Ispiroğlu


HZ. PEYGAMBERİN HAKEMLİĞİ VE VERDİĞİ HÜKÜMLERİN KABULU



Yüklə 294,49 Kb.
səhifə10/13
tarix01.03.2018
ölçüsü294,49 Kb.
#43481
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

5.2. HZ. PEYGAMBERİN HAKEMLİĞİ VE VERDİĞİ HÜKÜMLERİN KABULU


Yüce Allah, Hz. Peygamber’ izaha muhtaç ayetleri beyan etme yetkisi verdiği gibi onun hakemliğini ve verdiği hükümlerin kabulünü de vurgulu bir şekilde öngörmüş, bunu imamın gereklerinden saymıştır. Bu durumda onun Kur’an’ın dışında hüküm koyma yetkisine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Onun verdiği hükümler hiç şüphesiz ki vahyin kontrolü altında idi. Nitekim onun bazı küçük yanılgıları bile vahiy ile tamamen düzeltiliyor, ve ikaz ediliyordu. Bu yüzden onun verdiği hükümlerin tamamı vahyin tastikinden geçmiş oluyordu. Şimdi genel olarak ise Hz. Peygamber’in hüküm verme yetkisini ve verdiği hükme razı olmanın gerekliliğini dile getiren ayetleri görelim.

Hayır, Rabbin hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme, içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyle teslim olmadıkça inanmış olmazlar.143

Görüldüğü üzere ayeti kerimede insanlar arasındaki ihtilafları Hz. Peygamber’e getirmeleri ve onun getirdiği hükme tam bir teslimiyetle teslim olmaları ve o hükmü gönülden kabul etmeleri istenmekte ve aksi davranışta bulunanların imanlarının geçersiz olacakları buyurulmakta bu uyarı ayrıca yemin ile pekiştirilmektedir.

Evlerinizde oturun, ilk câhiliye(çağı kadınları)nın açılıp kırıtması gibi açılıp kırıtmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itâ'at edin. Ey Ehl-i Beyt (ey peygamberin ev halkı), Allâh sizden, kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.144

Bu ayette de ‘Allah ve resulü bir şeye hükmettiği zaman’ ifadesi Allah yanın da Hz Peygamberin de hüküm koyma yetkisine sahip olduğunu ortay koymakta onlara verdiği hükme uyulması ve başka bir ihtimalin sapıklık olacağı ifade edilmektedir.

Ey inananlar, Allah'a itâat edin, Elçiye ve sizden olan buyruk sâhibine itâat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; -Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız -onu Allah’a ve Elçiye götürün. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir. 145

Bu ayette müminlerin aralarında çekişip durdukları konularda hükmü Hz. Peygamber’e terk etmeleri, Allah’a ve Ahiret gününe inanmakla eş değerde tutulmaktadır.

Bu ayeti tefsir ederken Ebussuud şunları söylemektedir: bu ayet gereğince şer’i hükümler üçtür. Kitap ile sabit olanlar, sünnet ile sabit olanlar, bir de bu iki ana kaynağa irca ile sabit olanlar.146

Elçinin, aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Elçisine çağırıldıkları zaman inananların sözü ancak: "İşittik ve itâ'at ettik" demeleridir. İşte umduklarına erenler bunlardır, bunlar. 147

Görüldüğü gibi bu ayette de Allah Resulunun verdiği hükme razı olunması Yüce Allah tarafından istenmekte ve bu durum Allah’a ve ahiret gününe inanmakla irtibatlandırılmaktadır. Bu ayette geçen Allah’a çağrılmak Kur’an’a Resul’e Çağrılmak da sünnete çağrılmak demektir.


5.2.1. HZ. PEYGAMBER’İN VERDİĞİ HÜKME RAZI OLMAYANLARIN DURUMUNU İFADE EDEN AYETLER


Kim de Allah'a ve Elçisi'ne karşı gelir, O'nun sınırlarını aşarsa, Allâh onu, sürekli kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azâb vardır. 148

Nankörlük edip, (Allâh'ın) Elçi(sin)e karşı gelenler, o gün yerin dibine geçirilmeyi isterler ve Allah'tan hiçbir söz gizleyemezler. 149

Kim Elçi'ye itâ'at ederse Allah'a itâ'at etmiş olur. Kim de yüz çevirirse (bil ki), biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. 150

Kim de kendisine doğru yol belli olduktan sonra Elçi’ye karşı gelir ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü yola yöneltiriz ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir gidiş yeridir orası! 151

Bilmediler mi ki kim Allah'a ve Elçisine karşı koymağa kalkarsa onun için sürekli kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte, büyük rezillik budur. 152

Benim yapabileceğim sadece Allah'tan (bana vahyedilenleri) size duyurmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir. Artık kim Allah'a ve Elçisine baş kaldırırsa, ona içinde sürekli kalacağı cehennem ateşi vardır. 153

Hz. Peygambere itaati emreden ve ona karşı gelmeyi yasaklayan bu ayetler, ona itaatin isteğe bağlı değil, zorunlu olduğunu keşsin bir şekilde ortaya koymaktadır.bu da elbette ki ona inanmanın ve onu Allah’ın buyurduğu gibi en güzel örnek olarak kabul etmenin zorunlu bir sonucudur.

