EVRENOS DEDE TÜRBESİ
— 5430 —
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
— 5431 —
EYERCİBAŞI ÇEŞMESİ
du, 1930 da Elektrik idaresine girdi; bu satırların yazıldığı sırada, 1967, aynı idarenin Kadı-köyü şubesinde bulunuyordu.
Çocukluğundanberi ufukla meşgul olmuş-dur; denizi sevmiş, iyi yüzer; güreşmiş, ata binmiş, ve bilhassa okçuluğa büyük bir aşk ile bağlanmışdır; yalnız kemankeş olmakla kalmamış, türk oklarını ve yaylarını en iyi tanıyan biri olmuş, ok ve yay yapıcılığı da öğrenmiş-dir.
Resim sever, eski harf, yazı sanatına karşı da büyük alâkası vardır, ünlü hattat Nec-meddin Efendiden yazı meşketmişdir. Bilhassa talik yazılan güzeldir.
Uzun boylu, vaktinden evvel kırlaşmış, kumral saçlı, babadan ve anadan iki kibar ailenin hakkiyle temsilcisi gaayet nâzik, hatır-nüvaz, vefakâr, otodidakt olarak geniş kültür sahibidir.
EVRENOS DEDE TÜRBESİ — Fatih'de Karagümrük'de Beyceğiz ve Derviş Ali mahalleleri arasında sınır yol olan Hasan Fehmi Paşa Caddesindedir; Müstakil plânlı kagir bir yapı olup kiremitli ahşap bir çatı ile örtülmüşdür, 20 kapu numarasını taşımakta idi. Kapudan gizlice tam karşıda bir türbedar odası bulunmaktadır. Asıl türbeye de kapudan girildiğine göre sol tarafda dar bir kapudan girilir. Türbede sahibi ile bir türbedanna âid iki kabir vardır. Kâğıd üzerine talik hat ile yazılmış çerçeveli ve camlı kitabe levhalarının metinleri şudur :
«Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin maiyetlerinde istanbul'a gelen Evrenos Dede hazretlerinin ruhuna elfâtiha, 900 (1494 -1495)»
«Hazreti Nureddin Cerrahi Dergâhı şeyhi Abülaziz Efendinin hulefâsından Evrenos Dede türbeden mazennei kiramdan Egseyh Ahmed Efendi hazretlerinin ruhuna elfâtiha, 1243 (1827-1828)»
Ekrem Hakkı Ayverdi'nin «Fatih Devri Mimarisi» isimli eserinde bu türbeye âid bir ka-yıd bulamadık. Evrenos Dede hakkında da yukarda kaydedilen levha - kitabeden başka bilgi edinilemedi. Türbe çok harab bir halde bulunmuş iken 1965 de saraç Geredeli Hafız Mehmed Başaran'ın delâleti ile saraç esnafı tarafından tamir ve ihya edilmişdir. Saraç Gerede-
li hafız Mehmed bu satırların yazıldığı sırada fahri olarak türbedarlık da yapmakda, türbe içindeki odada yatıp kalkmakda idi. (1967).
Hakta GÖKTÜRK
EVRENOSZÂDE SOKAÖI — Şişli'nin Du-atepe mahallesi yollarından, Yaymeydanı Caddesinden başlar ve çıkmaz sokak olarak biter; Feriköy Baruthane Caddesi; Barutçular Sokağı ve Keşfiefendi Sokağı ile kavuşaklan vardır, Avukat Caddesi ile de dört yol ağzı yaparak kesişir (1934 Belediye Şehir Rehberi Pafta 18/156).
Yaymeydanı tarafından gelindiğine göre bir meydanımsı açıklık ile başlar; bir araba rahat geçecek genişlikde asfalt bir yoldur. Bir katlıdan beş katlıya kadar beton evler ve apartmanlar arasından geçer. Avukat Caddesini aş-dıkdan sonra kaba taş döşeli bir yol olur.
