalar devam etmektedir. Savaştan sonraki yıllarda büyük ölçüde uluslararası yardımlara bağlı olarak hızlı bir artış gösteren ülke GSMH’si, 2001 yılı içerisinde de büyümesini devam ettirmiş, ülkenin sanayi malları üretimi savaş öncesinin % 40’ına, ihracatın ithalatı karşılama oranı % 35’e ulaşmıştır.
Dağlık ve ormanlık yapısı nedeniyle tarıma elverişli arazisi olmamakla birlikte, Kuzey Posavino bölgesindeki tarımsal potansiyel küçük yiyecek işleme endüstrisini destekleyebilecek boyuttadır. (Buğday, mısır, meyve, sebze)
Ülke doğal kaynaklar açısından çok zengin değildir. Ancak, demir, kömür, boksit, civa, asbest, tuz ve manganez yataklarına sahiptir.
Kaynaklar:
1. www.lib.utexas.edu/maps/bosnia.html
2. www.tbmm.gov.tr/ul_kom/bosna-hersek/bosna_hersek.htm
BOŞNAKLAR – 3
Sancak
Merkezi : Novi Pazar ( Yenipazar )
Nüfus : 530.000
Yüzölçümü : 8.687 km2
Etnik Dağılım : Boşnak ( Müslüman ) 67 %, Diğer (Hırvat, Sırp)
Başıca Şehirleri : Novi Pazar (Yeni Pazar), Tutin, Bijele Polje ( Akova ),Rozaje, Sjenica
Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin Güneydoğusunda bulunan Sancak, Balkan yarımadasının merkezinde Sırp-Karadağ Cumhuriyeti’ne bağlı kendine özgü jeopolitik bir bölge olup 350.000 Müslüman Boşnak’ın yaşadığı bir yerdir.
Novi Pazar (Yeni Pazar), Tutin, Rojaye, Yeni Varoş, Bijele Polje, Prije Polje, Berane, Plav, Priboj, Sjenica ve Plevla ( Taşlıca ) gibi yerleşim bölgelerinden oluşur. “Sancak “ kelimesi, Osmanlı döneminde bu bölgedeki idari yapının adı iken daha sonra bölgenin siyasi adı olarak kullanılmış olup bütün tarihi ve diplomatik belgelere bu şekilde girmiştir. Novi Pazar ( Yenipazar) şehri bölgenin başkenti olup kültür ve alışveriş merkezidir.
Sancak tarihte Novi Pazar kentinden yönetildiği için “ Novi Pazar Sancağı “ olarak anılır.Ne var ki, bu çok zengin tarihe sahip bölgeden, Yugoslavya resmi tarihinde çok az bahsedilse de, dünya çapında bütün resmi kayıtlarda , diplomatik sözlüklerde, tarihi ve siyasi haritalarda genişçe yer alır.
Osmanlı'lardan önce Bosna'ya ait olan Sancak, XV. Yüzyılda Osmanlı hakimiyetine girerek Türk'lerin yerleşmesine sahne olmuştur ve 1578 yılındaki bir değişimle Bosna'yı oluşturan 7 sancaktan biri olarak Bosna'ya bağlanmıştır. Stratejik öneme sahip olan ve Avrupa'nın yolunun geçtiği bu bölge, Osmanlı tarafından fethedildikten sonra Avrupa içlerine yapılan akınlarda bir üs olarak kullanılmıştır.
Bölgeye, Osmanlı'ların ilk akınlarıyla birlikte Orta Asya'dan gelen ve bir süre Karaman, Konya gibi bölgelerden getirilerek yerleştirilen akıncı aileleri bölgede Osmanlı hakimiyeti sona erdikten sonra da uzun bir süre Sırp'lara ve yabancı güçlere karşı savaşmışlardır. Sancak Türkleri zaman içerisinde çevredeki, Müslümanlığı kendi isteğiyle kabul eden diğer halklarla (Bogomiller) kaynaştılar ve Bosna'lı anlamına gelen “ Boşnak“ adıyla anılmaya başladılar.
