Metodolojinin Örnek Bir Vaka ile İncelenmesi
Fletcher'ın örnek vakalarından bir tanesinin klinik uygulamalarda kullanılan etik metodoloji ile değerlendirilmesi:
Vaka: Plasebo
Bay X, 65 yaşında ordudan emekli bir subaydır. Görev yaptığı yıllarda eğitim ve araştırma sahasında orduda çok başarılı olmuştur. Bay X, safra kesesi taşlan, ameliyat sonrası yapışıklıklar ve barsak darlıklarından dolayı pekçok kez batın ameliyatı geçirmiştir.
Bay X, bir süre sonra bir şekilde çekmekte olduğu kronik ağrılardan dolayı depresyona girdi. Çok kilo kaybetti, genel sağlık durumu kötüleşti ve sosyal geri çekilme başladı (çekmekte olduğu ağrıları kontrol edebilmek için, topluluk içinde garip pozisyonlar almak zorunda olmaktan utanıyordu).
Ağrılarını kontrol edebilmek için, iki yıldan uzun zamandır, günde altı kez Talwin isimli ağrı kesici ilacı kullanmak zorunda kalmıştı, fakat artık cildinde ve kaslarında injeksiyon yapacak yer bulmakta zorlanıyordu (cildi ve kasları çok zarar görmüştü). Ayrıca Talwin, çok uzun süre kullanılırsa bağımlılık yapabilecek bir ilaçtı.
Bay X, ağrılarına rağmen hayatını olabildiğince dolu dolu yaşayabilmenin temel amacı olduğunu ileri sürdü ve gerekli tedaviyi görebilmek için gönüllü olarak bir psikiyatri kliniğine yattı. Klinikte bireysel davranış kontrolü terapilerine, grup terapilerine katılıyordu.
Bay X, kullandığı Talwin'in dozunu günde dört keze kadar indirmeyi başarabildi, fakat ağrılarını kontrol edebilmek için bu dozun mutlaka gerekli olduğu konusunda ısrar ediyordu.
Bir süre sonra, psikiyatristler kendi aralarında konuyu tartıştıktan sonra, zaman içinde ilacı yavaş yavaş, içine artan dozlarda tuzlu su (şaline) karıştırarak, hastaya haber vermeden kesmeye karar verdiler, çünkü bunun hastanın menfaatine olacağını, hastanın bunu talere edebileceğini biliyorlardı ve hasta bunu kendi isteği İle yapabilecek güce sahip değildi.
Bay X'in bulantısı, ishali ve krampları oluyordu ama, o aslında alışkanlık yapmış olan ilacın yoksunluk semptomlarının, klinikteki doktorların kullanmaya başlamış oldukları yeni bir ilaç olan Elavil'den (Amitriptyline) kaynaklandığını zannediyordu. (Doktorlar yeni ilacı yoksunluk semptomlarını hafifletsin diye başlamışlardı).
Kendi kendini kontrol edebilme tekniklerini geliştirdiler ve injeksiyonların aralığını arttırdılar.
Hasta injeksiyonların aralığının arttığını fark etmekle beraber, sadece tuzlu su almakta olduğunun farkında değildi.
Doktorlar kullanmış oldukları bu aldatıcı plasebo tedaviyi, çok etkili olduğu için kullandıklarını savundular ve şöyle dediler:
'Kendimizi.etik olarak başarı şansı çok yüksek olacak bir tedavi uygulamak zorunda hissettik. Uygulamayı durdurmakla, belki biraz daha hastaya karşı açık olabilmenin standardını korumuş olurduk ama hastaya hiçbir faydası olmayabilirdi. Bu hastada etik problemle karşılaşmayacağımız bir seçenek bulamadık.
Dostları ilə paylaş: |