2 Oto tamirhanesi, l çelik eşya atölyesi, l tornacı, l kundura tamircisi, l marangoz, l fotoğrafhane, l mobilye atölyesi, l kalaycı, l buzdolabı mağazası, l pres işleri atölyesi, l bakkal, l kahvehane, l emprime imalâthanesi, l iplik fabrikası vardır. Feriköy spor kulübü ve Feriköy sineması bu sokakdadır (mayıs 1967)
Hakkı GÖKTÜRK
EVRENOSZÂDE SOKAĞI CİNAYETİ — Bir kadın ile bir erkeğin nikâhsız beraber yaşaması büyük şehrin günlük hayat cilvelerin-dendir; fakat bâzan kadın yaşlı ve paralı, erkek de genç ve geçim mücâdelesi içinde bulunur, bu denge bozukluğu paralı yaşlı kadın için ekseriya çok tehlikeli olur; 13 nisan 1964 tarihli Hürriyet Gazetesinden naklettiğimiz 'aşağıdaki satırlar böyle bir münâsebetin neticesidir :
«Zehra Durgun adında 51 yaşında paralı bir kadın Feriköy Evrenoszâde Sokak 91 sayılı evinde, evvelki gece öldürülmüştür. Zehra'nın bir yıldan beri birlikte yaşadığı Ömer Gün-doğdu adlı, 28 yaşındaki seyyar satıcı, katil zanlısı olarak yakalanmıştır.
Cinayet, 1.5 metre uzunluğunda kalın ve ağır bir kepenk demiri ile işlenmiştir. Kaatil,
demiri kadının başına arkadan vurmuştur.
«Ömer Gündoğdu, olaya elkoyan nöbetçi savcı tarafından nezaret altına alınmıştır; ük ifâdesinde şeyle demişdir :
— Dün akşam saat 23 e doğru eve gittim, kapıyı çaldım, cevap vermedi.. Zehra, Zehra diye seslendim, yine cevap alamadım, kapıya yüklendim, büyük bir gürültüyle açıldı, kepenk demiri içerden emniyet vazifesi görürdü, o devrilmiş, içeri girdiğimde Zehra'yı tam kapının önünde kanlar içinde yatar buldum, demir başına düşmüş, ölmüştü, kaldırıp yatağa yatırdım, yapacak bir şeyim yoktu, sabahı bekledim...»
Vak'anın adlî safhası tesbit edilemedi.
EVRİMLER (Rıfat Necdet) — Muallim, şâir, muharrir, seçkin maarifti, Kâmil însan; 1898 de Erzincan'da doğdu, ulemâdan ismail Hakkı Efendi ile Zehra Hanımın oğludur; Erzincanlı olan aile sonra îstanpul'da yerleşmiş-dir; ilk tahsilini memleketinde, orta tahsilini istanbul'da gördü, istanbul Darülfünunun Edebiyat Fakültesini bitirdi. Sultanı ve Darülfünun talebesi iken istanbul gazetelerinde musahhihlik, muharrirlik, mütercimlik yapdı; meslek hayatında Almanca, edebiyat, felsefe muallimlikleri, öğretmen okulu ve lise müdürlükleri, maarif müdürlüğü, maarif müfettişliği, yapdı; bu arada Vefa lisesi müdürlüğü ile Galatasaray lisesi edebiyat muallimliğinde bulundu, Galatasaraydaki muallimliğinden 1963 de emekliye ayrıldı.
Rıfat Necdet Evrîmer
(Resim: Yaşar Ekinci)
1922 de Rânâ Hanımla evlenmişdir, bir oğlan, iki kız üç evlâdlan olmuşdur, Yalçın (doğ. 1929, tüccar), Gülçin (doğ. 1931, çocuk doktoru) , Gülsen (doğ. 1944).
Edebiyat, şiir ve felsefeye âid ondan fazla kitabı vardır; şiirlerini ve edebiî felsefî makalelerini Ulus, Vatan, Dünya, Son Posta, Serveti Fünun, Varlık, Hisar gazete ve dergilerinde yayınlamışdır. Almanca, Fransızca, İtalyanca bilir.
