Frankfurt ve Singapur arasındaki bölge için ilk akla gelen merkez Dubai olarak görülmekte, bu nedenle Dubai Türkiye için önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Finansal merkezlerde şehir ismi her zaman ön plana çıkmakta ancak simge ve marka olarak ortaya çıkan şehir ismi aslında ülkeyi temsil etmektedir. Bu haliyle finans merkezinin isminin İstanbul olmasına karşın merkez Türkiye’yi temsil etmektedir.
Nüfusun % 47’sinin genç olmasından dolayı demografik yapı olarak Türkiye iş gücü avantajına sahiptir.
Geniş halk kitleleri tarafından kabul görülerek bir milli dava olarak algılanmasıyla geniş tabanla finans merkezi projesinin desteklenmesi gerekir.
Hedeflerin makul orta ve uzun vadeli olarak düşünülerek sabırla çalışmaların yürütülmesi gerekir.
30 yıl içinde Londra, Şangay, Tokyo, Newyork ile 5 uluslar arası finans merkezinden birisinin İstanbul finans merkezi olarak ayrıca kendi bölgesinde de güçlü bir merkez olması öngörülmektedir.
Dünyanın en gelişmiş finans merkezi değil amaca uygun kazanımları sağlayacak bir yapının oluşturulması hedef olarak alınmalıdır.
2025’de gsmh’ya yıllık 20 milyar dolar bir kazanım sağlanması öngörülmektedir.
Finans merkezinde yer almak için insanların 11 kriter görülmektedir. Kriterler arasında nitelikli iş gücü ön plana çıkmakta, bu konuda ortaya çıkacak sıkıntı olması durumunda olumlu sonuçlar almak mümkün bulunmamaktadır.
Bölgedeki en ciddi rakiplerden Moskova gelir yaratma potansiyeli ve nitelikli iş gücü açısından Türkiye’den üstün durumda bulunmaktadır.
Bankacılık ve sigorta konusunda nitelikli iş gücü yetişmiş olmasına rağmen bu alanda sıkıntılar yine de bulunmaktadır.
İmaj yaratılması ve algı konusundaki eksiklikler rakiplerin gerisinde kalmamızın en önemli nedenleri arasındadır. İmaj ve algının tüm dünyada kabul görmesi de önemlidir.
Moskova ve Varşova gibi merkezlerin önünde olmamıza rağmen Londra ve Dablin gibi merkezlerin gerisinde bulunmaktayız.
Gelir yaratma ve nitelikli iş gücü potansiyeli en güçlü yanımızı teşkil etmektedir.
Ürünlere odaklı vergi sisteminin olmaması hususu,
İstanbul’da ofis ve oturma amaçlı yüksek kaliteli gayrimenkullerin yetersiz sayıda olması ve toplu taşıma araçlarının yaygınlaşmamış olması hususu,
Mevzuata uyum maliyeti rakip ülkelere göre yüksek bulunmaktadır.
Projenin ilk 5 yıl için ölçeği 2 milyar dolar, 2025 yılında ise 20 milyar dolar düşünülmektedir.
İstanbul finans merkezi yerine finansal etki alanı ifadesinin algılamada daha uygun olduğu düşünülmektedir. Amaç da sermayeye daha kolay erişimin sağlanmasıdır.
Uluslar arası yatırımcılar vergilendirme sisteminin basit, anlaşılabilir olmaması nedeniyle risk primini yüksek tutmaktalar.
Uluslar arası çalışmalara göre uluslar arası yatırımcıyı çekme açısından ticari verginin daha ön plana çıktığı görülmektedir. Muafiyet ve istisnaların yarattığı karmaşanın giderilmesi anlaşılabilirlik açısından önem arz edip, uluslar arası yatırımcıların bu konuyu önemsediği görülmektedir.
Vergi sisteminde işlem kesinliği yabancı yatırımcıları çekmek için olmazsa olmaz hususlardandır.
Finans sektörünün ticaret sektöründen, reel sektörden bağının kopartılmaması gerekir.
Londra’da kamuda 4 özel sektörde artarak devam eden 6 finans kuruluşunu organize etmekte zorlandığından sadece 2 finans kuruluşunu organize eden İrlanda yanında geri kaldığı gözlemlenmektedir.
Şu an için bulunduğumuz bölgede ciddi bir rekabet bulunmadığından hızlı davranmamız gerekmektedir. Moskova yurt dışından getirdiği kalifiye elemanlarla harekete geçmeden biz hızlı davranırsak kazanırız.
