ANSÎKLOPEDlSİ
mektedir. Dişbudak tohumu suda kaynatılıp içilirse idrarı sökdürür.
Dişbudak her toprakta yetişirse de, sulak, batak, derin topraklı yerleri çok sever, bu yerlerde boylandıkca boylanır. Terkos Gölü dolayının 308 hehktarının içinde dişbudak yetişen bir bataklık olduğu İstanbul Orman Başmüdürlüğünce yaptırılan bir rapordan anlaşılmıştır. Adapazarındaki Süleymaniye Bataklı-ğındaki dişbudak ormanı 1650 hektar, Mustafa Kemal Paşadaki Sarig mevkiindeki bataklıkta bulunan dişbudak ormanı da 400 hektardır. Trakyada sulak ve batak yerlerde dişbudak ormanları vardır.
Dişbudak cinsinin bir nevi olan çiçekli dişbudağa Manna ağacı, Kudret helvası ağacı da denir. Bu ağacın kabukları altında dolaşan besi suyunun çok tatlı bir sıvı olması onun adını almağa sebeb olmuşdur. Bilhassa İtalyada Ka-labrada bu ağaçtan büyük ölçüde kudret helvası istihhsal edilip kuvvet ilâcı olarak piyasaya sürülür.
Dişbudak çabuk büyüyen, gölgeye katla-
nı söylemese yirmi beşden fazla olmadığı rahatça iddia edilir. Sacha'nın orkestrası dört kişiden ibaret: Gerard piyano, Marcel Dutrieux bas, Paul Piguillem gitar, Franck Houplain de bateri çalıyor. Twistin, gençler tarafından dünyanın her tarafında çok sevildiğini, onun için repertuarında birkaç parça twist olduğunu söy-liyen Sacha Distel sözlerine şunları ilâve etti: — Şimdiye kadar yirmiye yakın şarkı besteledim, daha ziyade kendi bestelerimi çalmaktan hoşlanıyorum. Fransız şantörleri içaıde en çok Charles Aznavour'u beğenirim, kendisi ile aynı zamanda çok iyi arkadaşız, şimdi o Paris'te buraya gelmeden evvel benim çalıştığım klüpte çalışıyor, ben Paris'e dönünce, o turneye çıkacak» (Hayat Mecmuası).
îstanbulda beş gün kalmış olan Sacha Distel günlük gazetelerin kaydına göre verdiği konserlerin bir seansında 10,000 Türk lirası al-mışdır. 1963 deki perişan îstanbulun günlük geçim derdleri, milyonu aşan gurebâsı, fukarası düşünülecek olursa, beş günlük misafirliği babalıya mal olmuş bir sanatkârdır denilmese bile, böyle yabancı şöhretlerin konserlerine keselerini seve seve açan bir sınıfın hayır yollarına da yardımını temin için S. Distel ve emsalinin istanbul ziyaretlerinden istifâdeye bakılmalıdır denilir.
DİŞBUDAK AĞACI — (Nebatlar ilminde adı Fraxinus) îstanbulun bazı ormanlarını, yollarım, parklarını, çayırlarını, meydanlarını süs-liyen, koyu gölgeli, iri gövdeli, yeşil ve diş diş yapraklı bir ağaçdır.
Türkçe sözlük dişbudak kelimesine, «diş + budak» kelimelerinden teşekkül etmiş bir isim olarak kaydediyor. Fakat bu adın ağaca hangi yanından ve yönünden verildiğini açıklamıyor. Dişbudak etimolojisi hakkında şimdi-yedek bir incelem de görmedik. 1545 de yazılan Ahteri'de lisanul asfür, lisanül asafir denilen ağaç türkceye kuşdili diye çevrilmiş. Büyük Türk Lûgatı'da bunun dişbudak olduğunu belirtiyor. Buna göre Kadıköyündeki «Kuşdili» mesiresinin adını dişbudak ağacından almış olduğu âkla gelmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin birinci cildinin 165 sayfasında lisanül asfür ağacından bahsetmektedir; 6. cildin 374. sayfasında da dişbudak ağacı diye yazmaktadır. Şu hale göre 300 yıldan daha eski bir zamandanberi dişbudak sözü dilimizde yaşa-
maktadır. 1857 de kurulan Türk Ormancılık Literatüründe de ağacın adı dişbudak olarak geçmektedir.