Sancak, 2 Şubat 1877 tarihinde Osmanlı yönetimince Bosna Eyaleti’ne bağlı bir Sancak iken ayrı bir Eyalet haline getirildi. Yenilerek çıktığımız 93 Harbi’nin ardından 14 Haziran 1878’de toplanan Berlin Kongresi, Sancak’ı, Bosna Hersek, Sırbistan ve Karadağ sınırları dışında ayrı bir bölge olarak tanımlayarak, Osmanlı hakimiyeti altında bıraktı.
4 Temmuz 1878’de, 5000 mevcutlu Avusturya-Macaristan garnizonu Sancak’a girerek Plevla, Priyepolye ve Priboy şehirlerine yerleşti. Avusturya-Macaristan askerleri 1908 yılına kadar bu bölgede işgalci olarak kaldılar. Berlin Kongresi’nde, Osmanlı’ya bağlı otonom bir bölge olarak tanımlanan Sancak’ın, 21 Nisan 1879 tarihinde yapılan Yenipazar veya İstanbul ismiyle anılan anlaşma ile Osmanlı devleti’nin dışında ayrı bir hukuki statüsü olduğu uluslararası alanda tanındı. Özerk yönetim ve toprak bütünlüğüne kavuşan Sancak, 1912 yılında Sırbistan ve Karadağ tarafından işgal edilene kadar bu statüsünü sürdürdü. Bu tarihte Sırbistan-Karadağ ittifakının saldırı ve işgali başladı. Zaten, daha 1876’da Venedik’te bir araya gelen Sırbistan ve Karadağ’lı idareciler, Sancak’ı nasıl paylaşacaklarına dair bir anlaşma bile imzalamışlardı. Sancak, Balkan Harbi yenilgisinden sonra 1913’te imzalanan Belgrad anlaşması ile Sırbistan ve Karadağ arasında paylaşılarak Osmanlı hakimiyetinden çıktı.
1917 yılında Senica’da toplanan Sancak’ın siyasi liderleri, bölgenin eski sınırları içerisinde bağımsızlığının tanınması gerektiğini bütün dünyaya duyurdular. Fakat, 1918 yılında Yugoslavya Krallığı kurulunca Sancak hukuki statüsünü kaybettiği gibi bağımsızlık çabalarında bulunan bu kişiler de tutuklunarak hapsedildiler. Daha sonraki yıllarda da Sancak’ın kaderi değişmeyerek, masum insanların baskı altında yaşadığı bir bölge oldu.
1937'de Yugoslavya Komünist Partisi, “Müslüman Boşnak”ları ayrı bir etnik grup olarak kabul etmişse de idari birimler hiç bir şekilde Müslüman Boşnak terimini kullanmamakta ve Sırp asıllı Müslümanlar dayatmasına uygun olarak sadece “Müslüman” demektedir. 20 Kasım 1943’te Plevla’da kurulan Sancak Anti Faşist Milli Meclisi’nin amacı, Yugoslavya’nın geleceğinde Sancak’ın tekrar özerk bölge statüsünü elde etmekti.
II. Dünya Savaşı yıllarında Sancak, kendi özel idari birimlerini ve askeri örgütünü oluşturdu. Ancak, 29 Mart 1945’te Sancak’ın özerkliği komünistler tarafından tamamen yok edilip, toprakları da Sırbistan ve Karadağ arasında paylaşıldı. Sancak, bugün “Sırbistan Sancak’ı ve Karadağ Sancak’ı” olarak ikiye bölünmüş durumdadır. Ancak, Sırbistan ve Karadağ’ın hiç bir hukuki temele dayanmayan bu paylaşımı, uluslararası alanda kabul edilmemiş ve bu oldu bitti tanınmamıştır.
Yugoslavya anayasasında Sancak'a özerk bölge statüsü verilmemiştir. Osmanlıdan sonra kurulan üç Yugoslav Devleti (Yugoslav Krallığı, Federal Sosyalist Yugoslav Cumhuriyeti ve bugünki Yugoslavya Cumhuriyeti) de Sancak halkının etnik varlığını inkar etmiştir. Sancak’ın siyasi ve kültürel bir özerkliği de yoktur ve Boşnaklar anayasal olarak da tanınmamaktadırlar.
1878 Berlin Kongresi'nden bugüne kadar 125 yıllık süreç içerisinde bölgede büyük baskı ve katliamlar yaşanması sebebiyle Sancak'tan başta Türkiye olmak üzere büyük göçler olmuştur. Ulaşılan resmi kaynaklara göre 1912 -1914 yılları arasında Sırbistan ve Karadağ tarafından ablukaya alınmış olan Sancak'ın Sırp kesiminden 40.000, Karadağ kesiminden 16.000 kişi Türkiye'ye göç etmiştir ve bu sayıya çocuklar dahil değildir. Cumhuriyet dönemine ait resmi kayıtlarda ise 1927 1936 yıllarında 19.000 kişi, Yugoslavya Krallığı ile 1938'de yapılan anlaşma gereğince 40.000 kişi, 1945'te yapılan anlaşma gereği (Aleksandar Rankoviç terörüne maruz kalan ) 16.000 kişi Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Özellikle komünist yönetimi zamanında Sancaklıların önüne; Sırp kimliğini kabul etmek, Türkiye’ye göç etmek veya ölümü göze alarak yaşamak şeklinde üç seçenek bulunuyordu.
Tito’nun ölümünden sonra başlayan kaostan bir türlü kurtulamayan Yugoslavya 1991’de parçalanma sürecine girince Yugoslav federasyonunu oluşturan cumhuriyetler birer birer bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu arada, Sancaklılar da eski (özerklik) statüsülerini elde edebilmek için çalışmaya başladılar.1991 yılında, Sancak’ta yaşayan müslüman halkın, her çeşit siyasi, ekonomik, kültürel ve insani haklarını korumak amacıyla “Sancak Müslümanları Meclisi” kuruldu. Kısa süre sonra adı “Sancak Müslüman Boşnak Milli Meclisi” olarak değiştirildi. Başkanlığını Süleyman Ugliyanin yaptığı Meclis, bölgedeki bütün siyasi partileri, meslek odalarını, insani ve kültürel amaçlı kuruluşlarını ve kadın örgütlerini bünyesinde toplamayı başardı. Meclis, BM, AGIT, Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütler nezdinde Sancak’ı temsil etmekte olup Sancak halkının kaderine tesir eden büyük çalışmalar yapmıştır.
Türkiye’deki Boşnaklar
Bana göre Sancak’da yaşayan Boşnaklar, Bosna-Hersek’e sistemli bir şekilde göç edip hem sırp baskısından kaçarak kendi benliklerini korumuş hem de Bosna-Hersek Boşnak nüfusunu arttırarak seçimlerde ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olabileceklerdir.
Bugün Türkiye’de özellikle Trakya, İstanbul, Bursa, İzmir, Adapazarı, Çanakkale ve Balıkesir ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 1 milyonu aşkın Boşnak yaşamaktadır. İstanbul'da sadece Pendik ve Bayrampaşa'da binlerce Boşnak bulunmaktadır. Pendik'in Yenimahalle, Sapanbağları, Yeşilbağlar, ve Bahçelievler mahallerinde 40 bin’e yakın Boşnak yaşamaktadır.
Bosna-Hersek ve Sancak’daki Boşnaklar Türkiye' yi vatanları olarak görüyor ve Türkiye' den her alanda daha fazla destek istiyorlar. Sırplar ve Hırvatlar onlara “Turçin” diyor. Anlamı “ Türk “ demek . Fazla söze ne hacet.
Kaynak: www.sanjak.org
Dostları ilə paylaş: |