Güven ve saygınlığın kazanılması halinde ufak hatalar uluslar arası çevrede hoş karşılanabilmektedir. Bugün Londra’nın krizin etkilerini daha az hissetmesi bunun örneklerindendir.
Vergi reformlarının yapılması ve vergi sistemlerinin iyileştirilmesi aşamasında özel sektörlere ve uluslar arası kuruluşlara reform çalışmalarının anlatılması gerekmektedir. Reformların yapılmasından sonra ise temel prensipler ve ilkeler konusunda değişikliğe gidilmemesi gerekmektedir.
Uluslar arası piyasada geleneksel olarak bulunan ürünler hakkında Türkiye’de halen düzenleme bulunmamakta, yaygın olmayan ürünler hakkında bir takım düzenlemeler bulunabilmekte, böylece uluslar arası piyasada yaygın olan tüm ürünler hakkında Türkiye’de önceden düzenlemelerin yapılmış olması gerekir.
Türkiye, bazı alanları öncelikli olarak kendine hedef olarak belirleyebilir. Örneğin sigorta alanında bölgede hitap edilen çevre ülkeler henüz gelişmemiş olabilmektedir.
***
Finansal ürünlerle ilgili çalışma grubu çalışmalarını belli bir aşamaya getirdiğinde vergi konusundaki çalışmalarla paralel bir çalışma yürütülebilir, ayrıca ürünler arasındaki farklılıklar da minimize edilebilir. Ürünlerin birbirleri arasındaki geçişlerin nasıl yapılacağı hususu çözülmelidir. Türkiye’de olmayan ürünlerin varmış veya gelecekmiş gibi vergisel düzenlemelerinin önceden yapılması gerekir.
Şu an ABD’den kopan hedge fonlar kendisine güvenli bir liman aramakta olup, bir kısmının İsrail’e yöneldiği düşünülmektedir. Bu tip yönelimlere hazır olmak için çalışmaları önceden tamamlamak gerekir.
Türkiye’de bankalar finansal inovasyonlara çabuk adapte olup düzenleyici kurullar ise konulara çabuk adapte olmasına rağmen devamlı arkadan gelmektedir. Hedge fonların önceden tespit edilebilmesi için vergi ve finansın birlikte olması gerekir.
Düzenlemelerde uygulamanın önce görülmesi gerekiyor ancak bu da tehlike arz etmekte, ürünün piyasadan kaçmasına neden olunabilmektedir.
Her ürünün ürün bazında takip edilmesi vergi sisteminin basitleştirilmesini engelleyerek karmaşık hale gelmesine neden olabilmektedir. Genel çerçeveyle yeni ürün gelse dahi kayıt altına almanın nasıl olacağı prensibi üzerine sistem basitçe kurulmalıdır.
Mevcut mevzuata bakılmaksızın sıfırdan/yeniden sistemin nasıl kurulacağı ve mimarisi üzerine düşünmek gerekir. Vergi oranlarından daha çok basitliğine önem verilmelidir. Finansal merkez nedeniyle gelecek olan insanların hem kendilerinin hem de aileleriyle birlikte gelmelerinin ve yerleşmelerinin getireceği yansıma etkisiyle faydaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir. Sistemin kolaylık yanında her konuda rekabetçi olması şeklinde de kurulması gerekir. Bütçe üzerine etki analizinin de bu şekilde yapılması gerekir. Etki analizinin doğrudan etki ve dolaylı etki şeklinde ayrıştırılarak yapılması gerekir. Maliye Bakanlığı artık vergisel açıdan değil ekonomiyi büyütmek açısından meselelere yaklaşmaktadır. Finans sektörünün gelişmesiyle reel sektör de büyüyecektir.
Yeni bir sistem kurulduğunda tanıtımının da nasıl en etkin şekilde yapılacağının düşünülmesi gerekir.
Kısa vadeli acil tedbirler üzerine çalışırken, uzun vadede sistemin sıfırdan nasıl kurulacağı konusunda ayrıca çalışmalar yürütülebilir.
Türkiye’nin İMKB’de işlem gören şirketlerin türev işlemleri Londra’da yürütülmektedir. Neden Türkiye’de yürütülmediğinin araştırılması gerekir.