Şiir diline örnek olarak bir rubaisi ile Yahya Kemale tazmin yolla yazdığı bir nazireden üç beyitini alıyoruz : \
Dünyâya zaman hükmediyor zâlimce Kimden kime şekva edeyim halimce Bir mabede girdim ki ezelden bomboş Yok sırrını îzâlh, edecek âlimce
* ' ; ' ,' ;
Son camım doldur ki hayât başta bitendir Nâpuhteye bir katre haram olsun erenler
ı Her tehlikenin zevkini dermekse cefâ ger
Rindâna cefâ feth-i kelâm olsun erenler
Zannımca harâ'bât-ı İlâhiyye sefer var Son meclise son cama selâm olsun erenler
EVYAPAN (Mürşide) — Sanat tarihçisi; 1926 da Somada doğdu; babasının adı Izzeddin; annesinin adı Müniredir; Istanbulda 6. ilk Okulda (1938), Muş Orta Okulunda (1941), Istanbulda Çamlıca Kız Lisesinde okudu (1946), 1952 de istanbul Üniversitesi âdebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünü bitirdi; istanbul Belediyesi Müzeler Müdürlüğüne intisab etti ve Tanzimat Müzesinde (1953-1954), istanbul Müzesinde (1954-1955), Belediye Kütüphanesinde (1955) çalışdı; bu satırların yazıldığı ta-rihde Atatürk Inkilâb Müzesinde bulunuyordu (1962), ve Nişantaşı Kız Lisesinde de sanat tarihi öğretmenliği yapıyordu.
Bay Hilmi Evyapan ile evlidir, Fatma (doğ. 1959) adında bir kızı vardır, istanbul Hemşireler Cemiyeti üyesidir. Az Fransızca bilir. Fakülte bitirme tezi olarak yazılmış «Süleymani-ye Camii ve Külliyesi» isimli bir eseri vardır. Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi.
EYERGlBAŞI ÇEŞMESİ — «Koskada Ço. bangavuş Camimin .üst tarafındadır. Üzerinde-
— 5433 —
EYÎCE (Ali Suavi)
— 5432 —
sinde okumuş 1937 de mezun olup yüksek tahsil için Almanya'ya gitmiş; Berlin Teknik Üniversitesinden 1944 de Gemi makine ve inşâiye yüksek mühendisi diplomasını almışdır. 1945 -1960 yıllan arasında Denizcilik Bankası'mn Camialtı Tersanesi'nde işletme şefi, Istinye Tersanesinde işletme şefi ve tekrar Camialtı Tersanesi'nde başmühendis, Istinye Tersanesi'nde müdürlük görevlerinde bulunmuştur. Askerlik hizmetini de Gölcük ve Taşkızak Tersaneleri yedek "arca sanayii mühendisi olarak yapmıştır,
1945 -1948 yılları arasında Yüksek Denizcilik Okulunda gemi makinaları öğretmenliği yapmışdır. 1945 yılında istanbul Yüksek Teknik Okulunda başlamış olduğu öğretim üyeliği görevine 1968 de devam etmekte idi, Termodinamik, Isı ekonomisi, Buhar makinaları, Buhar türbinleri ve Gemi yardımcı makineleri derslerini okutmaktadır, istanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinde (1955-1968) gemi makinaları, Gemi yardımcı makinalan ve Isı ekonomisi dersleri; istanbul Akşam Yüksek Teknik Okulunda da (1961 -1968) Buhar türbinleri ile Isı ekonomisi dersleri hocasıdır.
Y. Mühendis A. Suavi Eyice
(Resim: Kemal Zeren)
EYLAN (.Claude)
ki iki satırlık kitabeden Eyercibaşı tarafından yaptırıldı ve istanbul Ağası tarafından ihya edildiği anlaşılıyor. Kitabede hem yapı tarihi yokdur, hem de yaptıran Eyercibaşı ile ihya eden istanbul Ağasının isimleri kaydedilmemiş-dir, kitabe sudur:.
Durmuş idi mâi hayvanı Eyercibaşuun Sonra istanbul Ağası akıtup etti revan
«Klasik üslubda yontma taşdan yapümış-dır, hâlen teknesi zeminden aşağıda kalmışdır» (îbrahim Hilmi Tanışık, istanbul Çeşmeleri I, 1943).
EYLAN (Claude) — Ünlü bir fransız kadın yazar; dünyanın en eski ve en ciddî mecmualarından «Revue Deş Beux Mondes» un baş yazarlarından; «Gelişen Türkiye» isimli eserin muharriri; asıl adı «Baronesse de Boecop» dur, 1898 de doğnıuşdur.
1963 nisanında Türkiyeye son gelişinde îs-tanbul gazetelerine §u beyanatda bulunmuş-dur :
«1933 senesinde memleketinize gelen bir Fransız hariciye memuru burada üç gün kalmış ve dönüğünde Zülfü isimli bir kitap yayınlamıştı. Bu kitapta özelllikle Türk kadınlarının yaşayışları ele alınmış ve sosyal durumları incelenmişti. Kitabı okuduktan sonra ben de incelemeler yaptım ve yazılanların gerçekle asla ilgisi olmadığını anlayarak Gelişen Türkiye isimli bir seri yazı yazdım. Bu yazılar üzerine Büyük Atatürk tarafından 1936 da Türkiyeye davet edildim ve uzun süre Ankara ve îstanbul-da kalarak Türkleri daha yakından tanımak imkânım buldum, incelemelerimi yaparken yurt dışında ve çoğunlukla Balkanlarda bulunan Türklerle de ilgilendim. Hattâ bu konuda Yugoslavya Kralı Aleksandr ile de konuştum. Sonunda vardığım sonuç şu oldu: Türkler Balkanların en zeki ve en merd milletidirler. Dünyayı 15 defa dolaşdım, Amerikayı bir baştan bir başa 40 defa aşdım; fırsat buldukça Türkiyeye geleceğim; tabiî güzellikleri bakımından îstanbulun yeryüzünde gördüğüm yerlerin başındadır» (Cumhuriyet Gazetesi).
Bu türk dostu ünlü yazarın hayatı hakkında başka bilgi edinilemedi.
İSTANBUL
EYÎCE (Mehmed Kâmil) — Ünlü kaptan, muallim; 1882 de Amasra'da doğdu, Karadeniz yalısında zengin bir tarihi olan bu kasabanın büyük bir ailesi olan Eyiceoğullanndan Mustafa efendinin oğludur; gemi makina ve inşâ-iye mühendisi Suavi Eyine ile Prof. Dr. Semavi Eyice'nin babası. Üç oğlu olan ve oğullarını devrinin imkânlarına göre en iyi şekilde yetiştirmek isteyen Mustafa Efendi Istanbula gelmiş ve geçim sıkıntılarına göğüs gererek oğullarının ikisi deniz subayı ve birini de tıp doktoru olarak yetiştirmişdir.
Bahriye Mektebini 1903 de bitiren Kâmil Eyice donanmada mesaha ve seyir zabiti ve gemi kumandanı olarak bulunmuş, Birinci Dünya Harbinde torpillenme neticesi kulaklarında husule gelen bir arızadan dolayı 1924 de asker-likden emekliye ayrılmışdır.
Bir müddet tüccar gemilerinde kaptanlık yapmış, 1927 -1929 da Van Tersanesi müdürlüğünde bulunmuş, 1930 -1931 de eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşanın Türk sancağını taşıyan ve devamlı olarak Garbi Avrupa sularında dolaşan Nimetullah yatına kumanda etmiş-dir. Kısa bir müddet, istanbul Liman idaresi fen kurulunda aza olarak çalışmış, 1932 de Yüksek Denizcilik Okuluna Matematik öğretmeni
Kâmil Eyice Kaptan
(Resim; Kemal .Zeren)
ANSİKLOPEDİSİ
olmuşdur. Kâmil Eyice, Türk Ticaret filosuna cîeman yetiştiren bu mektepte 1948 yılına kadar matematikden başka kozmoğrafya ve gemi seyri (seyrisefâin) derslerini de vermişdir. 1918 de yağ haddi dolayısıyla ikinci defa emekliye ayrılmasına rağmen, zaman zaman ticaret gemilerinin süvariliğinde bulunmuş ve muhtelif tarihlerde ingiltere, Almanya, Kanada ve Orta Amerika sularında dolaşmışdır.
Son yıllarında çok sevdiği ve birçok kısımlarını bizzat eliyle yaptığı Bostancı'daki evinde huzur içinde yaşıyordu; 1955 de gezmek ve dinlenmek için gittiği Yalova Kaplıcalarında ani olarak vefat etti. Memlekete yüzlerce denizci yetiştiren Kâmil Eyice türk denizcileri arasında «Kâmil Hoca» diye anılırdı; Içerenköyü Kabristanına defnedildi.
Kâmil Eyice'nin iki oğlundan biri, Y. Müh. Suâvi Eyice Denizcilik Bankası Istüıye Tersanesi müdürlüğü görevini yapmış (Bk. Eyice Suâvi), diğeri Prof. Dr. Semavi Eyice'dir. (Bk.. Eyice Semavi) Merhumun her iki oğlu da böylece babalarının memleket irfamndaki hizmetini devam ettirmektedirler.
Kâmil Eyice, merhum Doktor izzet Eyice-oğlu'nun ve emekli Deniz Albayı Halid Eyice-oğlu'nun ağabeyi, ve Oramiral Celâl Eyiceoğlu ile Y. Müh. Şehap Eyiceoğlu'nun ve Y. Ziraat Müh. Melâhat Altan'ın amcası idi.
Kâmil Eyice'nin Yüksek Denizcilik Okulu neşriyatı arasında basılmış üç eseri verdir : «Düzlem ve Küresel Trinogometri» (1944), «Navigasyon (Seyrisefâin)» (1947), «Nautical Astronomy (Bahri Heyet)» (1950).
Erdem YÜCEL
EYÎCE (AH Suavi) — Gemi makine ve in-nâiye yüksek mühendisi, istanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi, istanbul Yüksek Teknik Okulu ve istanbul Akşam Yüksek Teknik Okulu öğretim üyelerindendir. Kâmil Eyice ile Hatice Eyice'nin büyük oğlu, Prof. Dr. Semavi Eyice'nin ağabeyidir (B. : Eyice, Kamil; Eyice, Semavi).
1917 de istanbul da dünyaya gelmiş; ilk ve orta tahsilini Saint Louis, Saint Joseph fransız mekteklerinde yapmış, Galatasaray Lise-
L
EYÎCE (Mustafa Semavi)
— 0434 —
İSTANBUL
— 5ÎS5 —
EYİCE (Mustafa Semavi)
Suavi Eyice, bu öğretim görevlerinin yanı sıra 1960 -1964 yılları arasında istanbul Petrol Rafinerisinde teknik müşavirlik ve Ticaret müdürlüğü yapmış: 1950 -1952 de italya'dan gemi satın alma heyetine dahil olmuş ve 1957 -1959 da da italya'dan gemi makinaları satın alma heyeti reisi olmuştur. Alman Gemi Mühendisleri Cemiyeti, Türkiye Gemi Mühendisleri Odasının azasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Teknik Okul yayınlan arasında şu kitapları neşredilmiştir: Buhar Türbinleri (3 cild, 1956 -1963; 4. cild basılmakda idi) isimli eseri neşredilmiş, Teknik Üniversite yayınlan arasında da «Isı ekonomisi» basılmakta idi; çeşitli mesleki dergilerde teknik makaleleri bulunmaktadır.
Erdem YÜCEL
EYİCE (Mustafa Semavi) — istanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümü, Bizans Sanatı profesörüdür. Kâmil Eyice (Bk. Eyice, Kâmil) ile Hatice Eyice'nin oğlu, Y. Müh. Suavi Eyice'nin (Bk. Eyice, Suavi) küçük kardeşi olup 21 Aralık 1923 de istanbul'da Kadıköyünde dünyaya gelmiştir.