Yurd ormanlarının % 4. nü teşkil eden diş-buaak ağacına halkımız çeşitli adlar takmıştır: Konya dolaylarında «Suvarmılık», Silifkede «Karadal» Afyon-Bolvadinde «Emen», Adana-Kadirlide «Kars» adı verilmektedir.
Tabiî olarak dağlarımızda, ormanlarımızda büyüyen dişbudak, ekip dikme ile de yetiştirilmektedir. Istanbuldaki başlıca dişbudak nevileri : Büyük yapraklı dişbudak (Fraxinus Ex-celsior) ve çiçeklidişbudak (Faxinus Ornus) dur. Bu ağaçlar genel olarak Büyükdere-Sarr yer arasındaki kıyı boyunda, Bakırköy Gençler Caddesinde, Beykoz Parkında, Defterdarla Eyüb arasındaki yol boyunda sıralanmışlardır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin l- cildinin 165 sayfalarında da Süleymaniye Camii avlusunda lisanil asfür dediği ağaçlarında dişbudak olduğunu yukarda kaydettik.
îstanbulun en ulu en gösterişli dişbudağı Beykoz Farkındadır. Önemli bir tabiat anıdı-dır, gövdesi üç insan kucaklayacak kadar iridir. Boyunu uzun dalları daha da büyük gösteriyor. Bu ağaç çevrenin en göze çarpan varlığıdır. Altında balıkçılar, balık ağları, şoförler, otomobilleri, arabacılar, arabaları taplamr, dinlenir, gölgelenirler. Bu ağacın toprağın derinliklerine dalan kökleri, îshakağa Çeşmesinin denize dökülen yeraltı suyu ile beşlenir.
30 metre kadar boy yapan dişbudak ağacının kerestesi de İstanbul marangozları, mobilyacıları, ağaç işçileri tarafından aranır. Hele günümüzde dişbudaktan yapılan salon, ev eşyaları son derecede modadır. Ak, parıltılı kerestesi, kaplaması cilalanınca daha da göz okşayıcıdır. Esnek, dayanıklı olan dişbudak, silâhların ağaç aksamının yapımında önde gelir. Bu ağaçtan yapılan kazma kürek gibi âlet sapları makbuldür. Yaprakları da iyi bir hayvan yemidir.
Dişbudak, halk hekimliğinde, eczacılıkta hastalara şifalı ilâçlar da verir. Bu ağacın yaprakları kaynatılıp içilirse pekliği giderir, ba-ğarsakları yumuşatır, ateşi düşürür. Dişbudak yaprağının kaynatılmış suyu, romatizmaya, nik-rise iyi gelir; bu suyu çocuklu kadınlar içerse sudu artar, Dişbudak yaprağı yiyen inek, koyun gibi hayvanların da sudunun arttığı bilin-
— 4609
DtŞBUĞDAYCILAR SOKAĞI
nan bir ağaçtır. Budanan ağaç bol dal budak, sap-filiz verir.
Kerim YUND
DİŞBUDAK SOKAĞI — Boğaziçinin Rumeli yakasında Ortaköy sokaklarından; Orta-köy Deresinin batısında köyün alt kısmı içinde İşkenbeci Sokağı ile Sandalcı Mecid Sokağı arasında uzanır (1934 B.Ş.R. Pafta 20/178); yerine gidilip şu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilmedi (aralık 1966).
DÎŞBUĞDAYCILAR SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Eminönü ilçesinin Bayazıd Bucağında Camciali Mahahllesi Sokaklaıından; Bayazıd Medresesi önünde, bu medresl ile meydan arasındaki barakanısı binalar arasında idi (1934 B. Ş. R. Pafta 4/38). 1939-1940 arasında Bayazıd Meydanı tanzim edilr iken medrese önündeki o çirkin barakalar kaldırılmış ve bu sokak meydana katılmışdır. Hâlen Bayazıd Medresesi İstanbul Belediye kütübhânesidir (B.: Belediye kütübhânesi, cild 5, sayfa 2459; Bayazıd Medresesi, cild 4, sayfa 2246; Bayazıd Meydanı, cild 4, sayfa 2251).
Silivrikapusunda Kaadiri Dergâhı (Resim: Ntezih, 1943).