5.2.1.1. HZ. PEYGAMBERE HELAL VE HARAM KILMA YETKİSİNİN VERİLMESİ


Hz. Peygamber hüküm verirken bazen doğrudan doğruya bir ayete dayanmış bazen Kur’an dışı bir ayete isnat etmiş, bazen de dinin ruhuna en iyi hakim olan zat olarak kendi ictihadı ile hareket etmiştir. ama her halukarda onun peygamberlik görevi ile ilgili bütün tasarrufları vahyin kontrolünden geçmiştir.

Hz. Peygamber’in Kur’an’da olmayan hususlarda vermiş olduğu hükümlere örnek olarak, beş vakit namazın zamanı, rekatları, nasıl kılınacağı, vitir namazının vacip oluşu, namazlarda Kabe’den önce Beyt-i Makdis’e yönelme, orucu bozan ve bozmayan şeyler, kimlere zekatın farz olduğu, miktarı, şer’i boşanmanın şekli, diyetlerle ilgili bir çok hükümler, içki içmenin cezası, hırsızın hangi miktarda ceza yaparsa cezalandırılacağı, hayızlı kadının namaz kılmaması, büyük annenin mirası gibi hususlardır.154

Hz. Peygamber genel olarak tatbikatta ortaya çıkan konularda hüküm koyma yetkisi verildiği gibi, Kur’an’da bulunmayan hususlarda da ayrıca hüküm koyma yetkisi verilmiştir. Nitekim aşağıdaki ayetler bu hususu açık bir şekilde ifade etmektedir.

O (Peygamber) ki, kendilerine iyiliği emreder, kendilerini kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri harâm kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. O'na inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber indirilen nura uyanlar, işte felâha erenler onlardır.155

Bu ayette dikkati çeken husus, o peygamber kendine temiz şeyleri helal kılıp, pis şeyleri haram kılar, ifadesi ile Yüce Allah’ın helal kılma ve haram kılma yetkisini, doğrudan doğruya Hz. Peygamber’e izafe etmesidir.bunu teyit eden bir başka ayette de şöyle buyurulmaktadır.

Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allâh'ın ve Elçisinin harâm kıldığını harâm saymayan ve gerçek dini din edinmeyen kimselerle, küçül(üp boyun eğ)erek elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savaşın.156

Aynı şekilde bu ayette de Yüce Allah, haram ve helal kılma yetkisini kendisinden sonra Resulüne izafe etmektedir.

İşte bu ayetleri görmezlikten gelmek ve tek hüküm koyucunun Allah olduğunu söylemek aksi bir durumu ise anonim bir şirkete benzetmek gibi bir anlayışın Kur’an’a dönmek gibi bir slogan ile hiçbir alakası yoktur. Aksine böyle bir anlayışın Kur’an’a dönmek değil, Kur’an’ı devre dışı bırakmak, onun anlaşılması üzerine set çekmek, ve Kur’an’a istene bütün düşünceleri söyletmek isteyenlere yardım yolunda atılan bir adımdan başka bir görüntüsü olmadığını düşünüyoruz.

Hz. Peygamber hüküm koyarken, bu hükümleri kendi kafasından koymamıştır. Resulullah’ın KurA’an ışında onda olmayan hükümleri koyması da elbetteki bir vahyin mahsülüdür ve Hz. Peygamber’in bu noktada koymuş olduğu hükümler ‘ o size temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar’157 ayetine racidir.

Nitekim Hz.Peygamber bir hadisinde: Haberiniz olsun! Bana bir kitab ve bir o kadar da sünnet verildi. Haberiniz olsun rahat koltuğu üzerinde karnı tok bir halde kurulmuş kişinin , ‘Bu Kur’an’a sarılın. Onda nelere helal denmişse onları helal edinin nelere de haram denmişse onlara haram edinin’ diyeceği zaman yakındır. Haberiniz olsun ehli eşeğin eti size helal değildir. Yırtıcı hayvanlardan köpek dişli olanlar da helal değildir. Anlaşmalı olanların yitikleri de helal değildir. Ancak sahipleri tarafından ihtiyaç duyulmadan atılan müstesna. Kim bir topluma misafir olarak inerse onu ağırlamaları o topluma gerekli bir görevdir. Şayet misafir etmezlerse hak ettiği miktar kadar onları cezalandırır.’158 buyurmuştur.

Hz. Peygamber’in Kur’an dışında koyduğu hükümlerin geçersizliğini iddaa edenlerin diğer bir iddaaları da bu hükümlerin Kur’an’a aykırı olduğu şeklindedir. Elbetteki Hz. Peygamber’in koyduğu hükümlerin Kur’ana aykırı olduğu düşünülemez. Bu noktada yapılan en büyük yanlışlık, peygamberin Kuran’da olmayan bir hükmü ortaya koymasının Kur’an’a aykırılık noktasında ele alınmasıdır. Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız gibi Hz. Peygamber’e genel olarak ortaya çıkan bazı konularda hüküm koyma yetkisi verildiği gibi Kur’an’da olmayan hususlarda ona haram ve helal kılma yetkisi verilmiştir.

5.2.1.2.HZ. PEYGAMBERİN TEŞRİİN ÖRNEKLERİ


Resulullah’ın kur’an dışında hükümler vazettiği bütün bu açıklamalar ile ortaya çıktıktan sonra onun teşriinden birkaç örnek verelim.

Kur’anda zikredildiği gibi ‘ Allah arınanları sever.’ Ve ‘namaza kalktığınız zaman ellerinizi ve yüzünüzü yıkayın’ emri verilmektedir. Bu gayeyi gerçekleştirmek için ihtiyacı giderildikten sonra abdest almakla bedeni ve giysileri temizlemekle ve en azından haftada bir kez yıkanıp Cuma günleri gusletmekle ilgili ayrıntıları açıklayıp beden ve elbisenin nasıl temiz tutulacağı, bizzat Hz. Peygamber kendi yaşantısıyla göstermiştir.

Temizlik: İbadeti yerine getirecek temizlikte olmamanın ne anlama geldiği, hangi durumlarda arınılacağı, hangi şartlarda arınmanın gerekmediği ve temizlenmede kullanılacak usul ve ayrıntılar yine Resulullah tarafından bizzat açıklanmıştır.

Abdest: Kur’an, namaz için kalkındığında abdest alınması emrettiğinde Resulullah ağzın ve burnun çalkalanması ile burnun temizlenmesinin yüzü yıkamaya dahil olduğunu, kulakların başa ait olmaları nedeniyle ıslak elle baş mesh edilirken abdestin ne zaman bozulduğuna ne zaman bozulmadığına, hangi suyun tamiz, hangi suyun kirli olduğunu açıklamıştır.

Miras: Kur’an’da açıklandığı kadarıyla miras hukuku, eğer bir merhum ardından erkek bırakmaksızın yalnız bir tek kız bırakmışsa kız çocuğu mirasın yarsını ikiden fazla kız çocuğu bırakmışsa bunların mirası üçte ikisini alacağını belirtir. 159 ancak iki kız evladın mirası nasıl paylaşacakları Kur’an’da açıklanmamıştır. Bunların ikiden fazla kız çocuklarına benzer şekilde hisse sahibi oldukları Resulullah tarafından açıklanmıştır.

Yasaklanan Evlilikler: Kur’an iki kız kardeşin aynı anda evli olmasını yasaklar.160 Resulullah da hala ve yeğenin yahut teyze ile yeğenin aynı anda bir nikah altında tutulmalarının da yasaklanmış olduğunu beyan eder.

Hacc: Kur’an hac farizasını genel ifadelerle anlatır. Faka bu yükümlülükten kurtulabilmeleri için mü’minlerin bir yıl mı yoksa ömürlerinde bir kez mi hac yapacakları açıklanmaz. 161Resulullah bu farziyetin güç yetirenler için hayat boyunca bir kez olduğunu beyan etmiştir.

Hırsızlık: Kur’an, hırsızların cezasını zikredip ellerin kesilmesini emreder.162 Ancak ellerin kesilmesi için çalınmış olması gereken minumum miktarı veya değeri belirtmez. Belirli bir değerden az hırsızlık, yahut çocuklar veya fkir kimseler tarafından yiyecek çalınması vb. durumlarda elleri kesilmeyeceğini Resulullah açıklamıştır.