Semavi Eyice ilk öğrenimi Saint Louis ve Saint Joseph (Istanbul-Moda) Fransız okullarında; orta ve lise öğrenimi G. Saray Lisesinde yapmış, 1943 yılında da buradan mezun olmuştur. Yüksek öğrenimi için 2. Dünya Harbinin en şiddetli yıllarında Almanya'ya gitmiştir. Arkeoloji ve bilhassa Bizans Sanatı öğrenimi yapmağa kararlı olduğundan önce 1944 de Viyana Üniversitesine, sonra 1945 de de Berlin Üniversitesine devam etmiştir. Fakat o yıl mağlûp Al-manyanın işgal edilmesi üzerine Türkiye'ye dönmüş, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde devam etmiş, 1948 de Prof. Emst Diez'-in yanında yaptığı lisans tezi ile mezun olmuştur. Semavi Eyice'nin lisans tezi «istanbul minareleridir;» bu tez Anadolu Selçuklularına kadar islâm çevresindeki minarenin gelişimi ile başlamakta, Istanbulün fethinden sonraki minareler de teker teker ele alınarak incelenmektedir.
Mezun olduğu yıl, Sanat Tarihi kürsüsüne asistan olmuş; 1950 den sonra Bizans Sanatı dersleri vermek üzere gelen Prof. Ph. Schwe-infurt ile birlikte çalışmış ve 1952 de «Son De-
vir Bizans Mimarisi» ismindeki doktora tezini de bu profesörün yanında yapmıştır.
1954 de Bayan Kanaran Yalgın ile evlenen Semavi Eyice 1955 -1956 yıllarında yedek subaylık görevini yapmış; bu arada 1955 de doçentlik imtihanını geçirerek doçent olmuş ve terhisinden sonra da Edebiyat Fakültesinde Bizans Sanatı derslerini vermiye başlamıştır. Profesörlüğe 1964 yılında yükselen Semavi Eyice Fransızca (çok iyi), Almanca (iyi) ve ingilizce (az) lisanlarını bilmektedir.
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, istanbul Eski Eserleri Koruma Encümeni, Ankara Üniversitesi llâhiyet Fakültesi Türk - islâm Sanatı Enstitüsü, istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü ve Türk Tarih Kurumu'nun üyelerindendir. Bizans Sanatı ile ilgili kongrelere katılmış, hepsinde önemli tebliğler okumuş ve bunlar tam veya özet hâlinde basılmışdır. 1953 de Selânikde, 1955 de Istanbulda, 1958 de Münihde, 1961 de
Prof. M. Semavi Eyice
(Resim: Kemal Zeren)
Ohri de ve 1965 de Oxfordda toplanan IX-XHL Milletlerarası Bizans Tetkikleri katılmışdır. Türk Tarih Kurumunun 1956 ve 1961 kongrelerinde, 1959 ve 1962 de I. ve II. Mületlerarası Türk Sanatı Kongrelerinde, 1967 de Ravenna ve Venedikde Milletlerarası IV. Cam Sanatları ve 1968 de Atinada Milletlerarası Kale ve Şatolar Kongresinde tebliğlerde bulunmuşdur. 1965 de Ravennada Istanbuldaki bizans kiliseleri hakkında üç konferans vermişdir.
Üniversitelerimiz çevresinde neşriyatının çokluğu ve bibliyografyaya olan hakimiyeti ile tanınan Semavi Eyice'nin ilk yazısı daha 10 -11 yaşlarında iken Akşam gazetesinin çocuklara mahsus bir sütununda basılmış olan kısa bir fıkradır. Mesleği ile ilgili ilk yazısı 1946 da istanbul Ansiklopedisinin birinci baskısındaki «Ahmet Paşa Mescidi» maddesidir, ilmî mahiyetteki ilk araştırma yazısı «Iznik'de bir Bizans kilisesi» adlı makalesi olup Belleten (Xm, 1948) de basılmıştır.
Ayrıca istanbul'da toplanan X ncu Milletlerarası Bizans Tetkikleri Kongresi için istanbul'un eski eserlerini tanıtacak ilmî bir rehberin yazılması Semavi Eyice'den istenmiştir. Kongre açılmadan on gün önce tertip komitesine verilen bu kitap yabancı memleketlerde çok müsait karşılanmış ve hakkında çok sitayişkâr yazılar yazılmıştır.
Prof. Dr. Semavi Eyice'nin ilgilendiği ve üzerinde çalıştığı konular şunlardır: Galata ve Kulesi, Türkiye de, Bizans Sanatı, Türkiye de lâtin eserleri, bilhassa Osmanlı devri, Türk Sanatı, Balkanlarda Türk Sanaü, Türkiye ve Is-tanbula gelmiş yabancı seyyah ve sanatkârlar.
Prof. Dr. Semavi Eyice'nin 1946 -1968 arasında türkçe, fransızca ve almanca yazdığı makaleleri iki yüzün üstündedir, bir kısmı ayn baskı ile kitaplaşmış, aynca kitaplan da vardır; telif ve tercemelerinde titizliği ilmî şahsiyetinin üstün vasıflarından biridir. Kalemi muhakkak ki bir otoritedir. Türkçesi tertemiz ve gaayetle berrakdır. Zengin bibliyografyasından buraya yalnız Istanbulla ilgili türkçe eserlerinin isimlerini alıyoruz:
Galata hakkında iki kitap ve bu münâsebetle bâzı notlar (1949); Denizciler ve Fatih Dârüşsifân mescidleri (1950) Ayasofya Moza-
yikleri ve bunlan meydana çıkartan Thomas Whittemore (1951): Mektebi Tıbbiyenin ilk müdürü Dr. Bernard'ın mezan (1952; Istanbulda bâzı cami ve mescid minareleri (1953); Koca Mustafa Paşa Camii ve Osmanlı Türk Sanatındaki yeri (1953); Sekbanbaşı ibrahim Ağa Mescidi ve Istanbulün tarihî topografyası hakkında bir not (1954); Istanbulda Yayla Camileri ve şehrin yanlış izah edilen bir meselesi (1954); istanbul, petit guide â travers leş mo-numents byzantins et turcs (1955); Türk Hamamları ve Bayazıd Hamamı (1955); Bozdoğan Kemeri (1956); Büyükada (1956); Büyük-saray (1956); Burgazadası (1956); Eski seyahatnamelerde istanbul ve Türkiye 1957; Bizans devrinde Istanbulda tababet, hekimler ve sağlık tesisleri (1958); istanbul - Şam - Bağdad Yolu üzerindeki mimarî eserler I, Üsküdar - Bostancıbaşı güzergâhı (1958); Kadıasker Ebül Fadl Medresesi (1959); Cibâli (1960); Cihangir (1960); Yedikule Hisan ve avlusundaki Fatih Mescidi (1962); Rumeli Hisan (1963); Arslanhâne ve civarının arkeolojisi (1964); Istanbulün mahalle ve semt adlan hakkında bir deneme (1965; Galata ve Istanbulün terini eserleri (1966); Şeyh Murad Mescidi (1967).
Prof. Dr. Semavi Eyice istanbul Ansiklopedisinin ilk baskısında 1946 ile 1948 arasında A harfinde on iki madde yazmışdı; R. E. Koçunun uğradığı büyük acılar karşısında eserin neşrine uzunca bir süre ara verilmiş, 1958 de istanbul Ansiklopedisi yine başdan alınarak ve kıt'ası küçültülerek yeni baskı yapılır iken Semavi Eyice bu eserin müdevvinin en güvendiği bir kollaboratör olmuşdu, ilk baskıdaki maddeler ilâveler yapılarak tekrar basılmış, değerli ilim adamı C harfine kadar da yeni maddeler yazmışdır; profesörün istanbul Ansiklopedisinde intişar etmiş yazıları şunlardır : About, E. (Cild l, sayfa 173) Acemağa Mescidi (Cild l, sayfa 178) Acımusluk Sokağı Bizans Mahzeni (Cild l, sayfa 195)
Ahmed Paşa Mescidi (Cild l, sayfa 437) Anemas Zindanı ve Kulesi (Cild 2, sayfa 849)
Anemas Zindanı ve Kulesi (Cild 2, sayfa 853)
Anville, J, — B. B.d. (Cild 2, sayfa 883)
EYİCEO&LU (CelM)
— 5436 —
İSTANBUL
ANSlKLOPEDfâİ
— 543t
EYLÜL AYI
tanlığı kurmay başkanlığı (1958-1959), Pelikan Telsiz istasyonu komutanlığı ve Karadeniz Üs Komutanlığı komutan vekilliği (1959 - 1960, Tuğamiral), istanbul Boğfeız^. ive Müstahkem, Mevki komutanlığı (1960-1961), Genelkurmay Başkanlığı istihbarat Şubesi başkanlığı (1962-1964), Kuzey Deniz Saha Komutanlığı (1964 -1966); ve 16 ağustos 1968 de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı.
Yukarda da kaydettiğimiz gibi mesleğine denizci bir ailenin gelenekleri ile bağlı seçkin bir amiralimizdir; hususi hayatında en büyük zevki denizde yüzme, kürek çekme ve yelken kullanmanın; kitab sever; çok okur ve eline aldığı bir eserin nasıl, bir emek mahsulü oldur ğu değerlendiren aydın adamdır, ingilizce ve İtalyanca bilir; 1938 de Nilüfer Hanımla evlen? misti, Ayşe (Furtun) adında evli bir kızı (doğ. 1943) ve Ahmed adında (doğ.1946) 1968 de deniz teğmeni bir oğlu vardır. Oramiral Celâl Eyicioğlu, deniz inşâiye mühendisi Suavi Eyice ve Profesör Semavi Eyiee ile kardeş ço» çuldandır.
Ahmed Reis Hacı .Ali Reis
Mustafa Kaptan
,Kâmil Kaptan
Profesör Semaavi Eyice
Müheadi s Suavi Eyice
Arabacı Bayazıd Mescidi (Cild 2, sayfa 918)
Arab Camii (Cüd 2, sayfa 936) Aramon, Gabriel d. (Cild 2, sayfa 965) Arasta Sokağı Kazısı (Cild 2, sayfa 969) Arcadios Sütunu (Cild 2, sayfa 1012) Arkeoloji Enstitüleri (Cild 2, sayfa 1021) Arkeoloji Müzeleri (Cild 2, sayfa 1025) Atik Mustafa Paşa Camii (Cild 3, sayfa 1288)
Balabanağa Mescidi (Cild 4, sayfa 1946) Bıçakciçeşmesi Sokağı Ayazması (Cild 5, sayfa 2745)
Biron, J. de (Cild 5, sayfa 2754) Bosporus (Cild 6, sayfa 2968) Bosporus und Marmara (Cild 6, sayfa 2669)
Bossert , Prof. H. (Cild 6, sayfa 2969) Brayer, A. (Cild 6, sayfa 3089) Oaylus, Ph. de (Cild 6, sayfa 3398) Prof. Dr. Semavi Eyice aile hatırası ile bağı olduğu Amasra üzerine de şu eserleri vermiş-dir: «Amasra» (Turing Eulüb Belletlninde resimli makaale, 1951), «Amasra Kalesinde Fa-~ tin Sultan Mehmed tarafından Camie çevrilmiş iki eski Bizans kilisesi» (Aynı belletende makaale, 1951), «Amasra Büyükadasmda bir Bizans kilisesi» (M.E.B. Belleteninde makaale, 1952), «Amasrada Ceneviz hâkimiyeti devrine âid armalı bir levha» (M.E.B. Belleten, 1953), Bazı biyografiler ve biyografik notlar da kaleme alınmışdır; «Aziz Oğan» (Türk Yurdu Dergisi, 1956), «Fatihin devrinde yapılmış portreleri» (Bilgi, 1957), «Efdalüddin Bey» (Broşür, 1958), « Anton Dethier» (Arkeoloji Müzesi Yıllığı, 1960), «Ali Saim Ülgen» (Türk Kültürü, 1963), «Res.it Saffet Atabinen» (T.O. Kurumun Belleteni, 1965), «İhtifalci) Mehmed Ziya Bey» (istanbul Dergisi, 1966).
Dostları ilə paylaş: |