Türkiye’de finansal kuruluşların ve denetleyici kuruluşların arasındaki koordinasyonun düzenlenmesi yeniden bir yapılanmadan daha uygun olacağı düşünülmektedir.
Rekabet analizinin de mutlaka yapılması gerekir. Rekabet analizi konusunda bir çalışma grubu oluşturularak rakip merkezler ve ortaya koyacağımız model arasındaki farklılıklar ortaya çıkarılabilir.
Toplamda off-shore merkezlerden kullandırılan krediler Türkiye’de verilen kredilerin üzerine çıkmış bulunmaktadır.
BSMV aracılık maliyetleri açısından finans kesiminin en yakındığı vergi türüdür.
Düzenlemelerin kurallar veya prensipler bazında oluşturulması fark etmektedir. Prensipler bazında oluşturulan düzenlemeler uluslar arası alanda daha cazip ve güvenilir bulunmakta ancak bunun için de nitelikli elemanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Londra’nın Newyork’u geçmesinin nedeni Londra’nın prensipler üzerine düzenlemelerini yapmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Akademik bir çalışmaya göre BSMV’nin kaldırılması sonucunda kurumlar vergisi ve artan işlem hacmi sonucunda alınan diğer vergilerle BSMV’den alınan verginin % 75’ni karşılayacağı öngörülmektedir.
Tahkim ve ihtisas mahkemeleri çok önem arz etmektedir. Kesinlik, adillik ve vergisel haksızlıkların giderilmesi açısından uluslar arası piyasaların en önemli gördükleri kalelerden sayılmaktadır.
***
Vergisel anlamda öncelik sırası ve bu anlamda prensip ve ilkeler: vizyon, misyon.
2 milyar dolarlık yatırım karşılığında 25 milyar dolarlık yıllık gelir hedefi öngörülmektedir. Yapılan çalışmalarda BSMV maliyet içerisinde düşünülmemiştir.
BSMV’de 5 puanlık azalış % 3,1 gsmh artışı 8.7 milyar lira civarında artış sağlamaktadır.
Finansal hizmetlerden gsmh’ın aldığı %4 oranındaki payın % 8’e çıkarılması etki analiziyle ön görülmektedir.
BSMV’nin kaldırılması yalın önerilmesi yerine, kaldırılması halinde etkileyeceği noktalar, gelecek şirketlerin yaratacağı katma değer artıları şeklinde bir perspektif meseleyi öngörülebilir hale getirecektir. Maliye Bakanlığı’na fayda/maliyet analizinin akademik bir çalışmayla sunulması gerekir.
BSMV 40 yıllık mazisi olan bir kanun olup, AB’de olduğu gibi finansal işlemlerin KDV içine alınması veya bağımsız olarak basit ve yalın olarak düzenlenebilir.
BSMV’nin iş aleminin içinde kalması eleştirilmektedir.
BSMV sadece işlem vergisi değil, aynı zamanda bir dolaylı vergidir. Tanımlama meselesi üzerinde durmak gerekmektedir.
BSMV fiyat mekanizması üzerinden yansıtılan bir vergidir. KDV’de mahsup sistemiyle vergiyi yansıtma fırsatı bulunmakta, bsmv’de ise yansıtmak mümkün olmamaktadır.
Modelcilikte veri alt yapısının ne olduğu ve dürüstlük önem arz etmektedir.
Üretici üzerinde ve ürün üzerinde kalan vergiler arasında bsmv ürün üzerinde kalan vergilerdendir.
Konut kredilerinde kkdf ve bsmv kaldırılmasıyla inşaat sektöründeki canlanmayla yansıma etkisi söz konusu olmuştur.
Çalışma grubunun yol haritasında, amaca ulaşmak için ilkelerin belirlenmesi, vizyon, misyon ve ilkelerin ortaya konulması gerekir.
Maliyet hesaplamaları uzun soluklu çalışmalarda piyasa şartlarına göre sapmalara uğrayabilmektedir.
Raporda 5 ana ürün üzerine çalışmalar yapılmış olup, alt ürün grupları üzerinde çalışma yapılmamasının nedeni bölgedeki rakip ülkelerdeki tutarsızlıktır.
Fikirlere bir sınırlama koymaksızın sıfır bazlı üreterek finansal işlemlerin hepsini kapsayacak rekabetçi bir vergi sisteminin kurularak diğer ülke uygulamaları yanında cazibe merkezi haline gelmeyi hedeflemek gerekmektedir. Rekabetçi bir vergi sistemi içinde sistemi optimize hale getirmek bir prensiptir. Basitlik, açıklık, uygulanabilirlik, rekabetçilik, anlaşılabilirlik, ürünler arasında nötr vergi sistemi kuruluşu vs gibi ilkeleri prensipler içinde düşünmek gerekir.
Raporda yabancı ülke uygulamaları arasındaki farklarında araştırılması gerekir.
Londra ve Dublin faaliyet gösteren örnekler olup, Varşova ve Moskova faaliyette olmayan ve Dubai ise diğerlerinden farklılıklar arz etmektedir.
Londra piyasanın canlı olması ve cazibeli olması, yatırımcıların orada olması istemi nedeniyle maliyetleri dikte eden özelliği haizdir.
Katar’daki yönetim kendisini tamamıyla İngiltere’ye endekslemiş durumdadır.
ABD’deki gibi kural bazlı mı yoksa Londra’daki gibi prensip bazlı mı bir sistem kuracağımıza karar vermek gerekmektedir. Piyasayı kurallarla yönetmeye kalkarsanız piyasanın sizden çok hızlı olduğunu görürsünüz, prensiplerle yönetmeye kalkarsanız da adaletin temininin zor olduğunu görürsünüz. Bu ikisinin arasında bir sistem kurmak en ideal çözüm olabilir.
Maliye Bakanlığında transfer fiyatlandırmasında olduğu gibi finansal hizmetlerde de özel birim kurulmasıyla Maliye Bakanlığına veya Bakanlar Kuruluna verilen yetkiyle düzenlemelerin önünde giden bir kamu sistemi kurulabilir.
Koyulacak kurallarında Maliye Bakanlığı yorumuna ihtiyaç duyacağı gözlemlenebilir.
Kamudaki tüm ilgili taraflardan temsilcilerin kurulacak özerk bir kurum bünyesi içinde bulunarak koordinasyonun temini mümkün olabilir.
İngiltere’de yasal düzenlemelere fonksiyonel olarak cevap vermek üzere kurulan birimdeki gibi bir yapı veya platform şeklinde bir yapı üzerinde düşünülebilir.
Kaldırılması planlanan vergilerin yerine ileride farklı vergilerin konulması zorunluluğu planlama sürecini olumsuz etkileyebilecektir. Geliri artırmak hedef alınmalıdır. Stratejik planın yara almaması hedeflenmelidir. (H.Gülelçe)
Çalışmalarda Performans göstergelerinin geliştirilmesi ve kullanılması gerekir.
Programın riskleri ve risklerin yönetimi, başarı için kısa, orta ve uzun vadeli performans göstergelerinin geliştirilmesi, program yönetim ofisi kurulması gerekir. Bütçe hedeflerinin ve zaman planının ortaya konularak uluslar arası piyasalara verilen zaman planına sadık kalınması gerekir.
Finans sistemini vergilemede dual sistem mi tercih edileceği, dar mükellef meselesi gibi meseleler üzerine mevcut yapı dikkate alınarak çalışma yapılmalıdır.
Karar
Uluslar arası uygulamalar arasındaki farkların araştırılması.
Mehmet Erkan Bey Mehmet Atuğ Beyle portal konusu üzerine görüşecek.
Finansal ürünlerle ilgili olarak ilgili çalışma gurubundan finansal ürün listesinin istenmesi. (Emin Ali Bey İMKB’den ürün listesini gönderecek)
Bir önceki toplantıda alınan kararın devamı gereği:
Vizyona ve misyona hitap edecek bir vergi sisteminde temel çerçeveyi çizmek üzere Sedat Eratalar başkanlığında bir İstanbul çalışma grubu oluşturulmuş ve üyeleri; Faruk Sabuncu, Zeki Kurtçu, Umurcan Gago, İhsan Akar, Osman Özen olarak belirlenmiştir. Sektör temsilcilerinden kişilerinde bu çalışma grubu toplantılarına katılarak dinlemeleri uygun bulunmuştur. Alt çalışma grubunun ilk toplantısı 03 Mart 2009 Salı günü saat 14.00’da Vergi Konseyi Beyoğlu Bürosunda yapılacaktır.
Çalışma grubunun bir sonraki toplantısı 18 Mart 2009 Çarşamba günü saat 14.00’da Vergi Konseyi Kadıköy Binasında yapılacaktır.