Namaz: Kur’an mü’minlere namazın şeklini, zamanını, namazda na okunacağını gibi detaylı bilgileri zikretmeden namazı ikame etmelerini, zekatı vermelerini, hacı yerine getirmelerini, emreder. Namazın niteliği, şekli namazda ne okunacağı, ve zekatla ilgili en ufak ayrıntıları açıklayan Resulullah’dır. Hac esnasında giyilecek elbiseler ve haccı oluşturacak diğer esaslar, Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır. Hz. Peygamber’in beyanları olmadan mü’minler bu ibadetlerin gerçek niteliğini kavrayamazlar.

5.2.1.3. KANUN KOYUCU VE UYGULAYICI OLARAK HZ. PEYGAMBER


Hz. Peygamber Kur’an’ın hükümlerini tefsir etmiş, ve hayatın fiili problemlerine bu hükümlerin uygulanış tarzı hakkında izahlarda bulunmuştur. Kur’an’ın ihtiva ettiği ilahi ahkamın herhangi birini değiştirmemiş, akine onun tefsir ve izah edicisi, olarak hareket edip onu tatbik etmiştir. ilahi hükmün tatbikini gösteren ilk şahıs Resulullah’dır. Allah resulu olması sebebiyle Allah’ın kanunlarının uygulanmasını en iyi bilen de odur. Unun hayt tarzı ve uygulamaları Müslümanlar üzerine bağlayıcı kılınmıştır. Kur’an bu bağlayıcılığı şu ifdelerle açıklar: Kim Elçi'ye itâ'at ederse Allah'a itâ'at etmiş olur. Kim de yüz çevirirse (bil ki), biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.’ 163 ve ‘Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allâh'ın azâbı şiddetlidir.164

Hz. Peygamber in kanunları dünyevi ve uhrevi hayatın her bölüm ve alanını kapsar. Bu şeref dünyada başka bir kanun koyucu veya nebiye değil, yalnızca Hz. Peygamber e atfedilebilir. Hz.Peygamber’in ortaya koyduğu kanun manzumesi bütün gelişim potansiyelini barındırır. Şayet onu yaşama prensipleri olarak kabul eden ilk Müslümanların durumunda olduğu gibi doğru şekilde takip edilirse insanları ilerlemeye ve şerefin doruğuna iletir. Şimdiki Müslümanların ekonomik ve politik alandaki başarısızlıkları Kur’an ve sünnetin kurallarına değil, aksine Müslümanların bu kurallara olan güvenlerinin eksikliğine ve onu hakiki anlamına göre hareket etmemelerine bağlıdır. 165

Allah teala Kur’an’da Hz. Peygamber’den bahsederken şöyle buyurmuştur.: ‘ O (Peygamber) ki, kendilerine iyiliği emreder, kendilerini kötülükten men eder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri harâm kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. O'na inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber indirilen nura uyanlar, işte felâha erenler onlardır. 166 Bu ayette Allah tealanın Hz. Peygamber’e kanunları hazırlama ve uygulama yetkisi verdiği açıkça ifade edilmiştir. Demek ki kanun hazırlayıcısı ve uygulayıcısı sadece Allah değildir. Allahın emrettiği, yasakladığı, helal ettiği, haram ettiği aynı önemi taşımaktadır. Hz. Peygamber Allah’dan aldığı yetki ile bazı şeylerin gerekli bazı şeylerin gereksiz olduğunu belirtmiş, bu hususta çeşitli kaide ve kurallar meydana getirmiştir. Bunlar, Allah’ın kanunları ve şeriatın birer parçasıdır. Bu ve benzeri ayetlerde Hz. Peygamber’in bir takım kanunları çıkarma ve uygulama yetkisine sahip olduğu açıkça anlatılmıştır.167

Allah teala koymadığı bazı hükümleri ersulu vasıtasıyla koyar. Dolaysıyla resulun koyduğu hükümler Allah’ın koyduğu hükümlerdir.168 Resulullah Allah’ın kitabıyla kanun koymuştur. Yani koyduğu kanunun aynısı Kur’anda yoktur. Bir başka ifadeyle Kur’an nassının olmadığı yerde sünnet kanun koymuştur. Resulullah da ne kanun koymuşsa Allah bizi ona uymaya mecbur etmiş ve ona uymayı kendisine itaat saymıştır.


5.2.1.4. SÜNNETİN KUR’AN’DA YER ALAN BAZI HÜKÜMLERİ NESHETMESİ


Sünnet, kitabın müphem, müşkil ve mücmelini açıkladığı ammını tahsis mutlakını takyid etiği gibi cumhura göre nasih ve mensuhu da bildirir. 169 Yani biz nasih ve mensuhu sünnet vasıtasıyla öğreniriz. 170 Sünnetin dördüncü görevi de mütevatir sünnetin Kur’an’ı neshetmesidir. 171

Hz. Peygamber kendiliğinden bir ayeti neshedemez. O vahiy ile konuşur. 172 ve vahye tabi olur.173 Öyle ise vahyi nesheder. Sünnet ve Kur’an vahye dayalı oldukları için birbirlerini neshedebilirler. 174

Nesh şeri ahkamın yerleşmesini temin maksadıyla ilahi hikmet gereği gerçekleştirilmiş şer’i bir tasarruftur. Nesh, üzerinde düşündüğümüzde bu uygulamanın islama yeni girenler için gerçekleşmiş olduğunu göreceğiz. Mesela, önceleri kıble Beyti makdise karşıydı. Sonra Kabe oldu. Bunu örnekleri çoktur 175.

Eğitim ve öğretimde önemli bir yer işgal eden, nesh kavramının anlamı ve buna dair örnekler üzerinde birkaç söz etmenin yararlı olacağı kanaatindeyiz.

Nesh kelimesi lugat manası açısından yok etmek, izale etmek ve ayazmak anlamlarına gelmektedir. Istılahi anlamda nesh, şer’i bir hükmün daha sonra gelen şer’i bir hükümle kaldırılmasıdır. 176

Alimler arasında kitabın, kitabı; sünnetin de sünneti neshi konusunda ihtilaf yoktur. Bazı ayetler, bazılarını neshettiğine dair usul kitaplarında örnekler verilmiştir. Sünnetin sünneti neshi konusunda da, mütevatirin mütevatiri , ahadın ahadı neshetiği kabul edilmiş ve ‘sizi kabir ziyaretinden nehyetmiştim, onları ziyaret ediniz.’ 177 hadisi örnek verilmiştir. Yalnız alimler arasında Ebu Müslim el- İsfehani neshin varlığını inkar eder. 178 Kur’an’ın sünneti ve sünnetin Kur’an’ı neshi hususu ise ihtilaflıdır. İbn Hazm, Kur’an ve sünnetin vahye dayandığını ileri sürerek birbirlerini neshetmelerinin caiz olduğunu savunur.179 Gazali ve Amidi de Kur’an ve sünnetin birbirlerini neshedebileceğini söyler.

Bilindiği gibi Hanefiler, mütevatir ve meşhur sünnet ile kitabın neshedebileceği kanaatindedirler. Onlara göre nesh bir hükmün son bulduğu açıklamadan ibaret olunca, kitaptaki bir hükmün sona erdiğini peygamber açıklayabilir.zaten peygamberimizin görevi ilahi hükümleri açıklamak değil midir? Ancak şunu belirtmek gerekir ki sünnet ile nesih, kitabın sadece hükmünde cari olur, nazmında olmaz. Zira sünnet ile kitabın nazmının değiştirme ve ortadan kaldırma caiz değildir. 180 İma-ı Şafi ise sünnetin Kur’an’ı neshedemeyeceğini savunur.181

Netice olarak şunu söylemek mümkündür. Cumhura göre Kur’an’la Kur’an’ın, Kur’an’la sünnetin, sünetle de Kur’an’ın neshi caizdir. Zira her ikisi de vahiy ile gelmiştir. 182

Bunlar çeşitli örnekler verilmiştir. Biz her üçüne sırayla birer örnek verelim.kur’an’da içki yasağı ile ilgili inen ayetler dört tanedir. Birinci ayet: ‘üzümlerden içki ve güzel rızık elde edersiniz.183 İkincisinde: ‘Sana içki ve kumardan soruyorlar. Deki o ikisinde büyük günah vardır. İnsanların bazı faydaları varsa da günahları faydasından büyüktür.184 Üçüncüsü: ‘Ey iman edenler sarhoş iken namaza yaklaşmayın.185 Sonuncusu ise, ‘Ey iman edenler içki kumar , dikili taşlar, şans okları, şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının.186 Buyurulmakta ve dördüncü ayette diğerlerinin hükmü kaldırılarak içki yasaklanmaktadır.

Beytul Makdis’in kıble olarak tayini sünnetle bilinmektedir. Ayetlerde oraya dönüleceğine dair malumat yoktur. Ancak bu sünnetin ‘Mescidi Haram tarafına yüzünü çevir.187 ayetiyle neshedildiğini nakledilmiştir. ’188

Sünnetle Kur’an’ın neshedildiğine dair de şu örnek vardır. ‘Birinize ölüm yaklaştığı zaman eğer bir hayır bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah’dan korkanlar üzerine borçtur.189ayetinin hükmü ‘ Varise vasiyet yoktur. Hadisiyle neshedilmiştir.190


Yüklə 294,49 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin