İstanbul ticaret üNİversitesi Gayrimenkul Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi



Yüklə 37,77 Kb.
səhifə5/10
tarix07.01.2022
ölçüsü37,77 Kb.
#89777
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10
Ön görüler

İş dünyasının gündeminin ana konusu nasıl bir koalisyon formülü oluşacağı ve buna bağlı olarak dizayn edilecek olan ekonomi politikaları. AK Parti – CHP Koalisyonuna doğru bir gidişat görünse de AK Parti tabanı ile milletvekillerinin büyük bir kısmının beklentisi MHP ile koalisyon olduğu için bu konuda kapının tam anlamı ile kapalı olmadığını hatırlatmakta yarar var. Erken seçimin olup olmayacağı konusu da ağustos ayının ikinci yarısında netleşecektir.

Yaptığım gözlemlere göre sonbaharda hükümet kurulamaz ve erken seçime gidilirse veyahut kerhen bir hükümet kurulursa önümüzdeki en önemli riskler:

*Dış ticaret dengesindeki bozulmanın artması

*Enflasyonun yükselmesi

*Döviz kurunun yükselmesi (FED’in faiz artırımına dönük ön söylemlerinin hayat bulması)

*Yabancı yatırımcı talebindeki düşüş

*Büyüme oranında yüzde 3’ün altına gerileme

*İstihdamda daralma

*Kamu yatırımlarında duraksama mutlaka kapımızı çalacaktır.

-Aklı başında iş adamları, öncelikle üretim ve imalat sanayi odaklı bir ekonomik büyüme modelinin hayata geçirilmesini istiyor. Tabi ki bu büyüme modelini destekleyecek uygun teşvik sisteminin geliştirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasını sağlamak da yeni ekonomi yönetiminin ana başlıkları arasında olmalı.

-Öte yandan düşen petrol fiyatlarına rağmen OPEC petrol üretimini yılbaşından bu yana 1 milyon varilin üzerinde artırırken bunun çok önemli bir kısmı Irak’ın üretimini günlük 4 milyon varilin üzerine çıkarmasından gelmektedir. Irak’ın yakın gelecekte üretimini çok daha yukarı seviyelere taşıyacak olması ve İran’ın da piyasaya girmesi ile birlikte önümüzdeki dönemde OPEC içinde üretim miktarının ayarlanması noktasında tartışmanın büyümesi olası görünmektedir. İran ve Irak’ın üretimindeki artışa karşılık hangi ülke veya ülkelerin toplam üretimi stabilize etmek adına hamlede bulunacağı bir soru işareti olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada en büyük aday olarak Suudi Arabistan ön plana çıkmakla birlikte düşen petrol fiyatları ile zaten geliri ciddi anlamda azalan bir ülkenin buna sıcak bakması muhtemel görünmemektedir. Bu durumda OPEC toplam üretimini artırmak durumunda kalacak ve başta ABD ve Rusya olmak üzere, OPEC dışı ülkelerin de üretimlerini artırdığı bir ortamda petrol fiyatları baskı altında kalmaya devam edecektir.

Böyle bir durumda petrol fiyatlarındaki bu aşağı yönlü baskıyı orta vadede kırabilecek iki unsur olarak küresel ekonomik büyümenin hızlanması ve Avrupa ekonomilerinin yeniden bir toparlanma sürecine girerek Avro’nun Dolar karşısında tekrar değer kazanmaya başlaması ön plana çıkmaktadır.

-Öte yandan Çin ekonomisindeki sancılar da artık dünya gündeminde yerini aldı. Çöküşü durdurabilmek ümidi ile Merkez Bankası faiz oranlarını düşürerek, bankaların daha fazla kredi vermesine imkân tanıdı. Aracı kuruluşlara parasal destek sağlanacağı açıklandı ve ülkenin resmi rezerv dışındaki birikimlerini simgeleyen bağımsız varlık fonu aracılığıyla hisse senedi alımına başlandı. Hisse senedi piyasasında buhran bu tedbirlere rağmen sürüyor. Aracı firmalara ve yatırımcılara fon sağlayan Çin bankalarının krize girmesi, ekonomik durgunluk ihtimalini kuvvetlendiriyor. Çin’deki krizin büyümesi yeni bir 2008 krizine neden olur mu sorusuna cevap aranıyor…

-Türkiye’de terörle mücadelenin yeniden gündemin birinci maddesi olması sokaktaki tüketicinin psikolojisini etkilerken ev almayı düşünenler yeni ‘zorunlu’ erteleme psikolojisine girdi. Bunu minimum seviyeye sokacak olan her şeye rağmen hükümet olmayı sürdüren yöneticilerle, patronların vereceği mesajlardır.


Yüklə 37,77 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin